Eğitim-İş Adana Şube Başkanı Seher Ergin: Üniversitelinin barınma sorununu çözecek politika görmüyoruz

GÜNDEM 21.08.2022 - 18:59, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:20 3518+ kez okundu.
 

Eğitim-İş Adana Şube Başkanı Seher Ergin: Üniversitelinin barınma sorununu çözecek politika görmüyoruz

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Adana Şube Başkanı Seher Ergin, ekonomik olanakları yetersiz öğrencilerin her kademede barınma sorununu çözmenin sosyal devlet olmanın gereklerinden ve kamusal bir sorumluluk olduğunu söyledi.  Ergin, Egemen'e yaptığı açıklamada, barınmanın üniversite öğrencilerinin karşılaştığı temel sorunlarından biri olduğunu belirterek, "Pandemi sonrasında oluşan ekonomik tablo, temel bir hak olan barınma ihtiyacını bile karşılanamaz hale getirmiş; mevcut iktidarın öngörüsüz politikaları geçtiğimiz yıl çocuklarımızı 'barınamıyoruz' pankartlarıyla sokağa dökmüştür" dedi. Eğitim hakkının barınma, beslenme, ulaşım, ders materyali gibi temel ihtiyaçlar açısından dahi yüksek bir maliyet gerektirdiğini anlatan Ergin, "Sokaklarda, parklarda yatan, sosyal medyada sesini yükseltmeye çalışan bu çocuklarımızın haykırışının ertesi yılındayız ve bu hususta üretilmiş tek bir politika göremiyoruz." ifadelerini kullandı.  2002’de 93 olan üniversite sayısının, 2021’de 208’e yükseldiğini, öğrenci sayısının ise 1 milyon 882 binden, 8 milyon 296 bine çıktığını anımsatan Ergin, şunları kaydetti: "Örgün eğitimdeki öğrenci sayısı  ise 3 milyon 800 bini bulmuştur. 2002’de Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı 191 yurt varken 2020’de bu sayı 773’e çıkmış; ancak yurt sayısının öğrenci sayısı ile orantılı artmaması öğrencilerimizin büyük ölçüde barınma sorunu yaşamasına neden olmuştur. Yine KYK verilerine göre, bu yurtlardaki yatak sayısı 719 bin 567 kapasiteyle sınırlı kaldığı gerçeği yalnızca örgün eğitimde yer alan öğrenciler açısından değerlendirildiğinde dahi mevcut sayının ancak yüzde 18’ini karşılayabilmektedir. Aynı dönemde özel yurtların sayısı iki kat artışla 2 bin 210’dan 4 bin 406’ya yükselmiştir. Özel yurtların 2 bin 894’ü dernek, 416’sı vakıf yurdu, diğerleri şahıs yurtları (368), ticari yurt (666) ve üniversite yurtları şeklindedir." Eğitim-İş Adana Şube Başkanı Seher Ergin, Adana’daki iki üniversitede öğretim görenlerin sayısının 55 bin civarında olduğunu ancak bu öğrencilerin ancak 11 bin 182'sine yurt imkanı sağlanabildiğini bildirdi. Ergin, bu kontenjanla öğrencilerin ancak yüzde 20’sinin barınma ihtiyacının karşılanabildiğini anlattı.  Ergin, şöyle konuştu: "Ailesinin ya da akrabalarının yanında kalamayan öğrencilerimiz kamu ve özel sektöre ait yurtları tercih etmekte; kapasite yetersizliği dolayısıyla özel pansiyon, apart otel, kiralık ev gibi seçeneklere yönelmekte ve henüz iş hayatına atılmadan geçim derdine düşmektedir. 12 yıl okuyarak bir tercih yapmış ve üniversiteye yerleşmiş öğrencilerimizin akademik başarıya yönelmesi, bunun için de barınma yerini tercih eder konuma gelebilmesi, okuluna yakın, ulaşım kolaylığı olan, kendini güvende hissedebileceği ve rahat ders çalışabileceği ortamların devlet eli ve güvencesiyle sunulması gerekmektedir. Ülke genelinde konut kiralarındaki yükseliş oranı her ne kadar yüzde 26 olarak belirlense de bölgesel bazda kira oranının yüzde 100 üzerine yükseldiğini görüyoruz. Bu durum öğrencilerin devlet yurtlarına yönelmesine neden olmakta, yurtlarda kendine yer bulamayan öğrencilerimiz ücreti yüzde 104 oranında artan özel yurtlara yönelmek zorunda kalmaktadır. Özel yurtlar ayda 4500-8500 lira arasında değişmektedir. Yıllık bazda 45000-85000 aralığı bir rakam. En temel insan haklarından olan konut ve barınma hakkı anayasal bir haktır ve devlet, vatandaşlara barınma imkânı sunmakla da mükelleftir. Türkiye’de öğrencilerin barınma sorununu çözmesi gereken adres Kredi ve Yurtlar Kurumu’dur. KYK’nın öğrenci sayısına göre bir planlama yapması gerekmektedir, bu gereklilik için de ihtiyaç oranında bütçeye ulaşabilmesi gerekir. İktidar, şirket ve müteahhitlere, cemaat ve tarikatlara vermiş olduğu olanakları KYK’ya sunmalıdır. Barınma sorununun öğrencilerimizi dini vakıf ve derneklere ait yurtlara, TÜRGEV, TÜGVA, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi tarikat-cemaat yurtlarına mahkum etmesinin önüne geçilmelidir. İlim Yayma Cemiyeti’nin 107; Ensar Vakfı’nın 60; TÜGVA’nın 38; TÜRGEV’in 18 yurdu vardır. Bu yurtlar için vakıflara halkın vergilerinden her yıl milyonlarca lira aktarılmaktadır. Dini vakıf ve derneklere ait yurtlarda kalan öğrencilere öğrenci başına geçtiğimiz yıl 650-800 TL destek verilmiştir. Bu yılın ilk 9 ayında yapılacak destek miktarı ise toplamda 173 milyon 704 bin liradır. Tarikat cemaat yurtlarında kalmaya mecbur edilen öğrencilerin tarikat mensubu hocalar eşliğinde dini etkinliklere ve sohbetlere katılmasının zorunlu olduğu bilinmektedir. Aladağ’da Süleymancılara ait bir yurtta yanarak can veren çocuklarımızın ateşi hala sönmedi. Geçtiğimiz yıl, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara, cemaat yurdunda maruz kaldığı durumlar sonucunda intihar etmişti. Yine Antalya'nın Kepez ilçesinde, bir tarikat yapılanmasına ait olduğu ortaya çıkan kaçak bir yurtta çalışan aşçının öğrenciyi vahşi bir şekilde katledişi medyaya yansımıştı. Çocuklarımızın hayatlarını dahi yitirdiği, yaşadığı travmaları ancak medyaya yansıdığında öğrenebildiğimiz akıl ve insanlık dışı yapılanmaların önüne geçilmelidir."

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Adana Şube Başkanı Seher Ergin, ekonomik olanakları yetersiz öğrencilerin her kademede barınma sorununu çözmenin sosyal devlet olmanın gereklerinden ve kamusal bir sorumluluk olduğunu söyledi. 

Ergin, Egemen'e yaptığı açıklamada, barınmanın üniversite öğrencilerinin karşılaştığı temel sorunlarından biri olduğunu belirterek, "Pandemi sonrasında oluşan ekonomik tablo, temel bir hak olan barınma ihtiyacını bile karşılanamaz hale getirmiş; mevcut iktidarın öngörüsüz politikaları geçtiğimiz yıl çocuklarımızı 'barınamıyoruz' pankartlarıyla sokağa dökmüştür" dedi. Eğitim hakkının barınma, beslenme, ulaşım, ders materyali gibi temel ihtiyaçlar açısından dahi yüksek bir maliyet gerektirdiğini anlatan Ergin, "Sokaklarda, parklarda yatan, sosyal medyada sesini yükseltmeye çalışan bu çocuklarımızın haykırışının ertesi yılındayız ve bu hususta üretilmiş tek bir politika göremiyoruz." ifadelerini kullandı. 
2002’de 93 olan üniversite sayısının, 2021’de 208’e yükseldiğini, öğrenci sayısının ise 1 milyon 882 binden, 8 milyon 296 bine çıktığını anımsatan Ergin, şunları kaydetti: "Örgün eğitimdeki öğrenci sayısı  ise 3 milyon 800 bini bulmuştur. 2002’de Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı 191 yurt varken 2020’de bu sayı 773’e çıkmış; ancak yurt sayısının öğrenci sayısı ile orantılı artmaması öğrencilerimizin büyük ölçüde barınma sorunu yaşamasına neden olmuştur. Yine KYK verilerine göre, bu yurtlardaki yatak sayısı 719 bin 567 kapasiteyle sınırlı kaldığı gerçeği yalnızca örgün eğitimde yer alan öğrenciler açısından değerlendirildiğinde dahi mevcut sayının ancak yüzde 18’ini karşılayabilmektedir.
Aynı dönemde özel yurtların sayısı iki kat artışla 2 bin 210’dan 4 bin 406’ya yükselmiştir. Özel yurtların 2 bin 894’ü dernek, 416’sı vakıf yurdu, diğerleri şahıs yurtları (368), ticari yurt (666) ve üniversite yurtları şeklindedir."
Eğitim-İş Adana Şube Başkanı Seher Ergin, Adana’daki iki üniversitede öğretim görenlerin sayısının 55 bin civarında olduğunu ancak bu öğrencilerin ancak 11 bin 182'sine yurt imkanı sağlanabildiğini bildirdi. Ergin, bu kontenjanla öğrencilerin ancak yüzde 20’sinin barınma ihtiyacının karşılanabildiğini anlattı. 
Ergin, şöyle konuştu: "Ailesinin ya da akrabalarının yanında kalamayan öğrencilerimiz kamu ve özel sektöre ait yurtları tercih etmekte; kapasite yetersizliği dolayısıyla özel pansiyon, apart otel, kiralık ev gibi seçeneklere yönelmekte ve henüz iş hayatına atılmadan geçim derdine düşmektedir. 12 yıl okuyarak bir tercih yapmış ve üniversiteye yerleşmiş öğrencilerimizin akademik başarıya yönelmesi, bunun için de barınma yerini tercih eder konuma gelebilmesi, okuluna yakın, ulaşım kolaylığı olan, kendini güvende hissedebileceği ve rahat ders çalışabileceği ortamların devlet eli ve güvencesiyle sunulması gerekmektedir. Ülke genelinde konut kiralarındaki yükseliş oranı her ne kadar yüzde 26 olarak belirlense de bölgesel bazda kira oranının yüzde 100 üzerine yükseldiğini görüyoruz. Bu durum öğrencilerin devlet yurtlarına yönelmesine neden olmakta, yurtlarda kendine yer bulamayan öğrencilerimiz ücreti yüzde 104 oranında artan özel yurtlara yönelmek zorunda kalmaktadır. Özel yurtlar ayda 4500-8500 lira arasında değişmektedir. Yıllık bazda 45000-85000 aralığı bir rakam.
En temel insan haklarından olan konut ve barınma hakkı anayasal bir haktır ve devlet, vatandaşlara barınma imkânı sunmakla da mükelleftir. Türkiye’de öğrencilerin barınma sorununu çözmesi gereken adres Kredi ve Yurtlar Kurumu’dur. KYK’nın öğrenci sayısına göre bir planlama yapması gerekmektedir, bu gereklilik için de ihtiyaç oranında bütçeye ulaşabilmesi gerekir. İktidar, şirket ve müteahhitlere, cemaat ve tarikatlara vermiş olduğu olanakları KYK’ya sunmalıdır. Barınma sorununun öğrencilerimizi dini vakıf ve derneklere ait yurtlara, TÜRGEV, TÜGVA, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi tarikat-cemaat yurtlarına mahkum etmesinin önüne geçilmelidir. İlim Yayma Cemiyeti’nin 107; Ensar Vakfı’nın 60; TÜGVA’nın 38; TÜRGEV’in 18 yurdu vardır. Bu yurtlar için vakıflara halkın vergilerinden her yıl milyonlarca lira aktarılmaktadır. Dini vakıf ve derneklere ait yurtlarda kalan öğrencilere öğrenci başına geçtiğimiz yıl 650-800 TL destek verilmiştir. Bu yılın ilk 9 ayında yapılacak destek miktarı ise toplamda 173 milyon 704 bin liradır. Tarikat cemaat yurtlarında kalmaya mecbur edilen öğrencilerin tarikat mensubu hocalar eşliğinde dini etkinliklere ve sohbetlere katılmasının zorunlu olduğu bilinmektedir. Aladağ’da Süleymancılara ait bir yurtta yanarak can veren çocuklarımızın ateşi hala sönmedi. Geçtiğimiz yıl, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara, cemaat yurdunda maruz kaldığı durumlar sonucunda intihar etmişti. Yine Antalya'nın Kepez ilçesinde, bir tarikat yapılanmasına ait olduğu ortaya çıkan kaçak bir yurtta çalışan aşçının öğrenciyi vahşi bir şekilde katledişi medyaya yansımıştı. Çocuklarımızın hayatlarını dahi yitirdiği, yaşadığı travmaları ancak medyaya yansıdığında öğrenebildiğimiz akıl ve insanlık dışı yapılanmaların önüne geçilmelidir."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.