“Emeği ile geçinenlerin gündemi hiç değişmedi”
“Emeği ile geçinenlerin gündemi hiç değişmedi”
Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Ahmet Uncu, 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eylemi’nin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen ülkemizde emeğiyle geçinenlerin gündemlerinin neredeyse hiç değişmediğini söyledi. Uncu, “İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunları mühendis, mimar ve şehir plancılarının öncelikli sorunları olmaya devam ediyor” dedi.
Uncu, TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü olarak belirlenen 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eyleminin 43. yılı dolayısıyla ADAMOB Dönem Sözcüsü Adana Mali Müşavirler Odası Başkanı Güney Yılmaz ve TMMOB’ye bağlı Odaların Adana Şube temsilcileri ile basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eyleminde yer alan İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Abdullah Bakır ve İMO Adana Şube Üyesi Selman Serttepe de katıldı.
Uncu, 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eyleminin, ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki ve demokratik mücadelesinin en görkemli dışavurumlarından biri olduğunu ve tarihe geçtiğini bildirdi. 43 yıl önce meslektaşlarının yaşadığı hak kayıplarını ve ücret adaletsizliklerini protesto etmek için TMMOB’nin çağrısıyla gerçekleştirilen eylemde maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan şantiyelere, kamu kurumlarından limanlara kadar pek çok işyerinde üretimin durdurulduğunu anımsattı. Uncu, şunları kaydetti: “19 Eylül İş Bırakma Eylemi, ülkesi için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir. Nasıl ki 15-16 Haziran 1970, direnişi ülkemizdeki işçi sınıfının öz gücünü dosta düşmana gösterdiyse, 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eylemi de ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarının toplumsal gücünü ve taleplerini görünür kılmıştır.”
Uncu, aradan geçen uzun yıllara rağmen ülkemizde emeğiyle geçinenlerin gündemlerinin neredeyse hiç değişmediğini kaydederek, işsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunlarının, mühendis, mimar ve şehir plancılarının öncelikli sorunları olmaya devam ettiğini kaydetti. Uncu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz, tüm halkımızın olduğu gibi emeğiyle geçinen mühendis, mimar ve şehir plancılarının da hayatlarını zorlaştırıyor. Kamusal yatırımların ortadan kalkması, rant hırsının bilim ve tekniğin önüne geçmesi, sermayenin ihtiyaçlarının halkın ihtiyaçlarının önünde tutulması nedeniyle mesleğimiz sistematik olarak değersizleştiriliyor. Kontrolsüz yetkilerle donatılmış tek adam rejimi altında emeğimiz değersizleşirken, özlük haklarımız da giderek budanmaktadır. Gerek kamuda gerek özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama ve denetleme işlerini yürüten tüm meslektaşlarımız giderek daha zor koşullarda çalışmaktadır. “Parti Devleti” anlayışıyla yönetilen kamu kurumlarında çalışan meslektaşlarımız siyasi baskı ve sürgün tehdidi altında, düşük ücret, kadro sorunu, özlük haklarının ihlal edilmesi, düşük ek göstergeler gibi birçok sorun ile yüz yüzedir. Güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması ve nihayet hukuksuz-keyfi ihraçlar gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyümektedir. Yandaş konfederasyonlarla imzalanan toplu sözleşmeler, şaibeli enflasyon rakamlarıyla birleşince kamu emekçilerinin her geçen gün daha da yoksullaşmasına neden olmaktadır. Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın tamamına yakını yatırımların durması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün tıkanması gibi sorunlardan etkilenmiştir. İşsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar özel sektörde çalışan tüm meslektaşlarımızı tehdit etmektedir. Birliğimiz ile SGK arasındaki yapılan asgari ücret protokolünün SGK tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi, meslektaşlarımızın düşük ücretlerle sınırsız biçimde sömürülmesine zemin hazırlamaktadır. Diğer tüm idari alanlarda olduğu gibi meslek alanımızla ilgili de bir gecede yapılan, bilime aykırı, keyfi düzenlemeler, halkın iyi ve güvenli mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı hizmeti almasını engellemektedir. Bu durumun toplumumuza maliyeti daha büyük felaketler, daha güvensiz bir hayat ve her alanda geri kalmışlık olmaktadır. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki hak ve çıkarlarını korumak aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır. Bizler bu anlayışla, mesleğimize ve meslektaşlarımıza sahip çıkarken, ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de sahip çıkıyoruz.”
Anayasal görevlerini yaptıkları, mesleki sorumluluklarını yerine getirip demokratik haklarını kullandıkları için iktidarın hedefinde yer aldıklarını kaydeden Ahmet Uncu, “Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktığımız için arkadaşlarımız cezaevinde tutuluyor. Rant projelerine karşı mücadele ettiğimiz için yöneticilerimize davalar açılıyor. Demokratik hak ve özgürlüklerimizi kullandığımız için baskılara uğruyoruz. Herkes bilsin ki bedeli ne olursa olsun halkımız için mücadele etmekten bir adım bile geri adım atmayacağız.” ifadelerini kullandı.
Uncu, şöyle konuştu: “Meslek alanımızı, meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini tehdit eden uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağız. Bizler mesleğimizi bilimden, üretimden ve toplumdan yana kullanan bir mücadele geleneğinin sürdürücüsüyüz. Bu anlayışla TMMOB’nin bilim ve tekniği esas alan, kamu çıkarını savunan, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana tavrını korumaya devam edeceğiz.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.