Bu yazımı okurken ‘Erkek Güzeli’ Şarkısını dinleyin! Yazıma şarkı sözü uygulayarak eşlik
ederseniz sevinirim.Kendini dev aynasında gören aslan parçacık kedileri ve bu şarkı; yeni bir
terim oluşturmama neden oldu: SET. Yani Sürdürülebilir Erkek Topluluğu; uydurduğum bu
terim kadın gereksinimlerini karşıladığını sanan ve gelecek nesillere aktarılmasını
sağlayabileceğini düşünen nihayetinde de kadın topluluğuna dalışları anlamına gelmektedir
Hayallerde değişimi algılayarak (ben bunu götürürüm argosu) uyum sağlayan,sosyal-
ekonomik yönden kalkınma stratejisi(-‘‘seni paran için severler) ortaya koyarken,bununla
birlikte doğal kaynakları az kullanan (tembel,sorumsuz,midesi geniş bkz.) ve yenilebilir hale
getiren yerlere(çamlık,evde şarap içme davetleri) belirlenmiştir. (Kadın Girişimciler, 2030
yılına kadar küresel ekonomiye 13 trilyon ABD Doları ekleme potansiyeline
sahiptir).Toplumsal değerlerimiz;eski Türk filmleri masumluğu, uzun süren evlilikler,
namus(kimin eli kimin cebinde),haddini bilmek,boşanmanın normalleştiği günümüz
kadınların, bu devirde sosyalleşmesini zorlaştırmaktadır. Bu durumla mücadele etmek isteyen
erkeklere şu anlatıldı:-‘‘kendinizi geliştirin ve daha üst seviyelere çıkın, alfa olun.’’
Az gelişmiş ülkelerde tabaka değiştirmek zor olsa gerek. Fırsatları kullanarak yükselen insan
binde 1 seviyesinde kalıyor. Tabi aynı zamanda kadınlarda kendini geliştirdiğinden alfa erkek
tafra oluyor.(Tafra Kelime anlamı ; Büyüklük taslama,kendini yüksek görme). Kadınların son
geldiği nokta; ‘Erkeğine sahip çık!’ Kampanyası düzenlemesiyle son bulmuştur. Heraklitos
‘un dediği gibi : ‘‘Her şey değişir. Değişmeyen tek şey değişimdir.’’ Yani sistem sizi
diskalifiye etmemesi için değişmek zorunda bırakmıştır.
1950’lerde cinsel devrim sonrasında kadınlarla erkekler gibi çalışma hayatına girerek
değişim başlamıştır.Eğitim ve iş hayatında Toplumsal cinsiyet fırsat eşitliği; yargıda dahil
değişime uğramıştır. Kadınlar, daha eşitlikli huzurlu, belirsizlikten uzak(Çünkü belirsizlik
durumlarından hoşlanmayız), güvenli ortam denkleminde yer almak isterken; insan faktörü ve
toplumların karmaşık olduğu hiç düşünülmemiştir.1950 Adanası çiftlik ağalarının ekonomiye
katkılarını düşünürken,bu tip insanlar metresi normalleştirmişler.Nihayetinde, eli para tutan
kadınlarımız, 1980’de boşanmaların tepe noktaya , evliliklerde binlerce yılın en dip noktasına
düşmesine neden olmuştur.Sonuçta kadınlarda para kazandılar, statü sahibi oldular ve yüksek
pozisyonlara geldiler; teoride beklenen eş,insanların bakış açılarını değiştirmeye yol
açtı.Günümüzde ise Erkek toplucukların kadınlara ‘Cinsel obje ‘olarak görmeleri dinin ve
yasaların bunun sıradanlaşması erkeklerin ekmeğine yağ sürerek normalleştirmelerine mahal
vermiştir.( 2002 yılı Türkiye’sinde %4 düzeyinde olan kadın girişimci olan 20 yılda %14
düzeyine çıkmıştır.)
Toplumsal cinsiyet eşitliği, sadece fırsat eşitliği anlamına gelmiyor.Aynı zamanda
eşitsizliklerin de sona ermesi talebini getiriyor.Toplumda herkesin sağlıklı bir yaşama sahip
olması için,toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmek, yoksulluğu azaltmak,sağlığı ve eğitimi
korumak ve refahı desteklemek gerekmektedir.Özellikle kadınların kaynaklara ulaşması,
yasalara uygun şekilde finans hizmetleri ve miras gibi konularda bazı yeniliklerin cinsiyet
ayrımı gözetmeksizin dağıtılması konusu önem arz etmektedir.Peki dinimiz açısından
‘Mirasta kadın erkek eşitliği var mı?’: Vefat eden kimsenin kızı olarak kadın: Erkek kardeşleri
ile beraber bulunduğunda kardeşinin aldığı payın yarısını alır. (Nisa, 4/11).
‘Evli bir kadın, kendisine ailesinden kalan mirası kocasına danışmada, kendi mal varlığında
istediği gibi tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. İsviçre ve Almanya’nın da kullandığı, 4
Ekim 1926’da yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununa göre Zümre sistemi (kadın-
erkek,altsoyu :çocukları) esas alınmıştır.Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre miras
bırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:
1. Miras bırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın 1/4,
2. Miras bırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
3. Miras bırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı
olursa, mirasın 3/4, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır (499md)
Türkiye’mizde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması yönünde tek eşlilik, resmi nikah, eşit
miras hakkı, mahkemelerde eşit tanıklık, boşanma ve velayet hakkı gibi kadının insan
haklarına ilişkin temel kazanımlar Medeni Kanun’la sağlanmıştır. Eşitsizlikler toplumsal ve
çevresel tahribata yol açmaktadır.Kadınların daha güvenli ve düzenli hissedebileceği
toplulukların varlığını destekleyeceği aşikardır. Kadına yönelik şiddet, cinsel saldırı ve kadın
cinayetlerinin katlanarak arttığı, kadınların şiddetten korunma kalkanı olan İstanbul
Sözleşmesinin hukuka aykırı olarak feshedildiği bu dönemde Medeni Kanun’la elde edilen
kazanımlarımızın tartışmaya açılmasını, süreli nafaka hakkı, aile hukukunda arabuluculuk gibi
uygulamaların gündeme getirilmesini kaygıyla izlemekteyiz.
Bunları Biliyor muydunuz? Köşesi;
-Başak MİRELİ :2022 Aralık ayında ,Atlantik’i tek başına geçen ilk kadın solo yelken
sporcumuzdur.
-Saniye MİRZA: Hindistan’ın önde gelen savunma enstitüsünde (USA)seçilen ilk Müslüman
kadın savaş pilotu oldu.
Benim Görüntüm yok;ama ben sizin Kimliğinizim…