“TÜRKİYE’DE 240 GÖLDEN SADECE 54’Ü KALDI! ”
“TÜRKİYE’DE 240 GÖLDEN SADECE 54’Ü KALDI! ”
"Sulak Alanlar Yok Oluyor! Geleceğimiz Tehlikede!" İklim Adaleti Koalisyonu'ndan Çok Kritik Uyarı!
2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla açıklama yapan İklim Adaleti Koalisyonu, Türkiye ve dünya genelinde sulak alanların hızla yok olduğunu vurgulayarak hükümetleri ve yerel yönetimleri acil önlem almaya çağırdı. Koalisyon, iklim krizi, sanayi ve tarım amaçlı aşırı su kullanımı, kirlilik ve yanlış politikalar nedeniyle sulak alanların geri dönüşü olmayan bir yok oluş sürecine girdiğini belirtti.
KÜRESEL ÇEVRE FELAKETİ: 1970’TEN BERİ SULAK ALANLARIN %35’İ HARİTADAN SİLİNDİ!
Koalisyon, insanlık tarihinin sulak alanlar çevresinde geliştiğini, ancak bu alanların ihmal edildiğini ve bilinçli olarak yok edildiğini ifade etti. Sulak alanların ne tür su ekosistemine sahip olduğuna bakılmaksızın (tatlı, tuzlu, acı, durgun veya akıntılı) biyolojik çeşitlilik açısından en değerli alanlar olduğunu belirten açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Sulak alanlar, yağmur ormanlarından sonra en yüksek biyolojik çeşitliliğe sahip ekosistemlerdir. Dünyanın sadece %6’sını kaplamalarına rağmen, kara üzerindeki bitki ve hayvan türlerinin %40’ı bu alanlarda yaşamaktadır. Kıyılardaki sulak alanlar, yağmur ormanlarına göre %55 daha fazla karbon depolama kapasitesine sahiptir. Ancak sulak alanlar, tropik ormanlardan üç kat hızlı yok olmaktadır. 1970’ten bu yana dünya üzerindeki sulak alanların %35’i haritadan silinmiştir.”
AŞIRI SU TÜKETİMİ SULAK ALANLARI KURUTUYOR, GÖL VE DERELERİ YOK EDİYOR!
Türkiye’de yer altı suyunun aşırı tüketilmesi ve sanayi-tarım faaliyetlerinin kontrolsüz ilerlemesi sonucu sulak alanların büyük bir kısmının kuruduğunu belirten Koalisyon, şu çarpıcı verileri paylaştı: "1965’ten bu yana Türkiye’de göl sayısı 240’tan 54’e düştü. Yani sulak alanlarımızın dörtte üçü yok oldu. Kalan göller ise aşırı su tüketimi ve kirlenme nedeniyle can çekişiyor. Ramsar Sözleşmesi’yle koruma altına alınan 12 uluslararası öneme sahip sulak alan da benzer tehditlerle karşı karşıya.” Koalisyon, tarım alanlarında su kullanımına sınır getirilmesine rağmen sanayi tesislerinin denetimsiz ve kaçak kuyularla büyük miktarda yer altı suyu tükettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:"Yakın geçmişte, 5-10 metrede yer altı suyu bulunabilirken, günümüzde birçok bölgede su seviyesi 200-300 metreye kadar düştü. Bu aşırı su tüketimi, yalnızca sulak alanları kurutmakla kalmıyor, göl ve derelerimizi de yok ediyor.”
“SÜPÜRTÜ DALGALARI VE MÜSİLAJ TEHLİKESİ KAPIDA”
Koalisyon, sanayi ve kanalizasyon atıklarının sulak alanlara ve denizlere arıtılmadan bırakılmasının, Marmara Denizi'nde müsilajın yeniden ortaya çıkmasına neden olduğunu belirtti. "Müsilaj, yalnızca deniz yüzeyini değil, deniz tabanını da kaplayarak ekosistem çöküşüne yol açmaktadır. 2021’deki müsilaj felaketine rağmen atık su arıtma tesisleri için vaat edilen yatırımlar yapılmadı. 2024 yılı itibarıyla Marmara Denizi’nin altında yeniden yoğun müsilaj tespit edildi. Eğer acil önlem alınmazsa, 2025 yılı Marmara’da daha büyük bir müsilaj felaketiyle karşılaşacağımız yıl olacak.”
“DEPREM ENKAZI SULAK ALANLARA DÖKÜLÜYOR!”
Koalisyon, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi sonrası Hatay’da bulunan Mileyha Sulak Alanı’na moloz döküldüğünü belirterek, yetkililerin bu konuda duyarsız davrandığını vurguladı. "Mileyha, Afrika ile Avrupa arasındaki göç yollarının en önemli konumlarından biridir. Kuşlar için hayati bir barınma ve beslenme alanı olan bu bölgeye deprem molozları dökülerek sulak alan yok edilmek isteniyor. Ayrıca, deprem öncesinde askıya alınan imar planıyla Mileyha, yapılaşmaya açılmak istenmektedir. Bu, yalnızca doğa için değil, bölgedeki insanlar için de felaket anlamına gelmektedir.”
“SİYASİ İKTİDAR ÇEVRE KORUMA MEVZUATINI İŞLEVSİZ HALE GETİRDİ”
Koalisyon, son 24 yılda Türkiye’de çevre koruma mevzuatlarının sermaye lehine defalarca değiştirildiğini belirterek şunları vurguladı:"AKP hükümeti döneminde çevre koruma önlemleri sistematik olarak kaldırıldı. Sanayi tesislerine, sulak alanlara ve kıyılara atık boşaltma izni verildi. Arıtma tesislerinin yetersizliği nedeniyle kirletilen sular, ekosistemleri yok etmekle kalmayıp iklim krizini de derinleştiriyor.”
“GÜÇLÜ YASALAR VE ACİL ÖNLEMLER ALINMALI!”
Koalisyon, sulak alanların korunmasının siyasi iktidarın sorumluluğunda olduğunu belirterek hükümeti ve yerel yönetimleri göreve çağırdı. Açıklamada şu taleplere yer verildi: Sanayi tesislerinin aşırı yer altı suyu kullanımı sıkı denetlenmeli ve kaçak kuyular kapatılmalıdır. Sulak alanlara ve göllere atık su deşarjı engellenmelidir. Sulak alanların korunması için güçlü yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Marmara Denizi'nde müsilaj felaketini önlemek için acil ve etkili önlemler alınmalıdır. Deprem sonrası oluşan moloz yığınlarının sulak alanlara dökülmesi derhal durdurulmalıdır. "Sulak alanlarımızı kaybettikçe, geleceğimizi de kaybediyoruz!" diyen Koalisyon, çevre politikalarının tamamen değişmesi gerektiğini ve sulak alanların korunması için acil harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.