Zafer Partisi 4. yılını kutluyor
Zafer Partisi 4. yılını kutluyor
Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, Cumhur İttifakı iktidarının oy grafiğinde ok aşağıya doğru indikçe, yargı sopasının muhalefetin sırtında daha fazla hissedildiğini savundu.
Karamahmutoğlu, 26 Ağustos 2021’de, Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından kurulan Zafer Partisi’nin kuruluşunun 4. yıldönümü nedeniyle basın toplantısı düzenledi. “Bugün bizim için ayrı kıymetli bir tarih” diyen Karamahmutoğlu, “Çünkü bugün, Zafer Partisi’nin dördüncü kuruluş yılını tamamlıyoruz. Yani Zafer Partisi artık 4 yaşında. Bundan tam 4 yıl önce, 26 Ağustos 2021 tarihinde kurulan Zafer Partisi, kurucu önderi Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın genel başkanlığında geçen bu 4 yıllık süre içerisinde, Türk siyasal yaşamında kendisine çok önemli ve kıymetli bir yer edindi. Bir alan açtı” diye konuştu.
YERLEŞİK BİR PARTİ HALİNE GELDİ
Zafer Partisi’nin 4 yıl içerisinde önemli bir oy yüzdesine ulaştığını ve adeta yerleşik bir siyasi parti haline geldiğini kaydeden Sözcü Azmi Karamahmutoğlu, şöyle konuştu:
“Çok köklü geleneği ve geçmişi olan bir siyasi partiymişçesine kurumsallaştı. Belki de bunun sebebi, temsil etmiş olduğu siyasal görüşten kaynaklanmaktadır. Bugün için yüzde 10’luk oy gücüne ulaşmış olan Zafer Partisi, şüphesiz potansiyel olarak bunun çok daha ötesinde ve ilerisinde bir politik güce sahiptir. Ve yapılacak olan, önümüzdeki ilk genel seçimlerdir. Bu seçimlerin olağan tarihinde değil, mümkün olduğunca erken bir tarihte yapılmasını beklemekteyiz. Beklediğimiz bu ilk genel seçimlerde, Zafer Partisi bu potansiyel gücünü sandığa yansıtacaktır”
BAĞIŞ BORSASI OLUŞTU
Basın toplantısına kısa bir sonra başlayacak olan yeni eğitim öğretim yılına ilişkin görüşlerini de açıklayan Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, hemen yer yıl duyulan şikayetlerin yine veli ve vatandaşlardan yükselmeye başladığını kaydetti. Karamahmutoğlu, bu şikayetlerin başında, okul kayıtları için okul idaresince istenen “zorunlu bağışların” geldiğini belirterek, özetle şunları dile getirdi:
“Zorunlu olmasa da ve söylendiğinde Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kabul edilmese de okul kayıt parası alınmaktadır. Yani o mahallede oturan öğrencilerin ve ailelerin yasal hakkı olmasına rağmen, kayıt yapılabilmesi için öğrencilerden okul kayıt parası talep edilmektedir. Bu ücret gayriresmî olarak alınmakta, değişik adlar altında, okul-aile dernekleri ya da okul aile birlikleri gibi yapılanmalar aracılığıyla "bağış" adı altında istenmektedir.
Üstelik bu rakam, ailelerin ekonomik gelir düzeyine göre değişiklik göstermekte fakat işin biraz da “borsası” oluşmuştur. 10.000 TL’nin altında bağış kabul edilmediği gibi, 50.000 TL ve üzerinde bağış talep edilen veliler de bulunmaktadır. Bu, her yıl konuşulan, uygulanan fakat hükümet ve bakanlık tarafından reddedilen bir gerçektir. Cumhur İttifakı hükümetinin okullarımızın eğitim kadrosunu bu duruma düşürmesini kabul etmiyoruz, buna içerleniyoruz. Eğitim kadrosundaki öğretmenlerimizi, velilerin gözünde para talep eden kişiler konumuna düşürerek onların toplumsal itibarlarının zedelenmesine sebep olunmaktadır”
Cumhur İttifakı iktidarının eğitimden tarıma geçişindeki yönetim anlayışının, Türk tarımını da derinden etkilediğini savunan Azmi Karamahmutoğlu, bu anlayışın Türk tarımını çökerttiğini ileri sürdü. Karamahmutoğlu, “İlkbahardan itibaren açıklanmaya başlanan tarımsal ürünlerin taban alım fiyatları her seferinde ya ürünün üretim maliyetine denk gelmekte ya da bu maliyetlerin altında kalmaktadır. Bu yıl yaş çay ile başlayan bu tablo, buğdayla devam etmiş; şimdi ise nohut ve fındık taban alım fiyatları ile üretici zarar ettirilmeye devam edilmektedir. Nohut için açıklanan taban alım fiyatı, çiftçinin üretim maliyetlerini karşılamamaktadır” dedi.
YARGI SOPASI İDDİASI
Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, Cumhur İttifakı iktidarının oy grafiğindeki okların aşağı doğru indikçe, yargı sopasının muhalefetin sırtında daha hissedilir duruma geldiğini iddia etti.
Karamahmutoğlu, özetle şu iddialarda bulundu:
“Bu yılın başında, 19 Mart tarihinde yaşanan yargı müdahalesinden itibaren, ülkemizin yönetimine yerleşmiş olan siyasi zümrenin, iktidardan gitmemek ve hesap vermemek adına hukuka ve vicdana aykırı davranışlarla iktidarını sürdürmeye çalıştığını görüyoruz. Yerel yönetimlerde görevli seçilmiş siyasetçiler, belediye başkanları, parti genel başkanları, Fatih Altaylı gibi gazeteciler, öğrenciler, sanatçılar ve kamuoyu oluşturma gücüne sahip muhalif isimler; iddianamelerle, tutuksuz yargılanmaları gerekirken uzayan tutuklu yargılamalarla, henüz ceza bile almadan özgürlüklerinden mahrum bırakılarak cezalandırılmaktadır.
Cumhur İttifakı iktidarının oy grafiğindeki ok aşağıya doğru indikçe, siyasallaşan yargı sopasını muhalefetin sırtında daha fazla hissediyoruz. Buradan seslenmek istiyorum: Siz, AKP’nin siyasal elitleri; yıllardır “askeri vesayet” diyerek güya şikayet ettiğiniz vesayetçiliğin yerine, bugün yargı vesayetini koymuş durumdasınız. Seçimle geldiğiniz iktidardan, seçim yoluyla gitmemek için yargı vesayetiyle toplumsal muhalefeti bastırma yoluna gidiyorsunuz”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.