Önümüzdeki yıllarda denetimi şekillendirecek yeni trendlere uyum sağlayabilmek için
denetçilerin, teknolojiyi benimsemesi, yapay zeka, makine öğrenimi, blockchain ve veri analitiği
gibi teknolojilerde uzmanlaşması çok önemlidir. Bu araçları anlamak ve bunlardan yararlanmak,
rekabetçi ve verimli kalabilmeyi sağlar.
Wirecard'ın iflasına yol açan bir dizi yozlaşmış ticari uygulama ve sahte finansal raporları
kapsayan dış denetim skandalı unutulmadı. Bu bakımdan bir sektör olarak denetim, halkın
güvenini korumaya devam etmesini sağlamak için birikimindeki tüm araçları kullanmalıdır.
Denetçilerin yeni beceriler geliştirmesi, en son teknolojilerde yetkin hale gelmesi sağlanmalıdır.
Tahmine dayalı analitikler de dahil olmak üzere gelişmiş veri analitiği, denetimde çok önemli bir
rol oynar. Denetçiler bu araçları, riskleri değerlendirmek, önemli yanlış beyanları belirlemek ve
hem yapılandırılmış hem de yapılandırılmamış verilerden içgörüler ortaya çıkarmak için
kullanabilir. Bu bilgilerden yararlanarak denetçiler, müşterilere ve diğer paydaşlara sürekli olarak
değer katarken, her müşteri için odak alanlarının nerede olması gerektiği konusunda daha
stratejik olabilirler.
En son denetim standartları, düzenlemeleri ve teknolojileriyle güncel kalmak için sürekli mesleki
gelişime katılmak çok önemlidir.
Denetim Kalitesi ve Etiği, denetim uygulamalarında yüksek standartların korunmasına ve
mesleğin dürüstlüğü ve etkinliği söz konusu olduğunda halkın güvenini kazanmaya artan
vurguyu yansıtıyor. Düzenleyici kurumlar, denetimlerin kalitesini ve güvenilirliğini artırmayı
amaçlayan güncellenmiş standartlar ve yönergeler sunmalıdır.
Denetim firmalarında etik davranış kültürünün geliştirilmesine verilen önem giderek artıyor. Bu
firmalar, etik davranışa ve mesleki dürüstlüğe öncelik veren bir organizasyon kültürü
oluşturmaya giderek daha fazla yatırım yapıyor. Bunun yanında teknolojik entegrasyon,
denetimlerdeki olası hataların veya tutarsızlıkların belirlenmesine yardımcı olur ve böylece
denetimlerin genel kalitesini ve doğruluğunu artırır.
Denetim sürecinde daha fazla şeffaflık ve paydaş katılımı daha yaygın hale geliyor. Denetim
süreçleri ve bulguları konusunda paydaşlarla daha şeffaf iletişim kurma yönünde gözle görülür
bir eğilim var. Bu yaklaşım, denetim sırasında karşılaşılan zorlukların veya sınırlamaların açık
bir şekilde tartışılmasını içerir; bu, güven oluşturulmasına ve paydaşların denetimin sonuçları ve
firmanın şeffaflık ve hesap verebilirlik taahhüdü hakkında net bir anlayışa sahip olmasını
sağlamaya yardımcı olur.
Denetimde teknolojik entegrasyon, denetimlerdeki olası hataların veya tutarsızlıkların
belirlenmesine yardımcı olur ve böylece denetimlerin genel kalitesini ve doğruluğunu artırır.
Siber güvenlik tehditleri günümüzde şirketler için en acil riskler arasında yer
almaktadır. Denetçiler ağ güvenliği erişim kontrollerini değerlendirmeli ve sızma testleri ve
güvenlik açığı değerlendirmeleri gibi yöntemlerle siber tehditlere karşı hazırlıklı olmalıdır.
Bu, “geleneksel” denetimden önemli bir sapmayı temsil etmektedir ve teknoloji geliştikçe önemi
giderek artacaktır.
Ayrıca, ESG (Çevresel, sosyal ve yönetişim denetimi) etrafında dönen pek çok tartışma varken,
güvenilir bir üçüncü taraf, tüm paydaşların güvenebileceği bir sistem oluşturmak için çok
önemlidir. Denetçiler bu rolü yerine getirmek için mükemmel bir konumdadır.
Blockchain, şeffaf ve merkezi olmayan defter sistemiyle denetim sürecinde devrim yaratmaya
hazırlanıyor.
Örneğin, her işlemin değiştirilemeyecek veya silinemeyecek şekilde kaydedildiği blockchain
tabanlı bir sistemde, artık tüm finansal işlemlerin şeffaf ve kurcalanmaya karşı dayanıklı bir
kaydı var. Denetçiler bu özelliği mali tabloların doğruluğunu ve bütünlüğünü daha verimli ve
etkili bir şekilde doğrulamak için kullanabilirler.
Blockchain'in merkezi olmayan yapısı aynı zamanda verilerin herhangi bir tek varlık tarafından
kontrol edilmediği anlamına da gelir ve bu da bilginin güvenilirliğini artırır. Blockchain'in bu
uygulaması, denetim sürecini önemli ölçüde kolaylaştırabilir, dolandırıcılık riskini azaltabilir ve
finansal raporlamaya olan genel güveni kritik ölçüde artırabilir.
Denetçilerin yeni teknolojileri benimsemeleri, sürekli öğrenmeleri ve denetim metodolojileri ve
uygulamalarındaki değişikliklere uyum sağlamaları gerekmektedir. Bunu yaparak sektörün
gelişen taleplerini etkili bir şekilde karşılayabilirler.