“Paralel mağdurları yeniden yargılansın”

Adanalı Avukat Koray Sarılı, paralel yapının hukuku hiçe sayarak verdiği kararların tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

‘ADALET YLERİNİ BULSUN’ Paralel hâkimlerce yargılanıp mahkûm olan birçok hükümlü hakkında usulüne uygun yargılamanın yeniden yapılmasının adaleti sağlayacağını vurgulayan Avukat Sarılı, “Bu yargılamalarda usulsüzlükler olduğu,  lehlerine olan delil ve tanıklara itibar edilmediği iddiasında olan mahkûmlar varsa, yeni yargılamada bunların göz önünde tutulması gerekecektir. Lehe olan delillerin ortaya çıkması halinde adalet yerini bulacaktır”  dedi. Sarılı, belli bir dönemi kapsayan sürçte ciddi bir hukuksuzluk yaşandığına dikkat çekti. SINIRSIZ İNSİYATİF GÜCÜ Yeniden yargılamanın yıllarca mahkemelerde ve cezaevlerinde ‘takdir yetkisi’ adı altında ‘sınırsız inisiyatif gücü’ kullanan hakim ve savcıların mağdur ettiği birçok vatandaşa umut ışığı olacağını belirten Sarılı,” Bu durumdan zarar görmüş her bir müvekkilim adına ayrı ayrı dilekçe vererek CMK‘nun ilgili maddesi gereğince yeniden yargılanma talebinde bulundum. Şartları taşıyan müvekkillerim için toplum nazarında doğru bir yargılama sağlanması gerçeklerin ortaya çıkmasına ışık tutacaktır” diye konuştu.   Avukat Koray Sarılı, şöyle devam etti: Hukuk sistemimizde yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilen, ülkenin siyasi gündemi ile şekillenen ‘adil yargılanma kavramı’ belli bir dönemi kapsayan ve birçok hukuksuzluğu ortadan kaldıran bir durum halini almıştır. Şuan ki hükümet uzun zamandır siyasi anlamda iktidarda bulunmasına rağmen paralel anlamda içinde başka bir yöneteni barındırdığını anladığı andan itibaren yaptığı hataları telafi etme yoluna gitmiştir. Muhafazakârlar birliği bozulduğundan bu yana hukuk sistemi nefes almaya başlamıştır. Her ne kadar paralel olduğu iddia edilse de milletimizin ortak çıkarları gözetildiğinde özerk bir yapı gibi devletin içine sızmış olan bu paralel birliğin neferleri ülkeyi, hukuku ve adaleti şekillendirip belli bir kıvama getirene kadar adeta muhafazakâr kesimi etkisi altına almıştır. İktidardakiler bu durumu fark ettiğinde hukuk düzenine ve dolayısıyla milletin çıkarlarına ters düşen bu örgüte neşter atmış ve Aziz YILDIRIM davası ile bu rahatsızlığından kurtulduğunu ilan etmiştir. Burada bahsettiğim şey aslında hukuk sistemi birçok kesim için nefes almaya başlamıştır. Hükümet bu paralel örgütün devlete ve hukuk düzenine olan ayrımcı tavrına mücadele başlatmıştır. Ben mesleki kariyerini ceza hukukuna ayırmış bir hukukçu olarak bu durumun; yıllarca mahkemelerde ve cezaevlerinde “takdir yetkisi” adı altında ‘sınırsız inisiyatif gücü’ kullanan hakim ve savcıların mağdur ettiği birçok vatandaşa umut ışığı olduğu kanaatindeyim. Bu paralel hâkim ve savcıların yetkilerine sınırlama getirerek milletin Hukukun Üstünlüğüne olan inancını kuvvetlendirmeyi başarmıştır. Yeniden yargılanma durumunda paralel hâkimlerce yargılanmış ve mahkûm edilmiş olan birçok hükümlüler hakkında usulüne uygun yargılamanın yeniden yapılması halinde adaleti sağlayan yeni kararlar çıkacağı konusunda inancımız yerindedir. Bu yargılamalar sırasında usulsüzlükler olduğu lehlerine olan delil ve tanıklara itibar edilmediği iddiasında olan mahkûmlar varsa, yeni yargılamada bunların göz önünde tutulması gerekecektir. Lehe olan delillerin ortaya çıkması halinde adalet yerini bulacaktır. Devlet ve hükümet bu durumun ne kadar üzerine giderse bundan önce yapılan usulsüz yargılamalar neticesinde mahkûm olan insanların devlete ve hükümetin şeffaflığına olan inancı aratacaktır. Aynı zamanda yargılama gücü olan makam sahipleri kendilerine çeki düzen verebilecektir. Yine Aziz Yıldırım davası sırasında yeniden yargılama gündeme geldiği vakit bu yargılamanın hiçbir hukuki menfaati olmadığını dile getirip ortalığı ayağa kaldıranlar, nasıl hukukun tokadını yediyse bugünde bizim müvekkillerimiz için benzeri sonuçlar ortaya çıktığında önümüzü kesmeye çalışan paralel hakim ve savcılar bu durumdan nasibini alacaklardır. Ülkenin gidişatı bakımından milletin hukuk sistemine olan güvenini zedeleyen paralel örgütle mücadele ile millet rahat nefes alacağı günlere olan inancını yeniden kazanmıştır. Bir hukukçu gözüyle mahkemeler karşısında mağdur edilmiş fakat kanun ve adalet bakımından haklılığı bariz ortada olan binlerce vatandaşın ortak beklentisi yasaların gereğini uygulayan hâkimler ve savcılar önünde yeniden yargılanmaktır. Ben bu durumdan zarar görmüş her bir müvekkilim adına ayrı ayrı dilekçe vererek CMK ‘nun ilgili maddesi gereğince yeniden yargılanma talebinde bulundum. Şartları taşıyan ve lehe olan delilleri hiç sayılmış müvekkillerim için toplum nazarında gerçek bir yargılama yapılmasının sağlanması gerçeklerin ortaya çıkmasına ışık tutacaktır. “