SANKO ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ’NDE KARACİĞER NAKLİ

SAĞLIK-YAŞAM 13.05.2023 - 10:36, Güncelleme: 13.05.2023 - 10:36 4239+ kez okundu.
 

SANKO ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ’NDE KARACİĞER NAKLİ

OĞLUNUN KARACİĞERİ İLE YAŞAMA YENİDEN “MERHABA” DEDİ
 SANKO ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. YÜCEL YÜKSEL: - “TEKNOLOJİK ALTYAPIMIZ, DONANINIMIZ VE DENEYİMLİ KADROMUZ SAYESİNDE YAPTIĞIMIZ NAKİLLER BİRÇOK HASTAYA UMUT OLUYOR” SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi / Organ Nakil Merkezi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Yücel Yüksel, “Altyapımız, donanımımız ve deneyimli kadromuz sayesinde gerçekleştirdiğimiz başarılı nakiller birçok hastaya umut oluyor” dedi. SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi (TransplANTEPSANKO), başarılı karaciğer nakilleriyle de hastalara yaşam umudu oluyor. Uzun yıllardır karaciğer hastası olan Şanlıurfalı, sekiz çocuk babası Fuat Toraman (58), 18 yaşındaki oğlu Abdulsamet Toraman’ın karaciğerinden alınan parça ile yaşama yeniden “merhaba” dedi. Gaziantep’te yaşayan ve serbest meslek ile uğraşan Fuat Toraman, karaciğer nakli sürecini şöyle anlattı: “Şanlıurfalıyım, 32 yıldır Gaziantep’te yaşıyorum. Uzun zamandır karaciğer hastasıyım. Yıllarca tedavi için Diyarbakır’a gidip geldim ancak sağlığımla ilgili olumlu bir gelişme olmadı. SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi’nde böbrek naklinden sonra karaciğer nakli de yapıldığını öğrendik. Sıkıntılarımı yakından bilen çocuklarım bana karaciğer nakli için bağışta bulunmak istedi. Yapılan tetkikler sonucu canımın parçası 18 yaşındaki oğlum Abdulsamet Toraman’ın karaciğer bağışı yapabileceği anlaşıldı. Ailemin verdiği destek ve SANKO Üniversitesi Hastanesi hekimlerinin verdiği güvenden cesaret bularak nakil olmaya karar verdim.” Baba Toraman, “Oğlumun ve hekimlerimizin sayesinde şu an çok iyiyim. Hastanemize ve tüm ekibe teşekkür ederim. Allah hepsinden razı olsun” diye konuştu. ÜLKEMİZDE KADAVRA BAĞIŞ SAYISI YETERSİZ SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan nakillerin birçok hastaya umut olduğunu belirten Doç. Dr. Yücel Yüksel, “Genç karaciğer bağışçımızdan alınan bir parça karaciğer, yapılan başarılı nakille hastamıza yeni bir yaşam şansı sundu” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Yücel Yüksel, yapılan canlı vericili karaciğer nakli ameliyatı ile ilgili süreci şöyle özetledi: “Ülkemizde yeterli sayıda kadavra bağışı olmadığı için genelde canlı vericili nakillerle ameliyatlarımızı gerçekleştiriyoruz. Fuat Toraman’ın karaciğerinde saptadığımız yetmezliğe bağlı olarak nakil olması gerekiyordu. Hastamızın oğlu karaciğer bağışı için gönüllü oldu. Yapılan tetkikler sonucunda da sorun çıkmayınca başarılı bir nakille hem alıcımız hem de bağışçımız açısından çok güzel bir ameliyat geçti. Ameliyat öncesi ve sonrası Gastroenteroloji, Radyoloji, Nefroloji ve Genel Cerrahi uzmanlarından oluşan ekibin yakın takibiyle karaciğer naklimizin alıcı ve bağışçısını sağlıklı ve mutlu bir şekilde taburcu ettik. Hastamızın durumu iyi. Kendisine ve ailesine sağlıklı günler diliyor, organ bağışının önemine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum.” KARACİĞER NAKLİ AYRI BİR CERRAHİ BECERİ VE DENEYİM GEREKTİRİR SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi / Organ Nakil Merkezi Cerrahı Dr. Öğr. Üyesi Kenan Demirbakan da böbrek nakillerindeki başarılı sonuçların ardından karaciğer nakillerinde de hastalara umut olduklarını söyledi. Karaciğer naklinin ayrı bir cerrahi beceri ve deneyim gerektirdiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Demirbakan, şöyle devam etti: “SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi olarak, gerek biz cerrahların deneyim, bilgi ve birikimi gerekse hastanemizin teknolojik alt yapısı ve uzman kadrosuyla Fuat Toraman gibi pek çok hastamızı, organ bağışçılarımızın vereceği destekle sağlığına kavuşturmak için çalışıyoruz.” HASTAMIZ, TEDAVİYE CEVAP ALAMADIĞIMIZ DÖNEME GİRMİŞTİ SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi / Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nimet Yılmaz ise “Karaciğer sirozu hastalarında sıklıkla rastladığımız bilinç kaybı ve komaya kadar giden bir süreç olan hepatik ensefalopati kliniği ile takip ettiğimiz hastamız, artık tedaviye cevap alamadığımız döneme girmişti” ifadelerini kullandı. Karaciğer nakli dışında çözüm noktasında başka bir alternatifi kalmayan hastanın durumunu yakınlarıyla birlikte değerlendirdiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Yılmaz, şu değerlendirmeyi yaptı: “Hastamız ve yakınlarıyla görüşme sonucunda organ naklinin gerçekleştirilmesi konusunda karar aldık. Doğru karar, doğru ekip ile buluşunca Fuat Bey, oğlunun bağışladığı karaciğerle sağlığına ve eski hayat konforuna kavuşmuş oldu. Sürecin bu şekilde sonuçlanmasından dolayı çok mutluyuz.”
OĞLUNUN KARACİĞERİ İLE YAŞAMA YENİDEN “MERHABA” DEDİ

 SANKO ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. YÜCEL YÜKSEL:

- “TEKNOLOJİK ALTYAPIMIZ, DONANINIMIZ VE DENEYİMLİ KADROMUZ SAYESİNDE YAPTIĞIMIZ NAKİLLER BİRÇOK HASTAYA UMUT OLUYOR”

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi / Organ Nakil Merkezi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Yücel Yüksel, “Altyapımız, donanımımız ve deneyimli kadromuz sayesinde gerçekleştirdiğimiz başarılı nakiller birçok hastaya umut oluyor” dedi.

SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi (TransplANTEPSANKO), başarılı karaciğer nakilleriyle de hastalara yaşam umudu oluyor.

Uzun yıllardır karaciğer hastası olan Şanlıurfalı, sekiz çocuk babası Fuat Toraman (58), 18 yaşındaki oğlu Abdulsamet Toraman’ın karaciğerinden alınan parça ile yaşama yeniden “merhaba” dedi.

Gaziantep’te yaşayan ve serbest meslek ile uğraşan Fuat Toraman, karaciğer nakli sürecini şöyle anlattı:

“Şanlıurfalıyım, 32 yıldır Gaziantep’te yaşıyorum. Uzun zamandır karaciğer hastasıyım. Yıllarca tedavi için Diyarbakır’a gidip geldim ancak sağlığımla ilgili olumlu bir gelişme olmadı. SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi’nde böbrek naklinden sonra karaciğer nakli de yapıldığını öğrendik.

Sıkıntılarımı yakından bilen çocuklarım bana karaciğer nakli için bağışta bulunmak istedi. Yapılan tetkikler sonucu canımın parçası 18 yaşındaki oğlum Abdulsamet Toraman’ın karaciğer bağışı yapabileceği anlaşıldı. Ailemin verdiği destek ve SANKO Üniversitesi Hastanesi hekimlerinin verdiği güvenden cesaret bularak nakil olmaya karar verdim.”

Baba Toraman, “Oğlumun ve hekimlerimizin sayesinde şu an çok iyiyim. Hastanemize ve tüm ekibe teşekkür ederim. Allah hepsinden razı olsun” diye konuştu.

ÜLKEMİZDE KADAVRA BAĞIŞ SAYISI YETERSİZ

SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan nakillerin birçok hastaya umut olduğunu belirten Doç. Dr. Yücel Yüksel, “Genç karaciğer bağışçımızdan alınan bir parça karaciğer, yapılan başarılı nakille hastamıza yeni bir yaşam şansı sundu” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Yücel Yüksel, yapılan canlı vericili karaciğer nakli ameliyatı ile ilgili süreci şöyle özetledi:

“Ülkemizde yeterli sayıda kadavra bağışı olmadığı için genelde canlı vericili nakillerle ameliyatlarımızı gerçekleştiriyoruz. Fuat Toraman’ın karaciğerinde saptadığımız yetmezliğe bağlı olarak nakil olması gerekiyordu. Hastamızın oğlu karaciğer bağışı için gönüllü oldu. Yapılan tetkikler sonucunda da sorun çıkmayınca başarılı bir nakille hem alıcımız hem de bağışçımız açısından çok güzel bir ameliyat geçti.

Ameliyat öncesi ve sonrası Gastroenteroloji, Radyoloji, Nefroloji ve Genel Cerrahi uzmanlarından oluşan ekibin yakın takibiyle karaciğer naklimizin alıcı ve bağışçısını sağlıklı ve mutlu bir şekilde taburcu ettik. Hastamızın durumu iyi. Kendisine ve ailesine sağlıklı günler diliyor, organ bağışının önemine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum.”

KARACİĞER NAKLİ AYRI BİR CERRAHİ BECERİ VE DENEYİM GEREKTİRİR

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi / Organ Nakil Merkezi Cerrahı Dr. Öğr. Üyesi Kenan Demirbakan da böbrek nakillerindeki başarılı sonuçların ardından karaciğer nakillerinde de hastalara umut olduklarını söyledi.

Karaciğer naklinin ayrı bir cerrahi beceri ve deneyim gerektirdiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Demirbakan, şöyle devam etti:

“SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi olarak, gerek biz cerrahların deneyim, bilgi ve birikimi gerekse hastanemizin teknolojik alt yapısı ve uzman kadrosuyla Fuat Toraman gibi pek çok hastamızı, organ bağışçılarımızın vereceği destekle sağlığına kavuşturmak için çalışıyoruz.”

HASTAMIZ, TEDAVİYE CEVAP ALAMADIĞIMIZ DÖNEME GİRMİŞTİ

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi / Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nimet Yılmaz ise “Karaciğer sirozu hastalarında sıklıkla rastladığımız bilinç kaybı ve komaya kadar giden bir süreç olan hepatik ensefalopati kliniği ile takip ettiğimiz hastamız, artık tedaviye cevap alamadığımız döneme girmişti” ifadelerini kullandı.

Karaciğer nakli dışında çözüm noktasında başka bir alternatifi kalmayan hastanın durumunu yakınlarıyla birlikte değerlendirdiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Yılmaz, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Hastamız ve yakınlarıyla görüşme sonucunda organ naklinin gerçekleştirilmesi konusunda karar aldık. Doğru karar, doğru ekip ile buluşunca Fuat Bey, oğlunun bağışladığı karaciğerle sağlığına ve eski hayat konforuna kavuşmuş oldu. Sürecin bu şekilde sonuçlanmasından dolayı çok mutluyuz.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

GÜNDEM 10.01.2025 - 18:16, Güncelleme: 11.01.2025 - 23:55 7498+ kez okundu.
 

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.
BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.  BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi. KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi. ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM  EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi.  KARALAR NEREYE KOŞUYOR? BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.
ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI


ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı. 
BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi.
KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi.
ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM 
EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi. 
KARALAR NEREYE KOŞUYOR?
BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

"KAYYUM ATAMALARINDAN SONRA SIRA KREŞLERE GELDİ"

GÜNDEM 25.11.2024 - 18:38, Güncelleme: 25.11.2024 - 18:44 5210+ kez okundu.
 

"KAYYUM ATAMALARINDAN SONRA SIRA KREŞLERE GELDİ"

Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, belediye kreşlerinin kapatılma girişimlerinin, CHP’li belediyeleri etkisiz kılma amacı taşıdığını vurguladı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na gönderdiği yazıyla ortaya çıkan belediyelerin açtığı kreşlere izin verilmemesi, mevcutların da kapatılması yönündeki iddialara tepkiler yükseliyor. Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin de, belediye kreşlerinin kapatılma girişimine tepki gösterdi. Başkan Tekin, belediye kreşlerinin kapatılmak istenmesinin kadınların çalışmasının önünde büyük bir engel oluşturacağını vurguladı. Ülke genelindeki belediye kreşlerinde, binlerce çalışan kadının çocuklarının tüm çocuklar gibi hayata “eşit bir başlangıç” yapmalarını sağladığını kaydeden Başkan Tekin, bu girişimin altında CHP’li belediyeleri kamuoyunda başarısız göstermek ve etkisiz kılma amacının yattığına dikkat çekti. Bu tür engelleme girişimlerinin sonuç vermeyeceğini dile getiren Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, “Belediye kreşlerinde ayrım gözetmeksizin tüm çocuklarımız nitelikli eğitim ve hizmet almaktadır. Kreşlerimizde alanında uzman eğitimciler görev yapıyor. Kreşlerin kapatılması durumunda bu insanlar işsiz kalacaktır. Böyle bir girişim kabul edilemez. Kayyum atamalarından sonra, şimdi sıra kreşlerin kapatılmasına geldi” şeklinde tepki gösterdi.
Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, belediye kreşlerinin kapatılma girişimlerinin, CHP’li belediyeleri etkisiz kılma amacı taşıdığını vurguladı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na gönderdiği yazıyla ortaya çıkan belediyelerin açtığı kreşlere izin verilmemesi, mevcutların da kapatılması yönündeki iddialara tepkiler yükseliyor. Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin de, belediye kreşlerinin kapatılma girişimine tepki gösterdi.

Başkan Tekin, belediye kreşlerinin kapatılmak istenmesinin kadınların çalışmasının önünde büyük bir engel oluşturacağını vurguladı. Ülke genelindeki belediye kreşlerinde, binlerce çalışan kadının çocuklarının tüm çocuklar gibi hayata “eşit bir başlangıç” yapmalarını sağladığını kaydeden Başkan Tekin, bu girişimin altında CHP’li belediyeleri kamuoyunda başarısız göstermek ve etkisiz kılma amacının yattığına dikkat çekti.

Bu tür engelleme girişimlerinin sonuç vermeyeceğini dile getiren Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, “Belediye kreşlerinde ayrım gözetmeksizin tüm çocuklarımız nitelikli eğitim ve hizmet almaktadır. Kreşlerimizde alanında uzman eğitimciler görev yapıyor. Kreşlerin kapatılması durumunda bu insanlar işsiz kalacaktır. Böyle bir girişim kabul edilemez. Kayyum atamalarından sonra, şimdi sıra kreşlerin kapatılmasına geldi” şeklinde tepki gösterdi.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Maliye esnafa çöktü!

EKONOMİ 24.11.2024 - 17:08, Güncelleme: 24.11.2024 - 17:08 3663+ kez okundu.
 

Maliye esnafa çöktü!

Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor.
Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde yaşanan artışın yanı sıra girdi maliyetlerinin de yükselmesi karşısında, küçük ölçekli esnaf ve sanatkar kara kara düşünürken, birçoğu ise ya kepenk kapatıyor ya da kapatma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda. HACİZ VE BLOKE KISKACI YAŞIYORUZ Birçok esnaf ve işletmeci günü siftah yapmadan kapatırken, Maliye, SGK ve Bağ-Kur borçları nedeniyle hesaplarına haciz ve bloke konulan esnaf sayısı da gün be gün çoğalıyor. Gazetemiz Egemen’e konuşan küçük esnaf ve işletmeciler, çoğu zaman gözlerini sabah haciz ve bloke işlemlerine açtıklarından dert yandılar. Günümüz ekonomik koşullarında iş yapamadıklarını vurgulayan esnaf, haciz ve bloke işlemlerinin de işin tuzu-biberini oluşturduğuna dikkat çekerken, “Elimiz kolumuz bağlanıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz, bu soruna bir çözüm bulunmalı” çağrısında bulundular. KEPENK Mİ KAPATMAMIZ İSTENİYOR? İşyerlerinin kira, elektrik gibi işletme giderlerini dahi karşılamakta zorlandıklarını kaydeden esnaf, “İşlerimizi çevirmekte, yanımızda çalışan üç-beş personelin maaşını ödemekte zorlandığımız şu günlerde bir de Maliye, SGK, Bağ-Kur gibi kurumların hesaplarımıza haciz ve bloke koymaları bizleri tamamen iş yapamaz duruma getiriyor. Bir süre sonra ise hesaplarımızdaki paralardan tahsilat yapılıyor.  Bu durumda kira, vergi, elektrik, su, doğalgaz, personel ücretini nasıl ödeyeceğiz? Bu uygulamalarla bizlere ‘kepenk mi kapatın’ denilmek isteniyor” şeklinde konuştular. HESABINA HACİZ KONULAN ESNAF ALACAKLI ÇIKTI Bir başka esnaf ise, geçtiğimiz salı günü SGK tarafından hesaplarına haciz konulduğunu öğrendiğinde ertesi sabah kuruma giderek, durumu öğrenmeye çalıştığını anlattı. Kurum yetkililerine borcunun olmadığını, nasıl haciz konulduğunu sorduğunda, yetkililerin önce sadece 147 lira borcu olduğunun söylendiğini ancak itirazı sonucu hesapların tekrar incelenmesi sonucunda kendisinin kurumdan 260 lira alacaklı çıktığını bildirdi. Ancak, hesabına haciz konulması nedeniyle, bankalar tarafından kara listeye alındığını, kredilerinin kapandığını belirten esnaf, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor.

Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde yaşanan artışın yanı sıra girdi maliyetlerinin de yükselmesi karşısında, küçük ölçekli esnaf ve sanatkar kara kara düşünürken, birçoğu ise ya kepenk kapatıyor ya da kapatma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda.

HACİZ VE BLOKE KISKACI YAŞIYORUZ

Birçok esnaf ve işletmeci günü siftah yapmadan kapatırken, Maliye, SGK ve Bağ-Kur borçları nedeniyle hesaplarına haciz ve bloke konulan esnaf sayısı da gün be gün çoğalıyor. Gazetemiz Egemen’e konuşan küçük esnaf ve işletmeciler, çoğu zaman gözlerini sabah haciz ve bloke işlemlerine açtıklarından dert yandılar. Günümüz ekonomik koşullarında iş yapamadıklarını vurgulayan esnaf, haciz ve bloke işlemlerinin de işin tuzu-biberini oluşturduğuna dikkat çekerken, “Elimiz kolumuz bağlanıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz, bu soruna bir çözüm bulunmalı” çağrısında bulundular.

KEPENK Mİ KAPATMAMIZ İSTENİYOR?

İşyerlerinin kira, elektrik gibi işletme giderlerini dahi karşılamakta zorlandıklarını kaydeden esnaf, “İşlerimizi çevirmekte, yanımızda çalışan üç-beş personelin maaşını ödemekte zorlandığımız şu günlerde bir de Maliye, SGK, Bağ-Kur gibi kurumların hesaplarımıza haciz ve bloke koymaları bizleri tamamen iş yapamaz duruma getiriyor. Bir süre sonra ise hesaplarımızdaki paralardan tahsilat yapılıyor.  Bu durumda kira, vergi, elektrik, su, doğalgaz, personel ücretini nasıl ödeyeceğiz? Bu uygulamalarla bizlere ‘kepenk mi kapatın’ denilmek isteniyor” şeklinde konuştular.

HESABINA HACİZ KONULAN ESNAF ALACAKLI ÇIKTI

Bir başka esnaf ise, geçtiğimiz salı günü SGK tarafından hesaplarına haciz konulduğunu öğrendiğinde ertesi sabah kuruma giderek, durumu öğrenmeye çalıştığını anlattı. Kurum yetkililerine borcunun olmadığını, nasıl haciz konulduğunu sorduğunda, yetkililerin önce sadece 147 lira borcu olduğunun söylendiğini ancak itirazı sonucu hesapların tekrar incelenmesi sonucunda kendisinin kurumdan 260 lira alacaklı çıktığını bildirdi. Ancak, hesabına haciz konulması nedeniyle, bankalar tarafından kara listeye alındığını, kredilerinin kapandığını belirten esnaf, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

YİNE FITRAT DİYECEKLER

GÜNDEM 07.11.2024 - 15:45, Güncelleme: 07.11.2024 - 16:43 4380+ kez okundu.
 

YİNE FITRAT DİYECEKLER

İş Kazalarında Kan Donduran Rapor! İSİG Meclisi, 2024 Yılının İlk 10 Ayında Türkiye Genelinde 1540 İşçinin Hayatını Kaybettiğini Duyurdu
EKİM AYINDA 164 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ!  İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Ekim ayı raporunda Türkiye’deki iş kazalarının boyutunu bir kez daha dehşet verici bir şekilde gözler önüne serdi. Rapora göre Ekim ayında 164 işçi, çalışırken hayatını kaybetti. İSİG, bu ölümlerin sadece birer istatistik olmadığını, her birinin bir insanın hayatına mal olduğunu vurguluyor. Ancak ne yazık ki, devletin ve işverenlerin sorumsuzlukları devam ediyor ve bu ölümler artarak sürüyor. İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KAN DONDURAN BİR TABLO: 49 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ! İnşaat sektörü, Ekim ayında da en fazla ölümün yaşandığı sektör oldu. 49 işçi, güvenlik önlemleri alınmadan, büyük projelerde çalışırken hayatını kaybetti. Yüksekten düşme, beton altında kalma, ağır iş makineleriyle ezilme gibi kazalar, işçilerin ölümüne yol açtı. Bu sektör, hem iç hem de dış denetim eksiklikleri nedeniyle, sürekli işçi cinayetlerinin yaşandığı bir alan haline gelmiş durumda. İnşaat sahalarında güvenlik tedbirleri göz ardı edilirken, binlerce işçi her gün ölüme gönderiliyor. GÜVENCESİZ ÇALIŞMA ŞARTLARI ÖLÜMLERİ HIZLANDIRDI: 160 İŞÇİ GÜVENCESİZ ÇALIŞARKEN HAYATINI KAYBETTİ İSİG raporuna göre, Ekim ayında hayatını kaybeden 160 işçi, güvencesiz ve sendikasız işlerde çalışıyordu. Sendikasızlık, işçilerin hakkını savunamaması ve güvenlik önlemleri konusunda işverenlere karşı duramayarak, ölüm riskini artıran en büyük faktörlerden biri. Bu işçiler, çoğu zaman uzun çalışma saatlerinde, düşük ücretlerle ve en tehlikeli koşullarda görev yapıyordu. Çalışma hayatının çürümüşlüğü işçileri adeta ölümle yüz yüze getiriyor. ÇOCUK İŞÇİLERİN ÖLÜMÜ: 61 ÇOCUK İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ Türkiye’de çocuk işçiliği, her geçen yıl artarak devam ediyor. Ekim ayında 4 çocuk işçi hayatını kaybetti ve yıl başından bu yana kaybedilen çocuk işçi sayısı 61’e yükseldi. Çocuk işçilerin ölüm oranları, Türkiye’nin çalışma hayatındaki karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Çocuklar, ailelerinin geçim derdini yüklenmek için, yaşamlarına mal olacak işlerde çalıştırılıyor. İSİG Meclisi, çocuk işçiliğiyle ilgili ciddi adımlar atılmadığı takdirde bu acıların daha da artacağını belirtiyor. GÖÇMEN İŞÇİLERİN DURUMU DAHA KÖTÜ: 18 GÖÇMEN İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ Ekim ayında 18 göçmen işçi de, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde ölümle burun buruna çalışarak can verdi. Göçmen işçilerin hakları hiçe sayılıyor, çoğu düşük ücretlerle ağır işlerde çalıştırılıyor. Üstelik, bu işçilerin çalışma güvenlikleri de çoğu zaman hiç sağlanmıyor. Suriye, Afganistan ve Türkmenistan gibi ülkelerden gelen işçiler, Türkiye’ye hayatlarını kazanmak için gelirken, burada karşılaştıkları insani dram ölümle sonuçlanıyor. KADIN İŞÇİLER DE YOK SAYILIYOR: 11 KADIN İŞÇİ ÖLDÜ! Kadın işçilerin çalışma hayatındaki zorlukları da giderek büyüyor. Ekim ayında 11 kadın işçi, farklı sektörlerdeki güvencesiz ve tehlikeli koşullarda hayatını kaybetti. Kadın işçilerin çoğu, düşük ücretle çalışırken, güvencesiz ve tehlikeli işlerde görev alıyor. Kadınların çalışma hakları çoğu zaman yok sayılıyor ve bu sebeple çok sayıda işçi hayatını kaybediyor. İŞ CİNAYETLERİ TÜRKİYE’Yİ SARMAYA DEVAM EDİYOR: 1540 İŞÇİ BU YIL ÖLDÜ İSİG Meclisi, 2024 yılının ilk 10 ayında Türkiye genelinde 1540 işçinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Bu rakam, her ay ortalama 154 işçi ölümüne işaret ediyor. İş güvenliği tedbirlerinin yetersizliği, denetimlerin yapılmaması, işverenlerin sorumsuzluğu, işçi ölümlerini hızla artırıyor. Ancak bu ölümler karşısında devletin ve yetkililerin hala etkili bir müdahale yapmaması, bu trajedinin devam etmesine neden oluyor. TÜRKİYE’DE İŞÇİLERİN HAYATI HİÇBİR ZAMAN DEĞERLİ DEĞİL Mİ? İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Ekim ayında sadece 47 şehirde değil, yurt dışındaki 4 farklı ülkede de iş cinayetlerinin yaşandığını bildirdi. Türkiye’nin dört bir yanında işçiler, güvensiz koşullarda çalıştırılıyor. İşçilerin yaşam hakkı en temel haklardan biri olmalı, ancak Türkiye’de her geçen gün daha fazla işçi, hayatını kaybetmeye devam ediyor. İŞ CİNAYETLERİNE DUR DİYECEK ADIMLAR ATILMALI! İşçi ölümlerinin önlenmesi için artık somut adımlar atılmalı. Denetimlerin arttırılması, işverenlerin sorumluluklarının yerine getirilmesi, güvenli çalışma koşullarının sağlanması ve işçilerin güvence altına alınması gerekiyor. İşçi ölümleri, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için büyük bir utançtır. Bu ölümler son bulana kadar, devlet ve işverenler sorumlu tutulmalıdır.
İş Kazalarında Kan Donduran Rapor! İSİG Meclisi, 2024 Yılının İlk 10 Ayında Türkiye Genelinde 1540 İşçinin Hayatını Kaybettiğini Duyurdu

EKİM AYINDA 164 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ! 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Ekim ayı raporunda Türkiye’deki iş kazalarının boyutunu bir kez daha dehşet verici bir şekilde gözler önüne serdi. Rapora göre Ekim ayında 164 işçi, çalışırken hayatını kaybetti. İSİG, bu ölümlerin sadece birer istatistik olmadığını, her birinin bir insanın hayatına mal olduğunu vurguluyor. Ancak ne yazık ki, devletin ve işverenlerin sorumsuzlukları devam ediyor ve bu ölümler artarak sürüyor.

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KAN DONDURAN BİR TABLO: 49 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ!

İnşaat sektörü, Ekim ayında da en fazla ölümün yaşandığı sektör oldu. 49 işçi, güvenlik önlemleri alınmadan, büyük projelerde çalışırken hayatını kaybetti. Yüksekten düşme, beton altında kalma, ağır iş makineleriyle ezilme gibi kazalar, işçilerin ölümüne yol açtı. Bu sektör, hem iç hem de dış denetim eksiklikleri nedeniyle, sürekli işçi cinayetlerinin yaşandığı bir alan haline gelmiş durumda. İnşaat sahalarında güvenlik tedbirleri göz ardı edilirken, binlerce işçi her gün ölüme gönderiliyor.

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA ŞARTLARI ÖLÜMLERİ HIZLANDIRDI: 160 İŞÇİ GÜVENCESİZ ÇALIŞARKEN HAYATINI KAYBETTİ

İSİG raporuna göre, Ekim ayında hayatını kaybeden 160 işçi, güvencesiz ve sendikasız işlerde çalışıyordu. Sendikasızlık, işçilerin hakkını savunamaması ve güvenlik önlemleri konusunda işverenlere karşı duramayarak, ölüm riskini artıran en büyük faktörlerden biri. Bu işçiler, çoğu zaman uzun çalışma saatlerinde, düşük ücretlerle ve en tehlikeli koşullarda görev yapıyordu. Çalışma hayatının çürümüşlüğü işçileri adeta ölümle yüz yüze getiriyor.

ÇOCUK İŞÇİLERİN ÖLÜMÜ: 61 ÇOCUK İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ

Türkiye’de çocuk işçiliği, her geçen yıl artarak devam ediyor. Ekim ayında 4 çocuk işçi hayatını kaybetti ve yıl başından bu yana kaybedilen çocuk işçi sayısı 61’e yükseldi. Çocuk işçilerin ölüm oranları, Türkiye’nin çalışma hayatındaki karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Çocuklar, ailelerinin geçim derdini yüklenmek için, yaşamlarına mal olacak işlerde çalıştırılıyor. İSİG Meclisi, çocuk işçiliğiyle ilgili ciddi adımlar atılmadığı takdirde bu acıların daha da artacağını belirtiyor.

GÖÇMEN İŞÇİLERİN DURUMU DAHA KÖTÜ: 18 GÖÇMEN İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ

Ekim ayında 18 göçmen işçi de, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde ölümle burun buruna çalışarak can verdi. Göçmen işçilerin hakları hiçe sayılıyor, çoğu düşük ücretlerle ağır işlerde çalıştırılıyor. Üstelik, bu işçilerin çalışma güvenlikleri de çoğu zaman hiç sağlanmıyor. Suriye, Afganistan ve Türkmenistan gibi ülkelerden gelen işçiler, Türkiye’ye hayatlarını kazanmak için gelirken, burada karşılaştıkları insani dram ölümle sonuçlanıyor.

KADIN İŞÇİLER DE YOK SAYILIYOR: 11 KADIN İŞÇİ ÖLDÜ!

Kadın işçilerin çalışma hayatındaki zorlukları da giderek büyüyor. Ekim ayında 11 kadın işçi, farklı sektörlerdeki güvencesiz ve tehlikeli koşullarda hayatını kaybetti. Kadın işçilerin çoğu, düşük ücretle çalışırken, güvencesiz ve tehlikeli işlerde görev alıyor. Kadınların çalışma hakları çoğu zaman yok sayılıyor ve bu sebeple çok sayıda işçi hayatını kaybediyor.

İŞ CİNAYETLERİ TÜRKİYE’Yİ SARMAYA DEVAM EDİYOR: 1540 İŞÇİ BU YIL ÖLDÜ

İSİG Meclisi, 2024 yılının ilk 10 ayında Türkiye genelinde 1540 işçinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Bu rakam, her ay ortalama 154 işçi ölümüne işaret ediyor. İş güvenliği tedbirlerinin yetersizliği, denetimlerin yapılmaması, işverenlerin sorumsuzluğu, işçi ölümlerini hızla artırıyor. Ancak bu ölümler karşısında devletin ve yetkililerin hala etkili bir müdahale yapmaması, bu trajedinin devam etmesine neden oluyor.

TÜRKİYE’DE İŞÇİLERİN HAYATI HİÇBİR ZAMAN DEĞERLİ DEĞİL Mİ?

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Ekim ayında sadece 47 şehirde değil, yurt dışındaki 4 farklı ülkede de iş cinayetlerinin yaşandığını bildirdi. Türkiye’nin dört bir yanında işçiler, güvensiz koşullarda çalıştırılıyor. İşçilerin yaşam hakkı en temel haklardan biri olmalı, ancak Türkiye’de her geçen gün daha fazla işçi, hayatını kaybetmeye devam ediyor.

İŞ CİNAYETLERİNE DUR DİYECEK ADIMLAR ATILMALI!

İşçi ölümlerinin önlenmesi için artık somut adımlar atılmalı. Denetimlerin arttırılması, işverenlerin sorumluluklarının yerine getirilmesi, güvenli çalışma koşullarının sağlanması ve işçilerin güvence altına alınması gerekiyor. İşçi ölümleri, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için büyük bir utançtır. Bu ölümler son bulana kadar, devlet ve işverenler sorumlu tutulmalıdır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

GÜNDEM 10.01.2025 - 18:16, Güncelleme: 11.01.2025 - 23:55 7498+ kez okundu.
 

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.
BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.  BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi. KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi. ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM  EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi.  KARALAR NEREYE KOŞUYOR? BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.
ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI


ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı. 
BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi.
KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi.
ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM 
EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi. 
KARALAR NEREYE KOŞUYOR?
BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Gazeteci Yardım’a ‘soru sordun’ gözaltısı

GÜNDEM 15.05.2025 - 12:30, Güncelleme: 15.05.2025 - 17:45 3200 kez okundu.
 

Gazeteci Yardım’a ‘soru sordun’ gözaltısı

Adana Bunu Konuşuyor haber platformunun sahibi gazeteci Besime Yardım, silah kaçakçılığına yönelik yapılan bir operasyonda 94 kişinin gözaltına alınıp 73 kişinin serbest bırakılmasına dikkat çekerek “Sorun Adliyede mi, Emniyette mi?” sorusunu sormasının ardından “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla gözaltına alındı.
İfade vermeye çağrılan Yardım, haberi kaldırması yönünde yapılan telkinleri kabul etmediği gerekçesiyle adliyeye sevk edildi ve Adana 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından haftada bir imza atma şartıyla adli kontrolle serbest bırakıldı. Gün boyu süren işlemlerin ardından avukatı Özlem Süslüoğlu ile birlikte adliye çıkışında açıklama yapan gazeteci Yardım, “Son zamanlarda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın sosyal medyada verdiği, emniyet kaynaklarının paylaştığı ve haberlere yansıyan bilgilerde; yapılan operasyonlarda gözaltı ve tutuklama sayıları arasında ciddi farklar olduğunu gözlemledim. En son 94 kişinin gözaltına alınıp 73’ünün serbest bırakıldığı silah kaçakçılığı haberini yaparken bu farklara dikkat çekerek ‘Sorun Emniyette mi, Adliyede mi?’ diye bir soru sordum. Önce ifadeye çağırıldım. Haberi kaldırmam istendi, kabul etmeyince adliyeye sevk edildim. Şimdi de soru sorduğum için haftada bir imza vermek şartıyla serbest bırakıldım. Gazetecinin soru sorması suç değildir. Soru sormaya devam edeceğim” dedi. Avukat Özlem Süslüoğlu ise yaptığı açıklamada, “Suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği neyin suç olduğunu, neyin olmadığını biliriz hukukçular olarak. Ancak bugün görüyoruz ki Türkiye’de artık soru sormak bile suç sayılıyor. Oysa haberin kaynağı tamamen bakanlık açıklamaları ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan görüntülerdi. Müvekkilim yalnızca bir gazeteci hassasiyetiyle ‘Bu fark neden kaynaklanıyor? Sorun Emniyette mi, Adliyede mi?’ diye sorduğu için ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla gözaltına alındı. Bütün gün boyunca çalışamadı ve çalışma özgürlüğü engellendi. Adana’da suç oranları bu kadar yüksekken buna mı mesai harcanmalı? Antik Yunan’da Socrates soru sorduğu için idama mahkûm edilmişti, bugün de hâlâ Antik Yunan kuralları mı geçerli? Soru sorulmamalı mı?” ifadelerini kullandı.
Adana Bunu Konuşuyor haber platformunun sahibi gazeteci Besime Yardım, silah kaçakçılığına yönelik yapılan bir operasyonda 94 kişinin gözaltına alınıp 73 kişinin serbest bırakılmasına dikkat çekerek “Sorun Adliyede mi, Emniyette mi?” sorusunu sormasının ardından “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla gözaltına alındı.

İfade vermeye çağrılan Yardım, haberi kaldırması yönünde yapılan telkinleri kabul etmediği gerekçesiyle adliyeye sevk edildi ve Adana 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından haftada bir imza atma şartıyla adli kontrolle serbest bırakıldı.
Gün boyu süren işlemlerin ardından avukatı Özlem Süslüoğlu ile birlikte adliye çıkışında açıklama yapan gazeteci Yardım, “Son zamanlarda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın sosyal medyada verdiği, emniyet kaynaklarının paylaştığı ve haberlere yansıyan bilgilerde; yapılan operasyonlarda gözaltı ve tutuklama sayıları arasında ciddi farklar olduğunu gözlemledim. En son 94 kişinin gözaltına alınıp 73’ünün serbest bırakıldığı silah kaçakçılığı haberini yaparken bu farklara dikkat çekerek ‘Sorun Emniyette mi, Adliyede mi?’ diye bir soru sordum. Önce ifadeye çağırıldım. Haberi kaldırmam istendi, kabul etmeyince adliyeye sevk edildim. Şimdi de soru sorduğum için haftada bir imza vermek şartıyla serbest bırakıldım. Gazetecinin soru sorması suç değildir. Soru sormaya devam edeceğim” dedi.
Avukat Özlem Süslüoğlu ise yaptığı açıklamada, “Suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği neyin suç olduğunu, neyin olmadığını biliriz hukukçular olarak. Ancak bugün görüyoruz ki Türkiye’de artık soru sormak bile suç sayılıyor. Oysa haberin kaynağı tamamen bakanlık açıklamaları ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan görüntülerdi. Müvekkilim yalnızca bir gazeteci hassasiyetiyle ‘Bu fark neden kaynaklanıyor? Sorun Emniyette mi, Adliyede mi?’ diye sorduğu için ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla gözaltına alındı. Bütün gün boyunca çalışamadı ve çalışma özgürlüğü engellendi. Adana’da suç oranları bu kadar yüksekken buna mı mesai harcanmalı? Antik Yunan’da Socrates soru sorduğu için idama mahkûm edilmişti, bugün de hâlâ Antik Yunan kuralları mı geçerli? Soru sorulmamalı mı?” ifadelerini kullandı.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

"ACILARIMIZ HALA TAZE, SORUMLULAR HALA HESAP VERMEDİ"

GÜNDEM 28.01.2025 - 16:00, Güncelleme: 28.01.2025 - 19:00 7396+ kez okundu.
 

"ACILARIMIZ HALA TAZE, SORUMLULAR HALA HESAP VERMEDİ"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Kahramanmaraş Depremi Ve Bolu Yangını Kayıpları İçin Adalet Çağrısında Bulundu!
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depreminin ikinci yılı ve Bolu’daki yıkıcı yangında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve kayıplarının arkasındaki sorumluları sorumlu tutmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelecek. Etkinlik, 2 Şubat 2025 Pazar günü saat 18.00’de düzenlenecek ve yüzlerce mağdur aile, sevdiklerini anarken, adalet taleplerini yineleyecek. "BOLU YANGINI, AYNI İHMALLERİN BENZER ACILAR DOĞURDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ" Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya, etkinlikle ilgili açıklamasında çok sert bir mesaj verdi. Kaya, "6 Şubat depreminin 2. yılına girerken acılarımız hâlâ taze. Birçok kaybın arkasındaki sorumlular hâlâ hesap vermedi. Bolu Kartalkaya’daki yangında yaşanan benzer ihmaller, bizleri yeniden sarsarak, acılarımızın derinliğini gözler önüne serdi. Bugün, bu kayıpların adaletini aramak için bir araya geliyoruz ve sorumluların peşini bırakmayacağız!” diyerek tepkisini dile getirdi. YARALAR KAPANMADAN HESAP SORULACAK! Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 2023 yılının başında yıkıcı bir depreme ve Bolu’da feci bir yangına maruz kalmıştı. Aileler, hala sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısını yüreklerinde taşıyor ve hiçbir şekilde adaletin yerini bulmadığını vurguluyor. Platform, 2 Şubat 2025 tarihinde Kadıköy Rıhtım’da toplandığında, sadece kayıplarını anmayacak, aynı zamanda kayıpların sorumlularına yönelik hesap soran yüksek sesli bir adalet talebinde bulunacak. KADIKÖY' DE BÜYÜK BULUŞMA Bu etkinlik, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olacak. Kaybedilen canların yakınları, bir daha aynı acıların yaşanmaması adına güçlü bir sesle adalet talebinde bulunacaklar. Adalet Peşinde Aileleri Platformu, tüm mağdur aileleri ve adalet isteyen herkesi Kadıköy’deki bu büyük buluşmaya çağırıyor.
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Kahramanmaraş Depremi Ve Bolu Yangını Kayıpları İçin Adalet Çağrısında Bulundu!

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depreminin ikinci yılı ve Bolu’daki yıkıcı yangında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve kayıplarının arkasındaki sorumluları sorumlu tutmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelecek. Etkinlik, 2 Şubat 2025 Pazar günü saat 18.00’de düzenlenecek ve yüzlerce mağdur aile, sevdiklerini anarken, adalet taleplerini yineleyecek.

"BOLU YANGINI, AYNI İHMALLERİN BENZER ACILAR DOĞURDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya, etkinlikle ilgili açıklamasında çok sert bir mesaj verdi. Kaya, "6 Şubat depreminin 2. yılına girerken acılarımız hâlâ taze. Birçok kaybın arkasındaki sorumlular hâlâ hesap vermedi. Bolu Kartalkaya’daki yangında yaşanan benzer ihmaller, bizleri yeniden sarsarak, acılarımızın derinliğini gözler önüne serdi. Bugün, bu kayıpların adaletini aramak için bir araya geliyoruz ve sorumluların peşini bırakmayacağız!” diyerek tepkisini dile getirdi.

YARALAR KAPANMADAN HESAP SORULACAK!

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 2023 yılının başında yıkıcı bir depreme ve Bolu’da feci bir yangına maruz kalmıştı. Aileler, hala sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısını yüreklerinde taşıyor ve hiçbir şekilde adaletin yerini bulmadığını vurguluyor. Platform, 2 Şubat 2025 tarihinde Kadıköy Rıhtım’da toplandığında, sadece kayıplarını anmayacak, aynı zamanda kayıpların sorumlularına yönelik hesap soran yüksek sesli bir adalet talebinde bulunacak.

KADIKÖY' DE BÜYÜK BULUŞMA

Bu etkinlik, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olacak. Kaybedilen canların yakınları, bir daha aynı acıların yaşanmaması adına güçlü bir sesle adalet talebinde bulunacaklar. Adalet Peşinde Aileleri Platformu, tüm mağdur aileleri ve adalet isteyen herkesi Kadıköy’deki bu büyük buluşmaya çağırıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

"KAYYUM ATAMALARINDAN SONRA SIRA KREŞLERE GELDİ"

GÜNDEM 25.11.2024 - 18:38, Güncelleme: 25.11.2024 - 18:44 5210+ kez okundu.
 

"KAYYUM ATAMALARINDAN SONRA SIRA KREŞLERE GELDİ"

Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, belediye kreşlerinin kapatılma girişimlerinin, CHP’li belediyeleri etkisiz kılma amacı taşıdığını vurguladı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na gönderdiği yazıyla ortaya çıkan belediyelerin açtığı kreşlere izin verilmemesi, mevcutların da kapatılması yönündeki iddialara tepkiler yükseliyor. Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin de, belediye kreşlerinin kapatılma girişimine tepki gösterdi. Başkan Tekin, belediye kreşlerinin kapatılmak istenmesinin kadınların çalışmasının önünde büyük bir engel oluşturacağını vurguladı. Ülke genelindeki belediye kreşlerinde, binlerce çalışan kadının çocuklarının tüm çocuklar gibi hayata “eşit bir başlangıç” yapmalarını sağladığını kaydeden Başkan Tekin, bu girişimin altında CHP’li belediyeleri kamuoyunda başarısız göstermek ve etkisiz kılma amacının yattığına dikkat çekti. Bu tür engelleme girişimlerinin sonuç vermeyeceğini dile getiren Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, “Belediye kreşlerinde ayrım gözetmeksizin tüm çocuklarımız nitelikli eğitim ve hizmet almaktadır. Kreşlerimizde alanında uzman eğitimciler görev yapıyor. Kreşlerin kapatılması durumunda bu insanlar işsiz kalacaktır. Böyle bir girişim kabul edilemez. Kayyum atamalarından sonra, şimdi sıra kreşlerin kapatılmasına geldi” şeklinde tepki gösterdi.
Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, belediye kreşlerinin kapatılma girişimlerinin, CHP’li belediyeleri etkisiz kılma amacı taşıdığını vurguladı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na gönderdiği yazıyla ortaya çıkan belediyelerin açtığı kreşlere izin verilmemesi, mevcutların da kapatılması yönündeki iddialara tepkiler yükseliyor. Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin de, belediye kreşlerinin kapatılma girişimine tepki gösterdi.

Başkan Tekin, belediye kreşlerinin kapatılmak istenmesinin kadınların çalışmasının önünde büyük bir engel oluşturacağını vurguladı. Ülke genelindeki belediye kreşlerinde, binlerce çalışan kadının çocuklarının tüm çocuklar gibi hayata “eşit bir başlangıç” yapmalarını sağladığını kaydeden Başkan Tekin, bu girişimin altında CHP’li belediyeleri kamuoyunda başarısız göstermek ve etkisiz kılma amacının yattığına dikkat çekti.

Bu tür engelleme girişimlerinin sonuç vermeyeceğini dile getiren Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, “Belediye kreşlerinde ayrım gözetmeksizin tüm çocuklarımız nitelikli eğitim ve hizmet almaktadır. Kreşlerimizde alanında uzman eğitimciler görev yapıyor. Kreşlerin kapatılması durumunda bu insanlar işsiz kalacaktır. Böyle bir girişim kabul edilemez. Kayyum atamalarından sonra, şimdi sıra kreşlerin kapatılmasına geldi” şeklinde tepki gösterdi.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Maliye esnafa çöktü!

EKONOMİ 24.11.2024 - 17:08, Güncelleme: 24.11.2024 - 17:08 3663+ kez okundu.
 

Maliye esnafa çöktü!

Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor.
Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde yaşanan artışın yanı sıra girdi maliyetlerinin de yükselmesi karşısında, küçük ölçekli esnaf ve sanatkar kara kara düşünürken, birçoğu ise ya kepenk kapatıyor ya da kapatma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda. HACİZ VE BLOKE KISKACI YAŞIYORUZ Birçok esnaf ve işletmeci günü siftah yapmadan kapatırken, Maliye, SGK ve Bağ-Kur borçları nedeniyle hesaplarına haciz ve bloke konulan esnaf sayısı da gün be gün çoğalıyor. Gazetemiz Egemen’e konuşan küçük esnaf ve işletmeciler, çoğu zaman gözlerini sabah haciz ve bloke işlemlerine açtıklarından dert yandılar. Günümüz ekonomik koşullarında iş yapamadıklarını vurgulayan esnaf, haciz ve bloke işlemlerinin de işin tuzu-biberini oluşturduğuna dikkat çekerken, “Elimiz kolumuz bağlanıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz, bu soruna bir çözüm bulunmalı” çağrısında bulundular. KEPENK Mİ KAPATMAMIZ İSTENİYOR? İşyerlerinin kira, elektrik gibi işletme giderlerini dahi karşılamakta zorlandıklarını kaydeden esnaf, “İşlerimizi çevirmekte, yanımızda çalışan üç-beş personelin maaşını ödemekte zorlandığımız şu günlerde bir de Maliye, SGK, Bağ-Kur gibi kurumların hesaplarımıza haciz ve bloke koymaları bizleri tamamen iş yapamaz duruma getiriyor. Bir süre sonra ise hesaplarımızdaki paralardan tahsilat yapılıyor.  Bu durumda kira, vergi, elektrik, su, doğalgaz, personel ücretini nasıl ödeyeceğiz? Bu uygulamalarla bizlere ‘kepenk mi kapatın’ denilmek isteniyor” şeklinde konuştular. HESABINA HACİZ KONULAN ESNAF ALACAKLI ÇIKTI Bir başka esnaf ise, geçtiğimiz salı günü SGK tarafından hesaplarına haciz konulduğunu öğrendiğinde ertesi sabah kuruma giderek, durumu öğrenmeye çalıştığını anlattı. Kurum yetkililerine borcunun olmadığını, nasıl haciz konulduğunu sorduğunda, yetkililerin önce sadece 147 lira borcu olduğunun söylendiğini ancak itirazı sonucu hesapların tekrar incelenmesi sonucunda kendisinin kurumdan 260 lira alacaklı çıktığını bildirdi. Ancak, hesabına haciz konulması nedeniyle, bankalar tarafından kara listeye alındığını, kredilerinin kapandığını belirten esnaf, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor.

Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde yaşanan artışın yanı sıra girdi maliyetlerinin de yükselmesi karşısında, küçük ölçekli esnaf ve sanatkar kara kara düşünürken, birçoğu ise ya kepenk kapatıyor ya da kapatma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda.

HACİZ VE BLOKE KISKACI YAŞIYORUZ

Birçok esnaf ve işletmeci günü siftah yapmadan kapatırken, Maliye, SGK ve Bağ-Kur borçları nedeniyle hesaplarına haciz ve bloke konulan esnaf sayısı da gün be gün çoğalıyor. Gazetemiz Egemen’e konuşan küçük esnaf ve işletmeciler, çoğu zaman gözlerini sabah haciz ve bloke işlemlerine açtıklarından dert yandılar. Günümüz ekonomik koşullarında iş yapamadıklarını vurgulayan esnaf, haciz ve bloke işlemlerinin de işin tuzu-biberini oluşturduğuna dikkat çekerken, “Elimiz kolumuz bağlanıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz, bu soruna bir çözüm bulunmalı” çağrısında bulundular.

KEPENK Mİ KAPATMAMIZ İSTENİYOR?

İşyerlerinin kira, elektrik gibi işletme giderlerini dahi karşılamakta zorlandıklarını kaydeden esnaf, “İşlerimizi çevirmekte, yanımızda çalışan üç-beş personelin maaşını ödemekte zorlandığımız şu günlerde bir de Maliye, SGK, Bağ-Kur gibi kurumların hesaplarımıza haciz ve bloke koymaları bizleri tamamen iş yapamaz duruma getiriyor. Bir süre sonra ise hesaplarımızdaki paralardan tahsilat yapılıyor.  Bu durumda kira, vergi, elektrik, su, doğalgaz, personel ücretini nasıl ödeyeceğiz? Bu uygulamalarla bizlere ‘kepenk mi kapatın’ denilmek isteniyor” şeklinde konuştular.

HESABINA HACİZ KONULAN ESNAF ALACAKLI ÇIKTI

Bir başka esnaf ise, geçtiğimiz salı günü SGK tarafından hesaplarına haciz konulduğunu öğrendiğinde ertesi sabah kuruma giderek, durumu öğrenmeye çalıştığını anlattı. Kurum yetkililerine borcunun olmadığını, nasıl haciz konulduğunu sorduğunda, yetkililerin önce sadece 147 lira borcu olduğunun söylendiğini ancak itirazı sonucu hesapların tekrar incelenmesi sonucunda kendisinin kurumdan 260 lira alacaklı çıktığını bildirdi. Ancak, hesabına haciz konulması nedeniyle, bankalar tarafından kara listeye alındığını, kredilerinin kapandığını belirten esnaf, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

GÜNDEM 10.01.2025 - 18:16, Güncelleme: 11.01.2025 - 23:55 7498+ kez okundu.
 

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.
BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.  BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi. KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi. ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM  EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi.  KARALAR NEREYE KOŞUYOR? BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.
ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI


ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı. 
BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi.
KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi.
ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM 
EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi. 
KARALAR NEREYE KOŞUYOR?
BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Maliye esnafa çöktü!

EKONOMİ 24.11.2024 - 17:08, Güncelleme: 24.11.2024 - 17:08 3663+ kez okundu.
 

Maliye esnafa çöktü!

Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor.
Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde yaşanan artışın yanı sıra girdi maliyetlerinin de yükselmesi karşısında, küçük ölçekli esnaf ve sanatkar kara kara düşünürken, birçoğu ise ya kepenk kapatıyor ya da kapatma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda. HACİZ VE BLOKE KISKACI YAŞIYORUZ Birçok esnaf ve işletmeci günü siftah yapmadan kapatırken, Maliye, SGK ve Bağ-Kur borçları nedeniyle hesaplarına haciz ve bloke konulan esnaf sayısı da gün be gün çoğalıyor. Gazetemiz Egemen’e konuşan küçük esnaf ve işletmeciler, çoğu zaman gözlerini sabah haciz ve bloke işlemlerine açtıklarından dert yandılar. Günümüz ekonomik koşullarında iş yapamadıklarını vurgulayan esnaf, haciz ve bloke işlemlerinin de işin tuzu-biberini oluşturduğuna dikkat çekerken, “Elimiz kolumuz bağlanıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz, bu soruna bir çözüm bulunmalı” çağrısında bulundular. KEPENK Mİ KAPATMAMIZ İSTENİYOR? İşyerlerinin kira, elektrik gibi işletme giderlerini dahi karşılamakta zorlandıklarını kaydeden esnaf, “İşlerimizi çevirmekte, yanımızda çalışan üç-beş personelin maaşını ödemekte zorlandığımız şu günlerde bir de Maliye, SGK, Bağ-Kur gibi kurumların hesaplarımıza haciz ve bloke koymaları bizleri tamamen iş yapamaz duruma getiriyor. Bir süre sonra ise hesaplarımızdaki paralardan tahsilat yapılıyor.  Bu durumda kira, vergi, elektrik, su, doğalgaz, personel ücretini nasıl ödeyeceğiz? Bu uygulamalarla bizlere ‘kepenk mi kapatın’ denilmek isteniyor” şeklinde konuştular. HESABINA HACİZ KONULAN ESNAF ALACAKLI ÇIKTI Bir başka esnaf ise, geçtiğimiz salı günü SGK tarafından hesaplarına haciz konulduğunu öğrendiğinde ertesi sabah kuruma giderek, durumu öğrenmeye çalıştığını anlattı. Kurum yetkililerine borcunun olmadığını, nasıl haciz konulduğunu sorduğunda, yetkililerin önce sadece 147 lira borcu olduğunun söylendiğini ancak itirazı sonucu hesapların tekrar incelenmesi sonucunda kendisinin kurumdan 260 lira alacaklı çıktığını bildirdi. Ancak, hesabına haciz konulması nedeniyle, bankalar tarafından kara listeye alındığını, kredilerinin kapandığını belirten esnaf, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor.

Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde yaşanan artışın yanı sıra girdi maliyetlerinin de yükselmesi karşısında, küçük ölçekli esnaf ve sanatkar kara kara düşünürken, birçoğu ise ya kepenk kapatıyor ya da kapatma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda.

HACİZ VE BLOKE KISKACI YAŞIYORUZ

Birçok esnaf ve işletmeci günü siftah yapmadan kapatırken, Maliye, SGK ve Bağ-Kur borçları nedeniyle hesaplarına haciz ve bloke konulan esnaf sayısı da gün be gün çoğalıyor. Gazetemiz Egemen’e konuşan küçük esnaf ve işletmeciler, çoğu zaman gözlerini sabah haciz ve bloke işlemlerine açtıklarından dert yandılar. Günümüz ekonomik koşullarında iş yapamadıklarını vurgulayan esnaf, haciz ve bloke işlemlerinin de işin tuzu-biberini oluşturduğuna dikkat çekerken, “Elimiz kolumuz bağlanıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz, bu soruna bir çözüm bulunmalı” çağrısında bulundular.

KEPENK Mİ KAPATMAMIZ İSTENİYOR?

İşyerlerinin kira, elektrik gibi işletme giderlerini dahi karşılamakta zorlandıklarını kaydeden esnaf, “İşlerimizi çevirmekte, yanımızda çalışan üç-beş personelin maaşını ödemekte zorlandığımız şu günlerde bir de Maliye, SGK, Bağ-Kur gibi kurumların hesaplarımıza haciz ve bloke koymaları bizleri tamamen iş yapamaz duruma getiriyor. Bir süre sonra ise hesaplarımızdaki paralardan tahsilat yapılıyor.  Bu durumda kira, vergi, elektrik, su, doğalgaz, personel ücretini nasıl ödeyeceğiz? Bu uygulamalarla bizlere ‘kepenk mi kapatın’ denilmek isteniyor” şeklinde konuştular.

HESABINA HACİZ KONULAN ESNAF ALACAKLI ÇIKTI

Bir başka esnaf ise, geçtiğimiz salı günü SGK tarafından hesaplarına haciz konulduğunu öğrendiğinde ertesi sabah kuruma giderek, durumu öğrenmeye çalıştığını anlattı. Kurum yetkililerine borcunun olmadığını, nasıl haciz konulduğunu sorduğunda, yetkililerin önce sadece 147 lira borcu olduğunun söylendiğini ancak itirazı sonucu hesapların tekrar incelenmesi sonucunda kendisinin kurumdan 260 lira alacaklı çıktığını bildirdi. Ancak, hesabına haciz konulması nedeniyle, bankalar tarafından kara listeye alındığını, kredilerinin kapandığını belirten esnaf, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

"ACILARIMIZ HALA TAZE, SORUMLULAR HALA HESAP VERMEDİ"

GÜNDEM 28.01.2025 - 16:00, Güncelleme: 28.01.2025 - 19:00 7396+ kez okundu.
 

"ACILARIMIZ HALA TAZE, SORUMLULAR HALA HESAP VERMEDİ"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Kahramanmaraş Depremi Ve Bolu Yangını Kayıpları İçin Adalet Çağrısında Bulundu!
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depreminin ikinci yılı ve Bolu’daki yıkıcı yangında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve kayıplarının arkasındaki sorumluları sorumlu tutmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelecek. Etkinlik, 2 Şubat 2025 Pazar günü saat 18.00’de düzenlenecek ve yüzlerce mağdur aile, sevdiklerini anarken, adalet taleplerini yineleyecek. "BOLU YANGINI, AYNI İHMALLERİN BENZER ACILAR DOĞURDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ" Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya, etkinlikle ilgili açıklamasında çok sert bir mesaj verdi. Kaya, "6 Şubat depreminin 2. yılına girerken acılarımız hâlâ taze. Birçok kaybın arkasındaki sorumlular hâlâ hesap vermedi. Bolu Kartalkaya’daki yangında yaşanan benzer ihmaller, bizleri yeniden sarsarak, acılarımızın derinliğini gözler önüne serdi. Bugün, bu kayıpların adaletini aramak için bir araya geliyoruz ve sorumluların peşini bırakmayacağız!” diyerek tepkisini dile getirdi. YARALAR KAPANMADAN HESAP SORULACAK! Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 2023 yılının başında yıkıcı bir depreme ve Bolu’da feci bir yangına maruz kalmıştı. Aileler, hala sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısını yüreklerinde taşıyor ve hiçbir şekilde adaletin yerini bulmadığını vurguluyor. Platform, 2 Şubat 2025 tarihinde Kadıköy Rıhtım’da toplandığında, sadece kayıplarını anmayacak, aynı zamanda kayıpların sorumlularına yönelik hesap soran yüksek sesli bir adalet talebinde bulunacak. KADIKÖY' DE BÜYÜK BULUŞMA Bu etkinlik, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olacak. Kaybedilen canların yakınları, bir daha aynı acıların yaşanmaması adına güçlü bir sesle adalet talebinde bulunacaklar. Adalet Peşinde Aileleri Platformu, tüm mağdur aileleri ve adalet isteyen herkesi Kadıköy’deki bu büyük buluşmaya çağırıyor.
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Kahramanmaraş Depremi Ve Bolu Yangını Kayıpları İçin Adalet Çağrısında Bulundu!

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depreminin ikinci yılı ve Bolu’daki yıkıcı yangında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve kayıplarının arkasındaki sorumluları sorumlu tutmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelecek. Etkinlik, 2 Şubat 2025 Pazar günü saat 18.00’de düzenlenecek ve yüzlerce mağdur aile, sevdiklerini anarken, adalet taleplerini yineleyecek.

"BOLU YANGINI, AYNI İHMALLERİN BENZER ACILAR DOĞURDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya, etkinlikle ilgili açıklamasında çok sert bir mesaj verdi. Kaya, "6 Şubat depreminin 2. yılına girerken acılarımız hâlâ taze. Birçok kaybın arkasındaki sorumlular hâlâ hesap vermedi. Bolu Kartalkaya’daki yangında yaşanan benzer ihmaller, bizleri yeniden sarsarak, acılarımızın derinliğini gözler önüne serdi. Bugün, bu kayıpların adaletini aramak için bir araya geliyoruz ve sorumluların peşini bırakmayacağız!” diyerek tepkisini dile getirdi.

YARALAR KAPANMADAN HESAP SORULACAK!

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 2023 yılının başında yıkıcı bir depreme ve Bolu’da feci bir yangına maruz kalmıştı. Aileler, hala sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısını yüreklerinde taşıyor ve hiçbir şekilde adaletin yerini bulmadığını vurguluyor. Platform, 2 Şubat 2025 tarihinde Kadıköy Rıhtım’da toplandığında, sadece kayıplarını anmayacak, aynı zamanda kayıpların sorumlularına yönelik hesap soran yüksek sesli bir adalet talebinde bulunacak.

KADIKÖY' DE BÜYÜK BULUŞMA

Bu etkinlik, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olacak. Kaybedilen canların yakınları, bir daha aynı acıların yaşanmaması adına güçlü bir sesle adalet talebinde bulunacaklar. Adalet Peşinde Aileleri Platformu, tüm mağdur aileleri ve adalet isteyen herkesi Kadıköy’deki bu büyük buluşmaya çağırıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

GÜNDEM 10.01.2025 - 18:16, Güncelleme: 11.01.2025 - 23:55 7498+ kez okundu.
 

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.
BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.  BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi. KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi. ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM  EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi.  KARALAR NEREYE KOŞUYOR? BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.
ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI


ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı. 
BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi.
KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi.
ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM 
EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi. 
KARALAR NEREYE KOŞUYOR?
BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

"ACILARIMIZ HALA TAZE, SORUMLULAR HALA HESAP VERMEDİ"

GÜNDEM 28.01.2025 - 16:00, Güncelleme: 28.01.2025 - 19:00 7396+ kez okundu.
 

"ACILARIMIZ HALA TAZE, SORUMLULAR HALA HESAP VERMEDİ"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Kahramanmaraş Depremi Ve Bolu Yangını Kayıpları İçin Adalet Çağrısında Bulundu!
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depreminin ikinci yılı ve Bolu’daki yıkıcı yangında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve kayıplarının arkasındaki sorumluları sorumlu tutmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelecek. Etkinlik, 2 Şubat 2025 Pazar günü saat 18.00’de düzenlenecek ve yüzlerce mağdur aile, sevdiklerini anarken, adalet taleplerini yineleyecek. "BOLU YANGINI, AYNI İHMALLERİN BENZER ACILAR DOĞURDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ" Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya, etkinlikle ilgili açıklamasında çok sert bir mesaj verdi. Kaya, "6 Şubat depreminin 2. yılına girerken acılarımız hâlâ taze. Birçok kaybın arkasındaki sorumlular hâlâ hesap vermedi. Bolu Kartalkaya’daki yangında yaşanan benzer ihmaller, bizleri yeniden sarsarak, acılarımızın derinliğini gözler önüne serdi. Bugün, bu kayıpların adaletini aramak için bir araya geliyoruz ve sorumluların peşini bırakmayacağız!” diyerek tepkisini dile getirdi. YARALAR KAPANMADAN HESAP SORULACAK! Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 2023 yılının başında yıkıcı bir depreme ve Bolu’da feci bir yangına maruz kalmıştı. Aileler, hala sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısını yüreklerinde taşıyor ve hiçbir şekilde adaletin yerini bulmadığını vurguluyor. Platform, 2 Şubat 2025 tarihinde Kadıköy Rıhtım’da toplandığında, sadece kayıplarını anmayacak, aynı zamanda kayıpların sorumlularına yönelik hesap soran yüksek sesli bir adalet talebinde bulunacak. KADIKÖY' DE BÜYÜK BULUŞMA Bu etkinlik, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olacak. Kaybedilen canların yakınları, bir daha aynı acıların yaşanmaması adına güçlü bir sesle adalet talebinde bulunacaklar. Adalet Peşinde Aileleri Platformu, tüm mağdur aileleri ve adalet isteyen herkesi Kadıköy’deki bu büyük buluşmaya çağırıyor.
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Kahramanmaraş Depremi Ve Bolu Yangını Kayıpları İçin Adalet Çağrısında Bulundu!

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depreminin ikinci yılı ve Bolu’daki yıkıcı yangında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve kayıplarının arkasındaki sorumluları sorumlu tutmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelecek. Etkinlik, 2 Şubat 2025 Pazar günü saat 18.00’de düzenlenecek ve yüzlerce mağdur aile, sevdiklerini anarken, adalet taleplerini yineleyecek.

"BOLU YANGINI, AYNI İHMALLERİN BENZER ACILAR DOĞURDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya, etkinlikle ilgili açıklamasında çok sert bir mesaj verdi. Kaya, "6 Şubat depreminin 2. yılına girerken acılarımız hâlâ taze. Birçok kaybın arkasındaki sorumlular hâlâ hesap vermedi. Bolu Kartalkaya’daki yangında yaşanan benzer ihmaller, bizleri yeniden sarsarak, acılarımızın derinliğini gözler önüne serdi. Bugün, bu kayıpların adaletini aramak için bir araya geliyoruz ve sorumluların peşini bırakmayacağız!” diyerek tepkisini dile getirdi.

YARALAR KAPANMADAN HESAP SORULACAK!

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 2023 yılının başında yıkıcı bir depreme ve Bolu’da feci bir yangına maruz kalmıştı. Aileler, hala sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısını yüreklerinde taşıyor ve hiçbir şekilde adaletin yerini bulmadığını vurguluyor. Platform, 2 Şubat 2025 tarihinde Kadıköy Rıhtım’da toplandığında, sadece kayıplarını anmayacak, aynı zamanda kayıpların sorumlularına yönelik hesap soran yüksek sesli bir adalet talebinde bulunacak.

KADIKÖY' DE BÜYÜK BULUŞMA

Bu etkinlik, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olacak. Kaybedilen canların yakınları, bir daha aynı acıların yaşanmaması adına güçlü bir sesle adalet talebinde bulunacaklar. Adalet Peşinde Aileleri Platformu, tüm mağdur aileleri ve adalet isteyen herkesi Kadıköy’deki bu büyük buluşmaya çağırıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

"ADANA KADIN CİNAYETLERİNDE BAŞI ÇEKİYOR"

GÜNDEM 06.11.2024 - 18:45, Güncelleme: 06.11.2024 - 18:45 4819+ kez okundu.
 

"ADANA KADIN CİNAYETLERİNDE BAŞI ÇEKİYOR"

Adana’da KESK Kadın Meclisi'nden Kadına Yönelik Şiddete Karşı Sessiz Kalmayan Mücadele
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, (KESK) Kadın Meclisi Adana’da kadına yönelik şiddetin arttığı ve kadın cinayetlerinin hızla çoğaldığı bir dönemde önemli bir eyleme imza attı. Baraj Yolu Duygu Kafe'nin önünde başlatılan imza kampanyası, kadınlara yönelik şiddetin son bulması için sesini yükselten binlerce kadının ve erkeğin katılımıyla büyük ilgi gördü. Kampanya, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmak üzere, kadına yönelik şiddetle mücadelede ciddi adımların atılmasına çağrıda bulunuyor. "GÜNDE EN AZ 3,4 KADIN YAKINLARI TARAFINDAN KATLEDİLİYOR" KESK Kadın Meclisi adına açıklamalarda bulunan Selma Çınkır, Adana'da kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin ulaştığı korkunç boyutlara dikkat çekti. Çınkır, “Günlük en az 3-4 kadın, en yakınları tarafından öldürülüyor. Adana, kadın cinayetlerinde maalesef başı çeken şehirlerden biri” diyerek, artan şiddetle ilgili endişelerini dile getirdi. Kampanyanın başladığı ilk günlerde Adana’da beş kadın cinayeti işlendiğini vurgulayan Çınkır, son olarak 25 yaşındaki bir kadının eski sevgilisi tarafından öldürülmesinin durumu ne kadar vahim hale getirdiğini gösterdiğini belirtti. "CEZASIZLIK POLİTİKALARI SONA ERMELİ" Kampanyanın temel amacı, İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden hayata geçirilmesi ve kadın cinayetlerine yönelik cezasızlık politikasının sona erdirilmesidir. Çınkır, “İstanbul Sözleşmesi'nin feshi ve 6284 Sayılı Yasa'nın tartışmaya açılması, kadına yönelik baskının artmasının temel sebeplerindendir” diyerek, kadına yönelik şiddeti durdurmaya yönelik politikaların değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Çınkır, kadınlara yönelik saldırıların yalnızca suçluların değil, toplumun geneli tarafından da sorumluluğa sahip olduğunu vurguladı. "ERKEKLERDE MÜCADELEDE YER ALIYOR" Çınkır, kampanyaya ilgi gösterenler arasında birçok erkeğinde bulunduğunu kaydetti. Çınkır, "Kadın cinayetlerine ve şiddete karşı duydukları tepkilerini dile getiren bu erkekler, kampanyaya katılarak güçlü bir mesaj verdiler. Bazı erkekler, imza atmakta çekinmelerine rağmen, içsel bir sorumluluk hissiyle kampanyaya destek verdiklerini belirttiler. Erkekler de bu durumu sorguluyor ve kadına yönelik güçlü bir şekilde mücadele etmek istiyor. Kadın cinayetleri, erkekleri de rahatsız ediyor” dedi. BİR KADIN CİNAYETİNE TANIK OLAN BİR ERKEK: "DEVLET KORUYAMADI, BEN KORUDUM" Kampanya sırasında paylaşılan dramatik bir hikaye ise, 11 yıl önce kız kardeşini öldürmek isteyen eniştesini öldüren bir erkeğe ait. Bu kişi, “Devlet kız kardeşimi koruyamadı, ben de onu korumak için gözümü karartarak eniştemi öldürdüm” diyerek, şiddet mağduru bir kadına yardım etmek için kendi hayatını riske atmak zorunda kaldığını belirtti. Bu açıklama, kadınlara yönelik şiddetle mücadeledeki eksiklikleri gözler önüne serdi. "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ AİLELERİ DE KORUYOR" Çınkır, İstanbul Sözleşmesi'nin yalnızca kadını değil, aynı zamanda aileyi de koruyan bir anlaşma olduğunu belirtti. Çınkır, "İmza kampanyasına katılan bir erkek, 'Eşim sürekli polisi arıyor, ben 55 yaşındayım, sokaklarda kaldım' diyerek, İstanbul Sözleşmesi'nin kendisini mağdur ettiğini söyledi. Malesef halkımız İstanbul Sözleşmesi'ni bilmiyor ve yanlış anlıyor. Ancak bilgilendirildiğinde, bu sözleşmenin erkekleri, kadınları ve aileleri koruyan önemli bir düzenleme olduğunu fark edecekler" dedi. "KADINLAR, GELECEKLERİ İÇİN MÜCADELE EDİYOR" Çınkır: "kampanyada yalnızca yetişkin bireyler değil, çocuklar da yer aldı. Anneler, babalar ve çocuklar, toplumsal duyarlılığa destek olmak amacıyla kampanyaya katıldılar. İmza vererek, onlara daha güvenli bir gelecek bırakmak isteyen aileler, toplumun yapısının değişmesi için önemli bir adım attılar. Bu tür eylemler, kadın cinayetlerine karşı toplumsal bir tepki oluşturan ve değişim için büyük bir adım atılmasına yardımcı olan hareketlerdir"diye konuştu. "ŞİDDETİ DURDURMAK İÇİN HEMEN ADIM ATILMALI" Çınkır: "KESK Kadın Meclisi'nin başlattığı imza kampanyası, yalnızca bir imza toplama eylemi değil, aynı zamanda kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı toplumsal bir ses çıkaran önemli bir hareket olmuştur. Kadınların yaşam hakları için verilen bu mücadele, İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesi için yapılan çağrı, şiddetsiz bir toplum kurma adına güçlü bir birliktelik oluşturmuştur. Bu toplumsal hareketin devamlılığı, sadece imza sayılarıyla değil, aynı zamanda toplumsal değişimle ölçülmelidir" şeklinde konuştu.
Adana’da KESK Kadın Meclisi'nden Kadına Yönelik Şiddete Karşı Sessiz Kalmayan Mücadele

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, (KESK) Kadın Meclisi Adana’da kadına yönelik şiddetin arttığı ve kadın cinayetlerinin hızla çoğaldığı bir dönemde önemli bir eyleme imza attı. Baraj Yolu Duygu Kafe'nin önünde başlatılan imza kampanyası, kadınlara yönelik şiddetin son bulması için sesini yükselten binlerce kadının ve erkeğin katılımıyla büyük ilgi gördü. Kampanya, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmak üzere, kadına yönelik şiddetle mücadelede ciddi adımların atılmasına çağrıda bulunuyor.

"GÜNDE EN AZ 3,4 KADIN YAKINLARI TARAFINDAN KATLEDİLİYOR"

KESK Kadın Meclisi adına açıklamalarda bulunan Selma Çınkır, Adana'da kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin ulaştığı korkunç boyutlara dikkat çekti. Çınkır, “Günlük en az 3-4 kadın, en yakınları tarafından öldürülüyor. Adana, kadın cinayetlerinde maalesef başı çeken şehirlerden biri” diyerek, artan şiddetle ilgili endişelerini dile getirdi. Kampanyanın başladığı ilk günlerde Adana’da beş kadın cinayeti işlendiğini vurgulayan Çınkır, son olarak 25 yaşındaki bir kadının eski sevgilisi tarafından öldürülmesinin durumu ne kadar vahim hale getirdiğini gösterdiğini belirtti.


"CEZASIZLIK POLİTİKALARI SONA ERMELİ"

Kampanyanın temel amacı, İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden hayata geçirilmesi ve kadın cinayetlerine yönelik cezasızlık politikasının sona erdirilmesidir. Çınkır, “İstanbul Sözleşmesi'nin feshi ve 6284 Sayılı Yasa'nın tartışmaya açılması, kadına yönelik baskının artmasının temel sebeplerindendir” diyerek, kadına yönelik şiddeti durdurmaya yönelik politikaların değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Çınkır, kadınlara yönelik saldırıların yalnızca suçluların değil, toplumun geneli tarafından da sorumluluğa sahip olduğunu vurguladı.

"ERKEKLERDE MÜCADELEDE YER ALIYOR"

Çınkır, kampanyaya ilgi gösterenler arasında birçok erkeğinde bulunduğunu kaydetti. Çınkır, "Kadın cinayetlerine ve şiddete karşı duydukları tepkilerini dile getiren bu erkekler, kampanyaya katılarak güçlü bir mesaj verdiler. Bazı erkekler, imza atmakta çekinmelerine rağmen, içsel bir sorumluluk hissiyle kampanyaya destek verdiklerini belirttiler. Erkekler de bu durumu sorguluyor ve kadına yönelik güçlü bir şekilde mücadele etmek istiyor. Kadın cinayetleri, erkekleri de rahatsız ediyor” dedi.

BİR KADIN CİNAYETİNE TANIK OLAN BİR ERKEK: "DEVLET KORUYAMADI, BEN KORUDUM"

Kampanya sırasında paylaşılan dramatik bir hikaye ise, 11 yıl önce kız kardeşini öldürmek isteyen eniştesini öldüren bir erkeğe ait. Bu kişi, “Devlet kız kardeşimi koruyamadı, ben de onu korumak için gözümü karartarak eniştemi öldürdüm” diyerek, şiddet mağduru bir kadına yardım etmek için kendi hayatını riske atmak zorunda kaldığını belirtti. Bu açıklama, kadınlara yönelik şiddetle mücadeledeki eksiklikleri gözler önüne serdi.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ AİLELERİ DE KORUYOR"

Çınkır, İstanbul Sözleşmesi'nin yalnızca kadını değil, aynı zamanda aileyi de koruyan bir anlaşma olduğunu belirtti. Çınkır, "İmza kampanyasına katılan bir erkek, 'Eşim sürekli polisi arıyor, ben 55 yaşındayım, sokaklarda kaldım' diyerek, İstanbul Sözleşmesi'nin kendisini mağdur ettiğini söyledi. Malesef halkımız İstanbul Sözleşmesi'ni bilmiyor ve yanlış anlıyor. Ancak bilgilendirildiğinde, bu sözleşmenin erkekleri, kadınları ve aileleri koruyan önemli bir düzenleme olduğunu fark edecekler" dedi.

"KADINLAR, GELECEKLERİ İÇİN MÜCADELE EDİYOR"

Çınkır: "kampanyada yalnızca yetişkin bireyler değil, çocuklar da yer aldı. Anneler, babalar ve çocuklar, toplumsal duyarlılığa destek olmak amacıyla kampanyaya katıldılar. İmza vererek, onlara daha güvenli bir gelecek bırakmak isteyen aileler, toplumun yapısının değişmesi için önemli bir adım attılar. Bu tür eylemler, kadın cinayetlerine karşı toplumsal bir tepki oluşturan ve değişim için büyük bir adım atılmasına yardımcı olan hareketlerdir"diye konuştu.

"ŞİDDETİ DURDURMAK İÇİN HEMEN ADIM ATILMALI"

Çınkır: "KESK Kadın Meclisi'nin başlattığı imza kampanyası, yalnızca bir imza toplama eylemi değil, aynı zamanda kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı toplumsal bir ses çıkaran önemli bir hareket olmuştur. Kadınların yaşam hakları için verilen bu mücadele, İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesi için yapılan çağrı, şiddetsiz bir toplum kurma adına güçlü bir birliktelik oluşturmuştur. Bu toplumsal hareketin devamlılığı, sadece imza sayılarıyla değil, aynı zamanda toplumsal değişimle ölçülmelidir" şeklinde konuştu.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

"ADANA KADIN CİNAYETLERİNDE BAŞI ÇEKİYOR"

GÜNDEM 06.11.2024 - 18:45, Güncelleme: 06.11.2024 - 18:45 4819+ kez okundu.
 

"ADANA KADIN CİNAYETLERİNDE BAŞI ÇEKİYOR"

Adana’da KESK Kadın Meclisi'nden Kadına Yönelik Şiddete Karşı Sessiz Kalmayan Mücadele
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, (KESK) Kadın Meclisi Adana’da kadına yönelik şiddetin arttığı ve kadın cinayetlerinin hızla çoğaldığı bir dönemde önemli bir eyleme imza attı. Baraj Yolu Duygu Kafe'nin önünde başlatılan imza kampanyası, kadınlara yönelik şiddetin son bulması için sesini yükselten binlerce kadının ve erkeğin katılımıyla büyük ilgi gördü. Kampanya, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmak üzere, kadına yönelik şiddetle mücadelede ciddi adımların atılmasına çağrıda bulunuyor. "GÜNDE EN AZ 3,4 KADIN YAKINLARI TARAFINDAN KATLEDİLİYOR" KESK Kadın Meclisi adına açıklamalarda bulunan Selma Çınkır, Adana'da kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin ulaştığı korkunç boyutlara dikkat çekti. Çınkır, “Günlük en az 3-4 kadın, en yakınları tarafından öldürülüyor. Adana, kadın cinayetlerinde maalesef başı çeken şehirlerden biri” diyerek, artan şiddetle ilgili endişelerini dile getirdi. Kampanyanın başladığı ilk günlerde Adana’da beş kadın cinayeti işlendiğini vurgulayan Çınkır, son olarak 25 yaşındaki bir kadının eski sevgilisi tarafından öldürülmesinin durumu ne kadar vahim hale getirdiğini gösterdiğini belirtti. "CEZASIZLIK POLİTİKALARI SONA ERMELİ" Kampanyanın temel amacı, İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden hayata geçirilmesi ve kadın cinayetlerine yönelik cezasızlık politikasının sona erdirilmesidir. Çınkır, “İstanbul Sözleşmesi'nin feshi ve 6284 Sayılı Yasa'nın tartışmaya açılması, kadına yönelik baskının artmasının temel sebeplerindendir” diyerek, kadına yönelik şiddeti durdurmaya yönelik politikaların değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Çınkır, kadınlara yönelik saldırıların yalnızca suçluların değil, toplumun geneli tarafından da sorumluluğa sahip olduğunu vurguladı. "ERKEKLERDE MÜCADELEDE YER ALIYOR" Çınkır, kampanyaya ilgi gösterenler arasında birçok erkeğinde bulunduğunu kaydetti. Çınkır, "Kadın cinayetlerine ve şiddete karşı duydukları tepkilerini dile getiren bu erkekler, kampanyaya katılarak güçlü bir mesaj verdiler. Bazı erkekler, imza atmakta çekinmelerine rağmen, içsel bir sorumluluk hissiyle kampanyaya destek verdiklerini belirttiler. Erkekler de bu durumu sorguluyor ve kadına yönelik güçlü bir şekilde mücadele etmek istiyor. Kadın cinayetleri, erkekleri de rahatsız ediyor” dedi. BİR KADIN CİNAYETİNE TANIK OLAN BİR ERKEK: "DEVLET KORUYAMADI, BEN KORUDUM" Kampanya sırasında paylaşılan dramatik bir hikaye ise, 11 yıl önce kız kardeşini öldürmek isteyen eniştesini öldüren bir erkeğe ait. Bu kişi, “Devlet kız kardeşimi koruyamadı, ben de onu korumak için gözümü karartarak eniştemi öldürdüm” diyerek, şiddet mağduru bir kadına yardım etmek için kendi hayatını riske atmak zorunda kaldığını belirtti. Bu açıklama, kadınlara yönelik şiddetle mücadeledeki eksiklikleri gözler önüne serdi. "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ AİLELERİ DE KORUYOR" Çınkır, İstanbul Sözleşmesi'nin yalnızca kadını değil, aynı zamanda aileyi de koruyan bir anlaşma olduğunu belirtti. Çınkır, "İmza kampanyasına katılan bir erkek, 'Eşim sürekli polisi arıyor, ben 55 yaşındayım, sokaklarda kaldım' diyerek, İstanbul Sözleşmesi'nin kendisini mağdur ettiğini söyledi. Malesef halkımız İstanbul Sözleşmesi'ni bilmiyor ve yanlış anlıyor. Ancak bilgilendirildiğinde, bu sözleşmenin erkekleri, kadınları ve aileleri koruyan önemli bir düzenleme olduğunu fark edecekler" dedi. "KADINLAR, GELECEKLERİ İÇİN MÜCADELE EDİYOR" Çınkır: "kampanyada yalnızca yetişkin bireyler değil, çocuklar da yer aldı. Anneler, babalar ve çocuklar, toplumsal duyarlılığa destek olmak amacıyla kampanyaya katıldılar. İmza vererek, onlara daha güvenli bir gelecek bırakmak isteyen aileler, toplumun yapısının değişmesi için önemli bir adım attılar. Bu tür eylemler, kadın cinayetlerine karşı toplumsal bir tepki oluşturan ve değişim için büyük bir adım atılmasına yardımcı olan hareketlerdir"diye konuştu. "ŞİDDETİ DURDURMAK İÇİN HEMEN ADIM ATILMALI" Çınkır: "KESK Kadın Meclisi'nin başlattığı imza kampanyası, yalnızca bir imza toplama eylemi değil, aynı zamanda kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı toplumsal bir ses çıkaran önemli bir hareket olmuştur. Kadınların yaşam hakları için verilen bu mücadele, İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesi için yapılan çağrı, şiddetsiz bir toplum kurma adına güçlü bir birliktelik oluşturmuştur. Bu toplumsal hareketin devamlılığı, sadece imza sayılarıyla değil, aynı zamanda toplumsal değişimle ölçülmelidir" şeklinde konuştu.
Adana’da KESK Kadın Meclisi'nden Kadına Yönelik Şiddete Karşı Sessiz Kalmayan Mücadele

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, (KESK) Kadın Meclisi Adana’da kadına yönelik şiddetin arttığı ve kadın cinayetlerinin hızla çoğaldığı bir dönemde önemli bir eyleme imza attı. Baraj Yolu Duygu Kafe'nin önünde başlatılan imza kampanyası, kadınlara yönelik şiddetin son bulması için sesini yükselten binlerce kadının ve erkeğin katılımıyla büyük ilgi gördü. Kampanya, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmak üzere, kadına yönelik şiddetle mücadelede ciddi adımların atılmasına çağrıda bulunuyor.

"GÜNDE EN AZ 3,4 KADIN YAKINLARI TARAFINDAN KATLEDİLİYOR"

KESK Kadın Meclisi adına açıklamalarda bulunan Selma Çınkır, Adana'da kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin ulaştığı korkunç boyutlara dikkat çekti. Çınkır, “Günlük en az 3-4 kadın, en yakınları tarafından öldürülüyor. Adana, kadın cinayetlerinde maalesef başı çeken şehirlerden biri” diyerek, artan şiddetle ilgili endişelerini dile getirdi. Kampanyanın başladığı ilk günlerde Adana’da beş kadın cinayeti işlendiğini vurgulayan Çınkır, son olarak 25 yaşındaki bir kadının eski sevgilisi tarafından öldürülmesinin durumu ne kadar vahim hale getirdiğini gösterdiğini belirtti.


"CEZASIZLIK POLİTİKALARI SONA ERMELİ"

Kampanyanın temel amacı, İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden hayata geçirilmesi ve kadın cinayetlerine yönelik cezasızlık politikasının sona erdirilmesidir. Çınkır, “İstanbul Sözleşmesi'nin feshi ve 6284 Sayılı Yasa'nın tartışmaya açılması, kadına yönelik baskının artmasının temel sebeplerindendir” diyerek, kadına yönelik şiddeti durdurmaya yönelik politikaların değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Çınkır, kadınlara yönelik saldırıların yalnızca suçluların değil, toplumun geneli tarafından da sorumluluğa sahip olduğunu vurguladı.

"ERKEKLERDE MÜCADELEDE YER ALIYOR"

Çınkır, kampanyaya ilgi gösterenler arasında birçok erkeğinde bulunduğunu kaydetti. Çınkır, "Kadın cinayetlerine ve şiddete karşı duydukları tepkilerini dile getiren bu erkekler, kampanyaya katılarak güçlü bir mesaj verdiler. Bazı erkekler, imza atmakta çekinmelerine rağmen, içsel bir sorumluluk hissiyle kampanyaya destek verdiklerini belirttiler. Erkekler de bu durumu sorguluyor ve kadına yönelik güçlü bir şekilde mücadele etmek istiyor. Kadın cinayetleri, erkekleri de rahatsız ediyor” dedi.

BİR KADIN CİNAYETİNE TANIK OLAN BİR ERKEK: "DEVLET KORUYAMADI, BEN KORUDUM"

Kampanya sırasında paylaşılan dramatik bir hikaye ise, 11 yıl önce kız kardeşini öldürmek isteyen eniştesini öldüren bir erkeğe ait. Bu kişi, “Devlet kız kardeşimi koruyamadı, ben de onu korumak için gözümü karartarak eniştemi öldürdüm” diyerek, şiddet mağduru bir kadına yardım etmek için kendi hayatını riske atmak zorunda kaldığını belirtti. Bu açıklama, kadınlara yönelik şiddetle mücadeledeki eksiklikleri gözler önüne serdi.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ AİLELERİ DE KORUYOR"

Çınkır, İstanbul Sözleşmesi'nin yalnızca kadını değil, aynı zamanda aileyi de koruyan bir anlaşma olduğunu belirtti. Çınkır, "İmza kampanyasına katılan bir erkek, 'Eşim sürekli polisi arıyor, ben 55 yaşındayım, sokaklarda kaldım' diyerek, İstanbul Sözleşmesi'nin kendisini mağdur ettiğini söyledi. Malesef halkımız İstanbul Sözleşmesi'ni bilmiyor ve yanlış anlıyor. Ancak bilgilendirildiğinde, bu sözleşmenin erkekleri, kadınları ve aileleri koruyan önemli bir düzenleme olduğunu fark edecekler" dedi.

"KADINLAR, GELECEKLERİ İÇİN MÜCADELE EDİYOR"

Çınkır: "kampanyada yalnızca yetişkin bireyler değil, çocuklar da yer aldı. Anneler, babalar ve çocuklar, toplumsal duyarlılığa destek olmak amacıyla kampanyaya katıldılar. İmza vererek, onlara daha güvenli bir gelecek bırakmak isteyen aileler, toplumun yapısının değişmesi için önemli bir adım attılar. Bu tür eylemler, kadın cinayetlerine karşı toplumsal bir tepki oluşturan ve değişim için büyük bir adım atılmasına yardımcı olan hareketlerdir"diye konuştu.

"ŞİDDETİ DURDURMAK İÇİN HEMEN ADIM ATILMALI"

Çınkır: "KESK Kadın Meclisi'nin başlattığı imza kampanyası, yalnızca bir imza toplama eylemi değil, aynı zamanda kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı toplumsal bir ses çıkaran önemli bir hareket olmuştur. Kadınların yaşam hakları için verilen bu mücadele, İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesi için yapılan çağrı, şiddetsiz bir toplum kurma adına güçlü bir birliktelik oluşturmuştur. Bu toplumsal hareketin devamlılığı, sadece imza sayılarıyla değil, aynı zamanda toplumsal değişimle ölçülmelidir" şeklinde konuştu.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Maliye esnafa çöktü!

EKONOMİ 24.11.2024 - 17:08, Güncelleme: 24.11.2024 - 17:08 3663+ kez okundu.
 

Maliye esnafa çöktü!

Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor.
Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde yaşanan artışın yanı sıra girdi maliyetlerinin de yükselmesi karşısında, küçük ölçekli esnaf ve sanatkar kara kara düşünürken, birçoğu ise ya kepenk kapatıyor ya da kapatma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda. HACİZ VE BLOKE KISKACI YAŞIYORUZ Birçok esnaf ve işletmeci günü siftah yapmadan kapatırken, Maliye, SGK ve Bağ-Kur borçları nedeniyle hesaplarına haciz ve bloke konulan esnaf sayısı da gün be gün çoğalıyor. Gazetemiz Egemen’e konuşan küçük esnaf ve işletmeciler, çoğu zaman gözlerini sabah haciz ve bloke işlemlerine açtıklarından dert yandılar. Günümüz ekonomik koşullarında iş yapamadıklarını vurgulayan esnaf, haciz ve bloke işlemlerinin de işin tuzu-biberini oluşturduğuna dikkat çekerken, “Elimiz kolumuz bağlanıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz, bu soruna bir çözüm bulunmalı” çağrısında bulundular. KEPENK Mİ KAPATMAMIZ İSTENİYOR? İşyerlerinin kira, elektrik gibi işletme giderlerini dahi karşılamakta zorlandıklarını kaydeden esnaf, “İşlerimizi çevirmekte, yanımızda çalışan üç-beş personelin maaşını ödemekte zorlandığımız şu günlerde bir de Maliye, SGK, Bağ-Kur gibi kurumların hesaplarımıza haciz ve bloke koymaları bizleri tamamen iş yapamaz duruma getiriyor. Bir süre sonra ise hesaplarımızdaki paralardan tahsilat yapılıyor.  Bu durumda kira, vergi, elektrik, su, doğalgaz, personel ücretini nasıl ödeyeceğiz? Bu uygulamalarla bizlere ‘kepenk mi kapatın’ denilmek isteniyor” şeklinde konuştular. HESABINA HACİZ KONULAN ESNAF ALACAKLI ÇIKTI Bir başka esnaf ise, geçtiğimiz salı günü SGK tarafından hesaplarına haciz konulduğunu öğrendiğinde ertesi sabah kuruma giderek, durumu öğrenmeye çalıştığını anlattı. Kurum yetkililerine borcunun olmadığını, nasıl haciz konulduğunu sorduğunda, yetkililerin önce sadece 147 lira borcu olduğunun söylendiğini ancak itirazı sonucu hesapların tekrar incelenmesi sonucunda kendisinin kurumdan 260 lira alacaklı çıktığını bildirdi. Ancak, hesabına haciz konulması nedeniyle, bankalar tarafından kara listeye alındığını, kredilerinin kapandığını belirten esnaf, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor.

Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde yaşanan artışın yanı sıra girdi maliyetlerinin de yükselmesi karşısında, küçük ölçekli esnaf ve sanatkar kara kara düşünürken, birçoğu ise ya kepenk kapatıyor ya da kapatma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda.

HACİZ VE BLOKE KISKACI YAŞIYORUZ

Birçok esnaf ve işletmeci günü siftah yapmadan kapatırken, Maliye, SGK ve Bağ-Kur borçları nedeniyle hesaplarına haciz ve bloke konulan esnaf sayısı da gün be gün çoğalıyor. Gazetemiz Egemen’e konuşan küçük esnaf ve işletmeciler, çoğu zaman gözlerini sabah haciz ve bloke işlemlerine açtıklarından dert yandılar. Günümüz ekonomik koşullarında iş yapamadıklarını vurgulayan esnaf, haciz ve bloke işlemlerinin de işin tuzu-biberini oluşturduğuna dikkat çekerken, “Elimiz kolumuz bağlanıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz, bu soruna bir çözüm bulunmalı” çağrısında bulundular.

KEPENK Mİ KAPATMAMIZ İSTENİYOR?

İşyerlerinin kira, elektrik gibi işletme giderlerini dahi karşılamakta zorlandıklarını kaydeden esnaf, “İşlerimizi çevirmekte, yanımızda çalışan üç-beş personelin maaşını ödemekte zorlandığımız şu günlerde bir de Maliye, SGK, Bağ-Kur gibi kurumların hesaplarımıza haciz ve bloke koymaları bizleri tamamen iş yapamaz duruma getiriyor. Bir süre sonra ise hesaplarımızdaki paralardan tahsilat yapılıyor.  Bu durumda kira, vergi, elektrik, su, doğalgaz, personel ücretini nasıl ödeyeceğiz? Bu uygulamalarla bizlere ‘kepenk mi kapatın’ denilmek isteniyor” şeklinde konuştular.

HESABINA HACİZ KONULAN ESNAF ALACAKLI ÇIKTI

Bir başka esnaf ise, geçtiğimiz salı günü SGK tarafından hesaplarına haciz konulduğunu öğrendiğinde ertesi sabah kuruma giderek, durumu öğrenmeye çalıştığını anlattı. Kurum yetkililerine borcunun olmadığını, nasıl haciz konulduğunu sorduğunda, yetkililerin önce sadece 147 lira borcu olduğunun söylendiğini ancak itirazı sonucu hesapların tekrar incelenmesi sonucunda kendisinin kurumdan 260 lira alacaklı çıktığını bildirdi. Ancak, hesabına haciz konulması nedeniyle, bankalar tarafından kara listeye alındığını, kredilerinin kapandığını belirten esnaf, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Adana’da güzellik krizi

GÜNDEM 17.04.2025 - 12:03, Güncelleme: 17.04.2025 - 16:23 3224+ kez okundu.
 

Adana’da güzellik krizi

Adana'nın en bilinen güzellik merkezlerinden biri olan Bellapais hakkında çarpıcı iddialar gündemde.
 İşletmenin sahibi olduğu öne sürülen Sinem Çekinmez'in yurt dışına kaçtığı, güzellik merkezinin ise faaliyetlerini ani şekilde durdurduğu iddia ediliyor. Adana'da yıllardır faaliyet gösteren ve birçok şubesi bulunan Bellapais Güzellik Merkezi hakkında şok edici gelişmeler yaşanıyor.  Tedarikçilere, müşterilere ve çalışanlara yüksek miktarda borcu olduğu ileri sürülen merkezin, sosyal medya hesaplarını kapatarak tüm faaliyetlerine son verdiği belirtildi. İddialara göre, Bellapais'in sahibi olduğu belirtilen Sinem Çekinmez, herhangi bir açıklama yapmadan ortadan kayboldu. Çalışanlar, hem maaşlarını hem de kıdem haklarını alamadıklarını söylerken, Çekinmez'e günlerdir ulaşamadıklarını ifade etti. Bellapais'te çalışan birçok personel, alacaklarını tahsil edemedikleri gerekçesiyle Adana’daki AVM'de bulunan şube önünde toplanarak basına açıklamalarda bulundu. Personeller, hiçbir bilgilendirme yapılmadan işletmenin kapatıldığını, işten çıkarıldıklarını sonradan öğrendiklerini ve mağdur olduklarını dile getirdi. Öte yandan edinilen bilgilere göre, Sinem Çekinmez'e ait olduğu belirlenen üç farklı iş yeri ve ikamet adresine polis ekipleri tarafından baskın düzenlendi. Bu adreslerde arama yapıldığı, ancak resmi bir açıklamanın henüz yapılmadığı öğrenildi. Mağdur çalışanlar ise hukuki süreç başlatmaya hazırlanıyor.
Adana'nın en bilinen güzellik merkezlerinden biri olan Bellapais hakkında çarpıcı iddialar gündemde.

 İşletmenin sahibi olduğu öne sürülen Sinem Çekinmez'in yurt dışına kaçtığı, güzellik merkezinin ise faaliyetlerini ani şekilde durdurduğu iddia ediliyor. Adana'da yıllardır faaliyet gösteren ve birçok şubesi bulunan Bellapais Güzellik Merkezi hakkında şok edici gelişmeler yaşanıyor. 
Tedarikçilere, müşterilere ve çalışanlara yüksek miktarda borcu olduğu ileri sürülen merkezin, sosyal medya hesaplarını kapatarak tüm faaliyetlerine son verdiği belirtildi. İddialara göre, Bellapais'in sahibi olduğu belirtilen Sinem Çekinmez, herhangi bir açıklama yapmadan ortadan kayboldu. Çalışanlar, hem maaşlarını hem de kıdem haklarını alamadıklarını söylerken, Çekinmez'e günlerdir ulaşamadıklarını ifade etti.
Bellapais'te çalışan birçok personel, alacaklarını tahsil edemedikleri gerekçesiyle Adana’daki AVM'de bulunan şube önünde toplanarak basına açıklamalarda bulundu. Personeller, hiçbir bilgilendirme yapılmadan işletmenin kapatıldığını, işten çıkarıldıklarını sonradan öğrendiklerini ve mağdur olduklarını dile getirdi. Öte yandan edinilen bilgilere göre, Sinem Çekinmez'e ait olduğu belirlenen üç farklı iş yeri ve ikamet adresine polis ekipleri tarafından baskın düzenlendi. Bu adreslerde arama yapıldığı, ancak resmi bir açıklamanın henüz yapılmadığı öğrenildi. Mağdur çalışanlar ise hukuki süreç başlatmaya hazırlanıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Maliye esnafa çöktü!

EKONOMİ 24.11.2024 - 17:08, Güncelleme: 24.11.2024 - 17:08 3663+ kez okundu.
 

Maliye esnafa çöktü!

Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor.
Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde yaşanan artışın yanı sıra girdi maliyetlerinin de yükselmesi karşısında, küçük ölçekli esnaf ve sanatkar kara kara düşünürken, birçoğu ise ya kepenk kapatıyor ya da kapatma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda. HACİZ VE BLOKE KISKACI YAŞIYORUZ Birçok esnaf ve işletmeci günü siftah yapmadan kapatırken, Maliye, SGK ve Bağ-Kur borçları nedeniyle hesaplarına haciz ve bloke konulan esnaf sayısı da gün be gün çoğalıyor. Gazetemiz Egemen’e konuşan küçük esnaf ve işletmeciler, çoğu zaman gözlerini sabah haciz ve bloke işlemlerine açtıklarından dert yandılar. Günümüz ekonomik koşullarında iş yapamadıklarını vurgulayan esnaf, haciz ve bloke işlemlerinin de işin tuzu-biberini oluşturduğuna dikkat çekerken, “Elimiz kolumuz bağlanıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz, bu soruna bir çözüm bulunmalı” çağrısında bulundular. KEPENK Mİ KAPATMAMIZ İSTENİYOR? İşyerlerinin kira, elektrik gibi işletme giderlerini dahi karşılamakta zorlandıklarını kaydeden esnaf, “İşlerimizi çevirmekte, yanımızda çalışan üç-beş personelin maaşını ödemekte zorlandığımız şu günlerde bir de Maliye, SGK, Bağ-Kur gibi kurumların hesaplarımıza haciz ve bloke koymaları bizleri tamamen iş yapamaz duruma getiriyor. Bir süre sonra ise hesaplarımızdaki paralardan tahsilat yapılıyor.  Bu durumda kira, vergi, elektrik, su, doğalgaz, personel ücretini nasıl ödeyeceğiz? Bu uygulamalarla bizlere ‘kepenk mi kapatın’ denilmek isteniyor” şeklinde konuştular. HESABINA HACİZ KONULAN ESNAF ALACAKLI ÇIKTI Bir başka esnaf ise, geçtiğimiz salı günü SGK tarafından hesaplarına haciz konulduğunu öğrendiğinde ertesi sabah kuruma giderek, durumu öğrenmeye çalıştığını anlattı. Kurum yetkililerine borcunun olmadığını, nasıl haciz konulduğunu sorduğunda, yetkililerin önce sadece 147 lira borcu olduğunun söylendiğini ancak itirazı sonucu hesapların tekrar incelenmesi sonucunda kendisinin kurumdan 260 lira alacaklı çıktığını bildirdi. Ancak, hesabına haciz konulması nedeniyle, bankalar tarafından kara listeye alındığını, kredilerinin kapandığını belirten esnaf, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor.

Enflasyonun önüne bir türlü geçilemediği günümüzde, özellikle küçük esnaf ve işletmecilerin haciz ve hesaplarına bloke konulması nedeniyle sorunları giderek katmerleşiyor. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde yaşanan artışın yanı sıra girdi maliyetlerinin de yükselmesi karşısında, küçük ölçekli esnaf ve sanatkar kara kara düşünürken, birçoğu ise ya kepenk kapatıyor ya da kapatma riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda.

HACİZ VE BLOKE KISKACI YAŞIYORUZ

Birçok esnaf ve işletmeci günü siftah yapmadan kapatırken, Maliye, SGK ve Bağ-Kur borçları nedeniyle hesaplarına haciz ve bloke konulan esnaf sayısı da gün be gün çoğalıyor. Gazetemiz Egemen’e konuşan küçük esnaf ve işletmeciler, çoğu zaman gözlerini sabah haciz ve bloke işlemlerine açtıklarından dert yandılar. Günümüz ekonomik koşullarında iş yapamadıklarını vurgulayan esnaf, haciz ve bloke işlemlerinin de işin tuzu-biberini oluşturduğuna dikkat çekerken, “Elimiz kolumuz bağlanıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz, bu soruna bir çözüm bulunmalı” çağrısında bulundular.

KEPENK Mİ KAPATMAMIZ İSTENİYOR?

İşyerlerinin kira, elektrik gibi işletme giderlerini dahi karşılamakta zorlandıklarını kaydeden esnaf, “İşlerimizi çevirmekte, yanımızda çalışan üç-beş personelin maaşını ödemekte zorlandığımız şu günlerde bir de Maliye, SGK, Bağ-Kur gibi kurumların hesaplarımıza haciz ve bloke koymaları bizleri tamamen iş yapamaz duruma getiriyor. Bir süre sonra ise hesaplarımızdaki paralardan tahsilat yapılıyor.  Bu durumda kira, vergi, elektrik, su, doğalgaz, personel ücretini nasıl ödeyeceğiz? Bu uygulamalarla bizlere ‘kepenk mi kapatın’ denilmek isteniyor” şeklinde konuştular.

HESABINA HACİZ KONULAN ESNAF ALACAKLI ÇIKTI

Bir başka esnaf ise, geçtiğimiz salı günü SGK tarafından hesaplarına haciz konulduğunu öğrendiğinde ertesi sabah kuruma giderek, durumu öğrenmeye çalıştığını anlattı. Kurum yetkililerine borcunun olmadığını, nasıl haciz konulduğunu sorduğunda, yetkililerin önce sadece 147 lira borcu olduğunun söylendiğini ancak itirazı sonucu hesapların tekrar incelenmesi sonucunda kendisinin kurumdan 260 lira alacaklı çıktığını bildirdi. Ancak, hesabına haciz konulması nedeniyle, bankalar tarafından kara listeye alındığını, kredilerinin kapandığını belirten esnaf, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

"ACILARIMIZ HALA TAZE, SORUMLULAR HALA HESAP VERMEDİ"

GÜNDEM 28.01.2025 - 16:00, Güncelleme: 28.01.2025 - 19:00 7396+ kez okundu.
 

"ACILARIMIZ HALA TAZE, SORUMLULAR HALA HESAP VERMEDİ"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Kahramanmaraş Depremi Ve Bolu Yangını Kayıpları İçin Adalet Çağrısında Bulundu!
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depreminin ikinci yılı ve Bolu’daki yıkıcı yangında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve kayıplarının arkasındaki sorumluları sorumlu tutmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelecek. Etkinlik, 2 Şubat 2025 Pazar günü saat 18.00’de düzenlenecek ve yüzlerce mağdur aile, sevdiklerini anarken, adalet taleplerini yineleyecek. "BOLU YANGINI, AYNI İHMALLERİN BENZER ACILAR DOĞURDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ" Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya, etkinlikle ilgili açıklamasında çok sert bir mesaj verdi. Kaya, "6 Şubat depreminin 2. yılına girerken acılarımız hâlâ taze. Birçok kaybın arkasındaki sorumlular hâlâ hesap vermedi. Bolu Kartalkaya’daki yangında yaşanan benzer ihmaller, bizleri yeniden sarsarak, acılarımızın derinliğini gözler önüne serdi. Bugün, bu kayıpların adaletini aramak için bir araya geliyoruz ve sorumluların peşini bırakmayacağız!” diyerek tepkisini dile getirdi. YARALAR KAPANMADAN HESAP SORULACAK! Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 2023 yılının başında yıkıcı bir depreme ve Bolu’da feci bir yangına maruz kalmıştı. Aileler, hala sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısını yüreklerinde taşıyor ve hiçbir şekilde adaletin yerini bulmadığını vurguluyor. Platform, 2 Şubat 2025 tarihinde Kadıköy Rıhtım’da toplandığında, sadece kayıplarını anmayacak, aynı zamanda kayıpların sorumlularına yönelik hesap soran yüksek sesli bir adalet talebinde bulunacak. KADIKÖY' DE BÜYÜK BULUŞMA Bu etkinlik, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olacak. Kaybedilen canların yakınları, bir daha aynı acıların yaşanmaması adına güçlü bir sesle adalet talebinde bulunacaklar. Adalet Peşinde Aileleri Platformu, tüm mağdur aileleri ve adalet isteyen herkesi Kadıköy’deki bu büyük buluşmaya çağırıyor.
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Kahramanmaraş Depremi Ve Bolu Yangını Kayıpları İçin Adalet Çağrısında Bulundu!

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depreminin ikinci yılı ve Bolu’daki yıkıcı yangında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve kayıplarının arkasındaki sorumluları sorumlu tutmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelecek. Etkinlik, 2 Şubat 2025 Pazar günü saat 18.00’de düzenlenecek ve yüzlerce mağdur aile, sevdiklerini anarken, adalet taleplerini yineleyecek.

"BOLU YANGINI, AYNI İHMALLERİN BENZER ACILAR DOĞURDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya, etkinlikle ilgili açıklamasında çok sert bir mesaj verdi. Kaya, "6 Şubat depreminin 2. yılına girerken acılarımız hâlâ taze. Birçok kaybın arkasındaki sorumlular hâlâ hesap vermedi. Bolu Kartalkaya’daki yangında yaşanan benzer ihmaller, bizleri yeniden sarsarak, acılarımızın derinliğini gözler önüne serdi. Bugün, bu kayıpların adaletini aramak için bir araya geliyoruz ve sorumluların peşini bırakmayacağız!” diyerek tepkisini dile getirdi.

YARALAR KAPANMADAN HESAP SORULACAK!

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 2023 yılının başında yıkıcı bir depreme ve Bolu’da feci bir yangına maruz kalmıştı. Aileler, hala sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısını yüreklerinde taşıyor ve hiçbir şekilde adaletin yerini bulmadığını vurguluyor. Platform, 2 Şubat 2025 tarihinde Kadıköy Rıhtım’da toplandığında, sadece kayıplarını anmayacak, aynı zamanda kayıpların sorumlularına yönelik hesap soran yüksek sesli bir adalet talebinde bulunacak.

KADIKÖY' DE BÜYÜK BULUŞMA

Bu etkinlik, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olacak. Kaybedilen canların yakınları, bir daha aynı acıların yaşanmaması adına güçlü bir sesle adalet talebinde bulunacaklar. Adalet Peşinde Aileleri Platformu, tüm mağdur aileleri ve adalet isteyen herkesi Kadıköy’deki bu büyük buluşmaya çağırıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

"KAYYUM ATAMALARINDAN SONRA SIRA KREŞLERE GELDİ"

GÜNDEM 25.11.2024 - 18:38, Güncelleme: 25.11.2024 - 18:44 5210+ kez okundu.
 

"KAYYUM ATAMALARINDAN SONRA SIRA KREŞLERE GELDİ"

Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, belediye kreşlerinin kapatılma girişimlerinin, CHP’li belediyeleri etkisiz kılma amacı taşıdığını vurguladı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na gönderdiği yazıyla ortaya çıkan belediyelerin açtığı kreşlere izin verilmemesi, mevcutların da kapatılması yönündeki iddialara tepkiler yükseliyor. Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin de, belediye kreşlerinin kapatılma girişimine tepki gösterdi. Başkan Tekin, belediye kreşlerinin kapatılmak istenmesinin kadınların çalışmasının önünde büyük bir engel oluşturacağını vurguladı. Ülke genelindeki belediye kreşlerinde, binlerce çalışan kadının çocuklarının tüm çocuklar gibi hayata “eşit bir başlangıç” yapmalarını sağladığını kaydeden Başkan Tekin, bu girişimin altında CHP’li belediyeleri kamuoyunda başarısız göstermek ve etkisiz kılma amacının yattığına dikkat çekti. Bu tür engelleme girişimlerinin sonuç vermeyeceğini dile getiren Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, “Belediye kreşlerinde ayrım gözetmeksizin tüm çocuklarımız nitelikli eğitim ve hizmet almaktadır. Kreşlerimizde alanında uzman eğitimciler görev yapıyor. Kreşlerin kapatılması durumunda bu insanlar işsiz kalacaktır. Böyle bir girişim kabul edilemez. Kayyum atamalarından sonra, şimdi sıra kreşlerin kapatılmasına geldi” şeklinde tepki gösterdi.
Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, belediye kreşlerinin kapatılma girişimlerinin, CHP’li belediyeleri etkisiz kılma amacı taşıdığını vurguladı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na gönderdiği yazıyla ortaya çıkan belediyelerin açtığı kreşlere izin verilmemesi, mevcutların da kapatılması yönündeki iddialara tepkiler yükseliyor. Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin de, belediye kreşlerinin kapatılma girişimine tepki gösterdi.

Başkan Tekin, belediye kreşlerinin kapatılmak istenmesinin kadınların çalışmasının önünde büyük bir engel oluşturacağını vurguladı. Ülke genelindeki belediye kreşlerinde, binlerce çalışan kadının çocuklarının tüm çocuklar gibi hayata “eşit bir başlangıç” yapmalarını sağladığını kaydeden Başkan Tekin, bu girişimin altında CHP’li belediyeleri kamuoyunda başarısız göstermek ve etkisiz kılma amacının yattığına dikkat çekti.

Bu tür engelleme girişimlerinin sonuç vermeyeceğini dile getiren Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, “Belediye kreşlerinde ayrım gözetmeksizin tüm çocuklarımız nitelikli eğitim ve hizmet almaktadır. Kreşlerimizde alanında uzman eğitimciler görev yapıyor. Kreşlerin kapatılması durumunda bu insanlar işsiz kalacaktır. Böyle bir girişim kabul edilemez. Kayyum atamalarından sonra, şimdi sıra kreşlerin kapatılmasına geldi” şeklinde tepki gösterdi.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

GÜNDEM 10.01.2025 - 18:16, Güncelleme: 11.01.2025 - 23:55 7498+ kez okundu.
 

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.
BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.  BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi. KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi. ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM  EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi.  KARALAR NEREYE KOŞUYOR? BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.
ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI


ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı. 
BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi.
KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi.
ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM 
EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi. 
KARALAR NEREYE KOŞUYOR?
BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

İmamoğlu'na mali suçlardan tutuklama

SİYASET 23.03.2025 - 19:28, Güncelleme: 23.03.2025 - 19:28 4521+ kez okundu.
 

İmamoğlu'na mali suçlardan tutuklama

İmamoğlu'na mali suçlardan tutuklama
İmamoğlu’na mali suçlardan tutukluma Hakkında iki ayrı suçlamayla 19 Mart sabahı gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı ön seçim aday adayı Ekrem İmamoğlu, savcılık tarafından tutuklanma talebiyle sevk edildiği nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından “yolsuzluk soruşturması” kapsamında tutuklandı. İmamoğlu, diğer suçlama olan “kent uzlaşısı” ayağından ise serbest bırakıldı. KAYYUM ATANMAYACAK Ekrem İmamoğlu'nun "silahlı terör örgütüne yardım etme", "suç örgütü kurma", "ihaleye fesat karıştırma" ve "rüşvet almak" suçlamalarıyla tutuklanması talep edilmişti. İmamoğlu’nun silahlı terör örgütüne yardım etme, suç örgütü kurma suçlamalarından serbest bırakılması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmayacağı anlamına geliyor. ……………….. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı ön seçim aday adayı Ekrem İmamoğlu, 4 günlük gözaltı süreci sonrası çıkarıldığı mahkeme tarafından yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklandı. İmamoğlu, hakkındaki silahlı terör örgütüne yardım etme, suç örgütü kurma suçlamalarından ise hakkında adli kontrol kararı olmadan serbest bırakıldı. İMAMOĞLU'NUN İFADESİ Bu arada, İmamoğlu'nun mahkemedeki savunması da ortaya çıktı. Emniyet ve savcılıktaki ifadesini aynen tekrar ettiğini belirten İmamoğlu, "Mahkeme anında elime geçen sevk yazsında benden ifade alan savcının isminin olmadığı, farklı iki savcının isminin olduğunu gördüm. Sayfalarca PKK terör örgütü, hiç ilgilenmediği KCK, HDK vesaire kısaltmalarla geçen farklı dergilerde farklı terör örgütlerinin söylemlerinin dizidiği, tam bir kumpas ve pusu düzenin kuran 2 savcının suç isnadını görmektetim. Hepsi benim için çöp niteliğindedir. Bütün bunları benim için yazan ve terör örgütü üyeliğini ortaya koyan kişiler meslek şereflerini kaybetmiş kişilerdir. Bu tür kişiler sadece bunları yazma marifetine sahip değil muhtemeldir ki ülkemizin başına bela olmuş veya olacak terör örgütü deneyimlerine de sahip olduklarını düşünüyorum. Çünkü bu tür pusu ve kumpas işi terör örgütü üyesi olmakla başarılabilir diye düşünüyorum. Yaptıkları bu iş ve işlemler ülkemizin adalet sistemine atılmış bir bombadır, tahribatı büyük olacaktır" dedi "Türk yargısına ve on binlerce namuslu yargıç, savcılara sesleniyorum ki bu tür meslek namusunu, meslek ahlakını yitirmiş insanlara meydan vermeyin, şeref yoksunu bu insanlar ramazan ayında kul hakkının ötesine geçip milletimize ve vatana ihanet etmektedirler, dolayısıyla suç isnadının bende zerre kadar kıymeti yoktur, yazdıkları her sayfa çöp niteliğindedir" diyen İmamoğlu, "Bu mahkemeye gelen bütün karalayıcı, kumpas içerikli iddiaları reddediyorum" diyerek serbest bırakılmasını talep etti. BAŞSAVCILIK'TAN 'TERÖR' SORUŞTURMASI KARARINA İTİRAZ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "terör" soruşturmasında serbest bırakılmasına itiraz edeceği öğrenildi. "KENT UZLAŞISI" TUTUKLAMASI 'Kent uzlaşısı' soruşturmasında üzerlerine atılı "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan tutuklanmaları istemiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan tutuklandı. YOLSUZLUK SORUŞTURMASI TUTUKLAMALARI "Yolsuzluk" soruşturması kapsamında nöbetçi sulh ceza hakimliği, ifadesi tamamlanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı ve İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İPA Başkanı Buğra Gökce, Serdar Haydanlı, Ali İlbak, Adem Tuncay, Ahmet Köksal, Ali Nuhoğlu, Eyüp Subaşı, Kamil Timur Delibaş, Murat Abbas, Mete Sarıaltun, Alper Aydın, Serdal Taşkın, Serkan Öztürk, Mustafa Nihat Sütlaş, Süleyman Atik, Ahmet Çiçek, Yusuf İlbak, Servet Yıldırım'ın tutuklanmasına karar verdi.
İmamoğlu'na mali suçlardan tutuklama
İmamoğlu’na mali suçlardan tutukluma Hakkında iki ayrı suçlamayla 19 Mart sabahı gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı ön seçim aday adayı Ekrem İmamoğlu, savcılık tarafından tutuklanma talebiyle sevk edildiği nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından “yolsuzluk soruşturması” kapsamında tutuklandı. İmamoğlu, diğer suçlama olan “kent uzlaşısı” ayağından ise serbest bırakıldı. KAYYUM ATANMAYACAK Ekrem İmamoğlu'nun "silahlı terör örgütüne yardım etme", "suç örgütü kurma", "ihaleye fesat karıştırma" ve "rüşvet almak" suçlamalarıyla tutuklanması talep edilmişti. İmamoğlu’nun silahlı terör örgütüne yardım etme, suç örgütü kurma suçlamalarından serbest bırakılması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmayacağı anlamına geliyor. ……………….. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı ön seçim aday adayı Ekrem İmamoğlu, 4 günlük gözaltı süreci sonrası çıkarıldığı mahkeme tarafından yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklandı. İmamoğlu, hakkındaki silahlı terör örgütüne yardım etme, suç örgütü kurma suçlamalarından ise hakkında adli kontrol kararı olmadan serbest bırakıldı. İMAMOĞLU'NUN İFADESİ Bu arada, İmamoğlu'nun mahkemedeki savunması da ortaya çıktı. Emniyet ve savcılıktaki ifadesini aynen tekrar ettiğini belirten İmamoğlu, "Mahkeme anında elime geçen sevk yazsında benden ifade alan savcının isminin olmadığı, farklı iki savcının isminin olduğunu gördüm. Sayfalarca PKK terör örgütü, hiç ilgilenmediği KCK, HDK vesaire kısaltmalarla geçen farklı dergilerde farklı terör örgütlerinin söylemlerinin dizidiği, tam bir kumpas ve pusu düzenin kuran 2 savcının suç isnadını görmektetim. Hepsi benim için çöp niteliğindedir. Bütün bunları benim için yazan ve terör örgütü üyeliğini ortaya koyan kişiler meslek şereflerini kaybetmiş kişilerdir. Bu tür kişiler sadece bunları yazma marifetine sahip değil muhtemeldir ki ülkemizin başına bela olmuş veya olacak terör örgütü deneyimlerine de sahip olduklarını düşünüyorum. Çünkü bu tür pusu ve kumpas işi terör örgütü üyesi olmakla başarılabilir diye düşünüyorum. Yaptıkları bu iş ve işlemler ülkemizin adalet sistemine atılmış bir bombadır, tahribatı büyük olacaktır" dedi "Türk yargısına ve on binlerce namuslu yargıç, savcılara sesleniyorum ki bu tür meslek namusunu, meslek ahlakını yitirmiş insanlara meydan vermeyin, şeref yoksunu bu insanlar ramazan ayında kul hakkının ötesine geçip milletimize ve vatana ihanet etmektedirler, dolayısıyla suç isnadının bende zerre kadar kıymeti yoktur, yazdıkları her sayfa çöp niteliğindedir" diyen İmamoğlu, "Bu mahkemeye gelen bütün karalayıcı, kumpas içerikli iddiaları reddediyorum" diyerek serbest bırakılmasını talep etti. BAŞSAVCILIK'TAN 'TERÖR' SORUŞTURMASI KARARINA İTİRAZ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "terör" soruşturmasında serbest bırakılmasına itiraz edeceği öğrenildi. "KENT UZLAŞISI" TUTUKLAMASI 'Kent uzlaşısı' soruşturmasında üzerlerine atılı "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan tutuklanmaları istemiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan tutuklandı. YOLSUZLUK SORUŞTURMASI TUTUKLAMALARI "Yolsuzluk" soruşturması kapsamında nöbetçi sulh ceza hakimliği, ifadesi tamamlanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı ve İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İPA Başkanı Buğra Gökce, Serdar Haydanlı, Ali İlbak, Adem Tuncay, Ahmet Köksal, Ali Nuhoğlu, Eyüp Subaşı, Kamil Timur Delibaş, Murat Abbas, Mete Sarıaltun, Alper Aydın, Serdal Taşkın, Serkan Öztürk, Mustafa Nihat Sütlaş, Süleyman Atik, Ahmet Çiçek, Yusuf İlbak, Servet Yıldırım'ın tutuklanmasına karar verdi.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

GÜNDEM 10.01.2025 - 18:16, Güncelleme: 11.01.2025 - 23:55 7498+ kez okundu.
 

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI

ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.
BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.  BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi. KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi. ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM  EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi.  KARALAR NEREYE KOŞUYOR? BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.
ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı.

BÜYÜKŞEHİR’DE İŞÇİ KIYIMI


ADANA Büyükşehir Belediyesi’nde şok gelişme. Zeydan Karalar başkanlığındaki Adana Büyükşehir Belediyesi’nde emekliliği yaklaşan bini aşkın işçinin işine dün itibariyle son verildiği ortaya çıktı. Yaşanan gelişme, Adana kamuoyunda şok etkisi yarattı. 
BÜYÜKŞEHİR Belediyesinde değişik birimlerde çalışan ve emekliliği yaklaşan işçilerin, Başkan Zeydan Karalar’ın talimatıyla işlerine son verildi. İşlerine son verilmeden önce, emekliliği istenen çalışanların bu talebe sıcak bakmaması üzerine Karalar’ın talimatı üzerine ilgili daire başkanlıklarının işçilere iş akitlerinin sonlandırıldığına ilişkin resmi yazı gönderildi.
KENDİLERİNE iletilen resmi yazıyla şoke olan işçilere, çalışma süreleri doğrultusunda ihbar tazminatı ödeneceği öğrenildi. En fazla 9 hafta olan iş arama süresi boyunca, işten çıkarılan işçiler işlerine devam ederken, imzalanan sözleşmenin, iş hukukuna aykırı olduğu ve bu konuda Yargıtay başta olmak üzere hukuki içtihatlar bulunduğu kaydedildi.
ÇALIŞMAYANLAR İŞE DEVAM 
EGEMEN’İN edindiği bilgilere göre, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işe gelmeyen, bankamatikten maaşını çeken onlarca çalışan bulunurken, mesaisine gelen, verimli çalışan emekliliğini doldurmuş ya da yaklaşmış işçilerin, yasal olarak “emeklilik zorunluluğu bulunmamasına” rağmen, işine son verilmesinin Zeydan Karalar’ın “sosyal demokrat” belediyecilik anlayışını ortaya koyması açısından, çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi. 
KARALAR NEREYE KOŞUYOR?
BÜYÜKŞEHİR ve iştirakleri ASKİ’den Ulaşım Daire Başkanlığı’na kadar her birimden işlerine son verilen işçilerin, yasal haklarını sonuna kadar arayacağı öğrenilirken, Başkan Karalar’ın bini aşkın emekçinin işine son vermesi, Adana kamuoyunda da büyük tepkilere yol açtı. Sosyal demokrat tabanda da “Karalar nereye koşuyor?” sorusuna yol açan işçi kıyımına partisi CHP’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu oldu.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

"ACILARIMIZ HALA TAZE, SORUMLULAR HALA HESAP VERMEDİ"

GÜNDEM 28.01.2025 - 16:00, Güncelleme: 28.01.2025 - 19:00 7396+ kez okundu.
 

"ACILARIMIZ HALA TAZE, SORUMLULAR HALA HESAP VERMEDİ"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Kahramanmaraş Depremi Ve Bolu Yangını Kayıpları İçin Adalet Çağrısında Bulundu!
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depreminin ikinci yılı ve Bolu’daki yıkıcı yangında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve kayıplarının arkasındaki sorumluları sorumlu tutmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelecek. Etkinlik, 2 Şubat 2025 Pazar günü saat 18.00’de düzenlenecek ve yüzlerce mağdur aile, sevdiklerini anarken, adalet taleplerini yineleyecek. "BOLU YANGINI, AYNI İHMALLERİN BENZER ACILAR DOĞURDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ" Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya, etkinlikle ilgili açıklamasında çok sert bir mesaj verdi. Kaya, "6 Şubat depreminin 2. yılına girerken acılarımız hâlâ taze. Birçok kaybın arkasındaki sorumlular hâlâ hesap vermedi. Bolu Kartalkaya’daki yangında yaşanan benzer ihmaller, bizleri yeniden sarsarak, acılarımızın derinliğini gözler önüne serdi. Bugün, bu kayıpların adaletini aramak için bir araya geliyoruz ve sorumluların peşini bırakmayacağız!” diyerek tepkisini dile getirdi. YARALAR KAPANMADAN HESAP SORULACAK! Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 2023 yılının başında yıkıcı bir depreme ve Bolu’da feci bir yangına maruz kalmıştı. Aileler, hala sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısını yüreklerinde taşıyor ve hiçbir şekilde adaletin yerini bulmadığını vurguluyor. Platform, 2 Şubat 2025 tarihinde Kadıköy Rıhtım’da toplandığında, sadece kayıplarını anmayacak, aynı zamanda kayıpların sorumlularına yönelik hesap soran yüksek sesli bir adalet talebinde bulunacak. KADIKÖY' DE BÜYÜK BULUŞMA Bu etkinlik, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olacak. Kaybedilen canların yakınları, bir daha aynı acıların yaşanmaması adına güçlü bir sesle adalet talebinde bulunacaklar. Adalet Peşinde Aileleri Platformu, tüm mağdur aileleri ve adalet isteyen herkesi Kadıköy’deki bu büyük buluşmaya çağırıyor.
Adalet Peşinde Aileleri Platformu, Kahramanmaraş Depremi Ve Bolu Yangını Kayıpları İçin Adalet Çağrısında Bulundu!

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depreminin ikinci yılı ve Bolu’daki yıkıcı yangında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak ve kayıplarının arkasındaki sorumluları sorumlu tutmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelecek. Etkinlik, 2 Şubat 2025 Pazar günü saat 18.00’de düzenlenecek ve yüzlerce mağdur aile, sevdiklerini anarken, adalet taleplerini yineleyecek.

"BOLU YANGINI, AYNI İHMALLERİN BENZER ACILAR DOĞURDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu Ankara Temsilcisi Döne Kaya, etkinlikle ilgili açıklamasında çok sert bir mesaj verdi. Kaya, "6 Şubat depreminin 2. yılına girerken acılarımız hâlâ taze. Birçok kaybın arkasındaki sorumlular hâlâ hesap vermedi. Bolu Kartalkaya’daki yangında yaşanan benzer ihmaller, bizleri yeniden sarsarak, acılarımızın derinliğini gözler önüne serdi. Bugün, bu kayıpların adaletini aramak için bir araya geliyoruz ve sorumluların peşini bırakmayacağız!” diyerek tepkisini dile getirdi.

YARALAR KAPANMADAN HESAP SORULACAK!

Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 2023 yılının başında yıkıcı bir depreme ve Bolu’da feci bir yangına maruz kalmıştı. Aileler, hala sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısını yüreklerinde taşıyor ve hiçbir şekilde adaletin yerini bulmadığını vurguluyor. Platform, 2 Şubat 2025 tarihinde Kadıköy Rıhtım’da toplandığında, sadece kayıplarını anmayacak, aynı zamanda kayıpların sorumlularına yönelik hesap soran yüksek sesli bir adalet talebinde bulunacak.

KADIKÖY' DE BÜYÜK BULUŞMA

Bu etkinlik, sadece bir anma değil, aynı zamanda bir direnişin simgesi olacak. Kaybedilen canların yakınları, bir daha aynı acıların yaşanmaması adına güçlü bir sesle adalet talebinde bulunacaklar. Adalet Peşinde Aileleri Platformu, tüm mağdur aileleri ve adalet isteyen herkesi Kadıköy’deki bu büyük buluşmaya çağırıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Gazeteci Yardım’a ‘soru sordun’ gözaltısı

GÜNDEM 15.05.2025 - 12:30, Güncelleme: 15.05.2025 - 17:45 3200 kez okundu.
 

Gazeteci Yardım’a ‘soru sordun’ gözaltısı

Adana Bunu Konuşuyor haber platformunun sahibi gazeteci Besime Yardım, silah kaçakçılığına yönelik yapılan bir operasyonda 94 kişinin gözaltına alınıp 73 kişinin serbest bırakılmasına dikkat çekerek “Sorun Adliyede mi, Emniyette mi?” sorusunu sormasının ardından “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla gözaltına alındı.
İfade vermeye çağrılan Yardım, haberi kaldırması yönünde yapılan telkinleri kabul etmediği gerekçesiyle adliyeye sevk edildi ve Adana 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından haftada bir imza atma şartıyla adli kontrolle serbest bırakıldı. Gün boyu süren işlemlerin ardından avukatı Özlem Süslüoğlu ile birlikte adliye çıkışında açıklama yapan gazeteci Yardım, “Son zamanlarda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın sosyal medyada verdiği, emniyet kaynaklarının paylaştığı ve haberlere yansıyan bilgilerde; yapılan operasyonlarda gözaltı ve tutuklama sayıları arasında ciddi farklar olduğunu gözlemledim. En son 94 kişinin gözaltına alınıp 73’ünün serbest bırakıldığı silah kaçakçılığı haberini yaparken bu farklara dikkat çekerek ‘Sorun Emniyette mi, Adliyede mi?’ diye bir soru sordum. Önce ifadeye çağırıldım. Haberi kaldırmam istendi, kabul etmeyince adliyeye sevk edildim. Şimdi de soru sorduğum için haftada bir imza vermek şartıyla serbest bırakıldım. Gazetecinin soru sorması suç değildir. Soru sormaya devam edeceğim” dedi. Avukat Özlem Süslüoğlu ise yaptığı açıklamada, “Suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği neyin suç olduğunu, neyin olmadığını biliriz hukukçular olarak. Ancak bugün görüyoruz ki Türkiye’de artık soru sormak bile suç sayılıyor. Oysa haberin kaynağı tamamen bakanlık açıklamaları ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan görüntülerdi. Müvekkilim yalnızca bir gazeteci hassasiyetiyle ‘Bu fark neden kaynaklanıyor? Sorun Emniyette mi, Adliyede mi?’ diye sorduğu için ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla gözaltına alındı. Bütün gün boyunca çalışamadı ve çalışma özgürlüğü engellendi. Adana’da suç oranları bu kadar yüksekken buna mı mesai harcanmalı? Antik Yunan’da Socrates soru sorduğu için idama mahkûm edilmişti, bugün de hâlâ Antik Yunan kuralları mı geçerli? Soru sorulmamalı mı?” ifadelerini kullandı.
Adana Bunu Konuşuyor haber platformunun sahibi gazeteci Besime Yardım, silah kaçakçılığına yönelik yapılan bir operasyonda 94 kişinin gözaltına alınıp 73 kişinin serbest bırakılmasına dikkat çekerek “Sorun Adliyede mi, Emniyette mi?” sorusunu sormasının ardından “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla gözaltına alındı.

İfade vermeye çağrılan Yardım, haberi kaldırması yönünde yapılan telkinleri kabul etmediği gerekçesiyle adliyeye sevk edildi ve Adana 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından haftada bir imza atma şartıyla adli kontrolle serbest bırakıldı.
Gün boyu süren işlemlerin ardından avukatı Özlem Süslüoğlu ile birlikte adliye çıkışında açıklama yapan gazeteci Yardım, “Son zamanlarda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın sosyal medyada verdiği, emniyet kaynaklarının paylaştığı ve haberlere yansıyan bilgilerde; yapılan operasyonlarda gözaltı ve tutuklama sayıları arasında ciddi farklar olduğunu gözlemledim. En son 94 kişinin gözaltına alınıp 73’ünün serbest bırakıldığı silah kaçakçılığı haberini yaparken bu farklara dikkat çekerek ‘Sorun Emniyette mi, Adliyede mi?’ diye bir soru sordum. Önce ifadeye çağırıldım. Haberi kaldırmam istendi, kabul etmeyince adliyeye sevk edildim. Şimdi de soru sorduğum için haftada bir imza vermek şartıyla serbest bırakıldım. Gazetecinin soru sorması suç değildir. Soru sormaya devam edeceğim” dedi.
Avukat Özlem Süslüoğlu ise yaptığı açıklamada, “Suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği neyin suç olduğunu, neyin olmadığını biliriz hukukçular olarak. Ancak bugün görüyoruz ki Türkiye’de artık soru sormak bile suç sayılıyor. Oysa haberin kaynağı tamamen bakanlık açıklamaları ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan görüntülerdi. Müvekkilim yalnızca bir gazeteci hassasiyetiyle ‘Bu fark neden kaynaklanıyor? Sorun Emniyette mi, Adliyede mi?’ diye sorduğu için ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla gözaltına alındı. Bütün gün boyunca çalışamadı ve çalışma özgürlüğü engellendi. Adana’da suç oranları bu kadar yüksekken buna mı mesai harcanmalı? Antik Yunan’da Socrates soru sorduğu için idama mahkûm edilmişti, bugün de hâlâ Antik Yunan kuralları mı geçerli? Soru sorulmamalı mı?” ifadelerini kullandı.

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.