KESK üyeleri iş bıraktı
GÜNDEM
18.08.2025 - 14:59, Güncelleme:
18.08.2025 - 14:59 374 kez okundu.
KESK üyeleri iş bıraktı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi pazarlık sürecinde memur ve memur emeklisine sunduğu teklifi kabul etmeyen memur sendikaları yurdun dört bir yanında iş bıraktı. Adana’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Adana Şubeler Platformu’na bağlı sendikalar alanlara çıktı. KESK üyelerine Adana Tabip Odası, CHP, Adana Alevi Platformu gibi siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum örgütleri de destek verdi.
Basın açıklamasını KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Tarım Orkam-Sen Adana Şube Başkanı Eser Demirçin okudu. Demirçin, “Kapı kulu değil emekçiyiz! İktidarın sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklifine karşı g(ö)revdeyiz!” açıklamasını yaptı.
KESK Dönem Sözcüsü Eser Demirçin konuşmasına özetle şu şekilde devam etti:
Bizler bu ülkede kamu emekçileri mücadelesinin yapı taşı, fiili meşru mücadelenin adı olan KESK’e bağlı sendikaların üyeleriyiz. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz, bugün hizmet üretmiyoruz. Sokaklarda, alanlardayız. Çünkü ülkeyi yönetenler 2025’in Türkiye’sinde bizleri hala kapı kulu olarak görüyor. Hepimize daha fazla yoksulluk, sefalet ve geleceksizlik dayatmaya çalışıyor. Bu ülkede kamu emekçileri olarak sadece bizlerin hakları değil, tüm vatandaşların nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir bir kamu hizmeti alma hakkı yıllardır yok sayılıyor.
Kamucu anlayışta, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı. Eğitimden, sağlığa, ulaşımdan haberleşmeye tüm kamu hizmetleri özel sektöre devredildi, paralı hale getirildi. Kamu binaları ticarethaneye, vatandaşlar müşteriye çevrildi. Bunun bedelini de söndürül(e)meyen yangınlarla, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz. Bu modelde biz kamu emekçilerinin payına ise düşük maaşlarla, güvencesiz, angarya çalışma, çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefalet düştü.
Dolayısıyla bizler bugün sadece kendimiz için değil,
• Nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir kamu hizmeti hakkı yok sayılan başta dar gelirliler olmak üzere bu ülkenin tüm insanları, tüm yurttaşlar için
• Yıllar boyu verdikleri emekler yok sayılan, göz göre göre sefalete itilen milyonlarca emeklinin hakkını savunmak için g(ö)revdeyiz. İşyerlerinde, alanlarda omuz omuzayız.
Başta kamu emekçileri ve emekliler olmak üzere tüm kamuoyu 4 milyon kamu emekçisini 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecini yakından takip ediyor. Ne yazık ki yıllardır uygulanan senaryo tekrar ediliyor, süreç bir kez daha oldubitti1ye getirilmek isteniyor.
En son 3 gün önce hükümet ikinci teklifini açıklamıştır.
Söz konusu teklifle 12 Ağustos’ta yapılan ilk teklife yani altışar aylık dilimler halinde 2026 için yüzde 10 + yüzde 6, 2027 için yüzde 4+yüzde 4 teklifine ek olarak sadece 2026 için mevcut taban aylığa sade bin TL (1.000 TL) artış teklif etmiştir. Mevcutta 18 bin 316 TL olan taban aylıkta bin TL artışın karşılığı toplam maaşta, vergi kesintilerinden sonra günlük 1 simit parasına bile denk gelmemektedir.
Yani hükümet ilk teklife göre en düşük maaşta sadece 2 puan, ortalama maaşta ise sadece 1,5 puan artış teklif etmektedir. Üstelik 2 yıl için geçerli olan bu teklifte şu ana kadar enflasyon farkı verilmesine ilişkin tek bir cümle bile kurulmamıştır. Her şey 86 milyon yurttaşın gözleri önünde yaşanmaktadır. Hükümet günlük bir simit parasına bile denk gelmeyen artışla kamu emekçileri ve emeklileri ile dalga geçmektedir.
Mevcut takvime göre toplu sözleşme görüşmeleri yarın (bugün) bitecek. Yarın (bugün) mesai bitiminden sonra hakeme başvuru süreci başlayacak. Ama şu saate kadar kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı temel sorunlara, sendikaların taleplerinin hangilerinin kabul edilip hangilerinin kabul edilmediğine ilişkin tek bir cümle dahi duymadık. Çalışma Bakanı haftalardır “müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum” açıklaması yapıyor.
Bizde buradan Sayın Bakan’ın şahsıdan kamu işverenine, iktidara soruyoruz. Bu teklifte 4 milyon kamu emekçisini, 2,5 milyon kamu emeklisini memnun edecek ne vardır?
• İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı?
• Bugün itibari ile 18 bin 680 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğin taban aylığımıza ve emeklilerin mevcut aylıklarına yansıtılmasına ilişkin bir adım var mı?
• Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı?
• Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı – kira desteği var mı?
• Büyümeden, refahtan pay var mı? Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı?
• Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı?
• Vekil, ücretli, taşeron, sözleşmeli, İHS’li gibi farklı adlar altında sürdürülen güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi var mı?
• Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı?
• Kayırmanın, torpilin kapısını sonuna kadar açtığını kabul ettiğiniz, seçim öncesi sözünü verdiğiniz mülakatın kaldırılması var mı?
• Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulması var mı?
• Bizim için en önemlisi Grev Hakkı ile Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin tek bir cümle var mı?”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi pazarlık sürecinde memur ve memur emeklisine sunduğu teklifi kabul etmeyen memur sendikaları yurdun dört bir yanında iş bıraktı. Adana’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Adana Şubeler Platformu’na bağlı sendikalar alanlara çıktı. KESK üyelerine Adana Tabip Odası, CHP, Adana Alevi Platformu gibi siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum örgütleri de destek verdi.
Basın açıklamasını KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Tarım Orkam-Sen Adana Şube Başkanı Eser Demirçin okudu. Demirçin, “Kapı kulu değil emekçiyiz! İktidarın sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklifine karşı g(ö)revdeyiz!” açıklamasını yaptı.
KESK Dönem Sözcüsü Eser Demirçin konuşmasına özetle şu şekilde devam etti:
Bizler bu ülkede kamu emekçileri mücadelesinin yapı taşı, fiili meşru mücadelenin adı olan KESK’e bağlı sendikaların üyeleriyiz. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz, bugün hizmet üretmiyoruz. Sokaklarda, alanlardayız. Çünkü ülkeyi yönetenler 2025’in Türkiye’sinde bizleri hala kapı kulu olarak görüyor. Hepimize daha fazla yoksulluk, sefalet ve geleceksizlik dayatmaya çalışıyor. Bu ülkede kamu emekçileri olarak sadece bizlerin hakları değil, tüm vatandaşların nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir bir kamu hizmeti alma hakkı yıllardır yok sayılıyor.
Kamucu anlayışta, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı. Eğitimden, sağlığa, ulaşımdan haberleşmeye tüm kamu hizmetleri özel sektöre devredildi, paralı hale getirildi. Kamu binaları ticarethaneye, vatandaşlar müşteriye çevrildi. Bunun bedelini de söndürül(e)meyen yangınlarla, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz. Bu modelde biz kamu emekçilerinin payına ise düşük maaşlarla, güvencesiz, angarya çalışma, çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefalet düştü.
Dolayısıyla bizler bugün sadece kendimiz için değil,
• Nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir kamu hizmeti hakkı yok sayılan başta dar gelirliler olmak üzere bu ülkenin tüm insanları, tüm yurttaşlar için
• Yıllar boyu verdikleri emekler yok sayılan, göz göre göre sefalete itilen milyonlarca emeklinin hakkını savunmak için g(ö)revdeyiz. İşyerlerinde, alanlarda omuz omuzayız.
Başta kamu emekçileri ve emekliler olmak üzere tüm kamuoyu 4 milyon kamu emekçisini 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecini yakından takip ediyor. Ne yazık ki yıllardır uygulanan senaryo tekrar ediliyor, süreç bir kez daha oldubitti1ye getirilmek isteniyor.
En son 3 gün önce hükümet ikinci teklifini açıklamıştır.
Söz konusu teklifle 12 Ağustos’ta yapılan ilk teklife yani altışar aylık dilimler halinde 2026 için yüzde 10 + yüzde 6, 2027 için yüzde 4+yüzde 4 teklifine ek olarak sadece 2026 için mevcut taban aylığa sade bin TL (1.000 TL) artış teklif etmiştir. Mevcutta 18 bin 316 TL olan taban aylıkta bin TL artışın karşılığı toplam maaşta, vergi kesintilerinden sonra günlük 1 simit parasına bile denk gelmemektedir.
Yani hükümet ilk teklife göre en düşük maaşta sadece 2 puan, ortalama maaşta ise sadece 1,5 puan artış teklif etmektedir. Üstelik 2 yıl için geçerli olan bu teklifte şu ana kadar enflasyon farkı verilmesine ilişkin tek bir cümle bile kurulmamıştır. Her şey 86 milyon yurttaşın gözleri önünde yaşanmaktadır. Hükümet günlük bir simit parasına bile denk gelmeyen artışla kamu emekçileri ve emeklileri ile dalga geçmektedir.
Mevcut takvime göre toplu sözleşme görüşmeleri yarın (bugün) bitecek. Yarın (bugün) mesai bitiminden sonra hakeme başvuru süreci başlayacak. Ama şu saate kadar kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı temel sorunlara, sendikaların taleplerinin hangilerinin kabul edilip hangilerinin kabul edilmediğine ilişkin tek bir cümle dahi duymadık. Çalışma Bakanı haftalardır “müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum” açıklaması yapıyor.
Bizde buradan Sayın Bakan’ın şahsıdan kamu işverenine, iktidara soruyoruz. Bu teklifte 4 milyon kamu emekçisini, 2,5 milyon kamu emeklisini memnun edecek ne vardır?
• İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı?
• Bugün itibari ile 18 bin 680 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğin taban aylığımıza ve emeklilerin mevcut aylıklarına yansıtılmasına ilişkin bir adım var mı?
• Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı?
• Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı – kira desteği var mı?
• Büyümeden, refahtan pay var mı? Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı?
• Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı?
• Vekil, ücretli, taşeron, sözleşmeli, İHS’li gibi farklı adlar altında sürdürülen güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi var mı?
• Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı?
• Kayırmanın, torpilin kapısını sonuna kadar açtığını kabul ettiğiniz, seçim öncesi sözünü verdiğiniz mülakatın kaldırılması var mı?
• Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulması var mı?
• Bizim için en önemlisi Grev Hakkı ile Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin tek bir cümle var mı?”
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.