Kuraklık, buğday üretimini vurdu

GÜNDEM 18.05.2025 - 14:35, Güncelleme: 18.05.2025 - 14:35 613 kez okundu.
 

Kuraklık, buğday üretimini vurdu

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kuraklığın buğday, mercimek ve arpa üretimine yüzde 100’lere varan zarar verdiğini bildirdi. Bayraktar, kuraklığın tarımsal üretimde yol açtığı zararları yerinde tespit etmek üzere, Şanlıurfa, Batman, Mardin, Şırnak ve Diyarbakır’ı kapsayan inceleme turuna başladı. Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesi Kapaklı Mahallesi’nde kuraklıktan etkilenen, arpa ve mercimek tarlalarında incelemelerde bulunan Bayraktar, “Bölgede kuraklık bitkisel üretimde verim kaybına sebebiyet verecek derecede” dedi.
Bayraktar açıklamasına şöyle devam etti: “Doğal afetler ülkemizi fevkalade olumsuz etkiliyor, doğal afetlerin sayısı son yıllarda giderek artıyor, 2014 yılında 400 civarında olan doğal afet sayısı 2024 yılına geldiğimizde 1.257 sayısına ulaştı. 2025 yılına da yine doğal afetlerle başladık, bu sayı giderek artıyor. Tabii üretimi açık fabrikada yapıyoruz zaman zaman kuraklık, don, dolu, hortum, aşırı yağışlar gibi doğal afetler tarımsal üretime çok fazla zarar veriyor. Nisan ayında 65 ilimizde don felaketiyle karşı karşıya kaldık, 22 vilayeti gezme imkânım oldu ve maalesef meyve bahçelerimiz don nedeniyle yandı ve bahçelerimiz çok büyük zarar gördü, üreticilerimiz zarar gördü. Üzülerek ifade ediyorum, bu bölgede de kuraklık bitkisel üretimde verim kaybına sebebiyet verecek ve kalitemizin de bir miktar bazı ürünlerde düşeceğini görüyoruz.” “Buğday, mercimek ve arpa üretiminde yüzde 100’lere varan zarar var” “Ekim başından Nisan sonuna kadar yağış rejimine baktığımızda bu bölge yeterli yağış almadı. Ekim’den, Nisan sonuna kadar ki Mayıs ayı geldi, Mayıs ayının da ortalarına geldik, yine bu bölge yeterli yağışı almadı. Güneydoğu Anadolu bölgesi, buğday üretiminin tek başına yüzde 20’sini gerçekleştiriyor, arpa üretiminin yüzde 15’ini gerçekleştiriyor, Güneydoğu Anadolu bölgesi mercimek üretiminin yüzde 80’ini tek başına gerçekleştiriyor, fakat bu kuraklık buğday, arpa ve mercimek üretiminde maalesef arzu ettiğimiz üretim rakamlarının altına düşmemize vesile olacak, bundan büyük üzüntü duyuyoruz. Yine bu ürünlerde hem verimlilikte hem kalitede düşme bekliyoruz. Şanlıurfa ilimizdeyiz, Şanlıurfa ilimizde bu ürünlerde yani buğday üretiminde arpa üretiminde ve mercimek üretiminde çok önemli üretim merkezlerimizden bir tanesi. Oda başkanlarımızdan aldığımız bilgilere göre, bugün bu sahada da görüyoruz, kuru alanda buğday üretiminde, mercimek üretiminde ve arpa üretiminde yüzde 100’lere varan zarar var. Yani ne arpa kalmış ne buğday kalmış, ne mercimek kalmış. Bu ürünlerde bütün Güneydoğu’da ciddi manada zarar var ve tarlalarımız yanmış görünüyor.”  “Bu bölgelerin göç vermesini istemiyorsak çiftçimize sahip çıkacağız” “Üreticilerimizin bu zararla alakalı bu afetle alakalı da beklentileri var. Tarımda, nüfusumuz yaşlanıyor işte geçtiğimiz günlerde açıklama yaptım, tarımda nüfusumuz 59’a geldi, seneye bu 60 olacak gençlerimizi tarımda tutamıyoruz. 18-32 yaş arası gençlerimiz bugün yüzde 5’ler mertebesinde. Gençleri tarımda tutmazsak bu ülkenin gıda güvenliğini sağlayamayız, bunu net olarak buradan ifade ediyorum. Bu afetler, Allah korusun birtakım göçlere neden olabilir, işte bu manada eğer bu bölgelerin göç vermesini istemiyorsak çiftçimize sahip çıkacağız. Bu afetlerde çiftçimiz devleti yanında görmek istiyor. Geçtiğimiz günlerde yönetim kurulu üyelerimizle beraber, Sayın Cumhurbaşkanımıza yaptığımız ziyaretlerde bu afetlerle ilgili bilgi verdik ve gerekli yardımların yapılmasını da talep ettik. Don hadisesinde, üreticilerimizle alakalı bir takım yardımlar istedik aynı yardımları, kuraklık bölgesindeki üreticilerimiz için de istiyoruz. Yani üreticilerimizin böyle bir afette nakit yardımına ihtiyaçları var. Üreticilerimize nakit yardımı yapılmasını istiyoruz.” “Üreticimiz böyle günlerde devleti yanında görmek istiyor” “Bunun dışında üreticilerimizin çok değişik bankalara borçları var, özellikle kamu bankalarına çok borçları var, Tarım Kredi Kooperatifleri’ne borçları var. Üreticilerimizin bu borçlarının yapılandırılmasını talep ediyoruz çünkü üreticimiz bu zararlardan dolayı bu sene para kazanamayacak. Para kazanamadığı için de önümüzdeki yıl tarlasına girmesi lazım. Tarlasına girmesi için de bu desteklerin eline ulaşması lazım. Yani üretime nasıl devam edecek? Parasız pulsuz bu olmaz. Bütün girdilerinizi, işçilik masraflarınız var, girdi masraflarınız var, çok farklı masraflarınız var. Bütün bu masraflarınız için size para lazım, nakit lazım. Bir taraftan da eğer bankalar sizden kalkarlar da borçlarını isterlerse önümüzdeki sezona nasıl başlayacaksınız, nasıl hazırlık yapacaksınız, nasıl tarlada kalacaksınız, nasıl üreteceksiniz? Bu mümkün değil, dolayısıyla çiftçimizin üretime devam edebilmesi için muhakkak surette devlet desteğine ihtiyacı var. Üreticimiz haklı olarak böyle günlerde devleti yanında görmek istiyor. Üretici örgütlerini bizleri yanında görmek istiyor, haklı olarak işte bugün 22 vilayeti gezdik, Ziraat Odaları olarak başkanlarımızla beraber bugün de buradayız, afet gününden itibaren değerli Oda Başkanlarına çok teşekkür ediyorum. Afet olduğu günden itibaren bizleri arayarak bilgilendirdiler, bölgelerde oldular, afet bölgelerimizde çiftçilerimizle beraber oldular ve bölgelerle alakalı afet bu afetlerle ilgili bizi doğru bilgilendirdiler. Kendilerine teşekkür ediyorum. Tarım Müdürlüklerimiz de eksik olmasınlar onlar da, afet bölgelerinde gezerek hasar tespitleri yapıyorlar. Onlardan da bazı bilgileri temin ediyoruz, doğru doğru bilgilerle, hükümetimizden de çiftçilerimiz için bir takım destek taleplerinde bulunmuş oluyoruz.” “Çiftçilerimiz sulama ücretlerine destek istiyor” “Üreticilerimizin, bizden bazı talepleri de var, bunları da yönetimle beraber arz ettik talep ettik hükümetimizden. Şimdi bir defa çiftçilerimizin bizden talep ettiği desteklerin başında sulama ücretlerine yapılacak destek birinci sırada, yani çiftçilerimiz sulama ücretlerine destek istiyor. Enerji maliyetleri çok yükseldi, bizim yaptığımız tespitlere göre elektrik fiyatları son bir yılda en fazla artan girdi maliyetleri içerisinde bulunuyor. Dolayısıyla elektrik pahalı su, pahalı sulamada ve elektrikte bizim çiftçilerimiz birden destek istiyor hükümetimizden. Bizde bu destek taleplerini hükümetimize iletmiş oluyoruz. Elektrikte ve sulamada çiftçilerimize destek istiyoruz ki bu bölgede özellikle bu çok önemli, maliyetler içerisinde en önemli kalemlerden iki tanesi.”  “SGK primlerinin bir miktar daha aşağı çekilmesini istiyoruz” “Üreticilerimiz, Sosyal güvenlik primlerini ödemekte zorlanıyorlar. Hükümetimize yönetimimizle beraber anlattık, çünkü asgari ücret arttıkça sosyal güvenlik primleriniz artıyor, 9.000 TL mertebesine geldi. Bu primleri ödeyemeyince Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan çıkıyorsunuz. Bugün 2021 yılında 1.000.000 olan Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlı çiftçi sayısı bugün 400 bin düştü. Dolayısıyla çiftçilerimize burada bir destek istiyoruz, sosyal güvenlik primlerinin bir miktar daha aşağı çekilmesini istiyoruz. Ayrıca gençlerimizi tanımda tutabilmek için gençlerimize pozitif ayrımcılık istiyoruz. Gençlerimizin sosyal güvenlik primlerinin Hazine tarafından karşılanmasını talep ediyoruz. Bu çok önemli çünkü eğer bu primler Hazine tarafından karşılanırsa hiç olmazsa gençlerimiz bu primleri devlet tarafından ödendiği için tarımda kalır. Tarlada üretimine devam eder, çünkü genç kalmadı, yaşlılarla da bu işi Allah razı olsun, kadınlarımız bize ciddi destek veriyor ve kadınlarımızla bu işi yürütüyoruz ama bu yaşlı nüfusla bu işi nereye kadar götüreceğiz? İnşallah, bu destekleri alırız, üreticimizin alanda kalmasını sağlarız.” “Kuraklık konusunda tedbirlerimizi artırmalıyız” “Kuraklık, ülkemiz için en büyük tehditlerden bir tanesi. Yapılan çalışmalara göre, ülkemiz, önümüzdeki yıllarda ciddi bir kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kalacak. Yani kulaklık yaşamaya devam edeceğiz, öyle görünüyor. Bununla alakalı tedbirlerimizi almamız lazım şimdiden. Bunu da yaptığımız görüşmelerde ifade ettik, bir defa sulama yatırımlarını bitirmemiz lazım bu bölgede. Bakın GAP önemli bir proje, GAP projesinin bitmesi lazım. Sulama kanallarıyla beraber, toprakların çiftçimizin hizmetinde olması lazım. Bunu çok önemsiyoruz ve sadece bu bölgenin sulama yatırımları değil, Türkiye’nin her bölgesinde sulama yatırımlarının bitirilmesinin çok önemsiyoruz. Burada bir eksiğimiz daha var, sulama randımanımız yüzde 52 yani bu ne demektir? Suyu kaynağından tarlaya ulaştırıncaya kadar yarısını kaybediyoruz. Sistem açık, açık sistemde artık sulama olmaz bundan bir an evvel vazgeçmemiz lazım. Bütün sulama sistemlerini kapalı hale getirmemiz lazım ve çiftçilerimizi de basınçlı sulama sistemlerini alıştırmamız lazım. Vahşi sulamadan hızlı bir şekilde vazgeçmemiz gerekiyor, bugün su kaynaklarımızın yüzde 77’sini tarımda kullanıyoruz fakat vahşi sulamaya devam ediyoruz. Bu sürdürülebilir değil ve kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kalan Türkiye bunu sürdüremez, bundan hızlı bir şekilde vazgeçmek zorunda ve bu konuda da gerekli desteklerin çiftçimize verilmesini talep ediyoruz.”  “Afetler gıda güvenliğimizi tehdit ediyor” “Sulama oranı da yüzde 70’ler mertebesinde yine sulama yatırımlarının da bitirilmesi bu manada önemli. Allah böyle afetler ülkemizde bir daha göstermesin, Türkiye’nin gıda güvenliğini sağlamada bu afetler büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu gerçeği de kabul etmemiz lazım. Bununla alakalıda almamız gereken tedbirleri de bir an önce almamız lazım. Konuşmamın başında da ifade ettim. Açık fabrikada üretim yapıyoruz, çoluk çocuk büyük bir emek veriyor ama birkaç gün içerisinde gelen doğal afetle bütün bu emekler bir anda yok olup gidiyor. Emek yok oluyor, üretim yok oluyor, ürün yok oluyor. Dolayısıyla bundan üzüntü duymamak tabii ki mümkün değil. Bazı afetler var, tedbir de yetmiyor işte don afetinde -15 dereceleri gördük -20 dereceleri gördük, buna hangi tedbiri alırsanız alın geliyor. Bir gecede bütün ürünleri yok edip gidiyor bu bölgede yine buradan Mardin’e geçeceğiz. Şırnak ilimizi ziyaret edeceğiz, Diyarbakır ilimizde yine kuraklık var orayı ziyaret edeceğiz, Batman ilimize gireceğiz, yani bu bölgede kurak olan kuraklıktan zarar gören çiftçilerimizi ziyaret edeceğiz. Oda Başkanlarımızla birlikte onları dinleyeceğiz, sorunlarını da Ankara’ya taşıyacağız. Tekrar hepinize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah böyle bir afet göstermesin.”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kuraklığın buğday, mercimek ve arpa üretimine yüzde 100’lere varan zarar verdiğini bildirdi. Bayraktar, kuraklığın tarımsal üretimde yol açtığı zararları yerinde tespit etmek üzere, Şanlıurfa, Batman, Mardin, Şırnak ve Diyarbakır’ı kapsayan inceleme turuna başladı. Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesi Kapaklı Mahallesi’nde kuraklıktan etkilenen, arpa ve mercimek tarlalarında incelemelerde bulunan Bayraktar, “Bölgede kuraklık bitkisel üretimde verim kaybına sebebiyet verecek derecede” dedi.


Bayraktar açıklamasına şöyle devam etti:
“Doğal afetler ülkemizi fevkalade olumsuz etkiliyor, doğal afetlerin sayısı son yıllarda giderek artıyor, 2014 yılında 400 civarında olan doğal afet sayısı 2024 yılına geldiğimizde 1.257 sayısına ulaştı. 2025 yılına da yine doğal afetlerle başladık, bu sayı giderek artıyor. Tabii üretimi açık fabrikada yapıyoruz zaman zaman kuraklık, don, dolu, hortum, aşırı yağışlar gibi doğal afetler tarımsal üretime çok fazla zarar veriyor. Nisan ayında 65 ilimizde don felaketiyle karşı karşıya kaldık, 22 vilayeti gezme imkânım oldu ve maalesef meyve bahçelerimiz don nedeniyle yandı ve bahçelerimiz çok büyük zarar gördü, üreticilerimiz zarar gördü. Üzülerek ifade ediyorum, bu bölgede de kuraklık bitkisel üretimde verim kaybına sebebiyet verecek ve kalitemizin de bir miktar bazı ürünlerde düşeceğini görüyoruz.”
“Buğday, mercimek ve arpa üretiminde yüzde 100’lere varan zarar var”
“Ekim başından Nisan sonuna kadar yağış rejimine baktığımızda bu bölge yeterli yağış almadı. Ekim’den, Nisan sonuna kadar ki Mayıs ayı geldi, Mayıs ayının da ortalarına geldik, yine bu bölge yeterli yağışı almadı. Güneydoğu Anadolu bölgesi, buğday üretiminin tek başına yüzde 20’sini gerçekleştiriyor, arpa üretiminin yüzde 15’ini gerçekleştiriyor, Güneydoğu Anadolu bölgesi mercimek üretiminin yüzde 80’ini tek başına gerçekleştiriyor, fakat bu kuraklık buğday, arpa ve mercimek üretiminde maalesef arzu ettiğimiz üretim rakamlarının altına düşmemize vesile olacak, bundan büyük üzüntü duyuyoruz.
Yine bu ürünlerde hem verimlilikte hem kalitede düşme bekliyoruz. Şanlıurfa ilimizdeyiz, Şanlıurfa ilimizde bu ürünlerde yani buğday üretiminde arpa üretiminde ve mercimek üretiminde çok önemli üretim merkezlerimizden bir tanesi. Oda başkanlarımızdan aldığımız bilgilere göre, bugün bu sahada da görüyoruz, kuru alanda buğday üretiminde, mercimek üretiminde ve arpa üretiminde yüzde 100’lere varan zarar var. Yani ne arpa kalmış ne buğday kalmış, ne mercimek kalmış. Bu ürünlerde bütün Güneydoğu’da ciddi manada zarar var ve tarlalarımız yanmış görünüyor.” 
“Bu bölgelerin göç vermesini istemiyorsak çiftçimize sahip çıkacağız”
“Üreticilerimizin bu zararla alakalı bu afetle alakalı da beklentileri var. Tarımda, nüfusumuz yaşlanıyor işte geçtiğimiz günlerde açıklama yaptım, tarımda nüfusumuz 59’a geldi, seneye bu 60 olacak gençlerimizi tarımda tutamıyoruz. 18-32 yaş arası gençlerimiz bugün yüzde 5’ler mertebesinde. Gençleri tarımda tutmazsak bu ülkenin gıda güvenliğini sağlayamayız, bunu net olarak buradan ifade ediyorum.
Bu afetler, Allah korusun birtakım göçlere neden olabilir, işte bu manada eğer bu bölgelerin göç vermesini istemiyorsak çiftçimize sahip çıkacağız. Bu afetlerde çiftçimiz devleti yanında görmek istiyor. Geçtiğimiz günlerde yönetim kurulu üyelerimizle beraber, Sayın Cumhurbaşkanımıza yaptığımız ziyaretlerde bu afetlerle ilgili bilgi verdik ve gerekli yardımların yapılmasını da talep ettik. Don hadisesinde, üreticilerimizle alakalı bir takım yardımlar istedik aynı yardımları, kuraklık bölgesindeki üreticilerimiz için de istiyoruz. Yani üreticilerimizin böyle bir afette nakit yardımına ihtiyaçları var. Üreticilerimize nakit yardımı yapılmasını istiyoruz.”
“Üreticimiz böyle günlerde devleti yanında görmek istiyor”
“Bunun dışında üreticilerimizin çok değişik bankalara borçları var, özellikle kamu bankalarına çok borçları var, Tarım Kredi Kooperatifleri’ne borçları var. Üreticilerimizin bu borçlarının yapılandırılmasını talep ediyoruz çünkü üreticimiz bu zararlardan dolayı bu sene para kazanamayacak. Para kazanamadığı için de önümüzdeki yıl tarlasına girmesi lazım. Tarlasına girmesi için de bu desteklerin eline ulaşması lazım. Yani üretime nasıl devam edecek? Parasız pulsuz bu olmaz. Bütün girdilerinizi, işçilik masraflarınız var, girdi masraflarınız var, çok farklı masraflarınız var. Bütün bu masraflarınız için size para lazım, nakit lazım. Bir taraftan da eğer bankalar sizden kalkarlar da borçlarını isterlerse önümüzdeki sezona nasıl başlayacaksınız, nasıl hazırlık yapacaksınız, nasıl tarlada kalacaksınız, nasıl üreteceksiniz? Bu mümkün değil, dolayısıyla çiftçimizin üretime devam edebilmesi için muhakkak surette devlet desteğine ihtiyacı var.
Üreticimiz haklı olarak böyle günlerde devleti yanında görmek istiyor. Üretici örgütlerini bizleri yanında görmek istiyor, haklı olarak işte bugün 22 vilayeti gezdik, Ziraat Odaları olarak başkanlarımızla beraber bugün de buradayız, afet gününden itibaren değerli Oda Başkanlarına çok teşekkür ediyorum. Afet olduğu günden itibaren bizleri arayarak bilgilendirdiler, bölgelerde oldular, afet bölgelerimizde çiftçilerimizle beraber oldular ve bölgelerle alakalı afet bu afetlerle ilgili bizi doğru bilgilendirdiler. Kendilerine teşekkür ediyorum.
Tarım Müdürlüklerimiz de eksik olmasınlar onlar da, afet bölgelerinde gezerek hasar tespitleri yapıyorlar. Onlardan da bazı bilgileri temin ediyoruz, doğru doğru bilgilerle, hükümetimizden de çiftçilerimiz için bir takım destek taleplerinde bulunmuş oluyoruz.”
“Çiftçilerimiz sulama ücretlerine destek istiyor”
“Üreticilerimizin, bizden bazı talepleri de var, bunları da yönetimle beraber arz ettik talep ettik hükümetimizden. Şimdi bir defa çiftçilerimizin bizden talep ettiği desteklerin başında sulama ücretlerine yapılacak destek birinci sırada, yani çiftçilerimiz sulama ücretlerine destek istiyor.
Enerji maliyetleri çok yükseldi, bizim yaptığımız tespitlere göre elektrik fiyatları son bir yılda en fazla artan girdi maliyetleri içerisinde bulunuyor. Dolayısıyla elektrik pahalı su, pahalı sulamada ve elektrikte bizim çiftçilerimiz birden destek istiyor hükümetimizden. Bizde bu destek taleplerini hükümetimize iletmiş oluyoruz. Elektrikte ve sulamada çiftçilerimize destek istiyoruz ki bu bölgede özellikle bu çok önemli, maliyetler içerisinde en önemli kalemlerden iki tanesi.” 
“SGK primlerinin bir miktar daha aşağı çekilmesini istiyoruz”
“Üreticilerimiz, Sosyal güvenlik primlerini ödemekte zorlanıyorlar. Hükümetimize yönetimimizle beraber anlattık, çünkü asgari ücret arttıkça sosyal güvenlik primleriniz artıyor, 9.000 TL mertebesine geldi. Bu primleri ödeyemeyince Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan çıkıyorsunuz. Bugün 2021 yılında 1.000.000 olan Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlı çiftçi sayısı bugün 400 bin düştü.
Dolayısıyla çiftçilerimize burada bir destek istiyoruz, sosyal güvenlik primlerinin bir miktar daha aşağı çekilmesini istiyoruz. Ayrıca gençlerimizi tanımda tutabilmek için gençlerimize pozitif ayrımcılık istiyoruz.
Gençlerimizin sosyal güvenlik primlerinin Hazine tarafından karşılanmasını talep ediyoruz. Bu çok önemli çünkü eğer bu primler Hazine tarafından karşılanırsa hiç olmazsa gençlerimiz bu primleri devlet tarafından ödendiği için tarımda kalır. Tarlada üretimine devam eder, çünkü genç kalmadı, yaşlılarla da bu işi Allah razı olsun, kadınlarımız bize ciddi destek veriyor ve kadınlarımızla bu işi yürütüyoruz ama bu yaşlı nüfusla bu işi nereye kadar götüreceğiz? İnşallah, bu destekleri alırız, üreticimizin alanda kalmasını sağlarız.”
“Kuraklık konusunda tedbirlerimizi artırmalıyız”
“Kuraklık, ülkemiz için en büyük tehditlerden bir tanesi. Yapılan çalışmalara göre, ülkemiz, önümüzdeki yıllarda ciddi bir kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kalacak. Yani kulaklık yaşamaya devam edeceğiz, öyle görünüyor. Bununla alakalı tedbirlerimizi almamız lazım şimdiden.
Bunu da yaptığımız görüşmelerde ifade ettik, bir defa sulama yatırımlarını bitirmemiz lazım bu bölgede. Bakın GAP önemli bir proje, GAP projesinin bitmesi lazım. Sulama kanallarıyla beraber, toprakların çiftçimizin hizmetinde olması lazım. Bunu çok önemsiyoruz ve sadece bu bölgenin sulama yatırımları değil, Türkiye’nin her bölgesinde sulama yatırımlarının bitirilmesinin çok önemsiyoruz.
Burada bir eksiğimiz daha var, sulama randımanımız yüzde 52 yani bu ne demektir? Suyu kaynağından tarlaya ulaştırıncaya kadar yarısını kaybediyoruz. Sistem açık, açık sistemde artık sulama olmaz bundan bir an evvel vazgeçmemiz lazım. Bütün sulama sistemlerini kapalı hale getirmemiz lazım ve çiftçilerimizi de basınçlı sulama sistemlerini alıştırmamız lazım. Vahşi sulamadan hızlı bir şekilde vazgeçmemiz gerekiyor, bugün su kaynaklarımızın yüzde 77’sini tarımda kullanıyoruz fakat vahşi sulamaya devam ediyoruz. Bu sürdürülebilir değil ve kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kalan Türkiye bunu sürdüremez, bundan hızlı bir şekilde vazgeçmek zorunda ve bu konuda da gerekli desteklerin çiftçimize verilmesini talep ediyoruz.” 
“Afetler gıda güvenliğimizi tehdit ediyor”
“Sulama oranı da yüzde 70’ler mertebesinde yine sulama yatırımlarının da bitirilmesi bu manada önemli. Allah böyle afetler ülkemizde bir daha göstermesin, Türkiye’nin gıda güvenliğini sağlamada bu afetler büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu gerçeği de kabul etmemiz lazım. Bununla alakalıda almamız gereken tedbirleri de bir an önce almamız lazım.
Konuşmamın başında da ifade ettim. Açık fabrikada üretim yapıyoruz, çoluk çocuk büyük bir emek veriyor ama birkaç gün içerisinde gelen doğal afetle bütün bu emekler bir anda yok olup gidiyor. Emek yok oluyor, üretim yok oluyor, ürün yok oluyor. Dolayısıyla bundan üzüntü duymamak tabii ki mümkün değil.
Bazı afetler var, tedbir de yetmiyor işte don afetinde -15 dereceleri gördük -20 dereceleri gördük, buna hangi tedbiri alırsanız alın geliyor. Bir gecede bütün ürünleri yok edip gidiyor bu bölgede yine buradan Mardin’e geçeceğiz. Şırnak ilimizi ziyaret edeceğiz, Diyarbakır ilimizde yine kuraklık var orayı ziyaret edeceğiz, Batman ilimize gireceğiz, yani bu bölgede kurak olan kuraklıktan zarar gören çiftçilerimizi ziyaret edeceğiz. Oda Başkanlarımızla birlikte onları dinleyeceğiz, sorunlarını da Ankara’ya taşıyacağız. Tekrar hepinize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah böyle bir afet göstermesin.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.