Ülkemizde, geçen yıl 11 Mart’ta görülen, insanoğlunun kâbusu Covid-19 virüsü, o süreden bu yana belli sektörler hariç, her sektör ve kesimi çok kötü etkiledi.  Bu süreçte, en fazla koronavirüsten darbe yiyen küçük esnaf oldu.  Virüsün yok edilmesinde en önemli korunma, insanların birbiriyle olan temasını kesmek. Ülkeler, çeşitli kısıtlamalar getirerek bunu sağlamaya çalışıyor. Doğru bir yöntem.  Türkiye de bu yöntemi de zaman zaman uyguluyor. İşyerleri açık tutularak, vatandaşların yalnızca hafta sonları evlerinin yakınlarından ihtiyaçlarını karşılamalarına imkan sağlanıyor. Ancak bu süreçte bile esnaf artık kazanamıyor, belirsizlikten dolayı çoğu esnaf “siftahsız” kepenk kapatıyor. Pandemi sürecinde, hükümetin esnaf için yaptığı uygulamalar tatmin edici olmuyor.  İşyerleri siftahsız kepenk kapatıyor ancak vergiler sürüyor. Vergilerin yanısıra, Bağ-Kur, işçi SGK, stopaj, elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet, kredi borçları ve faturalar ödenmek zorunda.  Peki devlet bu konuda ne yapıyor?  Ancak erteleme müjdesi verebiliyor!  Pandemi yaşanıyor, işyerini istediği miktarda müşteriye ulaşamıyor ancak devlet alacaklarını hiç eksiksiz ‘tıkır-tıkır’ istiyor.  Allah aşkına bu borçları erteleseniz ne olur? Esnaf, borç ötelense de kazanamadığı için de bedelini ödemeye zorlanıyor. Kira yardımı veriyorlar, peki kimler alıyor? Alsa da yüksek ödediği kiranın 750 veya 1000 lirasını ödeseniz ne olur? Açıklanan destekler esnafı kurtaracak mı? Makamlarda oturanlar keyfinde! Esnafın, işçinin durumu ne olacak? Sosyal devlet nerede? Esnafını, işçini kısacası vatandaşını koruyamadıktan sonra sosyal devlet olabilir misiniz?  Çözüm üretmek gerekiyor.  Bu saatten sonra kimsenin boş vaatlere ihtiyacı yok!  İnsanların, kimseye muhtaç olmadan evini geçindirmeye ve yaşamaya ihtiyacı var. Devletin yükünü çeken küçük esnaf ve işçidir. Görmezden gelirseniz, yarın çok geç olabilir!