7 Mart’ta kadınlar iş bırakıyor

GÜNDEM 04.03.2025 - 15:13, Güncelleme: 04.03.2025 - 15:13 3157 kez okundu.
 

7 Mart’ta kadınlar iş bırakıyor

DİSK Kadın Komisyonu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde, tüm kadınları 7 Mart’ta iş bırakmaya çağırdı. Düzenlenen basın toplantısında, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Ne iş yapıyorsak, nerede olursak olalım, işimizi bırakıp meydanlarda buluşacağız” dedi. Çerkezoğlu, kadın grevinin taleplerini şu şekilde özetledi:
“Eşit işe eşit ücret birinci talebimiz. İkincisi İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıyoruz; ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin onaylanması için mücadele veriyoruz. Üçüncüsü de görünmeyen emeğimiz dediğimiz bakım yükünün kamusal, sosyal politikalarla kadınların üzerinden alınmasını istiyoruz. Atölyede, plazada, evde, belediyede, hastanede her neredeysek işimizi bırakıyoruz ve 7 Mart’ta greve çıkıyoruz.” Çerkezoğlu’nun konuşmasının ardından DİSK Kadın Komisyonunun basın açıklamasını Komisyon adına Zuhal Kaynak özetle, şöyle okudu: “Kadınlar olarak, emeğimize sahip çıkıyoruz! 2024’ten bu yana toplumsal cinsiyet eşitsizliği katlanarak büyüdü, kadın cinayetleri arttı, hayat pahalılığı ve kadın yoksulluğu durdurulamaz seviyelere çıktı. Kadın işsizliği katlandı. 2025’te ise bir kez daha emeğimizi karşılıksız bırakacak, bizi eve hapsedecek, yoksul bırakacak, şiddete açık hale getirecek politikalara olan ısrardan vazgeçilmedi. Biz kadınlar, 8 Mart’a giderken hayat pahalılığına, düşük ücretlere, güvencesiz istihdam politikalarına ve ayrımcılığa karşı itiraz sesimizi yeniden yükseltiyoruz. Hem çalışma hayatında hem de görünmeyen ev içi emeğimizdeki eşitsizliklere, güvencesizliğe, baskılara, şiddet ve tacize karşı birlikte duruyoruz. Yaptığımız işi, yıkadığımız bulaşığı, çamaşırı bırakıp “FABRİKADAN, ATÖLYEDEN, OFİSTEN, PLAZADAN, BELEDİYEDEN, HASTANEDEN, OKULDAN, EVDEN” çıkıyor; meydanları, sokakları dolduruyoruz! Biz kadınlar yaşadığımız ülkenin gerçeklerini biliyoruz. Hukuk devletinin ve demokrasinin kırıntılarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığı her eleştirinin her tepkinin her itirazın soruşturma konusu haline getirildiği, susturulduğu ve baskı altına alındığı bir ülkede bu çağrıyı yapıyoruz. Kadınlar olarak demokrasinin olmadığı Anayasa’nın bile uygulanmadığı bir ortamda, yaşadığımız sorunların çözümü bir yana daha da ağırlaşacağını çok iyi biliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, hayatın bütünün de olduğu gibi çalışma hayatında da hâlâ sürüyor. DİSK olarak yaklaşık 4 yıldır “Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” mücadelemiz devam ederken bir kez daha gördük ki sadece kadın olduğumuz için erkeklerle eşdeğer işleri yapmamıza karşılık daha düşük ücret alıyoruz. Çalışma hayatında cinsiyet, ırk, ücret ve inanç ayrımcılığına karşı grevdeyiz! Eşit işe eşit ücret istiyoruz! Kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddet artarken, kadına yönelik şiddetle mücadele adı altında cezasızlık politikaları yaygınlaşıyor. Tüm saldırılar karşında kadınlar olarak yaşama hakkımıza sahip çıktığımızı bir kez daha haykırıyoruz. Şiddetle ve tacizle mücadele etmek, eşitlikçi ve şiddetten arınmış çalışma hayatı oluşturmak için 3 yılı aşkın bir süredir mücadelesini yürüttüğümüz ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi hâlâ onaylanmadı. Her alanda şiddet ve tacizi önlemekle yükümlü olan hükümet işyerlerimizde güvende olmamız için derhal ILO 190’ı onaylanmalıdır. Şiddetsiz ve tacizsiz işyerleri istiyoruz! En az 8 saat üretimde düşük ücretler karşılığında, en az 4 saat ise evde ücretsiz ve karşılıksız çalışıyoruz. Bu nedenle ücretli emeğimizde olduğu gibi görünmeyen emeğimiz için de mücadele ediyoruz.   Kadınların üzerindeki bakım yükünü alacak kamusal sosyal politikaların hayata geçirilmesini istiyoruz. Anne desteği değil ebeveyn desteği talep ediyoruz! Gebelik izni değil, ebeveynlik izni istiyoruz! Doğum teşviki değil nitelikli, kamusal, ücretsiz kreş istiyoruz! Bizim için düzenli ve güvenceli istihdam istiyoruz!”
DİSK Kadın Komisyonu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde, tüm kadınları 7 Mart’ta iş bırakmaya çağırdı. Düzenlenen basın toplantısında, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Ne iş yapıyorsak, nerede olursak olalım, işimizi bırakıp meydanlarda buluşacağız” dedi. Çerkezoğlu, kadın grevinin taleplerini şu şekilde özetledi:

“Eşit işe eşit ücret birinci talebimiz. İkincisi İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıyoruz; ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin onaylanması için mücadele veriyoruz. Üçüncüsü de görünmeyen emeğimiz dediğimiz bakım yükünün kamusal, sosyal politikalarla kadınların üzerinden alınmasını istiyoruz. Atölyede, plazada, evde, belediyede, hastanede her neredeysek işimizi bırakıyoruz ve 7 Mart’ta greve çıkıyoruz.”

Çerkezoğlu’nun konuşmasının ardından DİSK Kadın Komisyonunun basın açıklamasını Komisyon adına Zuhal Kaynak özetle, şöyle okudu:
“Kadınlar olarak, emeğimize sahip çıkıyoruz!
2024’ten bu yana toplumsal cinsiyet eşitsizliği katlanarak büyüdü, kadın cinayetleri arttı, hayat pahalılığı ve kadın yoksulluğu durdurulamaz seviyelere çıktı. Kadın işsizliği katlandı. 2025’te ise bir kez daha emeğimizi karşılıksız bırakacak, bizi eve hapsedecek, yoksul bırakacak, şiddete açık hale getirecek politikalara olan ısrardan vazgeçilmedi. Biz kadınlar, 8 Mart’a giderken hayat pahalılığına, düşük ücretlere, güvencesiz istihdam politikalarına ve ayrımcılığa karşı itiraz sesimizi yeniden yükseltiyoruz. Hem çalışma hayatında hem de görünmeyen ev içi emeğimizdeki eşitsizliklere, güvencesizliğe, baskılara, şiddet ve tacize karşı birlikte duruyoruz. Yaptığımız işi, yıkadığımız bulaşığı, çamaşırı bırakıp “FABRİKADAN, ATÖLYEDEN, OFİSTEN, PLAZADAN, BELEDİYEDEN, HASTANEDEN, OKULDAN, EVDEN” çıkıyor; meydanları, sokakları dolduruyoruz!
Biz kadınlar yaşadığımız ülkenin gerçeklerini biliyoruz. Hukuk devletinin ve demokrasinin kırıntılarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığı her eleştirinin her tepkinin her itirazın soruşturma konusu haline getirildiği, susturulduğu ve baskı altına alındığı bir ülkede bu çağrıyı yapıyoruz. Kadınlar olarak demokrasinin olmadığı Anayasa’nın bile uygulanmadığı bir ortamda, yaşadığımız sorunların çözümü bir yana daha da ağırlaşacağını çok iyi biliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, hayatın bütünün de olduğu gibi çalışma hayatında da hâlâ sürüyor. DİSK olarak yaklaşık 4 yıldır “Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” mücadelemiz devam ederken bir kez daha gördük ki sadece kadın olduğumuz için erkeklerle eşdeğer işleri yapmamıza karşılık daha düşük ücret alıyoruz. Çalışma hayatında cinsiyet, ırk, ücret ve inanç ayrımcılığına karşı grevdeyiz! Eşit işe eşit ücret istiyoruz!
Kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddet artarken, kadına yönelik şiddetle mücadele adı altında cezasızlık politikaları yaygınlaşıyor. Tüm saldırılar karşında kadınlar olarak yaşama hakkımıza sahip çıktığımızı bir kez daha haykırıyoruz. Şiddetle ve tacizle mücadele etmek, eşitlikçi ve şiddetten arınmış çalışma hayatı oluşturmak için 3 yılı aşkın bir süredir mücadelesini yürüttüğümüz ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi hâlâ onaylanmadı. Her alanda şiddet ve tacizi önlemekle yükümlü olan hükümet işyerlerimizde güvende olmamız için derhal ILO 190’ı onaylanmalıdır. Şiddetsiz ve tacizsiz işyerleri istiyoruz! En az 8 saat üretimde düşük ücretler karşılığında, en az 4 saat ise evde ücretsiz ve karşılıksız çalışıyoruz. Bu nedenle ücretli emeğimizde olduğu gibi görünmeyen emeğimiz için de mücadele ediyoruz.

 

Kadınların üzerindeki bakım yükünü alacak kamusal sosyal politikaların hayata geçirilmesini istiyoruz. Anne desteği değil ebeveyn desteği talep ediyoruz! Gebelik izni değil, ebeveynlik izni istiyoruz! Doğum teşviki değil nitelikli, kamusal, ücretsiz kreş istiyoruz! Bizim için düzenli ve güvenceli istihdam istiyoruz!”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.