TES’e fon oluşturulması için zorunlu kesintiye tepki

GÜNDEM 16.09.2025 - 14:44, Güncelleme: 16.09.2025 - 14:46 232 kez okundu.
 

TES’e fon oluşturulması için zorunlu kesintiye tepki

Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, Orta Vadeli Program (OVP) ile 2026 yılının ikinci çeyreğinde uygulanması planlanan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) ile memur ve işçi maaşlarından yüzde 3 zorunlu kesinti yapılacağına değinerek, işveren ve devlet katkısıyla ikinci emeklilik maaşının hedeflendiğini, ancak çalışanların tepki gösterdiğini belirterek, güven olmadığını söyledi.
Zorunlu kesinti, çalışanlar arasında rahatsızlık yarattı! Taşkın, lüks araç kullananların lüks restoran sahiplerinin, gemi, yat ve tekne sahibi olup bugüne kadar devlete kuruş vergi vermeyenlerin, sermayeye vergi muafiyet ve istisnaları gibi tanınan özel hakların, çok sık uygulanan vergi affı gibi siyasi afların vergi alacaklarını ortadan kaldırmasıyla; hazine zararlarının ve bütçe açığı gibi açıkların kapatılması için gerekli olan bütçenin sağlanabilmesi amacıyla vergilerin artırıldığını, zaten geçim sıkıntısı yaşayan çalışan kesimlerin üzerine daha fazla vergi yükü bindirilerek  gelir ve vergi adaletsizliğinin yıpratıcı ve rahatsız edici boyutlara ulaştığını, bunların yanı sıra maaşlardan zorunlu kesintiye gidilmesi şeklindeki uygulamanın gelecekte yaratacağı toplumsal huzursuzluğa dikkat çeken Taşkın, kamuda tasarruf anlayışının görülmediğini, israf kavramının ise katlandığına vurgu yaparak, her şeyin vatandaşın üzerine yıkılmasının sosyal hukuk devleti anlayışından uzak olduğunu söyledi.  Tasarrufun, vatandaşın gelirinden artan kısmının gelecek risk ve zorluklara karşı bir koruma, kurtarma ve yatırım yapma aracı olarak biriktirme anlamına geldiğinin altını çizen Necip Taşkın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: İkinci Basamak Emeklilik Sistemi “Sosyal Güvenlik çatısı altında ülkemizde birinci basamak emeklilik sistemi ve üçüncü basamak emeklilik sistemi olarak da 22 yıldır Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) uygulanıyor. Orta Vadeli Programa (OVP) alınan ise ülkemizde henüz uygulamaya geçilmeyen ve gelişmiş ülkelerde uygulanan ikinci basamak emeklilik sistemi yani “Tamamlayıcı Emeklilik” Çalışanların gelir kaybının telafi edilerek emeklilikte ek gelir getirmesi planlanıyor. Ancak yukarıda da ifade ettiğimiz gibi siyasi sebeplerle ortadan kaldırılan vergi yükümlülüğü nedeniyle hazine zararına yol açılması, bunun neticesinde memura hak ettiği ücretin verilmemesi hatta mevcut ücret politikası ile adeta yoksullaştırılan memurun maaşından isteği dışında zorunlu kesinti ile ek gelir getireceği düşünülen bir sisteme kapının aralanması tartışmalara neden oluyor.  Ekonomik krizden kurtulmak için TES’e başvurulduğu şeklinde algı var! “Çalışanlarda tasarruf eğiliminin gelişmesini destekliyoruz. Ancak bu, zorlama ile olabilecek bir konu değil. Çalışanların zorunlu tasarruflarına ait konu AKP iktidarı öncesinde ülkeyi yöneten siyasi partiler tarafından da gündeme getirilmişti. Hatırlayalım Tasarruf Teşfik Fonu, Konut Edindirme Fonu gibi fonlarla çalışanların maaşlarından zorunlu kesintiler yapılmıştı. Ancak bu kesintiler hiçbir zaman gerçek amacı için kullanılmamış, sadece ekonomiyi rahatlatma aracı olarak kullanılmışlardı. Hatta bu fonlarda biriken paraların başka işler için kullanıldığı ortaya çıkmış ve ödemelerde zorluklar yaşanmıştı. Bugünde ekonomin bozuk olması nedeniyle toplumda ve özellikle çalışan kesimlerde ekonomik krizden kurtulmak için bu yola başvurulduğu şeklinde bir algı var. Tasarruf, gelirin artan kısmıyla yapılır, boş cüzdana tasarruf yaptırılamaz! Memur zaten geçim sıkıntısı yaşıyor. Aldığı maaşla büyükşehirlerde yaşamak neredeyse imkânsız hale geldi. İşverenin 2026 yılı için memura verdiği zam oranı %11+7, 2027 yılı için %5+4’tür. Yüksek enflasyon karşısında maaşı eriyen, satın alma gücü düşen ve elektrik, su, doğalgaz, ulaşım, kira ve gıda gibi zorunlu ve temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiş olan memurun maaşından zorunlu kesinti yapılarak Tamamlayıcı Emeklilik Sistemine (TES) fon sağlan sağlanması doğru ve kabul edilebilir değil. Ekonomik açıdan tasarruf harcanabilir gelir ile nihai tüketim harcamaları arasındaki farkı ifade eder. Halbuki çalışanların gelirleri ile giderleri arasındaki fark eksiye düşmüştür. Memur geçinebilse zaten tasarrufunu kendisi yapar. Tasarruf, gelirin artan kısmıyla yapılır, boş cüzdana tasarruf yaptırılamaz! Memurun ve diğer çalışan grupların ekonominin kötüye gitmesinde bir sorumluluğu bulunmadığına göre ikinci bir emeklilik sistemine fon oluşturabilmek için zorunlu tasarruf kesintisinin hakkaniyetli ve adil olmadığını düşünüyoruz. “Zorunlu kesinti” kararıyla ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Orta Vadeli Programı (OVP) yeniden gözden geçirmesini istiyoruz. İlgili Bakanlıklar, memur, işçi, işveren, sendikalar, sigorta şirketleri gibi tüm tarafların ortak mutabakatı ile sağlanacak bir sistemin oluşturulmasında yarar var.”
Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, Orta Vadeli Program (OVP) ile 2026 yılının ikinci çeyreğinde uygulanması planlanan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) ile memur ve işçi maaşlarından yüzde 3 zorunlu kesinti yapılacağına değinerek, işveren ve devlet katkısıyla ikinci emeklilik maaşının hedeflendiğini, ancak çalışanların tepki gösterdiğini belirterek, güven olmadığını söyledi.


Zorunlu kesinti, çalışanlar arasında rahatsızlık yarattı!
Taşkın, lüks araç kullananların lüks restoran sahiplerinin, gemi, yat ve tekne sahibi olup bugüne kadar devlete kuruş vergi vermeyenlerin, sermayeye vergi muafiyet ve istisnaları gibi tanınan özel hakların, çok sık uygulanan vergi affı gibi siyasi afların vergi alacaklarını ortadan kaldırmasıyla; hazine zararlarının ve bütçe açığı gibi açıkların kapatılması için gerekli olan bütçenin sağlanabilmesi amacıyla vergilerin artırıldığını, zaten geçim sıkıntısı yaşayan çalışan kesimlerin üzerine daha fazla vergi yükü bindirilerek  gelir ve vergi adaletsizliğinin yıpratıcı ve rahatsız edici boyutlara ulaştığını, bunların yanı sıra maaşlardan zorunlu kesintiye gidilmesi şeklindeki uygulamanın gelecekte yaratacağı toplumsal huzursuzluğa dikkat çeken Taşkın, kamuda tasarruf anlayışının görülmediğini, israf kavramının ise katlandığına vurgu yaparak, her şeyin vatandaşın üzerine yıkılmasının sosyal hukuk devleti anlayışından uzak olduğunu söyledi. 
Tasarrufun, vatandaşın gelirinden artan kısmının gelecek risk ve zorluklara karşı bir koruma, kurtarma ve yatırım yapma aracı olarak biriktirme anlamına geldiğinin altını çizen Necip Taşkın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
İkinci Basamak Emeklilik Sistemi
“Sosyal Güvenlik çatısı altında ülkemizde birinci basamak emeklilik sistemi ve üçüncü basamak emeklilik sistemi olarak da 22 yıldır Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) uygulanıyor. Orta Vadeli Programa (OVP) alınan ise ülkemizde henüz uygulamaya geçilmeyen ve gelişmiş ülkelerde uygulanan ikinci basamak emeklilik sistemi yani “Tamamlayıcı Emeklilik”
Çalışanların gelir kaybının telafi edilerek emeklilikte ek gelir getirmesi planlanıyor. Ancak yukarıda da ifade ettiğimiz gibi siyasi sebeplerle ortadan kaldırılan vergi yükümlülüğü nedeniyle hazine zararına yol açılması, bunun neticesinde memura hak ettiği ücretin verilmemesi hatta mevcut ücret politikası ile adeta yoksullaştırılan memurun maaşından isteği dışında zorunlu kesinti ile ek gelir getireceği düşünülen bir sisteme kapının aralanması tartışmalara neden oluyor. 
Ekonomik krizden kurtulmak için TES’e başvurulduğu şeklinde algı var!
“Çalışanlarda tasarruf eğiliminin gelişmesini destekliyoruz. Ancak bu, zorlama ile olabilecek bir konu değil. Çalışanların zorunlu tasarruflarına ait konu AKP iktidarı öncesinde ülkeyi yöneten siyasi partiler tarafından da gündeme getirilmişti. Hatırlayalım Tasarruf Teşfik Fonu, Konut Edindirme Fonu gibi fonlarla çalışanların maaşlarından zorunlu kesintiler yapılmıştı. Ancak bu kesintiler hiçbir zaman gerçek amacı için kullanılmamış, sadece ekonomiyi rahatlatma aracı olarak kullanılmışlardı. Hatta bu fonlarda biriken paraların başka işler için kullanıldığı ortaya çıkmış ve ödemelerde zorluklar yaşanmıştı. Bugünde ekonomin bozuk olması nedeniyle toplumda ve özellikle çalışan kesimlerde ekonomik krizden kurtulmak için bu yola başvurulduğu şeklinde bir algı var.
Tasarruf, gelirin artan kısmıyla yapılır, boş cüzdana tasarruf yaptırılamaz!
Memur zaten geçim sıkıntısı yaşıyor. Aldığı maaşla büyükşehirlerde yaşamak neredeyse imkânsız hale geldi. İşverenin 2026 yılı için memura verdiği zam oranı %11+7, 2027 yılı için %5+4’tür. Yüksek enflasyon karşısında maaşı eriyen, satın alma gücü düşen ve elektrik, su, doğalgaz, ulaşım, kira ve gıda gibi zorunlu ve temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiş olan memurun maaşından zorunlu kesinti yapılarak Tamamlayıcı Emeklilik Sistemine (TES) fon sağlan sağlanması doğru ve kabul edilebilir değil. Ekonomik açıdan tasarruf harcanabilir gelir ile nihai tüketim harcamaları arasındaki farkı ifade eder. Halbuki çalışanların gelirleri ile giderleri arasındaki fark eksiye düşmüştür. Memur geçinebilse zaten tasarrufunu kendisi yapar. Tasarruf, gelirin artan kısmıyla yapılır, boş cüzdana tasarruf yaptırılamaz! Memurun ve diğer çalışan grupların ekonominin kötüye gitmesinde bir sorumluluğu bulunmadığına göre ikinci bir emeklilik sistemine fon oluşturabilmek için zorunlu tasarruf kesintisinin hakkaniyetli ve adil olmadığını düşünüyoruz. “Zorunlu kesinti” kararıyla ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Orta Vadeli Programı (OVP) yeniden gözden geçirmesini istiyoruz. İlgili Bakanlıklar, memur, işçi, işveren, sendikalar, sigorta şirketleri gibi tüm tarafların ortak mutabakatı ile sağlanacak bir sistemin oluşturulmasında yarar var.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.