Barajlar: Sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı

GÜNDEM 29.05.2025 - 14:49, Güncelleme: 29.05.2025 - 14:49 2957 kez okundu.
 

Barajlar: Sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı

2024 yılında Türkiye’de üretilen elektrik enerjisinin yüzde 21,5’inin suyun güçlü ve temiz enerjisini ülke ekonomisine kazandıran hidroelektrik santrallerinden elde edildiği bildirildi. Aynı yıl hidroelektrik santrallerden elde edilen elektrik enerjisinin yüzde 76,4’nün Barajlı HES’lerde, yüzde 23,6’sının ise nehir tipi santrallerde üretilerek bu temiz enerji üretimi sayesinde atmosfere salınacak karbondioksitten 41 milyon tonluk azaltım sağlandığı vurgulandı.
Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde “Barajlar ve Baraj Gölleri Günü” nedeniyle baraj ve baraj göllerinin önemi hakkında şu bilgiler verildi. “Barajlar içme, kullanma ve sulama suyu gibi temel ihtiyaçların karşılanması yanında temiz enerji üretimi ve iklim değişikliği ile mücadeleye sağladığı katkı bakımından vazgeçilmez tesisler olarak ekonomik, sosyal ve çevresel birçok faydayı insanlığın hizmetine sunmaktadır. Barajlar ve Baraj Gölleri Günü, ilk kez 2024 yılında kutlanmaya başlanmış olup, Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonunun (ICOLD) Avrupa Komitesi (EurCOLD) tarafından her yıl mayıs ayının ikinci yarısında gerçekleştirilen bir farkındalık etkinliğidir. 2025 yılı etkinlik tarihi olarak 28 Mayıs belirlenmiştir. Barajlar ve Baraj Gölleri Günü, küresel ısınma ve iklim değişikliği sebebiyle önemi daha da artan su kaynaklarına ve artan su taleplerinin karşılanması bakımından barajların önemine dikkat çekmek; baraj ve baraj göllerinin sosyal, ekonomik ve çevresel faydalarına yönelik farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenmektedir. Her yıl belirlenen bir tema vurgusu ile kutlanması planlanan “Barajlar ve Baraj Gölleri Günü”nün bu yıl ki teması “Avrupa için Su ve Enerji Güvenliği” olarak seçilmiştir. Barajlar yağışlı dönemlerde biriktirdiği suyu, kurak dönemlerde vatandaşların ve tüm sektörlerin hizmetine sunan kritik öneme sahip su yapılarıdır. İçme suyu temininden tarımsal sulamaya, hidroelektrik enerji üretiminden taşkın kontrolüne, su ürünleri yetiştiriciliğinden ulaşım ve taşımacılığa, güneş enerjisi üretiminden turizm ve su sporlarına kadar geniş bir yelpazede ekonomik, sosyal ve çevresel faydalar üreten depolama tesisleri, kuraklığın hüküm sürdüğü dönemlerde vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanmasına ve üretim faaliyetlerinin kesintiye uğramadan devam etmesine imkân sağlamaktadır. Havza özelliklerine göre planlanan su depolama tesisleri, tüm sistemin sigortası olarak su çevriminin en önemli halkasını teşkil etmektedir. Barajlar hem kuraklık hem de taşkın gibi ekstrem hidrolojik olaylar karşısında toplumsal ve ekonomik direnci artıran hayati altyapı tesisleridir. Türkiye’nin Baraj Mühendisliği Alanında Saygın Bir Yeri Var Türkiye gerek Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) eliyle gerekse özel sektör tarafından inşa ettiği barajlar ile dünyada bu alanda saygın ve güçlü bir konumda bulunmaktadır. Ülkemizde farklı gövde tiplerinde ve farklı boyutlarda yüzlerce baraj inşa edilmiştir. Bu barajlar arasında dolgu hacmi, yükseklik, rezervuar kapasitesi ve kret uzunluğu gibi teknik karakteristikler bakımından dünya sıralamalarında üst noktalarda yer alan çok sayıda baraj bulunmaktadır. Ülkemizin yükseklik ve kret uzunluğu hariç diğer bütün alanlarda en büyük barajı olan Atatürk Barajı; kurulu güç, dolgu hacmi, rezervuar kapasitesi bakımından Avrupa’nın en büyük barajı ve hidroelektrik santralidir. Bu abidevi eser dolgu hacmi bakımından dünya sıralamasında da altıncı sırada yer almaktadır. Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES ise ön yüzü beton kaplı kaya dolgu barajlar arasında; dolgu hacmi, kret uzunluğu ve beton yüzey alanı bakımından dünyanın en büyüğüdür. Cumhuriyetimizin 100. yılında enerji üretimine başlayan Yusufeli Barajı ve HES ise çift eğrilikli beton kemer gövde kategorisinde 275 metre yüksekliği ile dünya sıralamasında beşinci sırada yer alarak ülkemizin övünç kaynağı barajlardan biri olmuştur. Yine Deriner, Ermenek, Çine Adnan Menderes, Yukarı Kaleköy gibi barajlar gerek yapım teknikleri gerekse sahip oldukları karakteristik özellikler çerçevesinde uluslararası alanda ses getiren tesisler olmuştur. Ülkemizde 2024 yılı sonuna kadar 1802 adet depolama tesisi (baraj, gölet, bent) hizmete alınarak 183,4 milyar metreküplük su depolama kapasitesi geliştirilmiştir. Bu su kütlesi; Ankara, Konya, Aksaray, Kırıkkale, Kırşehir ve Nevşehir illerimizin toplam yüzölçümüne eşit bir alanda, iki metre yüksekliğinde bir göl oluşturabilecek hacme sahiptir. Bu dev su kütlesi, kurak periyotlarda ülkemizin en büyük güvencesi olmaktadır. İklim Değişikliğine Karşı Stratejik Altyapılar Barajlar; iklim değişikliği ile birlikte sıklığı, şiddeti ve etkinlik alanı artan taşkın ve kuraklık gibi suya bağlı afetlerin yönetilmesinde ve en az zararla atlatılmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de daha sık karşılaşmaya başladığımız kurak dönemler, barajlarımızda depolanan sular sayesinde tarımsal sulamada ciddi bir sıkıntı oluşmadan yönetilebilmiştir. Yine aynı şekilde bu kurak periyotlarda hiçbir şehrimizde kayda değer bir içme ve kullanma suyu sıkıntısı baş göstermemiştir.    Barajlar temiz enerji üretimi ile de iklim değişikliğine sebep olan karbon salınımının azaltılmasına katkı vermektedir. 2024 yılında ülkemizde üretilen elektrik enerjisinin %21,5’i, suyun güçlü ve temiz enerjisini ülke ekonomisine kazandıran hidroelektrik santrallerden elde edilmiştir. 2024 yılında hidroelektrik santrallerden elde edilen elektrik enerjisinin, %76,4’ü Barajlı HES’lerde, %23,6’sı ise nehir tipi santrallerde üretilmiştir. Bu temiz enerji üretimi sayesinde atmosfere salınacak karbondioksitten 41 milyon tonluk azaltım sağlanmıştır. Öte yandan Barajlı HES’ler rezervuarlarında biriktirdikleri su ile aynı zamanda potansiyel enerjiyi de depolamak gibi kendisini diğer santrallerden ayıran benzersiz bir özelliğe de sahiptir. İhtiyaç anında rezervuarda depolanan su süratle elektrik enerjisine dönüştürülerek ani ve pik elektrik talepleri karşılanabilmektedir. DSİ, baraj göllerinin çok amaçlı kullanımı çerçevesinde tesis ettiği yüzer güneş enerjisi sistemleri (Yüzer GES) ile hidroelektrik enerji üretiminin yanı sıra güneş enerjisi üretimine de başlamıştır. Bu kapsamda 2024 yılında Keban Barajı rezervuar yüzey alanında ülkemizin ilk yüzer GES’i işletmeye alınmıştır. Yüzer GES’ler sayesinde hem temiz enerji üretimine katkı sağlanacak hem de baraj göllerinde buharlaşmadan kaynaklanan su kayıpları azaltılacaktır. Göçmen Kuşlar İçin Yeni Yaşam Alanları Barajlar, Uluslararası Ramsar Sözleşmesince benimsenen 42 tip sulak alan sınıflandırmasında yer alan yapay sulak alanlardan sayılmaktadır. Baraj gölleri uzun bir zaman sürecinde tabii hayatın daha elverişli şartlara kavuşmasını ve gelişmesini sağlayan sulak alanlar haline dönüşmektedir. Ülkemizde başta Atatürk Barajı olmak üzere Keban, Hirfanlı, Sarıyar, Yedikır ve Karakaya Baraj gölleri biyolojik çeşitliliğin yaşandığı ve göçmen kuşların konakladığı sulak alanlara dönüşmüştür. Son yıllarda inşa edilen Hatay Reyhanlı Barajı ve Kars Barajı da göçmen kuşların konaklama, barınma, beslenme ve üreme alanları haline gelmiştir. Öte yandan barajlarımız doğal sulak alanlarda su seviyesinde meydana gelen düşüşleri telafi etmek maksadıyla yapılan su takviyelerine kaynaklık etmektedir. Derebucak Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajı’nda depolanan sular Gembos Derivasyonu ile kurak dönemlerde Beyşehir Gölü’ne aktarılarak su seviyesinin düşmesi engellenmekte ve canlı yaşamın devamlılığına katkı sağlanmaktadır”
2024 yılında Türkiye’de üretilen elektrik enerjisinin yüzde 21,5’inin suyun güçlü ve temiz enerjisini ülke ekonomisine kazandıran hidroelektrik santrallerinden elde edildiği bildirildi. Aynı yıl hidroelektrik santrallerden elde edilen elektrik enerjisinin yüzde 76,4’nün Barajlı HES’lerde, yüzde 23,6’sının ise nehir tipi santrallerde üretilerek bu temiz enerji üretimi sayesinde atmosfere salınacak karbondioksitten 41 milyon tonluk azaltım sağlandığı vurgulandı.

Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde “Barajlar ve Baraj Gölleri Günü” nedeniyle baraj ve baraj göllerinin önemi hakkında şu bilgiler verildi.
“Barajlar içme, kullanma ve sulama suyu gibi temel ihtiyaçların karşılanması yanında temiz enerji üretimi ve iklim değişikliği ile mücadeleye sağladığı katkı bakımından vazgeçilmez tesisler olarak ekonomik, sosyal ve çevresel birçok faydayı insanlığın hizmetine sunmaktadır. Barajlar ve Baraj Gölleri Günü, ilk kez 2024 yılında kutlanmaya başlanmış olup, Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonunun (ICOLD) Avrupa Komitesi (EurCOLD) tarafından her yıl mayıs ayının ikinci yarısında gerçekleştirilen bir farkındalık etkinliğidir. 2025 yılı etkinlik tarihi olarak 28 Mayıs belirlenmiştir.
Barajlar ve Baraj Gölleri Günü, küresel ısınma ve iklim değişikliği sebebiyle önemi daha da artan su kaynaklarına ve artan su taleplerinin karşılanması bakımından barajların önemine dikkat çekmek; baraj ve baraj göllerinin sosyal, ekonomik ve çevresel faydalarına yönelik farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenmektedir. Her yıl belirlenen bir tema vurgusu ile kutlanması planlanan “Barajlar ve Baraj Gölleri Günü”nün bu yıl ki teması “Avrupa için Su ve Enerji Güvenliği” olarak seçilmiştir.
Barajlar yağışlı dönemlerde biriktirdiği suyu, kurak dönemlerde vatandaşların ve tüm sektörlerin hizmetine sunan kritik öneme sahip su yapılarıdır. İçme suyu temininden tarımsal sulamaya, hidroelektrik enerji üretiminden taşkın kontrolüne, su ürünleri yetiştiriciliğinden ulaşım ve taşımacılığa, güneş enerjisi üretiminden turizm ve su sporlarına kadar geniş bir yelpazede ekonomik, sosyal ve çevresel faydalar üreten depolama tesisleri, kuraklığın hüküm sürdüğü dönemlerde vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanmasına ve üretim faaliyetlerinin kesintiye uğramadan devam etmesine imkân sağlamaktadır.
Havza özelliklerine göre planlanan su depolama tesisleri, tüm sistemin sigortası olarak su çevriminin en önemli halkasını teşkil etmektedir. Barajlar hem kuraklık hem de taşkın gibi ekstrem hidrolojik olaylar karşısında toplumsal ve ekonomik direnci artıran hayati altyapı tesisleridir.
Türkiye’nin Baraj Mühendisliği Alanında Saygın Bir Yeri Var
Türkiye gerek Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) eliyle gerekse özel sektör tarafından inşa ettiği barajlar ile dünyada bu alanda saygın ve güçlü bir konumda bulunmaktadır. Ülkemizde farklı gövde tiplerinde ve farklı boyutlarda yüzlerce baraj inşa edilmiştir. Bu barajlar arasında dolgu hacmi, yükseklik, rezervuar kapasitesi ve kret uzunluğu gibi teknik karakteristikler bakımından dünya sıralamalarında üst noktalarda yer alan çok sayıda baraj bulunmaktadır. Ülkemizin yükseklik ve kret uzunluğu hariç diğer bütün alanlarda en büyük barajı olan Atatürk Barajı; kurulu güç, dolgu hacmi, rezervuar kapasitesi bakımından Avrupa’nın en büyük barajı ve hidroelektrik santralidir. Bu abidevi eser dolgu hacmi bakımından dünya sıralamasında da altıncı sırada yer almaktadır.
Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES ise ön yüzü beton kaplı kaya dolgu barajlar arasında; dolgu hacmi, kret uzunluğu ve beton yüzey alanı bakımından dünyanın en büyüğüdür. Cumhuriyetimizin 100. yılında enerji üretimine başlayan Yusufeli Barajı ve HES ise çift eğrilikli beton kemer gövde kategorisinde 275 metre yüksekliği ile dünya sıralamasında beşinci sırada yer alarak ülkemizin övünç kaynağı barajlardan biri olmuştur. Yine Deriner, Ermenek, Çine Adnan Menderes, Yukarı Kaleköy gibi barajlar gerek yapım teknikleri gerekse sahip oldukları karakteristik özellikler çerçevesinde uluslararası alanda ses getiren tesisler olmuştur.
Ülkemizde 2024 yılı sonuna kadar 1802 adet depolama tesisi (baraj, gölet, bent) hizmete alınarak 183,4 milyar metreküplük su depolama kapasitesi geliştirilmiştir. Bu su kütlesi; Ankara, Konya, Aksaray, Kırıkkale, Kırşehir ve Nevşehir illerimizin toplam yüzölçümüne eşit bir alanda, iki metre yüksekliğinde bir göl oluşturabilecek hacme sahiptir. Bu dev su kütlesi, kurak periyotlarda ülkemizin en büyük güvencesi olmaktadır.
İklim Değişikliğine Karşı Stratejik Altyapılar
Barajlar; iklim değişikliği ile birlikte sıklığı, şiddeti ve etkinlik alanı artan taşkın ve kuraklık gibi suya bağlı afetlerin yönetilmesinde ve en az zararla atlatılmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de daha sık karşılaşmaya başladığımız kurak dönemler, barajlarımızda depolanan sular sayesinde tarımsal sulamada ciddi bir sıkıntı oluşmadan yönetilebilmiştir. Yine aynı şekilde bu kurak periyotlarda hiçbir şehrimizde kayda değer bir içme ve kullanma suyu sıkıntısı baş göstermemiştir.   
Barajlar temiz enerji üretimi ile de iklim değişikliğine sebep olan karbon salınımının azaltılmasına katkı vermektedir. 2024 yılında ülkemizde üretilen elektrik enerjisinin %21,5’i, suyun güçlü ve temiz enerjisini ülke ekonomisine kazandıran hidroelektrik santrallerden elde edilmiştir. 2024 yılında hidroelektrik santrallerden elde edilen elektrik enerjisinin, %76,4’ü Barajlı HES’lerde, %23,6’sı ise nehir tipi santrallerde üretilmiştir. Bu temiz enerji üretimi sayesinde atmosfere salınacak karbondioksitten 41 milyon tonluk azaltım sağlanmıştır.
Öte yandan Barajlı HES’ler rezervuarlarında biriktirdikleri su ile aynı zamanda potansiyel enerjiyi de depolamak gibi kendisini diğer santrallerden ayıran benzersiz bir özelliğe de sahiptir. İhtiyaç anında rezervuarda depolanan su süratle elektrik enerjisine dönüştürülerek ani ve pik elektrik talepleri karşılanabilmektedir.
DSİ, baraj göllerinin çok amaçlı kullanımı çerçevesinde tesis ettiği yüzer güneş enerjisi sistemleri (Yüzer GES) ile hidroelektrik enerji üretiminin yanı sıra güneş enerjisi üretimine de başlamıştır. Bu kapsamda 2024 yılında Keban Barajı rezervuar yüzey alanında ülkemizin ilk yüzer GES’i işletmeye alınmıştır. Yüzer GES’ler sayesinde hem temiz enerji üretimine katkı sağlanacak hem de baraj göllerinde buharlaşmadan kaynaklanan su kayıpları azaltılacaktır.
Göçmen Kuşlar İçin Yeni Yaşam Alanları
Barajlar, Uluslararası Ramsar Sözleşmesince benimsenen 42 tip sulak alan sınıflandırmasında yer alan yapay sulak alanlardan sayılmaktadır. Baraj gölleri uzun bir zaman sürecinde tabii hayatın daha elverişli şartlara kavuşmasını ve gelişmesini sağlayan sulak alanlar haline dönüşmektedir. Ülkemizde başta Atatürk Barajı olmak üzere Keban, Hirfanlı, Sarıyar, Yedikır ve Karakaya Baraj gölleri biyolojik çeşitliliğin yaşandığı ve göçmen kuşların konakladığı sulak alanlara dönüşmüştür. Son yıllarda inşa edilen Hatay Reyhanlı Barajı ve Kars Barajı da göçmen kuşların konaklama, barınma, beslenme ve üreme alanları haline gelmiştir.
Öte yandan barajlarımız doğal sulak alanlarda su seviyesinde meydana gelen düşüşleri telafi etmek maksadıyla yapılan su takviyelerine kaynaklık etmektedir. Derebucak Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajı’nda depolanan sular Gembos Derivasyonu ile kurak dönemlerde Beyşehir Gölü’ne aktarılarak su seviyesinin düşmesi engellenmekte ve canlı yaşamın devamlılığına katkı sağlanmaktadır”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.