Bu tasarı ülke ekonomisine darbe vuracak!

GÜNDEM 05.04.2018 - 16:00, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1944+ kez okundu.
 

Bu tasarı ülke ekonomisine darbe vuracak!

Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir:
ADANA / Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, yeni torba tasarıyla ormanların, arazilerin ve suların özelleştirilmesinin önünün açıldığını söyledi. Karademir, şeker pancarının ülke tarımının gelişmesinin, modern tarım tekniklerinin uygulanmasının, tarım sanayinin ve kırsal kalkınmanın temel direği olduğuna vurgu yaparak bu fabrikaların satılmasının yalnızca ekonomik bir yaklaşımla değerlendirilmemesi gerektiğini bildirdi.  Karademir,  Kimya Mühendisleri Odası Güney Şube Bölge Temsilcisi Dilek Alkan, Tarım Orkam-Sen Adana Şube Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Demir, Ziraatçılar Derneği Başkanı Kadir Özlem ili birlikte basın toplantısı düzenledi. Karademir,  “Asıl hedefi yalnız ülkemizin şeker gereksinimini karşılamak değil, tarımı ve dolayısıyla çiftçiyi kalkındırmak olan şeker fabrikalarının özelleştirilmek istenmesi, toplumun her kesiminde tepkilere ve endişelere yol açıyor” dedi. KIRSAL KALKINMANIN TEMEL DİREĞİ Şeker pancarının ülke tarımının gelişmesinin, modern tarım tekniklerinin uygulanmasının, tarım sanayinin ve kırsal kalkınmanın temel direği olduğuna vurgu yapan Karademir, şunları kaydetti: “Fabrikaların satılması salt ekonomik bir yaklaşımla değerlendirilmemeli. Aynı zamanda sanayileşmeyle kalkınma düşüncesinin terk edilmesi de söz konusu. Neo liberal politikalara geçiş uğruna terk edilen bu anlayış yerliliktir, milliliktir, bağımsızlıktır. 24 Ocak kararlarının uygulanması için kurgulanmış 12 Eylül darbesi sonrası planlamadan vazgeçilmiş, tarımda desteklemeler kaldırılmış ve küresel sermaye dayatmaları sonucu özelleştirme adı altında ülke yağma ve talana açılmıştır. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi aynı zamanda, pancar şekeriyle nişasta bazlı şeker arasındaki tercihi gösteren bir politikanın yansımasıdır. Nişasta bazlı şekerin sağlığımıza olan zararları yapılan her yeni bilimsel çalışmayla ortaya çıkıyor. Nişasta bazlı şekerin üretimine ve ithalatına ilişkin etkin kontroller söz konusu değilken, bir anlam ifade etmeyecek kota azaltmalarının, kamuoyunu yatıştırmaya yönelik göstermelik bir hamle olması dışında bir anlamı bulunmuyor.” SULARA VE TOPRAKLA YENİ TEHDİTLER Meclis Genel Kurulu’na sunulan yeni torba tasarıda sulara, arazilere ve ormanlara yönelik yeni tehditlerin ortaya çıktığına dikkat çeken Karademir, “Torba tasarıyla bir veya birden çok havzadaki su varlıklarının gerçek ve tüzel kişilere su kullanım izni verilerek tahsis edilmesi yoluyla özelleştirilmesinin önü açılmak isteniyor. Daha önce mikro HES uygulamaları ile doğanın kılcal damarları olan derelerimizin, çaylarımızın su kullanım hakları özel sektöre verilmiş, kadimden beri kırsaldaki insanımızın tasarrufunda olan sular, yöre halkından ve ekosistemdeki canlılardan kaçırılmıştı. Torba tasarıyla canlıların en temel hakkı olan suyun metalaştırılması yönünde yeni bir adım daha atılıyor. Yani Tasarı açık bir biçimde, “gökten yağan yağmurun birikmesi, düşen karın erimesiyle oluşan suları, şirketler çiftçiye para karşılığı satacak” diyor! Halkın ortak varlığı olan su varlıklarımız sermayeye peşkeş çekilemez. Suyun metalaştırılıp, çiftçiye fahiş fiyatla sulama suyu satılması tarıma  ve üretime vurulmuş  büyük bir darbedir.” TOPRAKTA MÜLKİYET DEĞİŞİMİNE YOL AÇACAK Hazırlanan tasarıyla sulama birlikleri ve sulama kooperatiflerinin önce Devlet Su İşleri’ne sonra yerel yönetimlere ve özel sektöre devrinin önünün açılmak istendiğini kaydeden Karademir, bu hizmetlerin özel sektöre devredilmesinin,  tarlalara su saati takılmasıyla birlikte zaten üretim yapmakta zorlanan çiftçilerin tümden tasfiyesine, kırsaldan koparılmasına ve toprakta mülkiyet değişimine yol açacağını dile getirdi.  Dünyada örneğini başka ülkelerde de gördüğümüz bu uygulama sonrası topraklarımızın küresel tarım sermayesinin eline geçeceğini ifade eden Karademir, konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Tasarıda endişe uyandıran bir konu da zorunlu arazi toplulaştırması. Halen toplulaştırma için arazi sahiplerinin yarısından bir fazlasının onayı gerekmesine karşın, tasarıda ‘DSİ tarafından bağlı olduğu bakanlığın talebi ve Bakanlar Kurulu Kararı ile isteğe bağlı ya da maliklerin muvafakati aranmaksızın zorunlu arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri yapılabilir’ hükmü yer alıyor. Tasarıya göre Bakanlar Kurulu’nun arazi toplulaştırmaya ilişkin kararı ‘kamu yararı’ statüsünde kabul edileceği için, zorunlu kamulaştırmanın yolu açılacak, Anayasa ile güvence altına alınmış olan mülkiyetin korunması ilkesi yok edilecektir.” ORMANLARIN ALTI OYULACAK! Torba tasarıyla orman alanları için de son derece zararlı olabilecek kullanım biçimlerine imkan tanıyan tahsisin önünün açılacağını dile getiren Karademir, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ormanların altına bedeli karşılığında 29 yıllığına her türlü depolama yapılması ile imkânı getirilmektedir. “Yeraltı depolamasına” izin verilmesi, orman ekosistemlerinin, başta nükleer santraller olmak üzere çeşitli tehlikeli atıklar için depolama alanlarına dönüştürülmesi olasılığını akla getiriyor.  Ormanlara yapılan müdahale altı ile sınırlı kalmamakta, dikili ağaçların satışına imkân verilmek suretiyle, üstü de bu saldırılardan nasibini almaktadır. AKP hükümeti tarafından yapılmak istenen şeker fabrikalarının ve suların özelleştirilmesi, kamuya ait ormanların ve çiftçiye ait arazilerin özelleştirilmesinin önünün açılması politikalarından en büyük zararı, üretici ve yoksul halk kesimleri görecektir. Yapılmak istenenler, uzun dönemde uluslararası sermayenin ve küresel çıkar çevrelerinin amaçlarına hizmet edecek politika ve tercihli uygulamalardır. Vazgeçilmelidir! Sorumluları uyarıyor, bu durumu kabullenmediğimizi ve takipçisi olacağımızı kararlılıkla ifade ediyoruz.” Açıklamaya, Cumhuriyet Halk Partisi Adana İl Başkanı Ayhan Barut, Seyhan Ziraat Odası II. Başkanı Cahit İncefikir, Çukurova Sulama Birlikleri Derneği Başkanı Faruk Umar katıldı. (EGEMEN)
Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir:

ADANA / Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, yeni torba tasarıyla ormanların, arazilerin ve suların özelleştirilmesinin önünün açıldığını söyledi. Karademir, şeker pancarının ülke tarımının gelişmesinin, modern tarım tekniklerinin uygulanmasının, tarım sanayinin ve kırsal kalkınmanın temel direği olduğuna vurgu yaparak bu fabrikaların satılmasının yalnızca ekonomik bir yaklaşımla değerlendirilmemesi gerektiğini bildirdi. 

Karademir,  Kimya Mühendisleri Odası Güney Şube Bölge Temsilcisi Dilek Alkan, Tarım Orkam-Sen Adana Şube Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Demir, Ziraatçılar Derneği Başkanı Kadir Özlem ili birlikte basın toplantısı düzenledi. Karademir,  “Asıl hedefi yalnız ülkemizin şeker gereksinimini karşılamak değil, tarımı ve dolayısıyla çiftçiyi kalkındırmak olan şeker fabrikalarının özelleştirilmek istenmesi, toplumun her kesiminde tepkilere ve endişelere yol açıyor” dedi.
KIRSAL KALKINMANIN TEMEL DİREĞİ
Şeker pancarının ülke tarımının gelişmesinin, modern tarım tekniklerinin uygulanmasının, tarım sanayinin ve kırsal kalkınmanın temel direği olduğuna vurgu yapan Karademir, şunları kaydetti: “Fabrikaların satılması salt ekonomik bir yaklaşımla değerlendirilmemeli. Aynı zamanda sanayileşmeyle kalkınma düşüncesinin terk edilmesi de söz konusu. Neo liberal politikalara geçiş uğruna terk edilen bu anlayış yerliliktir, milliliktir, bağımsızlıktır. 24 Ocak kararlarının uygulanması için kurgulanmış 12 Eylül darbesi sonrası planlamadan vazgeçilmiş, tarımda desteklemeler kaldırılmış ve küresel sermaye dayatmaları sonucu özelleştirme adı altında ülke yağma ve talana açılmıştır. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi aynı zamanda, pancar şekeriyle nişasta bazlı şeker arasındaki tercihi gösteren bir politikanın yansımasıdır. Nişasta bazlı şekerin sağlığımıza olan zararları yapılan her yeni bilimsel çalışmayla ortaya çıkıyor. Nişasta bazlı şekerin üretimine ve ithalatına ilişkin etkin kontroller söz konusu değilken, bir anlam ifade etmeyecek kota azaltmalarının, kamuoyunu yatıştırmaya yönelik göstermelik bir hamle olması dışında bir anlamı bulunmuyor.”
SULARA VE TOPRAKLA YENİ TEHDİTLER
Meclis Genel Kurulu’na sunulan yeni torba tasarıda sulara, arazilere ve ormanlara yönelik yeni tehditlerin ortaya çıktığına dikkat çeken Karademir, “Torba tasarıyla bir veya birden çok havzadaki su varlıklarının gerçek ve tüzel kişilere su kullanım izni verilerek tahsis edilmesi yoluyla özelleştirilmesinin önü açılmak isteniyor. Daha önce mikro HES uygulamaları ile doğanın kılcal damarları olan derelerimizin, çaylarımızın su kullanım hakları özel sektöre verilmiş, kadimden beri kırsaldaki insanımızın tasarrufunda olan sular, yöre halkından ve ekosistemdeki canlılardan kaçırılmıştı. Torba tasarıyla canlıların en temel hakkı olan suyun metalaştırılması yönünde yeni bir adım daha atılıyor. Yani Tasarı açık bir biçimde, “gökten yağan yağmurun birikmesi, düşen karın erimesiyle oluşan suları, şirketler çiftçiye para karşılığı satacak” diyor! Halkın ortak varlığı olan su varlıklarımız sermayeye peşkeş çekilemez. Suyun metalaştırılıp, çiftçiye fahiş fiyatla sulama suyu satılması tarıma  ve üretime vurulmuş  büyük bir darbedir.”
TOPRAKTA MÜLKİYET DEĞİŞİMİNE YOL AÇACAK
Hazırlanan tasarıyla sulama birlikleri ve sulama kooperatiflerinin önce Devlet Su İşleri’ne sonra yerel yönetimlere ve özel sektöre devrinin önünün açılmak istendiğini kaydeden Karademir, bu hizmetlerin özel sektöre devredilmesinin,  tarlalara su saati takılmasıyla birlikte zaten üretim yapmakta zorlanan çiftçilerin tümden tasfiyesine, kırsaldan koparılmasına ve toprakta mülkiyet değişimine yol açacağını dile getirdi. 
Dünyada örneğini başka ülkelerde de gördüğümüz bu uygulama sonrası topraklarımızın küresel tarım sermayesinin eline geçeceğini ifade eden Karademir, konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Tasarıda endişe uyandıran bir konu da zorunlu arazi toplulaştırması. Halen toplulaştırma için arazi sahiplerinin yarısından bir fazlasının onayı gerekmesine karşın, tasarıda ‘DSİ tarafından bağlı olduğu bakanlığın talebi ve Bakanlar Kurulu Kararı ile isteğe bağlı ya da maliklerin muvafakati aranmaksızın zorunlu arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri yapılabilir’ hükmü yer alıyor. Tasarıya göre Bakanlar Kurulu’nun arazi toplulaştırmaya ilişkin kararı ‘kamu yararı’ statüsünde kabul edileceği için, zorunlu kamulaştırmanın yolu açılacak, Anayasa ile güvence altına alınmış olan mülkiyetin korunması ilkesi yok edilecektir.”
ORMANLARIN ALTI OYULACAK!
Torba tasarıyla orman alanları için de son derece zararlı olabilecek kullanım biçimlerine imkan tanıyan tahsisin önünün açılacağını dile getiren Karademir, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ormanların altına bedeli karşılığında 29 yıllığına her türlü depolama yapılması ile imkânı getirilmektedir. “Yeraltı depolamasına” izin verilmesi, orman ekosistemlerinin, başta nükleer santraller olmak üzere çeşitli tehlikeli atıklar için depolama alanlarına dönüştürülmesi olasılığını akla getiriyor.  Ormanlara yapılan müdahale altı ile sınırlı kalmamakta, dikili ağaçların satışına imkân verilmek suretiyle, üstü de bu saldırılardan nasibini almaktadır. AKP hükümeti tarafından yapılmak istenen şeker fabrikalarının ve suların özelleştirilmesi, kamuya ait ormanların ve çiftçiye ait arazilerin özelleştirilmesinin önünün açılması politikalarından en büyük zararı, üretici ve yoksul halk kesimleri görecektir. Yapılmak istenenler, uzun dönemde uluslararası sermayenin ve küresel çıkar çevrelerinin amaçlarına hizmet edecek politika ve tercihli uygulamalardır. Vazgeçilmelidir! Sorumluları uyarıyor, bu durumu kabullenmediğimizi ve takipçisi olacağımızı kararlılıkla ifade ediyoruz.”
Açıklamaya, Cumhuriyet Halk Partisi Adana İl Başkanı Ayhan Barut, Seyhan Ziraat Odası II. Başkanı Cahit İncefikir, Çukurova Sulama Birlikleri Derneği Başkanı Faruk Umar katıldı. (EGEMEN)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.