MUTLU EDİN UMUT OLUN

GÜNDEM 02.08.2018 - 14:27, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2521+ kez okundu.
 

MUTLU EDİN UMUT OLUN

Kızılay Adana Şube Başkanı Ramazan Saygılı ile hayata tutunmak için umut olan bağışlar hakkında konuştuk. Kızılay yılın 12 ayında kurban bağışı alıyor, kan topluyor. Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla hayırseverlerin bağışladıkları kurbanları yoksulun sofrasında buluşturan Kızılay, bu çalışmalarıyla ekonomisi iyi vatandaşlarla ihtiyaç sahipleri arasında köprüler kuruyor. “Başkalarının mutluluğunu görünce iyi ki Kızılaycıyım” diyen Saygılı, herkesi bu köklü kuruluşa destek olmaya çağırdı.
“İYİLİĞİN AMİRAL GEMİSİYİZ” Kurban bayramı yaklaşıyor, hayırseverler çeşitli kurum ve kuruluşlara vakıflara, derneklere bağış yapmaya başladı. Peki, vatandaşlar kurbanlarını neden Kızılay’a bağışlamalı? Bu yıl Kızılay’ın 150. yılını kutluyoruz. Kızılay imparatorluk terbiyesi almış Cumhuriyet bünyesinde büyümüş ve şu an dünyanın 40 ülkesinde operasyon yöneten, mazlum coğrafyaya umut olan bir iyilik hareketi. Yani iyiliğin amiral gemisi. İyiliğin öncüsü olan Kızılay, 82 milyon milletimizin aldığı destekle bunu yapıyor. Her yaptığımız kampanyamızda Ramazan ve Kurban bayramı ile başka kampanyalarımızda her zaman milletimizin derin desteğini, gayretini ve duasını yanımızda hissediyoruz. Ve bugün de Kurban bayramının arifesindeyiz. Kurban, yıl boyu sürsün istiyoruz. Bununla neyi kastediyoruz? Türkiye’nin Kızılay modeli olarak bağışçılarımızın bağışlamış olduğu kurbanları, Türkiye çapında biri de Adana’da  Et ve Süt Kurumu’nun entegre tesislerinde  hijyenik ortamlarda, İslami usul ve temizlik kurullarına uygun bir şekilde kesiyoruz. Sonra 800 gramlık konserveler haline getiriyor ve 12 ay boyunca yetimin sofrasında bir kaşık lokma olmaya çalışıyoruz. Bu, 12 ay boyunca devam ediyor. Her zaman, desteğini esirgemeyen tüm hayırseverlerimizi, nasip olursa; bu bayramda da kurban bağışlarını Kızılay’a yapmaya davet ediyoruz.  Herkesin yetime, garibana ulaşması konusunda Kurban bağışlarını Kızılay’da değerlendirmesini isteriz.  “İHTİYAÇ SAHİPLERİNİ İNCİTMİYORUZ” Her kampanyadaki bağış ayrı yerleri mi gidiyor?  Adanamızın 15 ilçesi var.  Oradaki ihtiyaç sahiplerini kaymakamlıklarımızla belirliyoruz. Sadece kurban değil yanına makarna vs. de koyup 12 ay bunca belli periyotlarla evlerine götürüyoruz. Tabi bunu yaparken o esnada bu durumu hiçbir yayın organıyla paylaşmıyoruz. Çünkü ihtiyaç sahiplerinin bir onuru vardır, incinmesin. Bu işi empati kurarak yapıyoruz. Ve dolayısıyla 15 ilçemizin köylerine, ihtiyaç sahiplerine elimizden geldiği kadar ulaşmaya çalışıyoruz. Bayramlar dışında yapılan kampanya, etkinlik ve bağışlardan söz edebilir misiniz? Bizim 12 ay boyunca etkinliklerimiz var. Sürekli bağışlarla büyüyen bir hareket Türk Kızılayı. Dolayısıyla insanlarımız bağışlarını yaparken bayramlar dışında şartlı bağış yapıyorlar. Mesela bağış yapıyoruz ama falan okulundaki yoksul öğrencilerin ihtiyaçlarını alır mısınız gibi şartlı bağışlar yapılıyor. Evet, Kurban Bayramı geliyor ama okulun açılması da yaklaşıyor. Bu anlamda yoğun bağışlar geliyor. Biz de yine 15 ilçemizdeki Milli eğitim müdürlükleriyle görüşüyoruz. Yoksul öğrencilerimize yine onuru incinmeden sessiz bir şekilde yardımda bulunuyoruz.  “BİZ KOCAMAN BİR AİLEYİZ” Kızılay’ın geneline baktığımız zaman Adana’dan ne ölçüde katkı sağlanıyor? Adana, Türkiye’nin bir numaralı kenti. Ve buna yakışır şekilde Kızılay’a destek var. Mesela kan bağışında biz 3 yıldır Türkiye birincisiyiz. Bu ne anlama geliyor? Adana kendi ihtiyacını kan bağışıyla karşılıyor. Adana halkımız çok duyarlı. Başta valimiz Sayın Mahmut Demirtaş önderliğinde siyasi görüş belirtmeden; bütün belediyelerimiz, sendikalarımız, Kızılay’ın her çalışmasına ve çağrısına destek veriyor. Ve bu destekle de kimi kan bağışlıyor kimi bağışlarda bulunuyor. Yani her şekilde destek vererek Adanamızla paylaşıyor ve kocaman bir aile oluyoruz. Nasıl bir aileyiz, diye sorulursa 2,2 milyon kadar büyük bir aileyiz. Acıda da beraberiz sevinçte de. Kızılay kapsamında kan bağışı nedir? Türkiye kan bağışı hakkında bilinçli midir değilse nasıl bilinçlendirilmelidir? Türkiye’de kan bağışı alan tek kurum Kızılay.  Birkaç üniversite hastanesi var ama onun dışında devlet tarafından görevlendirilen Türk Kızılayı. Türk Kızılayı, Adanamızın 15 ilçesinde düzenli bir şekilde kan bağışı almaya gidiyor. Ve orada belli periyotlarla bunu gerçekleştiriyor. Bunu yaparken öncelikle bir eğitim veriyoruz. Bunlar ne; Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız valilik öncülüğünde Güney Adana Projesi’nde biz paydaşız. Ve okullara gidiyoruz. Kan uzmanlarımız, öğrencilere kan bağışı ve kök hücre üzerinde eğitimler veriyor. Sonra da diyoruz ki; okulun idaresiyle anlaşarak bir gün belirleyelim, o gün de bu öğrenciler anne babalarını getirsinler. Çünkü öğrenciler küçük olduğu zaman kan alamıyoruz, 18 yaş üstü olmak zorunda. Ve Adana’da her okulda biz kan bağışı almış oluyoruz. Bu kampanyanın adı da “Okullar yarışıyor kampanyası.” Kampanyada bir taraftan eğitim veriyoruz bir taraftan da belirli bir günde, mahallemizde anne –baba yada esnaf her kim varsa onları davet ediyoruz ve şölen havasında kan bağışları alıyoruz. Bu beraberinde bilinçlendirmeyi getiriyor. Böylece Kızılay dostları kan bağışı yaparak Adana’nın ihtiyacını karşılamış oluyor. İşçi sendikaları, kan bağışında rol model oluyorlar. Organize sanayiinde büyük şirketler arayıp toplu olarak işçilerle kan bağışı yapmak istediklerini söylüyorlar. Bu şekilde kan bağışı yapıyorlar. Kanı, belediye başkanları, vali verince oradaki herkese birer rol model oluyorlar ve halkın güveni geliyor. “BU MUTLULUĞA PAHA BİÇİLEMEZ” Kök hücreden biraz bahsedebilir misiniz? Kök hücre önemli bir konu. 2014 yılında Meclisimiz kanun çıkardı. Müteakiben Sağlık Bakanlığı, kan bağışındaki başarıdan hareketle kök hücre toplama işini Kızılaya verdi. Ve şu an Adana’dan önemli bir sayıda kök hücre bağışı alıyoruz. 3 tüp kan alıyoruz. O kan örneklerini Ankara’daki Sağlık Bakanlığı laboratuarına götürüyoruz. Orada onlar işleniyor ve ulusal data açılıyor, eşleşmeler uyduğunda karşılıklı olarak onlar buluşturuluyor. Sonuçta, çok ciddi, önemli bir görev. Ölümü beklerken şifa bulan bir lösemili dostumuz var. Dün saçları dökülen ancak bugün hücre naklinden sonra lüle  saçlarıyla okula giden hanım kızın mutluluğunu görmenin hazzı bir başka oluyor. Geçen zamanlarda da bir eve gittim; bir hanım kızımızın 7-8 yaşlarında saçları dökülmüş ve kök hücre bekliyor. Bir zaman sonra Adana’da bir fabrika işçisinin eşleştiği kök hücre nakli yapıldı. Ve o kızın saçları yeniden çıktı. Artık misafir de kabul edebiliyor. Çünkü onlar enfeksiyon kapmasın diye misafir alamıyorlardı. Sonra ufak tefek hediyeler alıp evlerine ziyarette bulunduk. Ve yeniden kavuştuğu saçlarıyla hayata daha güzel bakıyordu. Vesile olduğumuz  bu mutluluk paha biçilemez. İnsanların, sizden dolayı mutlu olması çok güzel bir duygu. Eve gidince çocuklarına yeniden sarılıyorsun. İyi ki Kızılaycıyım diyorum. Böyle mutluluklar görünce bu işe daha sıkı sarılıyorum. Bu mutluluk enerji veriyor.   “AFET PARKLARI YAPILSIN” Deprem kuşağı kenti olarak Kızılay buna ne ölçüde hazır? Kızılay, buna her koşulda hazır. Önemli olan belediyeler hazır mı? diye sormak. Kızılay, olası doğal afette çadırıyla ikramıyla verilen bütün ödevleri yapmaya hazır. Ama bu soruyu cevaplarken de belediye başkanlarımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum. Kızılay hazır da Adana hazır mı? Sayın Cumhurbaşkanımızın seçimlerde söylediği ‘stadyumlar millet bahçesi olacak’ ifadesinde biz Kızılay olarak hemen açıklama yapmıştık ve devam ediyoruz. Yapılan bütün parkların aynı zamanda afet parkları haline getirilmesini istiyoruz. “Afet Parkı”ne demek peki? Normal zamanlarda orası yine parkımız olsun ama alt yapısı yapılırken suyu, elektriği, jeneratörü, tesisatları yarın bir gün afet olunca çadırı, aş evini koyarken operasyonel bir alt yapıyla kurulsun. Dışarıdan bakıldığında normal park ama ben bileceğim ki; alt yapısında anında, fişi takınca jeneratöre yemek pişirilecek, elektrik su olacak, çadırlar kurulduğu zaman 30 dakika veya bir saat içinde buraya barınmak için gelmiş insanlarımızın çorbaları pişmiş olacak. Yoksa insanlar heder olur. Biz bir süredir belediye başkanlarımıza çağrıda bulunuyoruz ve derhal yapılmasını istiyoruz. Yapılacak olan 5 Ocak Stadyumu’nda “Afet Parkı” olarak planlanmasını istiyoruz. Adanamızın afet konusunda hazır olması lazım. “KAN BAĞIŞINDAN KAÇAMAZLAR!” Yaz aylarında kan bağışı nasıl oluyor? Yaz aylarında, tatile gidenlerden dolayı kan bağışı düşüyor.  Tabii bizim sürekli olarak kan bağışına ihtiyacımız var. Dolayısıyla vatandaşlar, kan bağışını tatile gidiyoruz diye ötelememeli. Biz yaylaların her birine düzenli olarak araç gönderiyoruz. Kaçamazlar, yani böyle bir hizmetimiz de var. Kan bir gün değil, sürekli ihtiyaç. Bu ihtiyacı da biz, değerli vatandaşlarımızdan alarak yaz aylarında bu sıkıntıyı gidermeye çalışıyoruz. Tüm dostlarımızın da koşarak Kızılay’a gelmesini istiyoruz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? 150. yılını kutladığımız Kızılay’ımız milletimizin iyilik amirali olarak gelecek yüzyıla doğru gidiyor. Giderken de gönüllü sayımızın artmasını istiyoruz. Kızılay, herkesin dedesinin yeri.  Yani, herkesin yeri. Gençlerimiz Kızılay’a gelerek ben de Kızılay’a üye olmak istiyorum demeli. Bütün gençlerimizi, vatandaşlarımızı, dostlarımızı Kızılay’a davet ediyorum.
Kızılay Adana Şube Başkanı Ramazan Saygılı ile hayata tutunmak için umut olan bağışlar hakkında konuştuk. Kızılay yılın 12 ayında kurban bağışı alıyor, kan topluyor. Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla hayırseverlerin bağışladıkları kurbanları yoksulun sofrasında buluşturan Kızılay, bu çalışmalarıyla ekonomisi iyi vatandaşlarla ihtiyaç sahipleri arasında köprüler kuruyor. “Başkalarının mutluluğunu görünce iyi ki Kızılaycıyım” diyen Saygılı, herkesi bu köklü kuruluşa destek olmaya çağırdı.

“İYİLİĞİN AMİRAL GEMİSİYİZ”

Kurban bayramı yaklaşıyor, hayırseverler çeşitli kurum ve kuruluşlara vakıflara, derneklere bağış yapmaya başladı. Peki, vatandaşlar kurbanlarını neden Kızılay’a bağışlamalı?
Bu yıl Kızılay’ın 150. yılını kutluyoruz. Kızılay imparatorluk terbiyesi almış Cumhuriyet bünyesinde büyümüş ve şu an dünyanın 40 ülkesinde operasyon yöneten, mazlum coğrafyaya umut olan bir iyilik hareketi. Yani iyiliğin amiral gemisi. İyiliğin öncüsü olan Kızılay, 82 milyon milletimizin aldığı destekle bunu yapıyor. Her yaptığımız kampanyamızda Ramazan ve Kurban bayramı ile başka kampanyalarımızda her zaman milletimizin derin desteğini, gayretini ve duasını yanımızda hissediyoruz. Ve bugün de Kurban bayramının arifesindeyiz. Kurban, yıl boyu sürsün istiyoruz. Bununla neyi kastediyoruz? Türkiye’nin Kızılay modeli olarak bağışçılarımızın bağışlamış olduğu kurbanları, Türkiye çapında biri de Adana’da  Et ve Süt Kurumu’nun entegre tesislerinde  hijyenik ortamlarda, İslami usul ve temizlik kurullarına uygun bir şekilde kesiyoruz. Sonra 800 gramlık konserveler haline getiriyor ve 12 ay boyunca yetimin sofrasında bir kaşık lokma olmaya çalışıyoruz. Bu, 12 ay boyunca devam ediyor. Her zaman, desteğini esirgemeyen tüm hayırseverlerimizi, nasip olursa; bu bayramda da kurban bağışlarını Kızılay’a yapmaya davet ediyoruz.  Herkesin yetime, garibana ulaşması konusunda Kurban bağışlarını Kızılay’da değerlendirmesini isteriz. 
“İHTİYAÇ SAHİPLERİNİ İNCİTMİYORUZ”
Her kampanyadaki bağış ayrı yerleri mi gidiyor? 
Adanamızın 15 ilçesi var.  Oradaki ihtiyaç sahiplerini kaymakamlıklarımızla belirliyoruz. Sadece kurban değil yanına makarna vs. de koyup 12 ay bunca belli periyotlarla evlerine götürüyoruz. Tabi bunu yaparken o esnada bu durumu hiçbir yayın organıyla paylaşmıyoruz. Çünkü ihtiyaç sahiplerinin bir onuru vardır, incinmesin. Bu işi empati kurarak yapıyoruz. Ve dolayısıyla 15 ilçemizin köylerine, ihtiyaç sahiplerine elimizden geldiği kadar ulaşmaya çalışıyoruz.
Bayramlar dışında yapılan kampanya, etkinlik ve bağışlardan söz edebilir misiniz?
Bizim 12 ay boyunca etkinliklerimiz var. Sürekli bağışlarla büyüyen bir hareket Türk Kızılayı. Dolayısıyla insanlarımız bağışlarını yaparken bayramlar dışında şartlı bağış yapıyorlar. Mesela bağış yapıyoruz ama falan okulundaki yoksul öğrencilerin ihtiyaçlarını alır mısınız gibi şartlı bağışlar yapılıyor. Evet, Kurban Bayramı geliyor ama okulun açılması da yaklaşıyor. Bu anlamda yoğun bağışlar geliyor. Biz de yine 15 ilçemizdeki Milli eğitim müdürlükleriyle görüşüyoruz. Yoksul öğrencilerimize yine onuru incinmeden sessiz bir şekilde yardımda bulunuyoruz. 
“BİZ KOCAMAN BİR AİLEYİZ”
Kızılay’ın geneline baktığımız zaman Adana’dan ne ölçüde katkı sağlanıyor?
Adana, Türkiye’nin bir numaralı kenti. Ve buna yakışır şekilde Kızılay’a destek var. Mesela kan bağışında biz 3 yıldır Türkiye birincisiyiz. Bu ne anlama geliyor? Adana kendi ihtiyacını kan bağışıyla karşılıyor. Adana halkımız çok duyarlı. Başta valimiz Sayın Mahmut Demirtaş önderliğinde siyasi görüş belirtmeden; bütün belediyelerimiz, sendikalarımız, Kızılay’ın her çalışmasına ve çağrısına destek veriyor. Ve bu destekle de kimi kan bağışlıyor kimi bağışlarda bulunuyor. Yani her şekilde destek vererek Adanamızla paylaşıyor ve kocaman bir aile oluyoruz. Nasıl bir aileyiz, diye sorulursa 2,2 milyon kadar büyük bir aileyiz. Acıda da beraberiz sevinçte de.
Kızılay kapsamında kan bağışı nedir? Türkiye kan bağışı hakkında bilinçli midir değilse nasıl bilinçlendirilmelidir?
Türkiye’de kan bağışı alan tek kurum Kızılay.  Birkaç üniversite hastanesi var ama onun dışında devlet tarafından görevlendirilen Türk Kızılayı. Türk Kızılayı, Adanamızın 15 ilçesinde düzenli bir şekilde kan bağışı almaya gidiyor. Ve orada belli periyotlarla bunu gerçekleştiriyor. Bunu yaparken öncelikle bir eğitim veriyoruz. Bunlar ne; Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız valilik öncülüğünde Güney Adana Projesi’nde biz paydaşız. Ve okullara gidiyoruz. Kan uzmanlarımız, öğrencilere kan bağışı ve kök hücre üzerinde eğitimler veriyor. Sonra da diyoruz ki; okulun idaresiyle anlaşarak bir gün belirleyelim, o gün de bu öğrenciler anne babalarını getirsinler. Çünkü öğrenciler küçük olduğu zaman kan alamıyoruz, 18 yaş üstü olmak zorunda. Ve Adana’da her okulda biz kan bağışı almış oluyoruz.
Bu kampanyanın adı da “Okullar yarışıyor kampanyası.” Kampanyada bir taraftan eğitim veriyoruz bir taraftan da belirli bir günde, mahallemizde anne –baba yada esnaf her kim varsa onları davet ediyoruz ve şölen havasında kan bağışları alıyoruz. Bu beraberinde bilinçlendirmeyi getiriyor. Böylece Kızılay dostları kan bağışı yaparak Adana’nın ihtiyacını karşılamış oluyor. İşçi sendikaları, kan bağışında rol model oluyorlar. Organize sanayiinde büyük şirketler arayıp toplu olarak işçilerle kan bağışı yapmak istediklerini söylüyorlar. Bu şekilde kan bağışı yapıyorlar. Kanı, belediye başkanları, vali verince oradaki herkese birer rol model oluyorlar ve halkın güveni geliyor.

“BU MUTLULUĞA PAHA BİÇİLEMEZ”
Kök hücreden biraz bahsedebilir misiniz?
Kök hücre önemli bir konu. 2014 yılında Meclisimiz kanun çıkardı. Müteakiben Sağlık Bakanlığı, kan bağışındaki başarıdan hareketle kök hücre toplama işini Kızılaya verdi. Ve şu an Adana’dan önemli bir sayıda kök hücre bağışı alıyoruz. 3 tüp kan alıyoruz. O kan örneklerini Ankara’daki Sağlık Bakanlığı laboratuarına götürüyoruz. Orada onlar işleniyor ve ulusal data açılıyor, eşleşmeler uyduğunda karşılıklı olarak onlar buluşturuluyor. Sonuçta, çok ciddi, önemli bir görev. Ölümü beklerken şifa bulan bir lösemili dostumuz var. Dün saçları dökülen ancak bugün hücre naklinden sonra lüle  saçlarıyla okula giden hanım kızın mutluluğunu görmenin hazzı bir başka oluyor. Geçen zamanlarda da bir eve gittim; bir hanım kızımızın 7-8 yaşlarında saçları dökülmüş ve kök hücre bekliyor. Bir zaman sonra Adana’da bir fabrika işçisinin eşleştiği kök hücre nakli yapıldı. Ve o kızın saçları yeniden çıktı. Artık misafir de kabul edebiliyor. Çünkü onlar enfeksiyon kapmasın diye misafir alamıyorlardı. Sonra ufak tefek hediyeler alıp evlerine ziyarette bulunduk. Ve yeniden kavuştuğu saçlarıyla hayata daha güzel bakıyordu. Vesile olduğumuz  bu mutluluk paha biçilemez. İnsanların, sizden dolayı mutlu olması çok güzel bir duygu. Eve gidince çocuklarına yeniden sarılıyorsun. İyi ki Kızılaycıyım diyorum. Böyle mutluluklar görünce bu işe daha sıkı sarılıyorum. Bu mutluluk enerji veriyor.  
“AFET PARKLARI YAPILSIN”
Deprem kuşağı kenti olarak Kızılay buna ne ölçüde hazır?
Kızılay, buna her koşulda hazır. Önemli olan belediyeler hazır mı? diye sormak. Kızılay, olası doğal afette çadırıyla ikramıyla verilen bütün ödevleri yapmaya hazır. Ama bu soruyu cevaplarken de belediye başkanlarımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum. Kızılay hazır da Adana hazır mı? Sayın Cumhurbaşkanımızın seçimlerde söylediği ‘stadyumlar millet bahçesi olacak’ ifadesinde biz Kızılay olarak hemen açıklama yapmıştık ve devam ediyoruz. Yapılan bütün parkların aynı zamanda afet parkları haline getirilmesini istiyoruz. “Afet Parkı”ne demek peki? Normal zamanlarda orası yine parkımız olsun ama alt yapısı yapılırken suyu, elektriği, jeneratörü, tesisatları yarın bir gün afet olunca çadırı, aş evini koyarken operasyonel bir alt yapıyla kurulsun. Dışarıdan bakıldığında normal park ama ben bileceğim ki; alt yapısında anında, fişi takınca jeneratöre yemek pişirilecek, elektrik su olacak, çadırlar kurulduğu zaman 30 dakika veya bir saat içinde buraya barınmak için gelmiş insanlarımızın çorbaları pişmiş olacak. Yoksa insanlar heder olur. Biz bir süredir belediye başkanlarımıza çağrıda bulunuyoruz ve derhal yapılmasını istiyoruz. Yapılacak olan 5 Ocak Stadyumu’nda “Afet Parkı” olarak planlanmasını istiyoruz. Adanamızın afet konusunda hazır olması lazım.
“KAN BAĞIŞINDAN KAÇAMAZLAR!”
Yaz aylarında kan bağışı nasıl oluyor?
Yaz aylarında, tatile gidenlerden dolayı kan bağışı düşüyor.  Tabii bizim sürekli olarak kan bağışına ihtiyacımız var. Dolayısıyla vatandaşlar, kan bağışını tatile gidiyoruz diye ötelememeli. Biz yaylaların her birine düzenli olarak araç gönderiyoruz. Kaçamazlar, yani böyle bir hizmetimiz de var. Kan bir gün değil, sürekli ihtiyaç. Bu ihtiyacı da biz, değerli vatandaşlarımızdan alarak yaz aylarında bu sıkıntıyı gidermeye çalışıyoruz. Tüm dostlarımızın da koşarak Kızılay’a gelmesini istiyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
150. yılını kutladığımız Kızılay’ımız milletimizin iyilik amirali olarak gelecek yüzyıla doğru gidiyor. Giderken de gönüllü sayımızın artmasını istiyoruz. Kızılay, herkesin dedesinin yeri.  Yani, herkesin yeri. Gençlerimiz Kızılay’a gelerek ben de Kızılay’a üye olmak istiyorum demeli. Bütün gençlerimizi, vatandaşlarımızı, dostlarımızı Kızılay’a davet ediyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.