İnci:20 suç kaydı olan dışarıdaysa, tuz kokmuş, söz bitmiştir!

21.01.2022 - 16:45, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:20 1369+ kez okundu.
 

İnci:20 suç kaydı olan dışarıdaysa, tuz kokmuş, söz bitmiştir!

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Adana Şube Eşbaşkanı Halide İnci, resmi rakamlara göre her gün 50 sağlık çalışanının sözlü ya da fiziksel olarak şiddete maruz kaldığını anımsatarak, “Hastaneler artık sağlıkla değil, şiddetle anılıyor. Mevcut sağlık sisteminde herkes mutsuz, en çok da sağlık emekçisi mutsuz” dedi.
İnci, İl Sağlık Müdürlüğü önünde, “Bu Şiddet Artık Bitsin!” konulu açıklama yaptı. Açıklamaya, SES üyeleri, Adana Tabip Odası Başkanı Selahattin Menteş ve üyeleri de destek verdi. Geçen yıl 280 kadının öldürüldüğünü, 217 kadının ise şüpheli şekilde ölü bulunduğunu anımsatan İnci, “Ülkemizdeki şiddet iklimi ve faillere yönelik cezasızlığın, şiddeti ve cinayetleri körüklediğini biliyoruz. Bu yüzden hiçbir şiddet olayı münferit değildir. Ve bu ölümlere alışmayacağımızı bir kez daha alanlarda haykırıyoruz!” diye konuştu.    İnci, şunları kaydetti: “Hasta yakınlarının tekmeli saldırısına uğrayan gebe hemşire, kafasında mermer blok kırılan hekim, boğazı kesilmeye çalışılan sağlık emekçisi, her gün her dakika elinde bıçakla, tabancayla sağlık emekçilerini canlarıyla tehdit eden yeni bir hasta yakını. Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servis kapısını barikat ile kapatmaya çalışan sağlık emekçileri halen hafızalarımızda iken İstanbul Kartal’da Aile Sağlı Merkezi hemşiresi Ömür Erez 20 suç kaydı bulunan katil Rahmi Uygun tarafından silahlı saldırı sonucu katledilmiştir. Olan biteni akılla, vicdanla, insanlıkla izah edebilmenin olanağı kalmamıştır. 20 suç kaydı bulunan bir katil dışarıda gezebiliyorsa, bir kadını bir sağlık emekçisini katledebiliyorsa söz bitmiş, tuz kokmuştur.” Bu suçun sadece katil Rahmi Uygun’un olmadığına dikkat çeken İnci, “Bu suçun ortakları, hukuku katledenlerdir, bu suçun ortakları sağlıkta şiddete maruz kalan sağlık emekçilerinin arkasında durmayan yetkililerdir, bu suçun ortakları kadın cinayetlerine kılıf arayıp kravata iyi hal sığdıranlardır ve tabi ki bu suçun ortakları İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı alanlardır. Danıştay Başsavcılığı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının “hukuka aykırı” olduğu yönünde görüş bildirmesine rağmen bu hukuksuz uygulamada ısrar edenlerdir bu suçun ortakları. Ömür Erez ve katledilen tüm kadınların tüm sağlık emekçilerinin kanı bu suç ortaklarının eline bulaşmıştır.” ifadelerini kullandı.  Yaşanan bunca şiddete rağmen gelinen noktada samimi adımların atılmadığını, şiddetin hız kesmediğini gördüklerini anlatan İnci, Sağlıkta Şiddet Yasası’nın göstermelik olduğunu kaydetti. İnci, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Saldırganlar karakolun ön kapısından girip arka kapısından çıkmaktadır.  Olan ‘şikayetçi olduğum için yeniden saldırıya uğrar mıyım?’ endişesiyle baş başa kalan, artık aracını park ettiği otoparka giderken can güvenliği kaygısı yaşayan sağlık emekçisine olmaktadır. Sağlıktaki şiddeti; sadece hasta yakınları ve hastaların bizlere uyguladığı fiili şiddet olarak tek başına ele almıyoruz. İdari baskılar, mobbing, angarya çalıştırma, liyakatsız yöneticilerin uygulamaları gibi farklı şekillerde şiddet yöntemleri de uygulanmaktadır. Artık yeter, sağlık emekçileri yaptıkları işe yabancılaşmış durumdadır. Hayatlarıyla meslekleri arasına sıkıştırılan, emeklerinin karşılığı ödenmeyen sağlık emekçileri bu cendereden kurtuluş olmadığını düşünmekte, mesleklerini yurtdışında yapmanın imkânlarını araştırmaktadır. Memlekette kalanlarsa özellere akın etmektedir. Kendisi de bir özel hastane zinciri patronu olan Sağlık Bakanı bu durumdan hoşnut bile olabilir ancak bundan zarar görenler yine özellerde çalışan sayısı arttıkça mali haklarında gerileme yaşayacak olan, iş güvencesinden mahrum bırakılmış sağlık emekçileri olacaktır. Gerekli önlemlerin alınması için daha ne beklenmektedir? Şiddete daha ne kadar seyirci kalınacaktır? Hekim, hemşire, ebe, teknisyen, idari memur, sağlık işçisi, bu ülkenin tüm sağlık emekçileri olarak bizler şiddete, şiddeti özendiren tüm politikalara karşıyız. Özcesi bu sistemin kendisi şiddeti doğurmaktadır. Sağlık emekçilerinin haklarını ve halkın sağlık hakkını koruyup geliştirecek başka bir sağlık sistemi mümkündür. Bu sistemi inşa edinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Sağlıkta şiddetle mücadeleden geri adım atmayacağız. Şiddetle yüz yüze kalan tüm sağlık emekçilerine tüm kadınlara sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Adana Şube Eşbaşkanı Halide İnci, resmi rakamlara göre her gün 50 sağlık çalışanının sözlü ya da fiziksel olarak şiddete maruz kaldığını anımsatarak, “Hastaneler artık sağlıkla değil, şiddetle anılıyor. Mevcut sağlık sisteminde herkes mutsuz, en çok da sağlık emekçisi mutsuz” dedi.

İnci, İl Sağlık Müdürlüğü önünde, “Bu Şiddet Artık Bitsin!” konulu açıklama yaptı. Açıklamaya, SES üyeleri, Adana Tabip Odası Başkanı Selahattin Menteş ve üyeleri de destek verdi. Geçen yıl 280 kadının öldürüldüğünü, 217 kadının ise şüpheli şekilde ölü bulunduğunu anımsatan İnci, “Ülkemizdeki şiddet iklimi ve faillere yönelik cezasızlığın, şiddeti ve cinayetleri körüklediğini biliyoruz. Bu yüzden hiçbir şiddet olayı münferit değildir. Ve bu ölümlere alışmayacağımızı bir kez daha alanlarda haykırıyoruz!” diye konuştu. 

 

İnci, şunları kaydetti: “Hasta yakınlarının tekmeli saldırısına uğrayan gebe hemşire, kafasında mermer blok kırılan hekim, boğazı kesilmeye çalışılan sağlık emekçisi, her gün her dakika elinde bıçakla, tabancayla sağlık emekçilerini canlarıyla tehdit eden yeni bir hasta yakını. Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servis kapısını barikat ile kapatmaya çalışan sağlık emekçileri halen hafızalarımızda iken İstanbul Kartal’da Aile Sağlı Merkezi hemşiresi Ömür Erez 20 suç kaydı bulunan katil Rahmi Uygun tarafından silahlı saldırı sonucu katledilmiştir. Olan biteni akılla, vicdanla, insanlıkla izah edebilmenin olanağı kalmamıştır. 20 suç kaydı bulunan bir katil dışarıda gezebiliyorsa, bir kadını bir sağlık emekçisini katledebiliyorsa söz bitmiş, tuz kokmuştur.”
Bu suçun sadece katil Rahmi Uygun’un olmadığına dikkat çeken İnci, “Bu suçun ortakları, hukuku katledenlerdir, bu suçun ortakları sağlıkta şiddete maruz kalan sağlık emekçilerinin arkasında durmayan yetkililerdir, bu suçun ortakları kadın cinayetlerine kılıf arayıp kravata iyi hal sığdıranlardır ve tabi ki bu suçun ortakları İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı alanlardır. Danıştay Başsavcılığı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının “hukuka aykırı” olduğu yönünde görüş bildirmesine rağmen bu hukuksuz uygulamada ısrar edenlerdir bu suçun ortakları. Ömür Erez ve katledilen tüm kadınların tüm sağlık emekçilerinin kanı bu suç ortaklarının eline bulaşmıştır.” ifadelerini kullandı. 


Yaşanan bunca şiddete rağmen gelinen noktada samimi adımların atılmadığını, şiddetin hız kesmediğini gördüklerini anlatan İnci, Sağlıkta Şiddet Yasası’nın göstermelik olduğunu kaydetti. İnci, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Saldırganlar karakolun ön kapısından girip arka kapısından çıkmaktadır.  Olan ‘şikayetçi olduğum için yeniden saldırıya uğrar mıyım?’ endişesiyle baş başa kalan, artık aracını park ettiği otoparka giderken can güvenliği kaygısı yaşayan sağlık emekçisine olmaktadır. Sağlıktaki şiddeti; sadece hasta yakınları ve hastaların bizlere uyguladığı fiili şiddet olarak tek başına ele almıyoruz. İdari baskılar, mobbing, angarya çalıştırma, liyakatsız yöneticilerin uygulamaları gibi farklı şekillerde şiddet yöntemleri de uygulanmaktadır. Artık yeter, sağlık emekçileri yaptıkları işe yabancılaşmış durumdadır. Hayatlarıyla meslekleri arasına sıkıştırılan, emeklerinin karşılığı ödenmeyen sağlık emekçileri bu cendereden kurtuluş olmadığını düşünmekte, mesleklerini yurtdışında yapmanın imkânlarını araştırmaktadır. Memlekette kalanlarsa özellere akın etmektedir. Kendisi de bir özel hastane zinciri patronu olan Sağlık Bakanı bu durumdan hoşnut bile olabilir ancak bundan zarar görenler yine özellerde çalışan sayısı arttıkça mali haklarında gerileme yaşayacak olan, iş güvencesinden mahrum bırakılmış sağlık emekçileri olacaktır. Gerekli önlemlerin alınması için daha ne beklenmektedir? Şiddete daha ne kadar seyirci kalınacaktır? Hekim, hemşire, ebe, teknisyen, idari memur, sağlık işçisi, bu ülkenin tüm sağlık emekçileri olarak bizler şiddete, şiddeti özendiren tüm politikalara karşıyız. Özcesi bu sistemin kendisi şiddeti doğurmaktadır. Sağlık emekçilerinin haklarını ve halkın sağlık hakkını koruyup geliştirecek başka bir sağlık sistemi mümkündür. Bu sistemi inşa edinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Sağlıkta şiddetle mücadeleden geri adım atmayacağız. Şiddetle yüz yüze kalan tüm sağlık emekçilerine tüm kadınlara sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.