Ülke ekonomisi batık

  Türkiye Ağaç İşleri Esnaf ve Sanatkarları Federasyonu Genel Başkanı Ali Rıza Ercan, sektörde KDV indirimi beklentisi olduğunu belirterek, ‘’Fakat KDV indirmi olmayacak. Hatta KDV’yi yüseltecekler. Biz indirimini istesek de fark etmeyecek. Hatta yüzde 20’ye çıkacak’’ dedi.  ENFLASYONU YÜZDE 14 GÖSTERİP ELEKTRİK VE DOĞAL GAZA YÜZDE 50 ZAM YAPIYORLAR ! Ülke ekonomisin batık durumda olduğunu savunan Genel Başkan Ali Rıza Ercan, ‘’25 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti’nin 47 milyar dolar ödemesi gerekiyor. Bu parayı ödemeyezsek herkes başının çaresine baksın. Ülkemiz böyle sıkıntılı süreç geçiriyor. Siz enflasyonu yüzde 14 gösterip elektriğe, doğalgaza yüzde 50, zam yapıyorsanız burda bir gariplik vardır’’ diye konuştu.  TÜNELİN UCU BÖYLE Mİ GÖRÜLDÜ ? Ercan, ‘Tünelin ucunu gördüklerini söylüyor, ardından elektriğe 14,9 zam yapıyorlar. Elektriğe zam yaptığınız zaman imalatçı ne kullanıyor? Elektrik kullanıyor? Nerede kullanıyor? Sanayide kullanıyor. Elektriksiz bir iş yapma şansımız var mı ? Makinalarımızı bununla çalıştırıyoruz. Ne yapacağız biz? Bizim maliyetlerimiz yükseldiği zaman ne olacak? Neye satacağız?’’ dedi.  GEMİNİN İÇİNDE HEPİMİZ VARIZ Gidişatın son derece kötü olduğunu söyleyen Türkiye Ağaç İşleri Esnaf ve Sanatkarları Federasyonu Genel Başkanı Ali Rıza Ercan, şöyle devam etti: ‘’Asgari ücreti 2020 lira yapmasınlar böyle şey olmaz. Bunları söylemekten dilimizde tüy bitti. Sağır sultan duydu bunlar duymak istemiyorlar. Yazık! Olan ülkeye oluyor. Geminin kaptanı beceriksiz olabilir, geminin kaptanı acemi olabilir. Bu başka bir şey.  Bu geminin içerisinde hepimiz varız. Kaptanı değiştirmediğimiz sürece bu gemi battığı zaman biz de batacağız. O zaman geminin kaptanını değiştirmek zorundasınız. Ülke olarak buna artık bir çare bulmak zorundasınız.  Adana’da, dün Hüseyin Sözlü belediye başkanıydı bugün Zeydan Karalar…Adana elden mi gitti? Adana düşman işgaline mi uğradı?  Gaziantep’te Fatma Şahin iki dönemdir belediye başkanı. Antep’e ne yapmış?  Bizim üretimimizin gerilemesi ve ilerlemesinden daha ziyade pazarlama teknikleriyle önümüzün açılması lazım. Önümüz kapalı. Yurt dışına biz kendimiz gidemediğimiz sürece neyi götüreceksiniz? Ben bu ürünümü yurtdışına götürüp fuarda teşhir ediyorum. Geldiğimde benden gümrük vergisi istiyor. Böyle bir devlet protokolüyle karşı karşıya geliyoruz.    Ben hükümetten hiç bir şey beklemiyorum artık. Bir an evvel gitsinler. Allah işlerini güçlerini rast getirsin. Bunu siyaseten söylemiyorum. Bunun yazılmasından da rahatsızlık duymuyorum. Ben yaşamadıktan sonra başkasının yaşaması beni niye ilgilendirsin ki? Ben öldükten sonra kim yaşamış kim yaşamamış bana ne? Ben yaşarsam diğer insanların da yaşaması için elimden genle gayreti gösteririm. Ben hayatta kalmadığım sürece o insanlara faydam olmaz ki. Böyle bakın olaya.  Fransız milliyetçisi Jean-Jacques Rousseau, ‘önce ülkem, sonra ailem, sonra ben’ demiş. Ben de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bir Türk milliyetçisi olarak diyorum ki ülkem önemli, ailem önemil, ben önemliyim. Osmangazi ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyor. İnsanı öldürüyorsun, devleti yaşatmaya çalışıyorsun. Beni öldürme yaşat. ‘’ ÜRETİLEN BİR ŞEY YOK İhracacatta ülkenin önünün kapalı olduğunu, Türkiye’de imalat diye bir şey kalmadığını ileri süren Ercan, ‘’Ürettiğiniz bir şey var mı bana söyleyin… Damadın açıkladığı programlardan sonra hep zam geldiği için kanıksadık o işi. Aman bir açıklama yapmasın diye bekliyoruz. Keşke açıklama yapmasaydı. Damadın her yaptığı açıklamadan sonra ülkede bir kaos yaşanıyor. Enteresanlıklar oluyor’’ dedi.  TEFECİ GİBİ KREDİ VERİYORLAR Ercan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Dolar yükseliyor, düşüyor. Sizce dolar bugün gerçek kurunda mı? Bastırılmış vaziyette mi, ne? Faizi düşürüyorsunuz bir taraftan dolar düşüyor. Benim ihracatımda doların yüksek olması bana katkı mı sağlar? Sağlar, nerede devlet arkanda durursa, durmuyor. Ticari krediler zaten aldı başını gidiyor. 2,4 ile kredi kullanılır mı aylık? 1,60’a düşürmüş düşürse ne olacak? Ödeme gücüm yok. Aldığım krediyi batıracağım. Tefeci gibi kredi veriyorsun.  Ürettiğiniz ürünleri satabilme beceriniz, satabilme kabiliyetinizin karşılık bulması lazım. Bunun için de alıcının da ekonomik gücünün güçlü olması lazım. 5 liraya mal edip 6 liraya satarsam 1 lira kar etmiş olacağım. 1 lirayla borcu mu ödeyeceğim? Bir sonraki süreçte 6 daha sonra 7 liraya mal ediyorum. Sürekli maliyetim artıyor. Alıcının gücü düşüyor. 2020 lira asgari ücretin olduğu bir ülkede siz talebi nasıl artıracaksınız bana söyler misiniz? Rahmetli Necmettin Erbakan geldi bir ayda yüzde 300 emeklinin maaşına zam yaptı diye adamı tukaka etik. Allah rahmet eylesin. Bunlar da rahmetlinin ekibinden geliyorlar.  Emekliye, memura, işçiye niye vermiyorlar? Milletvekilinin, Cumhurbaşkanının, bakanın maaşını artırıyorsun.  Her şey artıyor. Emekli, işçi, memurun maaşı artmıyor niye? Bu insanlar bu ülkenin insanları değil mi?