Marketlere giriyoruz ve bakıyoruz ki yerli ürün ne kadar az.
Kaşar peynir alacaksın belki; 4-5 tane Hollanda markası.
Nohut alıyorsun ve bakıyorsun ki okyanus ötesinden gelmiş.
Üretim yeri Kanada.
Artık bir tane bile yerli sigaramız kalmamış.
Sokaktaki satılan ucuz sigaralar ise zaten kaçak geliyor.
Bir şey yapmalı. Çare üretimdedir.
Başka da çaremiz kalmamıştır.
*
Ekmek aslanın midesinde
Adana’da fırıncılar ekmeğe zam istiyor.
Aksi takdirde kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklarını söylüyor.
Tüm girdiler zamlanmış. Fırınlar birer birer iflas edebilir. Peki; vatandaş ne yapsın?
Vatandaşın ekmeği küçülüyor. Vatandaş ekmek parasını zor bulur hale gelmiş.
Toprak Mahsulleri Ofisi ise 250 bin ton ekmeklik buğday ithal edecek.
Yahu bu ülke istedikten sonra tahıl deposu olur.
Durum şu ki ekmek aslanın ağzında değil midesinde.
*
Şehir berbat halde
Ne kadar düzensiz bir kent haline geldik. Parkların içinden, kaldırımlardan insandan çok bisiklet ve motosiklet geçiyor. Bazı sinyalizasyonlar yayalara yeşil yanıyor, yan taraftaki yoldan gelen araçlara da yeşil yanınca facianın eşiğinden dönülüyor. Toplu taşıma araçları tam bir rezalet. Engelliye, yaşlıya, şehit yakınına saygısızlık diz boyu.
10 yıllık binaları yerinde dönüşüm diye yıkıp 8-10 kat fazla çıkıyorlar. Şehrin göbeğindeki sokaklarda 2 kişi yan yana yürüyemiyor. Kaldırımların üstü araç parkı haline gelmiş.
SORULAR
- Tepebağ mahallesindeki kazılar ne zaman bitecek?
-Adana’da, belediye meclislerinde neden muhalefet yapılamadığını biliyor musunuz?
-Bazı özel okulların “iş garantili” diyerek vatandaşları kandırdığını biliyor musunuz?
- Saydam caddesi, Kuruköprü, Eski Vilayet, Kızılay caddesindeki trafik ne zamana kadar tıkanmaya devam edecek?
-Doğrudan teminle verilen işler sayesinde kimlerin servet sahibi yapıldığını biliyor musunuz?