MEME KANSERİNE KARŞI BİLİNÇLİ OLMAK HAYAT KURTARIYOR!

SAĞLIK-YAŞAM 24.10.2024 - 12:45, Güncelleme: 24.10.2024 - 12:45 1946 kez okundu.
 

MEME KANSERİNE KARŞI BİLİNÇLİ OLMAK HAYAT KURTARIYOR!

Günümüzde meme kanseri kadınlarda görülen kanser türleri arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Bu hastalıkta erken teşhis ise hayat kurtarıcı bir role sahip. Öyle ki erken evrede teşhis edilen meme kanserlerinde 5 yıllık sağ kalım oranı günümüzde neredeyse yüzde yüze ulaşmış durumda. Meme kanserinin kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en önemli sebeplerinden biri olduğunu söyleyen Medline Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ümit Turan, hastalıkla mücadelede en etkin yöntemin kadınların bu hastalık hakkında bilinçli olması ve vücudunu tanıması olduğunu söyleyerek önemli bilgiler veriyor. Hastalığın görülme sıklığı artıyor Gelişmiş ülkelerde akciğer kanserinden sonra kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olan meme kanseri her 8 kadından 1’inde görülüyor. Bu durum ise tüm kadın kanserlerinin yüzde 24'üne, kanserden ölümlerin ise yaklaşık yüzde 15'ine karşılık geliyor” diyen Doç. Dr. Turan, erken teşhisin hayat kurtaran en önemli faktör olduğu meme kanserinde hastalığın görülme sıklığının ise dünya genelinde artmaya devam ettiğini bildiriyor. Tarama programları ihmal edilmemeli Meme kanseriyle ilişkili birçok risk faktörü tanımlandığını kaydeden Doç. Dr. Turan, “Bu risk faktörlerin bazıları değiştirebilir, bazıları ise değiştirilemez faktörlerdir. Ancak bir kadının bu risk faktörlerine sahip olması mutlaka meme kanserine yakalanacağı anlamına gelmez. Risk faktörlerine sahip pek çok kadın hiçbir zaman kansere yakalanmayabilir. Riskli grupta yer alan kadınlar meme kanseri için belirlenmiş olan tarama programlarından veya diğer önleyici tedbirlerden yararlanarak erken tanı ve tedavi alabilirler. Bunun yanı sıra belirlenebilir risk faktörleri olmayan kadınlarda da meme kanserinin ortaya çıkabileceği akıldan çıkartılmamalıdır” diyor. Genetik geçiş riski artırıyor Ailesinde meme kanseri ilgili güçlü bir geçmişi olan ve kendisini bu kanser türüne yatkın hale getiren genlerden birini miras alan bir kadında hastalığa yakalanma riskinin yüzde 50'nin üzerinde olduğunu kaydeden Doç. Dr. Turan, “Bunun yanı sıra bir kadının kişisel risk faktörleri meme kanserine yakalanma ihtimalinin düşük olduğunu gösterse bile, meme kanseri taraması hakkında bilgi sahibi olması ve programlara katılması önemlidir” diyor. Belirtiler varsa zaman kaybedilmemeli Memede kitle, meme başında çökme, kanlı akıntı, kaşıntı ya da pullanma, meme derisinde ortaya çıkan kızarıklık veya portakal kabuğuna benzeyen görünümün meme kanserini gösteren önemli işaretler olduğunu ifade eden Doç. Dr. Turan, bu gibi belirtileri fark eden kadınların zaman kaybetmeden meme sağlığı konusunda uzman bir hekime başvurmalarını öneriyor. Erken teşhis hayat kurtarıyor Ülkemizde uygulanan tarama programlarının hayat kurtarıcı bir role sahip olduğunu belirten Doç. Dr. Turan erken teşhis için neler yapılması gerektiğini ise şöyle anlatıyor: “Ailesinde meme kanseri öyküsü olmayan ve standart risk grubunda yer alan kadınlarda 20 yaşından itibaren her ay düzenli şekilde olmak üzere kendi kendine meme muayenesi başlanmalı. 35 yaşından itibaren ise yıllık klinik meme muayenelerinin uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilmesi önemlidir. 40 yaşından sonra da 2 yılda bir, 50 yaşından itibaren ise her yıl mamografik tarama testlerine başlanması erken tanı için büyük önem taşır”.
Günümüzde meme kanseri kadınlarda görülen kanser türleri arasında ilk sıralarda yer alıyor.

Bu hastalıkta erken teşhis ise hayat kurtarıcı bir role sahip. Öyle ki erken evrede teşhis edilen
meme kanserlerinde 5 yıllık sağ kalım oranı günümüzde neredeyse yüzde yüze ulaşmış
durumda.
Meme kanserinin kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en önemli sebeplerinden biri olduğunu
söyleyen Medline Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ümit Turan,
hastalıkla mücadelede en etkin yöntemin kadınların bu hastalık hakkında bilinçli olması ve
vücudunu tanıması olduğunu söyleyerek önemli bilgiler veriyor.
Hastalığın görülme sıklığı artıyor
Gelişmiş ülkelerde akciğer kanserinden sonra kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olan
meme kanseri her 8 kadından 1’inde görülüyor. Bu durum ise tüm kadın kanserlerinin yüzde
24'üne, kanserden ölümlerin ise yaklaşık yüzde 15'ine karşılık geliyor” diyen Doç. Dr. Turan,
erken teşhisin hayat kurtaran en önemli faktör olduğu meme kanserinde hastalığın görülme
sıklığının ise dünya genelinde artmaya devam ettiğini bildiriyor.
Tarama programları ihmal edilmemeli
Meme kanseriyle ilişkili birçok risk faktörü tanımlandığını kaydeden Doç. Dr. Turan, “Bu risk
faktörlerin bazıları değiştirebilir, bazıları ise değiştirilemez faktörlerdir. Ancak bir kadının bu
risk faktörlerine sahip olması mutlaka meme kanserine yakalanacağı anlamına gelmez. Risk
faktörlerine sahip pek çok kadın hiçbir zaman kansere yakalanmayabilir. Riskli grupta yer
alan kadınlar meme kanseri için belirlenmiş olan tarama programlarından veya diğer önleyici
tedbirlerden yararlanarak erken tanı ve tedavi alabilirler. Bunun yanı sıra belirlenebilir risk
faktörleri olmayan kadınlarda da meme kanserinin ortaya çıkabileceği akıldan
çıkartılmamalıdır” diyor.
Genetik geçiş riski artırıyor
Ailesinde meme kanseri ilgili güçlü bir geçmişi olan ve kendisini bu kanser türüne yatkın hale
getiren genlerden birini miras alan bir kadında hastalığa yakalanma riskinin yüzde 50'nin
üzerinde olduğunu kaydeden Doç. Dr. Turan, “Bunun yanı sıra bir kadının kişisel risk
faktörleri meme kanserine yakalanma ihtimalinin düşük olduğunu gösterse bile, meme
kanseri taraması hakkında bilgi sahibi olması ve programlara katılması önemlidir” diyor.
Belirtiler varsa zaman kaybedilmemeli
Memede kitle, meme başında çökme, kanlı akıntı, kaşıntı ya da pullanma, meme derisinde
ortaya çıkan kızarıklık veya portakal kabuğuna benzeyen görünümün meme kanserini

gösteren önemli işaretler olduğunu ifade eden Doç. Dr. Turan, bu gibi belirtileri fark eden
kadınların zaman kaybetmeden meme sağlığı konusunda uzman bir hekime başvurmalarını
öneriyor.
Erken teşhis hayat kurtarıyor
Ülkemizde uygulanan tarama programlarının hayat kurtarıcı bir role sahip olduğunu belirten
Doç. Dr. Turan erken teşhis için neler yapılması gerektiğini ise şöyle anlatıyor: “Ailesinde
meme kanseri öyküsü olmayan ve standart risk grubunda yer alan kadınlarda 20 yaşından
itibaren her ay düzenli şekilde olmak üzere kendi kendine meme muayenesi başlanmalı. 35
yaşından itibaren ise yıllık klinik meme muayenelerinin uzman bir doktor tarafından
gerçekleştirilmesi önemlidir. 40 yaşından sonra da 2 yılda bir, 50 yaşından itibaren ise her yıl
mamografik tarama testlerine başlanması erken tanı için büyük önem taşır”.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.