“Bir mesleğin itibarı market promosyonuyla ölçülemez”

GÜNDEM 24.11.2025 - 16:07, Güncelleme: 24.11.2025 - 16:07 1353 kez okundu.
 

“Bir mesleğin itibarı market promosyonuyla ölçülemez”

Eğitim-İş Sendikası, Milli Eğitim Bakanlığı Milli Eğitim Akademisi Başkanlığı’nın Öğretmenler Günü için yayımladığı yazıya tepki gösterirken, “Yazının öğretmene biçtiği “değer” de açıkça budur:
10 GB internet, 500 dakika konuşma, 200 TL market çeki, 400 TL kitap indirimi” değerlendirmesinde bulundu. Sendikanın internet sitesinde konuya ilişkin şunlar savlandı: “Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı Millî Eğitim Akademisi Başkanlığı’nın 24 Kasım Öğretmenler Günü için yayımladığı yazı, öğretmenlik mesleğini “kutsiyet”, “maarif davası” ve “medeniyet” gibi ifadelerle uzun uzun yüceltirken; iş somut saygı göstermeye ve gerçek karşılık vermeye gelince bir kez daha ticari kampanya bültenine dönüşmektedir. Bir bakanlığın öğretmeni promosyonlara yönlendirmesi, hak kayıplarını gidermek yerine öğretmenliği ticari ilişki ağlarının vitrinine yerleştiren bir anlayışın göstergesidir. Yazıda “medeniyet köprüsü kuran”, “erdemli nesiller yetiştiren”, “yeşil vatanın bekçisi” olan öğretmenden bahsedilmekte; fakat bu niteliklerin gerektirdiği ekonomik ve mesleki koşulların iyileştirilmesine dair tek bir somut adım, tek bir net ifade dahi bulunmamaktadır. Gerçek tablo ise ortadadır: Geçim derdine mahkum edilen öğretmenler, temizlik görevlisi dahi bulunmayan okullar, yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda bırakılan eğitim çalışanları, güvenlik ve altyapı eksiklikleri… Buna rağmen Bakanlığın 24 Kasım vizyonu; teşekkür, iyileştirme, hakkın teslimi veya bir yol haritası değil, telekom operatörü kampanyaları ve market çeklerinden ibaret bırakılmıştır. Yazının öğretmene biçtiği “değer” de açıkça budur: 10 GB internet, 500 dakika konuşma, 200 TL market çeki, 400 TL kitap indirimi… Bir mesleğin itibarı market promosyonuyla ölçülmez; öğretmene değer, indirim kodlarıyla değil, hakları teslim edilerek gösterilir. Bir bakanlığın vizyonu ise süslü hamasetle değil; gasp edilen öğretmen haklarını iade edecek, mesleği güçlendirecek somut adımlarla anlaşılır. Bu yazı; •⁠  ⁠Öğretmenin gerçek taleplerini yok sayan, •⁠  ⁠Meslek itibarını kampanyalarla geçiştiren, •⁠  ⁠24 Kasım’ı bir reklam duyurusuna indirgeyen bir bakış açısını yansıtmaktadır. Sözde “Aile Yılı” ve “Yeşil Vatan” temaları dile getirilirken, öğretmenin kendi ailesinin ay sonunu getiremediği, okul bahçelerinin bakımsız olduğu gerçeği bilinçli biçimde görmezden gelinmektedir. Oysa 24 Kasım; market fişi dağıtarak değil, özlük haklarını güçlendirerek, yaşam koşullarını iyileştirerek ve mesleki itibarı koruyarak kutlanır. Bu yazı, bir kez daha göstermektedir ki: Millî Eğitim Bakanlığı, öğretmeni hatırladığı tek gün olan 24 Kasım’da bile öğretmenin karşısına bir kamu kurumu gibi değil, adeta bir özel şirket kampanya temsilcisi gibi çıkmaktadır. Öğretmenlerin talebi ne süslü sözlerdir ne de promosyonlardır; hak ettiği saygı, iyileştirilmiş ekonomik koşullar, yaşam güvencesi, mesleki onur ve laik-bilimsel eğitimi güçlendirecek gerçek bir politikadır”
Eğitim-İş Sendikası, Milli Eğitim Bakanlığı Milli Eğitim Akademisi Başkanlığı’nın Öğretmenler Günü için yayımladığı yazıya tepki gösterirken, “Yazının öğretmene biçtiği “değer” de açıkça budur:


10 GB internet, 500 dakika konuşma, 200 TL market çeki, 400 TL kitap indirimi” değerlendirmesinde bulundu.
Sendikanın internet sitesinde konuya ilişkin şunlar savlandı:
“Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı Millî Eğitim Akademisi Başkanlığı’nın 24 Kasım Öğretmenler Günü için yayımladığı yazı, öğretmenlik mesleğini “kutsiyet”, “maarif davası” ve “medeniyet” gibi ifadelerle uzun uzun yüceltirken; iş somut saygı göstermeye ve gerçek karşılık vermeye gelince bir kez daha ticari kampanya bültenine dönüşmektedir. Bir bakanlığın öğretmeni promosyonlara yönlendirmesi, hak kayıplarını gidermek yerine öğretmenliği ticari ilişki ağlarının vitrinine yerleştiren bir anlayışın göstergesidir.
Yazıda “medeniyet köprüsü kuran”, “erdemli nesiller yetiştiren”, “yeşil vatanın bekçisi” olan öğretmenden bahsedilmekte; fakat bu niteliklerin gerektirdiği ekonomik ve mesleki koşulların iyileştirilmesine dair tek bir somut adım, tek bir net ifade dahi bulunmamaktadır.
Gerçek tablo ise ortadadır:
Geçim derdine mahkum edilen öğretmenler, temizlik görevlisi dahi bulunmayan okullar, yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda bırakılan eğitim çalışanları, güvenlik ve altyapı eksiklikleri… Buna rağmen Bakanlığın 24 Kasım vizyonu; teşekkür, iyileştirme, hakkın teslimi veya bir yol haritası değil, telekom operatörü kampanyaları ve market çeklerinden ibaret bırakılmıştır.
Yazının öğretmene biçtiği “değer” de açıkça budur: 10 GB internet, 500 dakika konuşma, 200 TL market çeki, 400 TL kitap indirimi…
Bir mesleğin itibarı market promosyonuyla ölçülmez; öğretmene değer, indirim kodlarıyla değil, hakları teslim edilerek gösterilir. Bir bakanlığın vizyonu ise süslü hamasetle değil; gasp edilen öğretmen haklarını iade edecek, mesleği güçlendirecek somut adımlarla anlaşılır.
Bu yazı;
•⁠  ⁠Öğretmenin gerçek taleplerini yok sayan,
•⁠  ⁠Meslek itibarını kampanyalarla geçiştiren,
•⁠  ⁠24 Kasım’ı bir reklam duyurusuna indirgeyen bir bakış açısını yansıtmaktadır.
Sözde “Aile Yılı” ve “Yeşil Vatan” temaları dile getirilirken, öğretmenin kendi ailesinin ay sonunu getiremediği, okul bahçelerinin bakımsız olduğu gerçeği bilinçli biçimde görmezden gelinmektedir. Oysa 24 Kasım; market fişi dağıtarak değil, özlük haklarını güçlendirerek, yaşam koşullarını iyileştirerek ve mesleki itibarı koruyarak kutlanır.
Bu yazı, bir kez daha göstermektedir ki:
Millî Eğitim Bakanlığı, öğretmeni hatırladığı tek gün olan 24 Kasım’da bile öğretmenin karşısına bir kamu kurumu gibi değil, adeta bir özel şirket kampanya temsilcisi gibi çıkmaktadır. Öğretmenlerin talebi ne süslü sözlerdir ne de promosyonlardır; hak ettiği saygı, iyileştirilmiş ekonomik koşullar, yaşam güvencesi, mesleki onur ve laik-bilimsel eğitimi güçlendirecek gerçek bir politikadır”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.