589 milyon insan diyabetle yaşıyor

GÜNDEM 05.11.2025 - 15:21, Güncelleme: 05.11.2025 - 15:21 247 kez okundu.
 

589 milyon insan diyabetle yaşıyor

Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun 2024 verilerine göre dünyada 589 milyon insanın diyabet hastası olduğu belirtildi. Federasyon tarafından 2025 yılı için Diyabet Günü’nün odak noktasının “işyerinde diyabet” olması hedefleniyor. Projeksiyonlara göre 2025 yılına gelindiğinde her 8 yetişkinden 1’i yani yaklaşık 853 milyon kişi diyabet hastası olacak.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle, Adana İl Sağlık Müdürlüğü’nün internet sitesinde şunlara yer verildi: “Dünya Diyabet Günü (DDG), 160'tan fazla ülkede 1 milyardan fazla kişiye ulaşan dünyanın en büyük diyabet farkındalık kampanyasıdır. Diyabet Günü 1991 yılından beri her yıl, 1922'de Charles Best ile birlikte insülini keşfeden Sir Frederick Banting'in doğum günü olan 14 Kasım'da kutlanmaktadır. DDG, 1991 yılında Uluslararası Diyabet Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından oluşturuldu ve 2006 yılında Birleşmiş Milletler'in 61/225 sayılı Kararı'nın kabulüyle resmi Birleşmiş Milletler Günü haline gelmiştir. Dünya Diyabet Günü 2024-2026’nın teması “Diyabet ve Esenlik”tir. Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından 2025 yılı için Diyabet Gününün odak noktasının “işyerinde diyabet” olması hedeflendiği belirtilmektedir. Diyabet bakımına uygun erişim ve destek ile diyabetli herkes iyi yaşama şansına sahiptir. Uluslararası Diyabet Federasyonu 2024 yılı verilerine göre dünyada 589 milyon insan diyabetlidir. Diyabetli insanların ¾’ü düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. Diyabetli insanların yaklaşık yüzde 50’sine tanı konulmamıştır. Diyabetli 430 milyon kişi çalışma hayatındadır. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun projeksiyonlarına göre 2050 yılına gelindiğinde her 8 yetişkinden 1'i, yani yaklaşık 853 milyon kişi diyabet hastası olacak; bu da yüzde 45'lik bir artış anlamına gelmektedir. Diyabet, son 17 yılda sağlık harcamalarında en az 1 trilyon dolarlık artışa neden olmuştur. Diyabetli kişilerin yüzde 90'ından fazlasında sosyoekonomik, demografik, çevresel ve genetik faktörlerden kaynaklanan tip 2 diyabet vardır. Tip 2 diyabetin artışına katkıda bulunan başlıca faktörler şunlardır: Kentleşme, Yaşlanan bir nüfus, Azalan fiziksel aktivite seviyeleri, Aşırı kilo ve obezite yaygınlığının artması. Ancak, tip 2 diyabet için önleyici tedbirler alarak ve tüm diyabet tipleri için erken teşhis ve uygun bakım sağlayarak diyabetin etkisini azaltmak mümkündür. Bu önlemler, bu durumla yaşayan kişilerin komplikasyonlardan kaçınmasına veya bunları geciktirmesine yardımcı olabilir. Diyabet, kalp damar hastalıkları ve diğer bulaşıcı olmayan hastalıklar (ve genel olarak toplum sağlığının) önlenmesini iyileştirmek, değiştirilebilir davranışsal risk faktörlerinin yanı sıra hava kirliliği, diğer çevresel stres faktörleri ve inşa edilmiş çevre gibi dış faktörleri ele almak için çapraz ve tüm politikalarda sağlık yaklaşımı gerektirir; bunların hepsi çoğu bulaşıcı olmayan hastalık da ortak risk faktörleridir.   Sağlık Bakanlığı bünyesinde, önceki yıllarda da diyabetle programlı bir şekilde mücadele yaklaşımıyla çalışmalar yürütülmüştür. DSÖ Avrupa Bölge Ofisi ve Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun girişimi ile hazırlanan ve 1989 yılında ilan edilen “St.Vincent Bildirisi” ülkemiz adına 1992 yılında imzalanmıştır. 1994 yılında Sağlık Bakanlığı önderliğinde “Ulusal Diyabet Programı” adı ile geliştirilen program uygulamaya konulmuş ve halen Türkiye Diyabet Programı olarak yürütülmektedir. Programda diyabetle etkin mücadele edilebilmesi için ulaşılması gereken 5 amaç belirlenmiştir. Bu amaçlar; etkin diyabet yönetimi için politika geliştirmek ve uygulamak, diyabetin önlenmesini ve erken tanı konmasını sağlamak, diyabet ve komplikasyonlarının etkin tedavisini sağlamak, çocukluk çağında diyabet bakım ve tedavisini geliştirmek, tip 2 diyabet ve obeziteyi önlemek ve diyabet ve diyabet programını etkin izlemek ve değerlendirmektir. Her bir amacın hedefine ulaşması için stratejiler ve somut eylemler önerilmiştir. Türkiye Diyabet Programı, diyabetin en önemli risk faktörü olan obezitenin önlenmesi amacıyla yürütülen “Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” ile de desteklenmektedir. Programlarımız Bakanlığımız ve ilgili paydaşlar ile birlikte kararlılıkla yürütülmektedir”
Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun 2024 verilerine göre dünyada 589 milyon insanın diyabet hastası olduğu belirtildi. Federasyon tarafından 2025 yılı için Diyabet Günü’nün odak noktasının “işyerinde diyabet” olması hedefleniyor. Projeksiyonlara göre 2025 yılına gelindiğinde her 8 yetişkinden 1’i yani yaklaşık 853 milyon kişi diyabet hastası olacak.


14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle, Adana İl Sağlık Müdürlüğü’nün internet sitesinde şunlara yer verildi:
“Dünya Diyabet Günü (DDG), 160'tan fazla ülkede 1 milyardan fazla kişiye ulaşan dünyanın en büyük diyabet farkındalık kampanyasıdır. Diyabet Günü 1991 yılından beri her yıl, 1922'de Charles Best ile birlikte insülini keşfeden Sir Frederick Banting'in doğum günü olan 14 Kasım'da kutlanmaktadır.
DDG, 1991 yılında Uluslararası Diyabet Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından oluşturuldu ve 2006 yılında Birleşmiş Milletler'in 61/225 sayılı Kararı'nın kabulüyle resmi Birleşmiş Milletler Günü haline gelmiştir. Dünya Diyabet Günü 2024-2026’nın teması “Diyabet ve Esenlik”tir. Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından 2025 yılı için Diyabet Gününün odak noktasının “işyerinde diyabet” olması hedeflendiği belirtilmektedir. Diyabet bakımına uygun erişim ve destek ile diyabetli herkes iyi yaşama şansına sahiptir.
Uluslararası Diyabet Federasyonu 2024 yılı verilerine göre dünyada 589 milyon insan diyabetlidir. Diyabetli insanların ¾’ü düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. Diyabetli insanların yaklaşık yüzde 50’sine tanı konulmamıştır. Diyabetli 430 milyon kişi çalışma hayatındadır. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun projeksiyonlarına göre 2050 yılına gelindiğinde her 8 yetişkinden 1'i, yani yaklaşık 853 milyon kişi diyabet hastası olacak; bu da yüzde 45'lik bir artış anlamına gelmektedir. Diyabet, son 17 yılda sağlık harcamalarında en az 1 trilyon dolarlık artışa neden olmuştur. Diyabetli kişilerin yüzde 90'ından fazlasında sosyoekonomik, demografik, çevresel ve genetik faktörlerden kaynaklanan tip 2 diyabet vardır. Tip 2 diyabetin artışına katkıda bulunan başlıca faktörler şunlardır:
Kentleşme,
Yaşlanan bir nüfus,
Azalan fiziksel aktivite seviyeleri,
Aşırı kilo ve obezite yaygınlığının artması.
Ancak, tip 2 diyabet için önleyici tedbirler alarak ve tüm diyabet tipleri için erken teşhis ve uygun bakım sağlayarak diyabetin etkisini azaltmak mümkündür. Bu önlemler, bu durumla yaşayan kişilerin komplikasyonlardan kaçınmasına veya bunları geciktirmesine yardımcı olabilir.
Diyabet, kalp damar hastalıkları ve diğer bulaşıcı olmayan hastalıklar (ve genel olarak toplum sağlığının) önlenmesini iyileştirmek, değiştirilebilir davranışsal risk faktörlerinin yanı sıra hava kirliliği, diğer çevresel stres faktörleri ve inşa edilmiş çevre gibi dış faktörleri ele almak için çapraz ve tüm politikalarda sağlık yaklaşımı gerektirir; bunların hepsi çoğu bulaşıcı olmayan hastalık da ortak risk faktörleridir.  
Sağlık Bakanlığı bünyesinde, önceki yıllarda da diyabetle programlı bir şekilde mücadele yaklaşımıyla çalışmalar yürütülmüştür. DSÖ Avrupa Bölge Ofisi ve Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun girişimi ile hazırlanan ve 1989 yılında ilan edilen “St.Vincent Bildirisi” ülkemiz adına 1992 yılında imzalanmıştır. 1994 yılında Sağlık Bakanlığı önderliğinde “Ulusal Diyabet Programı” adı ile geliştirilen program uygulamaya konulmuş ve halen Türkiye Diyabet Programı olarak yürütülmektedir. Programda diyabetle etkin mücadele edilebilmesi için ulaşılması gereken 5 amaç belirlenmiştir. Bu amaçlar; etkin diyabet yönetimi için politika geliştirmek ve uygulamak, diyabetin önlenmesini ve erken tanı konmasını sağlamak, diyabet ve komplikasyonlarının etkin tedavisini sağlamak, çocukluk çağında diyabet bakım ve tedavisini geliştirmek, tip 2 diyabet ve obeziteyi önlemek ve diyabet ve diyabet programını etkin izlemek ve değerlendirmektir. Her bir amacın hedefine ulaşması için stratejiler ve somut eylemler önerilmiştir. Türkiye Diyabet Programı, diyabetin en önemli risk faktörü olan obezitenin önlenmesi amacıyla yürütülen “Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” ile de desteklenmektedir. Programlarımız Bakanlığımız ve ilgili paydaşlar ile birlikte kararlılıkla yürütülmektedir”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.