DR.SECATTİN MARAŞLIOĞLU
Köşe Yazarı
DR.SECATTİN MARAŞLIOĞLU
 

CUMHURİYETİMİZE SAHİP ÇIKALIM

Bu yıl da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı büyük bir coşku ile kutlayacağız. Zaman zaman 50 yıl öncesine dönüyor ve ilkokul yıllarımı düşünüyorum. Daha çok da böyle milli bayram günlerinde, güneyde Adana gibi bir şehirde bugün yaşananlarla o eski günleri kıyaslayınca insanın üzülmemesi elden gelmiyor. Üzüntümün sebebi o zamanki yaşadıklarımız değil, bugünkü ülkenin geldiği durumdur. Cumhuriyet kurulduğundan beri ülkenin uygar medeniyet seviyesine gelmesini hazmedemeyen, kabullenemeyen bir kesim her daim olmuştur. Üzücü tarafı da hayatın olağan akışına aykırı olarak yenilikler karşısında olan bu kesimlerin sürekli artıyor olmasıdır. Toplumun küçük bir kesiminde eskiden beri var olan ve sürekli dile getirilen söylemlerde “Cumhuriyet kuruldu da ne oldu ki, bu kadar önemsiyorsunuz” denilmesi giderek daha çok taraftar bulmaktadır. Birileri zannediyorlar ki Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi kolay bir şekilde kurdu; cepheye hiç gitmedi, hatta İstanbul dışına bile çıkmamış bir Osmanlı Paşasıydı. Osmanlıyı yıkarak yerine kolay bir şekilde savaşmadan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Cumhuriyeti önemsemeyenlerin çoğu gerçekten habersiz ve bunlar cehalet deyip geçilebilir. Üzücü olan, gerçeğin böyle olmadığını bildiği halde Cumhuriyeti önemsiz gösterenlerdir. Mustafa Kemal Atatürk büyük zaferler sonunda yanmış, yıkılmış, neredeyse tüm varlıklarını kaybetmiş; yoksul bir toprak parçası olan ülkesini ayağa kaldırdı. Elde avuçta hiçbir şey yoktu. Yıkılmış Osmanlı’nın borçları da ayrı bir yük olarak üstlenildi. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti Osmanlının borçlarını kabul etmeyebilirdi de. Atatürk bunu da yapmamıştır. Cumhuriyet ilan edildiğinde yolumuz, okulumuz, okuyup yazma bilenimiz, doktorumuz yok denecek kadar azdı. Cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul’dan Ankara’ya otomobille 75-80 saatte gidilebiliyordu. Şimdiki gibi yapılmış karayolu yoktu, demiryolu azdı ve zaten bizim değildi. Yani ulaşım anlamında müthiş bir zafiyet söz konusuydu. Cumhuriyetin kuruluşundan yıllar sonra Onuncu yıl Marşındaki “Demir Ağlarla ördük Anayurdu Dört Baştan” dizesinde söylendiği gibi sanayide de yeni atılımlar yapıldı. Tabii ki üretim giderek arttı, tabii ki üretim çeşitlendirildi, fakat bu üretimin son yıllarda arttığı anlamına gelmez. Oysa ülkemiz yarım yüzyıldır buzdolabı da üretiyor, diğer beyaz eşyaları da, yarım yüzyıl önce otomobil üretme girişimi de olmuş ve başarı da sağlanmıştı. Kayseri’de Tayyare Fabrikası denilen bir bölge vardır. Orada Tayyare Fabrikası ve küçük pist vardır. Bu fabrikanın temelleri 1926 yılında atılmıştır. Tesis 1926 Ekim ayında üretime hazır hale getirilmiştir. Üretimi yöneten Alman firmasının iflas etmesi üzerine üretim sonlandırılmıştır. Atatürk sanayi devriminin yanında, birçok alanda devrim gerçekleştirmiştir. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı Avrupa ülkelerinden önce verilmiştir. Daha Cumhuriyeti ilan etmeden İzmir İktisat Kongresini düzenleyen atalarımız, İstiklal Savaşından sonra esas mücadelenin ekonomi alanında verileceğini biliyorlardı. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki iktisadi kurtuluş savaşı başarıları geliştirmeye yetmeyen, sanayi gelişmesinden mahrum bir ülke olarak kalırdık. Cumhuriyet olmasaydı; biz olmazdık, bağımsız Türkiye olmazdı. Orta Doğu ülkeleri seviyesinde halkı fakir ve yoksul olan bir ülke olurduk. Tipik bir Orta Doğu ülkesi formatında kalırdık. Uygarlıktan yoksun ve medenileşmeyen bir ülke olurduk. Bizi bugünümüze taşıyan ve bize hem bağımsız bir vatan hem de laik, demokrat bir ülke sunan cumhuriyetimiz, 102 yaşını doldurdu. İkinci yüzyılı yaşadığımız bu günlerde cumhuriyetin bize bahşettiği kazanımlarla yarınlara koşuyoruz. Bu önemli günde Cumhuriyet’in değerini daha da derinden idrak etmiş vatandaşlarımız, insan selleri oluşturarak meydanları, caddeleri dolduracak. Ellerinde bayraklar ve Atatürk posteriyle yürüyecek. Cumhuriyetin marşları söylenecek, bayrakları sallayacak, birbirlerini kutlayacak, tebrik edecekler. Cumhuriyeti atalarımız kurdu, onu yaşatacak ve payidar edecek bizler, cumhuriyete sahip çıkacağız. Cumhuriyet Bayramını kutluyor ve ilelebet payidar olmasını diliyorum.
Ekleme Tarihi: 27 Ekim 2025 -Pazartesi

CUMHURİYETİMİZE SAHİP ÇIKALIM

Bu yıl da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı büyük bir coşku ile kutlayacağız.
Zaman zaman 50 yıl öncesine dönüyor ve ilkokul yıllarımı düşünüyorum. Daha çok da böyle
milli bayram günlerinde, güneyde Adana gibi bir şehirde bugün yaşananlarla o eski günleri
kıyaslayınca insanın üzülmemesi elden gelmiyor. Üzüntümün sebebi o zamanki
yaşadıklarımız değil, bugünkü ülkenin geldiği durumdur.
Cumhuriyet kurulduğundan beri ülkenin uygar medeniyet seviyesine gelmesini
hazmedemeyen, kabullenemeyen bir kesim her daim olmuştur. Üzücü tarafı da hayatın olağan
akışına aykırı olarak yenilikler karşısında olan bu kesimlerin sürekli artıyor olmasıdır.
Toplumun küçük bir kesiminde eskiden beri var olan ve sürekli dile getirilen söylemlerde
“Cumhuriyet kuruldu da ne oldu ki, bu kadar önemsiyorsunuz” denilmesi giderek daha çok
taraftar bulmaktadır.
Birileri zannediyorlar ki Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi kolay bir şekilde kurdu; cepheye hiç
gitmedi, hatta İstanbul dışına bile çıkmamış bir Osmanlı Paşasıydı. Osmanlıyı yıkarak yerine
kolay bir şekilde savaşmadan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.
Cumhuriyeti önemsemeyenlerin çoğu gerçekten habersiz ve bunlar cehalet deyip geçilebilir.
Üzücü olan, gerçeğin böyle olmadığını bildiği halde Cumhuriyeti önemsiz gösterenlerdir.
Mustafa Kemal Atatürk büyük zaferler sonunda yanmış, yıkılmış, neredeyse tüm varlıklarını
kaybetmiş; yoksul bir toprak parçası olan ülkesini ayağa kaldırdı. Elde avuçta hiçbir şey yoktu.
Yıkılmış Osmanlı’nın borçları da ayrı bir yük olarak üstlenildi. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti
Osmanlının borçlarını kabul etmeyebilirdi de. Atatürk bunu da yapmamıştır.
Cumhuriyet ilan edildiğinde yolumuz, okulumuz, okuyup yazma bilenimiz, doktorumuz yok
denecek kadar azdı. Cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul’dan Ankara’ya otomobille 75-80 saatte
gidilebiliyordu.
Şimdiki gibi yapılmış karayolu yoktu, demiryolu azdı ve zaten bizim değildi. Yani ulaşım
anlamında müthiş bir zafiyet söz konusuydu.
Cumhuriyetin kuruluşundan yıllar sonra Onuncu yıl Marşındaki “Demir Ağlarla ördük Anayurdu
Dört Baştan” dizesinde söylendiği gibi sanayide de yeni atılımlar yapıldı.
Tabii ki üretim giderek arttı, tabii ki üretim çeşitlendirildi, fakat bu üretimin son yıllarda arttığı
anlamına gelmez.
Oysa ülkemiz yarım yüzyıldır buzdolabı da üretiyor, diğer beyaz eşyaları da, yarım yüzyıl önce
otomobil üretme girişimi de olmuş ve başarı da sağlanmıştı.

Kayseri’de Tayyare Fabrikası denilen bir bölge vardır. Orada Tayyare Fabrikası ve küçük pist
vardır. Bu fabrikanın temelleri 1926 yılında atılmıştır. Tesis 1926 Ekim ayında üretime hazır
hale getirilmiştir. Üretimi yöneten Alman firmasının iflas etmesi üzerine üretim sonlandırılmıştır.
Atatürk sanayi devriminin yanında, birçok alanda devrim gerçekleştirmiştir. Kadınlara seçme
ve seçilme hakkı Avrupa ülkelerinden önce verilmiştir.
Daha Cumhuriyeti ilan etmeden İzmir İktisat Kongresini düzenleyen atalarımız, İstiklal
Savaşından sonra esas mücadelenin ekonomi alanında verileceğini biliyorlardı. Cumhuriyetin
ilk yıllarındaki iktisadi kurtuluş savaşı başarıları geliştirmeye yetmeyen, sanayi gelişmesinden
mahrum bir ülke olarak kalırdık.
Cumhuriyet olmasaydı; biz olmazdık, bağımsız Türkiye olmazdı. Orta Doğu ülkeleri
seviyesinde halkı fakir ve yoksul olan bir ülke olurduk. Tipik bir Orta Doğu ülkesi formatında
kalırdık. Uygarlıktan yoksun ve medenileşmeyen bir ülke olurduk.
Bizi bugünümüze taşıyan ve bize hem bağımsız bir vatan hem de laik, demokrat bir ülke
sunan cumhuriyetimiz, 102 yaşını doldurdu. İkinci yüzyılı yaşadığımız bu günlerde
cumhuriyetin bize bahşettiği kazanımlarla yarınlara koşuyoruz.
Bu önemli günde Cumhuriyet’in değerini daha da derinden idrak etmiş vatandaşlarımız, insan
selleri oluşturarak meydanları, caddeleri dolduracak. Ellerinde bayraklar ve Atatürk posteriyle
yürüyecek. Cumhuriyetin marşları söylenecek, bayrakları sallayacak, birbirlerini kutlayacak,
tebrik edecekler.
Cumhuriyeti atalarımız kurdu, onu yaşatacak ve payidar edecek bizler, cumhuriyete sahip
çıkacağız.
Cumhuriyet Bayramını kutluyor ve ilelebet payidar olmasını diliyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.