Bir ülkenin kalbine hançer saplanırken, bazen ne tank sesi duyulur ne bomba… Yalnızca sessizce çöken bir ekran ışığı vardır. Genç bir adamın gözlerinde uykusuzluk, bir annenin çantasındaki eksik harçlık, bir babanın başını önüne eğdiği sabahlar… Ve suç ortağı: sanal kumar.
Ali Babacan geçtiğimiz günlerde “Babalarımıza söz veriyorum, bu sanal kumar denen kangrenli kolu ülkeden kesip atacağız” dedi. Gecikmiş ama yerinde bir söz. Çünkü Türkiye’de sadece bir sanal kumar platformunun yıllık işlem hacmi 7 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu rakam, ekonomiye kayıt dışı giren bir kara delik değil yalnızca; bir toplumun hafızasını ve umudunu da emen dijital bir ur.
Sanal Kumar Nedir, Nasıl İşler?
Sanal kumar, devlet denetimine tabi olmayan, internet üzerinden oynanan bahis ve şans oyunlarını kapsar. Arayüzleri profesyonel, ödeme sistemleri uluslararası, yazılımları ise çoğu zaman yurt dışı merkezlidir. Bitcoin, Tether gibi kripto para sistemleriyle iz sürmek neredeyse imkânsız hale getirilir.
Türkiye’de her ne kadar bu tür platformlara erişim BTK tarafından engellense de, sürekli değişen alan adları ve VPN kullanımıyla milyonlarca kullanıcı bu sitelere erişim sağlıyor. En çok kullanılan yöntemlerden biri de: sosyal medya fenomenleri üzerinden yürütülen örtülü reklamlar.
Kayıp Nesil: Gençlik, Borç, İntihar
Gençler arasında hızla yayılan bu alışkanlık, ilk bakışta “eğlenceli bir kaçış” gibi görülse de, arkada dramatik sonuçlar bırakıyor.
• Lise ve üniversite öğrencileri arasında yapılan saha çalışmaları, her 10 gençten 3’ünün en az bir kere sanal kumar oynadığını gösteriyor.
• 2019–2023 yılları arasında sanal kumarla bağlantılı 182 intihar vakası basına yansıdı.
• Yüz binlerce gencin ailesinden gizli kredi çekerek veya banka hesabını yasa dışı para trafiği için kullandırarak “mule account” haline geldiği iddia ediliyor.
Ekonomik ve Sosyal Yıkım
Kayıt dışı ekonomide dönen milyarlarca dolar, hem vergi kaybı hem de kara para aklama açısından büyük risk oluşturuyor. Üstelik bu siteler çoğu zaman organize suç örgütleriyle bağlantılı. Sanal kumar, uyuşturucu kadar tehlikeli ama daha az görünür bir “bağımlılık”.
Aileler parçalanıyor, boşanmalar artıyor, psikiyatri servisleri sanal bağımlılıkla mücadele eden gençlerle doluyor. En trajik olan ise şu: Herkes bir şekilde kaybediyor ama birileri bu bataktan servet kazanıyor.
Kim Koruyor, Kim Kapatıyor?
Birçok site açıkça faaliyet gösterirken, yıllardır bu sorunun kökü neden kazınamıyor?
• Reklam veren influencer’lara ceza uygulanmıyor.
• Kripto ödemeler hâlâ gri alanda.
• Yurtdışı sunuculu sistemlere BTK engeli kalıcı çözüm değil.
Bu sektörün arkasında, hem bürokratik ihmaller, hem de siyasi kararsızlıklar olduğu açık. Halbuki devletin elinde ciddi bir dijital denetim altyapısı var. Yeter ki irade olsun.
Çözüm Ne Olmalı?
• Yasal düzenlemeler netleştirilmeli. Reklam yapan fenomenlere ağır yaptırımlar getirilmeli.
• Kripto ile işlem yapan platformlar şeffaflaştırılmalı.
• Sosyal medya algoritmaları düzenlenmeli; bu sitelerin reklamları engellenmeli.
• Gençler için erken yaşta dijital bilinç ve finansal okuryazarlık eğitimi verilmeli.
• Aile destek hattı ve sanal bağımlılık terapisi yaygınlaştırılmalı.
⸻
Bugün Türkiye’nin karşısındaki en büyük tehdit yalnızca dışarıdan gelen saldırılar değil. Kimi zaman tehdit, cebimizdeki telefondan geliyor. Gençlerimizi, geleceğimizi çeken bir bataklık: sanal kumar.
Yalnızca bir yasa değil, bir toplumsal seferberlik gerekiyor artık. Çünkü bu sadece bir “şans oyunu” meselesi değil; bir toplum şansını kaybetme riski ile karşı karşıya