DR.SECATTİN MARAŞLIOĞLU
Köşe Yazarı
DR.SECATTİN MARAŞLIOĞLU
 

BELEDİYELER İKLİMİ KORUR ÇEVREYİ DÜZENLER

İklim değişikliği insan faaliyetlerinin sonucu olarak sera gazı seviyelerindeki artışla büyük ölçüde tetiklenen, iklim desenlerinde devam eden değişiklikleri ifade eder. Bu önemli çevresel sorun, dünya genelinde hava koşullarını, sıcaklıkları ve ekosistemleri dönüştürmekte, karasal ve denizel habitatları etkilemektedir. Bu etkilere örnek vermek gerekirse, yapılan çalışmalara göre insanlar, dünyanın sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,0ºC ısınmasına sebep olmuştur. Sera gazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınmanın 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçeceği öngörülmektedir. İklim Değişikliğini Tetikleyen Faktörler: İklim değişikliği kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanılmasıyla tetiklenmektedir. Bu yakıtlar havaya karbondioksit (CO₂) ve diğer sera gazlarını salarak, gezegenimiz etrafında ısıyı hapseden bir katman oluşturur ve bu da ısınmaya neden olur. Ayrıca, ormansızlaşma ve endüstriyel tarım uygulamaları, CO₂ absorbe eden ağaçların sayısını azaltır ve metan gibi bir sera gazı salar. İklim Değişikliğinin Etkileri: Yükselen deniz sıcaklıkları, deniz ekosistemlerini ve bu ekosistemdeki türlerin yaşam döngülerini değiştirerek denizleri ısıtır. Bu sıcaklık artışı, denizlerdeki çeşitli yaşam formlarını destekleyen ve biyoçeşitlilik kaynağı olan mercan resiflerinin yok olmasına neden olur. Isı emilimi nedeniyle genişleyen deniz suyu ve buzulların erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesine yol açar. Bu, düşük rakımlı bölgelere riskler oluşturarak sel olaylarını artırır, habitat kaybına neden olur ve kıyı tarımını etkiler. Okyanuslar, atmosfere salınan CO₂ emisyonlarının yaklaşık dörtte birini absorbe eder ve bu da okyanus asitlenmesine yol açar. Bu kimyasal değişim, deniz ekosistemlerinin dengesini bozarak plankton, yumuşakçalar ve mercanlar gibi deniz canlılarını olumsuz etkiler. Sıcaklık değişiklikleri, denizel türlerin üreme, göç desenleri ve genel hayatta kalma şanslarını olumsuz etkiler. Sonuç olarak, balık popülasyonları daha soğuk sulara göç edebilir, bu da balıkçılık endüstrilerini ve insanların geçim kaynaklarını etkiler. Yanı sıra insan faaliyetleri ile taşınan denizel türlerin geldikleri sularda yaşanan ısı artışı ile kendilerine yaşam alanı bulması yerel türler üzerinde baskı yaratabilir. Isınan deniz yüzeyleri, fırtınaları daha sık ve daha şiddetli hale getirerek, kıyı yapılarına ve ekosistemlere önemli zararlar verir. Bu fırtınalar, kıyılarda erozyona katkıda bulunur ve tatlı su kaynaklarına tuzlu su karışmasına yol açar. İklim Değişikliği İle Mücadele İçin Gerekli Eylemler: Küresel, bölgesel ve yerel seviyelerdeki yanıtlar, iklim değişikliğine karşı mücadelede kritik öneme sahiptir. Küresel düzeyde, Paris Anlaşması gibi uluslararası anlaşmalar, sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yaparak ısınmayı sınırlamayı amaçlar. Ayrıca, okyanus sağlığını izlemek ve biyoçeşitliliği korumak için deniz koruma alanları gibi önlemler küresel ölçekte iş birliğini gerektirir. Bölgesel girişimler, alanda karşılaşılan zorlukları ele almak için iş birliğini teşvik eder. Bu ortaklıklar, her bölgenin ihtiyaçlarına uygun olarak kirlilik seviyelerini azaltmayı, sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarını teşvik eden politikaları ve afet müdahale planlarını oluşturabilir. Yerel katılım ise, habitat yıkımını en aza indirgemek ve sürdürülebilir turizm uygulamalarını teşvik etmek için kıyı gelişimine yönelik düzenlemeleri uygulamak suretiyle rol oynar. Topluluklar, fırtına dalgalanmalarına ve kıyı erozyonuna karşı bariyerler olarak hizmet eden Deniz çayırlarını (Posidonia oceanica) ve diğer önemli habitatları korumak ve yeniden inşa etmek için restorasyon çabalarına katılabilir. İklim değişikliği biyoçeşitlilik, insan geçimi ve küresel iklim istikrarı açısından hayati bir rol oynayan kıyı ekosistemlerine tehditler sunmaktadır. Bu acil duruma müdahale etmek, etkilerini azaltmak ve değişen çevresel koşullara uyum sağlamak için çabalar ve girişimler gereklidir. Bu, kaynakları korumak, gıda güvenliğini sağlamak ve kıyı nüfuslarının refahını sürdürmek için hayati öneme sahiptir. Belediyeler ATIK YÖNETİMİ ile ilgili eylemlerinde, atık ayırımını teşvik etmek ve bu konuda eğitim faaliyetlerinin sağlanmasını görev edinmelidir. Atıkların nasıl ayrıştırılacağı konusunda bilgi sahibi olan kişiler bu görevi yerine getirirken daha az şüphe duyacak ve bu da onların işlerini kolaylaştıracaktır.  Ancak bu alanda eğitime yönelik faaliyetlerin yanı sıra, ayrı atık kaplarına, tehlikeli evsel atıkların ve kullanılmış elektronik cihazların toplanma noktalarına da ücretsiz erişimin sağlanması gerekmektedir. Uygun ayırmanın çöp depolama alanlarındaki atık miktarının azaltılmasına olanak tanıdığını ve dolayısıyla zararlı sera gazı emisyonlarını azalttığını da eklemekte fayda var. Çevreye zararlı kirletici emisyonların azaltılması söz konusu olduğunda, BELEDİYEDE havanın korunmasına ilişkin alınacak olumlu tedbirleri de içermesi gereken bir planın uygulamaya konulması iyi bir başlangıçtır. Bu planda aynı zamanda enerji verimliliğinin desteklenmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, iklim değişikliği ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimine yönelik faaliyetler de yer almalıdır. Bu yaklaşım sayesinde sıcak günlerde daha fazla gölgeleme sağlanmakta ve dolayısıyla daha düşük sıcaklık algılanmakta, bu da kent sakinlerinin yaşam konforunu doğrudan etkilemektedir.  Yerel yönetimlerin mevcut iklim değişikliğine ilişkin olarak yürüttüğü azaltım ve uyum tedbirleri, uluslararası ölçekte alınan önlemlere de bağlı olup, ulusal ve yerel hukuk alanında da değişimin yönünü belirlemektedir. Ancak yerel yönetim birimleri bu konuda kendi çözümlerini başlatabilir ve ortaya koyabilir. Her yerel yönetim, yasayla belediyelere, kamu idarelerine verilen yetkilere uygun olarak ekolojik politikaları şekillendirme ve oluşturma hakkına sahiptir. İklim değişikliğine uyum konusunda iyi bir uygulama ağaç ve bitki dikiminin arttırılmasıdır. Belediyeler iklim değişikliğine bağlı tehditlere ilişkin uyarı ve bilgilendirme sistemlerini yaşama geçirmeli. Bütçenin bir kısmının iklim ve çevre koruma projelerinin uygulanmasına tahsis edilmesi ve kent sakinlerinin iklim yanlısı faaliyetlere dahil edilmesi önemlidir. Çevreyi önemli ölçüde etkileyebilecek projelerin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi ile çevrenin korunmasıyla ilgili alanlardaki strateji, plan ve programların değerlendirilmesine ilişkin işlemlerin yürütülmesi sürdürülebilir olmalıdır. Belediye altyapısının bir kısmına güç sağlamak için yenilenebilir enerjinin kullanılması, atık yönetiminde olumlu değişiklikler (örneğin mobil atık toplama noktaları),yağmur suyunun rasyonel yönetimi, eğitim faaliyetleri yürütmek (örneğin, ekolojik yanlısı konularda atölye çalışmaları, sanat yarışmaları veya sergiler), mevcut enerji üretim birimlerinin ve kaynaklarının düşük emisyonlu birimlerle değiştirilmesi gelişmiş ülkelerde vazgeçilemez uygulamalar olmuştur.
Ekleme Tarihi: 14 July 2025 - Monday

BELEDİYELER İKLİMİ KORUR ÇEVREYİ DÜZENLER

İklim değişikliği insan faaliyetlerinin sonucu olarak sera gazı seviyelerindeki artışla büyük ölçüde tetiklenen, iklim desenlerinde devam eden değişiklikleri ifade eder. Bu önemli çevresel sorun, dünya genelinde hava koşullarını, sıcaklıkları ve ekosistemleri dönüştürmekte, karasal ve denizel habitatları etkilemektedir. Bu etkilere örnek vermek gerekirse, yapılan çalışmalara göre insanlar, dünyanın sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,0ºC ısınmasına sebep olmuştur. Sera gazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınmanın 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçeceği öngörülmektedir. İklim Değişikliğini Tetikleyen Faktörler: İklim değişikliği kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanılmasıyla tetiklenmektedir. Bu yakıtlar havaya karbondioksit (CO₂) ve diğer sera gazlarını salarak, gezegenimiz etrafında ısıyı hapseden bir katman oluşturur ve bu da ısınmaya neden olur. Ayrıca, ormansızlaşma ve endüstriyel tarım uygulamaları, CO₂ absorbe eden ağaçların sayısını azaltır ve metan gibi bir sera gazı salar. İklim Değişikliğinin Etkileri: Yükselen deniz sıcaklıkları, deniz ekosistemlerini ve bu ekosistemdeki türlerin yaşam döngülerini değiştirerek denizleri ısıtır. Bu sıcaklık artışı, denizlerdeki çeşitli yaşam formlarını destekleyen ve biyoçeşitlilik kaynağı olan mercan resiflerinin yok olmasına neden olur. Isı emilimi nedeniyle genişleyen deniz suyu ve buzulların erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesine yol açar. Bu, düşük rakımlı bölgelere riskler oluşturarak sel olaylarını artırır, habitat kaybına neden olur ve kıyı tarımını etkiler. Okyanuslar, atmosfere salınan CO₂ emisyonlarının yaklaşık dörtte birini absorbe eder ve bu da okyanus asitlenmesine yol açar. Bu kimyasal değişim, deniz ekosistemlerinin dengesini bozarak plankton, yumuşakçalar ve mercanlar gibi deniz canlılarını olumsuz etkiler. Sıcaklık değişiklikleri, denizel türlerin üreme, göç desenleri ve genel hayatta kalma şanslarını olumsuz etkiler. Sonuç olarak, balık popülasyonları daha soğuk sulara göç edebilir, bu da balıkçılık endüstrilerini ve insanların geçim kaynaklarını etkiler. Yanı sıra insan faaliyetleri ile taşınan denizel türlerin geldikleri sularda yaşanan ısı artışı ile kendilerine yaşam alanı bulması yerel türler üzerinde baskı yaratabilir. Isınan deniz yüzeyleri, fırtınaları daha sık ve daha şiddetli hale getirerek, kıyı yapılarına ve ekosistemlere önemli zararlar verir. Bu fırtınalar, kıyılarda erozyona katkıda bulunur ve tatlı su kaynaklarına tuzlu su karışmasına yol açar. İklim Değişikliği İle Mücadele İçin Gerekli Eylemler: Küresel, bölgesel ve yerel seviyelerdeki yanıtlar, iklim değişikliğine karşı mücadelede kritik öneme sahiptir. Küresel düzeyde, Paris Anlaşması gibi uluslararası anlaşmalar, sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yaparak ısınmayı sınırlamayı amaçlar. Ayrıca, okyanus sağlığını izlemek ve biyoçeşitliliği korumak için deniz koruma alanları gibi önlemler küresel ölçekte iş birliğini gerektirir. Bölgesel girişimler, alanda karşılaşılan zorlukları ele almak için iş birliğini teşvik eder. Bu ortaklıklar, her bölgenin ihtiyaçlarına uygun olarak kirlilik seviyelerini azaltmayı, sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarını teşvik eden politikaları ve afet müdahale planlarını oluşturabilir. Yerel katılım ise, habitat yıkımını en aza indirgemek ve sürdürülebilir turizm uygulamalarını teşvik etmek için kıyı gelişimine yönelik düzenlemeleri uygulamak suretiyle rol oynar. Topluluklar, fırtına dalgalanmalarına ve kıyı erozyonuna karşı bariyerler olarak hizmet eden Deniz çayırlarını (Posidonia oceanica) ve diğer önemli habitatları korumak ve yeniden inşa etmek için restorasyon çabalarına katılabilir. İklim değişikliği biyoçeşitlilik, insan geçimi ve küresel iklim istikrarı açısından hayati bir rol oynayan kıyı ekosistemlerine tehditler sunmaktadır. Bu acil duruma müdahale etmek, etkilerini azaltmak ve değişen çevresel koşullara uyum sağlamak için çabalar ve girişimler gereklidir. Bu, kaynakları korumak, gıda güvenliğini sağlamak ve kıyı nüfuslarının refahını sürdürmek için hayati öneme sahiptir. Belediyeler ATIK YÖNETİMİ ile ilgili eylemlerinde, atık ayırımını teşvik etmek ve bu konuda eğitim faaliyetlerinin sağlanmasını görev edinmelidir. Atıkların nasıl ayrıştırılacağı konusunda bilgi sahibi olan kişiler bu görevi yerine getirirken daha az şüphe duyacak ve bu da onların işlerini kolaylaştıracaktır.  Ancak bu alanda eğitime yönelik faaliyetlerin yanı sıra, ayrı atık kaplarına, tehlikeli evsel atıkların ve kullanılmış elektronik cihazların toplanma noktalarına da ücretsiz erişimin sağlanması gerekmektedir. Uygun ayırmanın çöp depolama alanlarındaki atık miktarının azaltılmasına olanak tanıdığını ve dolayısıyla zararlı sera gazı emisyonlarını azalttığını da eklemekte fayda var. Çevreye zararlı kirletici emisyonların azaltılması söz konusu olduğunda, BELEDİYEDE havanın korunmasına ilişkin alınacak olumlu tedbirleri de içermesi gereken bir planın uygulamaya konulması iyi bir başlangıçtır. Bu planda aynı zamanda enerji verimliliğinin desteklenmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, iklim değişikliği ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimine yönelik faaliyetler de yer almalıdır. Bu yaklaşım sayesinde sıcak günlerde daha fazla gölgeleme sağlanmakta ve dolayısıyla daha düşük sıcaklık algılanmakta, bu da kent sakinlerinin yaşam konforunu doğrudan etkilemektedir.  Yerel yönetimlerin mevcut iklim değişikliğine ilişkin olarak yürüttüğü azaltım ve uyum tedbirleri, uluslararası ölçekte alınan önlemlere de bağlı olup, ulusal ve yerel hukuk alanında da değişimin yönünü belirlemektedir. Ancak yerel yönetim birimleri bu konuda kendi çözümlerini başlatabilir ve ortaya koyabilir. Her yerel yönetim, yasayla belediyelere, kamu idarelerine verilen yetkilere uygun olarak ekolojik politikaları şekillendirme ve oluşturma hakkına sahiptir. İklim değişikliğine uyum konusunda iyi bir uygulama ağaç ve bitki dikiminin arttırılmasıdır. Belediyeler iklim değişikliğine bağlı tehditlere ilişkin uyarı ve bilgilendirme sistemlerini yaşama geçirmeli. Bütçenin bir kısmının iklim ve çevre koruma projelerinin uygulanmasına tahsis edilmesi ve kent sakinlerinin iklim yanlısı faaliyetlere dahil edilmesi önemlidir. Çevreyi önemli ölçüde etkileyebilecek projelerin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi ile çevrenin korunmasıyla ilgili alanlardaki strateji, plan ve programların değerlendirilmesine ilişkin işlemlerin yürütülmesi sürdürülebilir olmalıdır. Belediye altyapısının bir kısmına güç sağlamak için yenilenebilir enerjinin kullanılması, atık yönetiminde olumlu değişiklikler (örneğin mobil atık toplama noktaları),yağmur suyunun rasyonel yönetimi, eğitim faaliyetleri yürütmek (örneğin, ekolojik yanlısı konularda atölye çalışmaları, sanat yarışmaları veya sergiler), mevcut enerji üretim birimlerinin ve kaynaklarının düşük emisyonlu birimlerle değiştirilmesi gelişmiş ülkelerde vazgeçilemez uygulamalar olmuştur.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.