Aladağlı aileler “adalet” bekliyor!

GÜNDEM 30.03.2022 - 20:29, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:20 3679+ kez okundu.
 

Aladağlı aileler “adalet” bekliyor!

Adana’nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016'daki öğrenci yurdu yangınında hayatını kaybeden 11’i öğrenci 12 kişinin ölümüyle ilgili aileler ve Sosyal Haklar Derneği’nin mücadelesi sürüyor.    Sosyal Haklar Derneği Adana Temsilcisi Özlem Dündar, Aladağ öncesinde ve sonrasında tarikat yurtlarında pek çok olay meydana geldiğini anımsatarak, ancak hiçbirinin Aladağ kadar kamuoyu gündeminde yer almadığın kaydetti. Dündar, “Bunda başta ailelerin ısrarlı takibi, adalet için mücadele etmeleri ve avukatların özverili çalışmaları etkili oldu. Bu nedenle benzer davalarda olmadığı kadar bilgi ve belgeye ulaşmış olduk. Tarikat yurtlarının günlük işleyişini, dernekle olan ilişkisini ve arka planda yaşananları Aladağ davasının dosyasına giren belgelerden biliyoruz.” dedi.  Dündar, Aladağ'daki yatılı devlet yurdunun depreme dayanıksız olduğu bahanesiyle yıkıldığını anımsatarak, “Daha önce sorduk bir kez daha soruyoruz; devlet yurdunun depreme dayanıksız olduğunu gösteren bilimsel rapor nerede?” ifadelerini kullandı. Adana valiliğine bağlı il koordinasyon kurulu kararları gereğince devlet yurdu yıkıldıktan sonra o yurtta kalan çocukların en yakın devlet yurduna, yani Kozan'a, yerleştirilmeleri gerektiğini kaydeden Dündar, “Bu karar neden ailelere bildirilmedi, neden saklandı?” diye sordu. Dündar, şunları kaydetti: “11 çocuğumuzun yanarak öldüğü yurt binası mahkeme keşfi yapılmadan yıkıldı. Orada artık bir bina yok ama bizler yangından sağ kurtulan çocukların anlatımlarından yangın öncesi ve yangın anında orada neler yaşandığını biliyoruz. Sadece çocukların dosyaya yansıyan ifadelerinden değil, bilirkişi raporlarından, denetim raporlarından, resmi yazışmalardan, tanık ifadelerinden de biliyoruz. Aladağ’da 12 kişiye mezar olan yurdu, daha ilk duruşma gerçekleşmeden yıkarak kalan delilleri de kaybettirdiler. Böylece yargılama devam ederken mahkemenin yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmasının da önüne geçtiler. Yurdun yıkılmasıyla Cumhuriyet tarihinin en büyük delil karartması gerçekleşti. Aladağ’da yaşanan yurt yangını olayını araştırmak üzere TBMM’de temsil edilen 4 partinin ortak önergesiyle, 01.12.2016 tarihinde araştırma komisyonu kuruldu. Araştırma Komisyonu ön raporunu 28 Temmuz 2017’de meclis başkanlığına sundu. Komisyonun CHP, HDP ve MHP’li üyeleri raporu şerh düştüler. Rapor TBMM'de görüşülmedi. Aladağ davasında yerel mahkemenin verdiği karar benzer davalarda verilen kararlardan daha yüksek olmasına rağmen gerçek bir adalet sağlanamamıştır. Bugün tutuklu hiç bir sanık bulunmamaktadır. Kamuoyunda "Çakıcı affı" olarak bilinen afla serbest bırakılmışlardır.  Bizler Sosyal Haklar Derneği olarak yangın gecesinden bu yana ailelerle birlikte gerçek bir adaletin sağlanması için mücadele ediyoruz. Her duruşma öncesi ailelerle birlikte açtığımız pankartta "Adalet mücadelemiz başka canlar yanmasın diyedir. Aladağ'ı unutma unutturma" yazıyor. Eğer Aladağ davasında gerçek bir adalet sağlanmış olsaydı bu gün yaşadığımız tarikat yurtlarında çocuklara dayak, taciz ve intihar vakaları yaşanmayacaktı. 12 yurttaşımızın ölmesine neden olan ihmaller zincirinde yer alanlar hak ettikleri cezayı almadıkları, gerçek bir adalet sağlanmadığı sürece Aladağ yanmaya devam edecektir.”

Adana’nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016'daki öğrenci yurdu yangınında hayatını kaybeden 11’i öğrenci 12 kişinin ölümüyle ilgili aileler ve Sosyal Haklar Derneği’nin mücadelesi sürüyor. 

 

Sosyal Haklar Derneği Adana Temsilcisi Özlem Dündar, Aladağ öncesinde ve sonrasında tarikat yurtlarında pek çok olay meydana geldiğini anımsatarak, ancak hiçbirinin Aladağ kadar kamuoyu gündeminde yer almadığın kaydetti. Dündar, “Bunda başta ailelerin ısrarlı takibi, adalet için mücadele etmeleri ve avukatların özverili çalışmaları etkili oldu. Bu nedenle benzer davalarda olmadığı kadar bilgi ve belgeye ulaşmış olduk. Tarikat yurtlarının günlük işleyişini, dernekle olan ilişkisini ve arka planda yaşananları Aladağ davasının dosyasına giren belgelerden biliyoruz.” dedi. 


Dündar, Aladağ'daki yatılı devlet yurdunun depreme dayanıksız olduğu bahanesiyle yıkıldığını anımsatarak, “Daha önce sorduk bir kez daha soruyoruz; devlet yurdunun depreme dayanıksız olduğunu gösteren bilimsel rapor nerede?” ifadelerini kullandı. Adana valiliğine bağlı il koordinasyon kurulu kararları gereğince devlet yurdu yıkıldıktan sonra o yurtta kalan çocukların en yakın devlet yurduna, yani Kozan'a, yerleştirilmeleri gerektiğini kaydeden Dündar, “Bu karar neden ailelere bildirilmedi, neden saklandı?” diye sordu.

Dündar, şunları kaydetti:

“11 çocuğumuzun yanarak öldüğü yurt binası mahkeme keşfi yapılmadan yıkıldı. Orada artık bir bina yok ama bizler yangından sağ kurtulan çocukların anlatımlarından yangın öncesi ve yangın anında orada neler yaşandığını biliyoruz. Sadece çocukların dosyaya yansıyan ifadelerinden değil, bilirkişi raporlarından, denetim raporlarından, resmi yazışmalardan, tanık ifadelerinden de biliyoruz. Aladağ’da 12 kişiye mezar olan yurdu, daha ilk duruşma gerçekleşmeden yıkarak kalan delilleri de kaybettirdiler. Böylece yargılama devam ederken mahkemenin yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmasının da önüne geçtiler. Yurdun yıkılmasıyla Cumhuriyet tarihinin en büyük delil karartması gerçekleşti. Aladağ’da yaşanan yurt yangını olayını araştırmak üzere TBMM’de temsil edilen 4 partinin ortak önergesiyle, 01.12.2016 tarihinde araştırma komisyonu kuruldu. Araştırma Komisyonu ön raporunu 28 Temmuz 2017’de meclis başkanlığına sundu. Komisyonun CHP, HDP ve MHP’li üyeleri raporu şerh düştüler. Rapor TBMM'de görüşülmedi. Aladağ davasında yerel mahkemenin verdiği karar benzer davalarda verilen kararlardan daha yüksek olmasına rağmen gerçek bir adalet sağlanamamıştır. Bugün tutuklu hiç bir sanık bulunmamaktadır. Kamuoyunda "Çakıcı affı" olarak bilinen afla serbest bırakılmışlardır.  Bizler Sosyal Haklar Derneği olarak yangın gecesinden bu yana ailelerle birlikte gerçek bir adaletin sağlanması için mücadele ediyoruz. Her duruşma öncesi ailelerle birlikte açtığımız pankartta "Adalet mücadelemiz başka canlar yanmasın diyedir. Aladağ'ı unutma unutturma" yazıyor. Eğer Aladağ davasında gerçek bir adalet sağlanmış olsaydı bu gün yaşadığımız tarikat yurtlarında çocuklara dayak, taciz ve intihar vakaları yaşanmayacaktı. 12 yurttaşımızın ölmesine neden olan ihmaller zincirinde yer alanlar hak ettikleri cezayı almadıkları, gerçek bir adalet sağlanmadığı sürece Aladağ yanmaya devam edecektir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.