Adana’nın tüm sorunları ve çözüm önerileri bu raporda
Adana’nın tüm sorunları ve çözüm önerileri bu raporda
Çiftçi, eğitimci ve işadamı CHP’li Yılmaz Yalçınkaya, “Kent Kültürü-Kent Planlaması ve Kent Yaşamı” dosyası hazırladı. Murat Karayalçın’ın SHP Genel Başkanlığı döneminde kurucu il başkanlığı yapan Yalçınkaya’nın, uzun bir araştırma sonrasında hazırladığı “Kent Kültürü-Kent Planlaması ve Kent Yaşamı” konulu dosyasında kent tanımı, kentle ilgili ana sorunlar, sağlıklı kent için temel konular,kent planlaması gibi konulara geniş şekilde yer veriliyor.
ÇARPIK VE PLANSIZ KENT
Metropolleşme, kırsaldan kente hızlı nüfus artışları ile kentli haklarına da yer verilen araştırmada Adana’nın da çarpık, plansız bir kent olduğuna, kentlilerin, şehrin birçok olanaklarından yararlanamadığına dikkat çekiliyor.
Adana’nın birçok sorununa da yer verilen raporda şu tespitler de dikkat çekiyor:
“Ödenebilir koşullarda nitelikli, sağlıklı konut yapımının ve sunumunun çok az oluşu, gecekondulaşma ekonomik sosyal kültürel sorunların çözülmesi, kent içinde kültürel çatışmaların çoğalması, kent kültürünün yerleşmemesi yüzünden suça eğilimli insanların çoğalması sonucunu doğurmuştur. Kente gelenlerin kentle bütünleşme, kent kültürüne uyum sağlama, kendini dışlanmış hmek, kendini kentin bir parçası saymama olgusu çoğalmıştır. Gençler arasında büyük oranda işsizlik sorunu çözümlenemedi. Kentte yaşayıp, kentte yabancılaşma arttı. Suç ve şiddet içeren ilişkiler kentimizde artmış, suç oranı yükselmiş özellikle gençler arasında suç örgütlenmeleri sayısı artmıştır.”
Tarım ve endüstri sektörleri arasında koordinasyon ve dengesizliğin Adana’da giderilemediğine dikkat çeken araştırmada şu bilgilere yer verildi:
“Kent içindeki ve kırsalda bölgeler arasında dengesizlik farkı giderilmemiştir. Kentle ilgili ana sorunlara gelince; Niteliksiz, fiziksel çevresel, kentsel yoksulluk başta olmak üzere tarihi dokunun korunmayışı ve tahribi, aşırı trafik yoğunluğu ve park sorunu, havanın ve toprağın aşırı kirlenmesi, ekolojik ortamın hızla kirletilmesi ve yok edilmesi, yetersiz, adaletsiz hizmet sunumu, düzensiz, plansız, çağdaş olmayan ranta dayalı çarpık şehirleşme ve büyüme, kent merkezinin tahribi ve daraltılması, rekreasyon alanlarının ranta tercih edilerek yok edilmesi, ekolojik, mimari kültürün yok sayılması… Sağlıklı kentler için ekolojik değerler, kültürel değerler mutlaka korunmalıdır. Kentte yaşayan her insanın insanca yaşam hakkı güvence altına alınmalı. Özellikle dar gelirli vatandaşlarımızın ödeme gücüne göre konut üretimi kesinlikle yapılmalı. Kente yatırım çekilmesi, kent yaşamında önemli faktörlerden birisidir. Yolsuzluğun ve yoksulluğun mutlaka önlenmesi gerekmektedir. Kentteki gelecek kuşaklara sağlıklı kent ortamı bırakılması, bu konuda her türlü tedbirin alınması şarttır. Ayrıca Adana’nın coğrafi ve kültürel ve ekonomik olarak nitelikleri üst düzeydedir. Şehrin ortasından Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin geçmesi büyük bir şanstır. Adana’yı ülkemizde ve dünyada parmakla gösterilen bir kent haline getirmek hiç de zor değil. Özellikle kentin içinden geçen Seyhan nehrinin ve baraj gölümüzün kirletilmemesi için azami dikkat gösterilmesi gerekir. Adana coğrafyasında ekonomik, endüstriyel, iklimsel, topraksal alanda çok kıymetli verilere sahiptir.”
SUÇ ÖRGÜTLERİ
Suç örgütlerine de dikkat çekilen araştırmanın bir bölümünde, “Son dönemlerde insan yaşamını tehdit eden suç örgütleri hızla çoğalmaktadır. Özellikle çocuklar bu konuda korumasızdır. Devletin ortak kurumlar ile çalışarak mutlaka suç örgütlerinin önüne geçilmeli, gelişmeleri durdurulmalıdır. Yerel yönetimlere düşen görev ise kötü imar uygulamalarına geçit vermemeli, gecekondulaşma ve gettolaşmaya müsaade edilmemeli, ranta dayalı imar uygulamalarına asla izin verilmemeli, kamu yararı gözetilmeksizin ana bütünlükten uzak imar planlarına engel olunmalı. Bazı rantçıların çıkarına uygun lokal uygulamalara asla izin verilmemeli. Bu yoksulluk getirir, eğitimsizlik getirir, mesleksizlik getirir, emeğe saygısızlık getirir. Kentimize gelen insanlara hiç ayrımcılık yapılmamalı. Herkesin bütünleşmesi için özen gösterilmeli. Kent yaşamının ayrılmaz bir parçası olan peyzaj çalışmalarına önem verilmeli. Kente özgün bitki örtüsü ile proje geliştirilmeli, ulaşım, iletişim, altyapı, modeli kentin yapı ve talebine uygun geliştirilmelidir. Kentin güvenliği için vatandaşların güvenlik güçlerine gönüllü destek verme bilinci geliştirilmelidir.”
Araştırmada, Büyükşehir belediye başkan aday adayı olanların ise kent merkezi dışındaki ilçeler ile ilgili politika, köylerle ilgili politika ve çözüm yollarını üretmesi gerektiğine de yer veriliyor.
Araştırmada, kent içinde kültürel çatışmaların çoğaldığı, kent kültürüne uyum sağlama sorunu, kendini dışlanmış hme, kendini kentin bir parçası saymama olgusunun çoğaldığı belirtiliyor ve şu bilgilere yer veriliyor:
“Gençler arasında büyük oranda işsizlik sorunu çözümlenemedi. Suç oranı yükseldi. Endüstri sektörleri arasında koordinasyon ve dengesizlik kentimizde giderilememiştir. Gelecek kuşaklara sağlıklı kent ortamı bırakılması, bu konuda her türlü tedbirin alınması ve sağlıklı kent için içilebilir su, insan sağlığına zarar vermeyen gıda, doğayı kirletmeyen enerji, herkesin ulaşabileceği sağlık hizmeti olmazsa olmazdır. Kent planlaması, kent planlamacıları, kent sosyologları, kentin ekonomik dinamikleri, kent mimarları, kentin altyapı ve üstyapı planlayıcıları ile kent temsilcileri ile birlikte çalışarak planlanması gerekiyor”
KENT TANIMI
Rapor kent tanımıyla başlıyor. Yılmaz Yalçınkaya’nın hazırladığı rapordaki kent tanımı şöyle: “İnsanın onuru, hoşgörünün en yüksek seviyesi, barış, adalet, eşitlik, özgürlük değerlerinin insana, tüm yurttaşlarımızın erişebildiği saydığımız değerlere, yoksulluğun, ayrımcılığın ortadan kaldırıldığı, zayıfın korunduğu, toplumsal adaletin gerçekleştirildiği, şeffaf yönetim anlayışının, demokrasinin en yüksek seviyede uygulandığı yaşam alanına kent denir. Bu değerleri özümseyen kişilere de kentli ya da kenttaş denir.”
Kentlerin ortaya çıkışı, artı ürün ile ilişkisine de yer verilen araştırmada, kentin başka tanımına şu şekilde yer veriliyor: “Uygarlığın beşiği ve geliştiği, endüstriyel, sanayi ve bilimsel merkezi, emeğin toplu üretim araçları ile yeniden üretildiği, insanların belli coğrafyada yoğunlaştığı, ekonomik, sosyal, sınıfsal, etnik, siyasal çok sayıda yoğun konut olan, çok sayıda insanın yaşadığı coğrafi merkez olarak tanımlanır.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.