Sebepsizce gittiğimiz hayatın derinlikleri
Gözümüze ilişmeden aklımızın sınırlarına
Yolumuzun düzlüğe ulaşmadığı yerde engebelere takılır durur.
Oysaki içimizdeki yaşadığımız dünya bir türlü gözle görünene ulaşmıyor ulaşmasına da müsaade etmiyoruz…
İki yolun çıkmazı yine bizden kaynaklıdır
Gözün gördüğünü gönül kabul görmüyor ki
Yaşamak içimizdeki sınırlara dayandığı yerde çatışmalar başlıyor
İç isyan dış isyanlara karışınca karmaşa yaratıyor.
Yolumuza çıkan sorunlar
Çok fazla akıl çatışması, olumsuz akıllar olumlu enerjini yok ediyor...
İki fikrin buluşu iki gözün bakışını değiştiriyor.
Gönlümce baktığım ütopyalara bakıyor…
Sanki hayali sanki olması imkansıza götürüyor.
Olduğum yerde kalakalıyorum...
Sebepsizce geçip giden zamana ayak uydurmama engel olan fikirlerin tuzağında oyalanıp duruyorum.
İnsanın iyi ve güzel olanını hep eleştiri yapmaya zorluyoruz.
Bizlerin yapamadığını sanki başkası yapamaz gibi davranıyoruz.
Başkasının gözünden bakmak yine de aslında insanın içindeki iç çatışmasından bakıyoruz.
Yani aklımıza gelip fikrimize yön vermekten aciz oluyoruz
Olgunluğa olumluya hep farklı bakıyoruz
Bu da bizi bencilliğe, egoistliğe ve kibre sürüklüyor.
İnsan insanın aynasına bakmayı kabul görmedikçe böyle farklı bir bakışla görür.
Bir kere güneşe bakınca yağmura ıslanınca ve rüzgara kapılınca
Asıl illüzyon bunların içinde var olan ışıkta vardır.
O yüzden kendime ayna olmayı kabul görmeyi ve uzak durmak en iyi yöntem
Gölge etme gölgemi kapatma!..