8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’NDE ANLAMLI ETKİNLİK!

KÜLTÜR-SANAT 09.03.2018 - 12:42, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2612+ kez okundu.
 

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’NDE ANLAMLI ETKİNLİK!

Medline Adana Hastanesi, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” nedeniyle Seyhan Rotary Kulübü üyelerini ve kulüp misafirlerini düzenlediği bir etkinlik ile ağırladı. Konferans salonunda düzenlenen etkinlikte bir sunum gerçekleştiren Medline Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, konuklara meme kanserinin kadın kanserlerinin yüzde 30’undan sorumlu olduğunu söyleyerek hastalık hakkında önemli bilgiler verdi.   Östrojen hormonu tetikliyor   Meme kanserinin en önemli sebebinin östrojen hormonu olduğunu belirten Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, “Bu hormonu vücudun kendisi salgılamakta. Bir de doğum kontrol haplarıyla veya menopoz sonrası tedavi amaçlı olarak alınan hormon ilaçları var. Araştırmalar gösteriyor ki östrojen hormonuna maruz kalınan süre ne kadar uzunsa meme kanseri riski de o oranda artış göstermektedir” dedi. Erken tanı hayat kurtarıyor   Günümüzde meme kanseri vakalarında belirgin bir artış olmasına rağmen erken tanı ile ölümlerin azalmasının ve sonrasında konforlu bir hayata devam edilebilmesinin sağlanabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, “Erken tanı konmasında en önemli yöntemler kendi kendini muayene, hekim muayenesi, mamografi, ultrason ve gerekir ise de MR’dır. Memede ele gelen şişlik, meme başında kanlı akıntı, meme başında kaşıntılı bir lezyonun bulunması da hastalığın erken tanınmasını sağlayan önemli işaretlerdir” dedi.   Risk faktörlerine dikkat!   Meme kanserinde dikkat edilmesi gereken risk faktörlerini ailede meme kanseri öyküsü bulunması, çocuk doğurmamış olmak veya 30 yaşın üzerinde doğum yapmış olmak, erken adet görme, geç adetten kesilme ve adet sonrası uzun süreli hormon tedavisi olarak sıralayan Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, risk faktörü olmadığında meme kanseri olunmayacağı algısının ise yanlış olduğunu belirterek meme kanseri hastalarının yüzde 80’inin risk faktörü taşımayan hastalar olduğunun da altını çizdi.   Özel cerrahi yöntemler hastanın hayat kalitesini artırıyor   Onkolojik cerrahi ile özel olarak ilgilenen hekimlerin meme kanseri teşhisi konmuş hastalarda öncelikli hedeflerinin hastanın hayatta kalmasının yanı sıra memenin korunması olduğunu da vurgulayan Medline Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, “Erken tanı alan hastalarda uyguladığımız özel yöntemlerle koltuk altında bulunan lenf bezlerinin tamamını çıkartmadan tedavi yapma şansımız bulunuyor. Bu yöntemin uygulanabildiği hastaların kolunda şişme, ağrı, uzvu kullanamama gibi sorunlar görülmüyor ve dolayısıyla yaşam kaliteleri artıyor” dedi.   Onkoplastik cerrahi ile yüz güldürücü sonuçlar mümkün   Meme kanseri tanısı alan ve cerrahi gereken hastalarda “Onkoplastik Cerrahi” yönteminin de hastaların psikolojileri için önemli olduğunu anlatan Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, “Bu hastalarda tümörü temizledikten sonra gerekirse meme implantı koymak, kas flep ameliyatları ya da her iki memenin küçültülerek hastanın fiziki yapısını da bozmadan onu tekrar iş ve sosyal hayatına geri döndürmek günümüzde bizlerin estetik-plastik cerrahi ile ilgilenen hekimlerle beraber uyguladığımız bir yöntemdir” şeklinde konuştu.    



Medline Adana Hastanesi, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” nedeniyle Seyhan Rotary Kulübü üyelerini ve kulüp misafirlerini düzenlediği bir etkinlik ile ağırladı. Konferans salonunda düzenlenen etkinlikte bir sunum gerçekleştiren Medline Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, konuklara meme kanserinin kadın kanserlerinin yüzde 30’undan sorumlu olduğunu söyleyerek hastalık hakkında önemli bilgiler verdi.

 

Östrojen hormonu tetikliyor

 

Meme kanserinin en önemli sebebinin östrojen hormonu olduğunu belirten Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, “Bu hormonu vücudun kendisi salgılamakta. Bir de doğum kontrol haplarıyla veya menopoz sonrası tedavi amaçlı olarak alınan hormon ilaçları var. Araştırmalar gösteriyor ki östrojen hormonuna maruz kalınan süre ne kadar uzunsa meme kanseri riski de o oranda artış göstermektedir” dedi.



Erken tanı hayat kurtarıyor

 

Günümüzde meme kanseri vakalarında belirgin bir artış olmasına rağmen erken tanı ile ölümlerin azalmasının ve sonrasında konforlu bir hayata devam edilebilmesinin sağlanabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, “Erken tanı konmasında en önemli yöntemler kendi kendini muayene, hekim muayenesi, mamografi, ultrason ve gerekir ise de MR’dır. Memede ele gelen şişlik, meme başında kanlı akıntı, meme başında kaşıntılı bir lezyonun bulunması da hastalığın erken tanınmasını sağlayan önemli işaretlerdir” dedi.

 

Risk faktörlerine dikkat!

 

Meme kanserinde dikkat edilmesi gereken risk faktörlerini ailede meme kanseri öyküsü bulunması, çocuk doğurmamış olmak veya 30 yaşın üzerinde doğum yapmış olmak, erken adet görme, geç adetten kesilme ve adet sonrası uzun süreli hormon tedavisi olarak sıralayan Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, risk faktörü olmadığında meme kanseri olunmayacağı algısının ise yanlış olduğunu belirterek meme kanseri hastalarının yüzde 80’inin risk faktörü taşımayan hastalar olduğunun da altını çizdi.

 


Özel cerrahi yöntemler hastanın hayat kalitesini artırıyor

 

Onkolojik cerrahi ile özel olarak ilgilenen hekimlerin meme kanseri teşhisi konmuş hastalarda öncelikli hedeflerinin hastanın hayatta kalmasının yanı sıra memenin korunması olduğunu da vurgulayan Medline Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, “Erken tanı alan hastalarda uyguladığımız özel yöntemlerle koltuk altında bulunan lenf bezlerinin tamamını çıkartmadan tedavi yapma şansımız bulunuyor. Bu yöntemin uygulanabildiği hastaların kolunda şişme, ağrı, uzvu kullanamama gibi sorunlar görülmüyor ve dolayısıyla yaşam kaliteleri artıyor” dedi.

 

Onkoplastik cerrahi ile yüz güldürücü sonuçlar mümkün

 

Meme kanseri tanısı alan ve cerrahi gereken hastalarda “Onkoplastik Cerrahi” yönteminin de hastaların psikolojileri için önemli olduğunu anlatan Prof. Dr. Tamer Çolakoğlu, “Bu hastalarda tümörü temizledikten sonra gerekirse meme implantı koymak, kas flep ameliyatları ya da her iki memenin küçültülerek hastanın fiziki yapısını da bozmadan onu tekrar iş ve sosyal hayatına geri döndürmek günümüzde bizlerin estetik-plastik cerrahi ile ilgilenen hekimlerle beraber uyguladığımız bir yöntemdir” şeklinde konuştu.

 
 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.