Adana Barosu, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i unutmadı.

GÜNDEM 19.01.2017 - 10:30, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2617+ kez okundu.
 

Adana Barosu, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i unutmadı.

  Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesinin onunca yıldönümü nedeniyle yazılı açıklamada bulundu. Üzerinden bugün tam 10 yıl geçen olayın geldiği hukuki süreçle ilgili olarak Av. Küçük, “Hrant Dink’e yönelik 2004 yılının Şubat ayında bir linç kampanyası başlatıldı ve linç cinayetin işlendiği 19 Ocak 2007 tarihine değin de sürdü. Cinayete doğru gitmekte olan süreçte yaşananlar üstelik Hrant Dink’in yaşamını korumakla yükümlü devlet görevlilerinin gözlerinin önünde ve tanıklığında gerçekleşti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2015 yılının Kasım ayında, cinayet günü, cinayet mahallinde Ogün Samast’ı gözlemleyen, takip eden ve örgütlü yapı içerisinde olduğu değerlendirilen İstanbul İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin olduğuna dair delil ve emareler bulunduğunu beyan etti. Bu bilgi ve deliller Hrant Dink cinayetinde yeni davalar açılmasını ve açılan davalarda ciddi cezalar verilmesini zorunlu hale getirmektedir. Elbette ki hukukun, adaletin varlığı ve devamlılığı için bu zorunlulukların karşılanması gerekliliği bulunmaktadır” dedi. Bu cinayeti işleyenler ve arkasında ki güçlerin ortaya çıkartılması siyasi iktidarın, hükümetin, devletin ve sorumluluk sahibi kamu yetkililerinin görevi olmasına karşın bu davada ne yazık ki etkin bir soruşturma yürütülmediğini vurgulayan Av. Küçük, “Kamu görevlileri, almış oldukları istihbarı bilgileri zamanında kullanmış ve önlem almış olsalardı, bugün Hrant Dink aramızda olacaktı. Kamu görevlileri ihmali davranışları ile bu cinayete suç ortağı olmuşlardır. Bu dava, etkili soruşturmanın yapılmadığı bir dosya olarak kayıtlara geçmiştir. Hrant Dink'e sıkılan kurşunlar; Türkiye'nin toplumsal barış ve huzuruna, farklı seslere ve düşüncelere, inançlara ve yaşam biçimlerine sıkılmıştır. Hrant Dink'in öldürülmesi, ötelenerek yok sayılan kesimlere, kamuda yetki ve sıfat taşıyanların yaklaşımlarını ve olumsuz bakış açılarını net bir şekilde ortaya koyan bir durumdur. Olayın üzerinden 10 yıl gibi uzun bir süre geçmiş olmasına karşın, gerçek adalet tecelli etmemiştir. İkinci Meşrutiyet'ten buyana Hrant Dink ile birlikte 62 gazeteci suikast sonucu öldürülmüştür. Ülkemizde farklı kimlik ve farklı düşüncedeki insanlarımıza sabır, tahammül, katlanma ve hoşgörü içinde olunması gerekmektedir. Farklılıklar; yok sayılma ve ötelenme aracı değil, bir zenginlik olarak görülmelidir.”  

 

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesinin onunca yıldönümü nedeniyle yazılı açıklamada bulundu.

Üzerinden bugün tam 10 yıl geçen olayın geldiği hukuki süreçle ilgili olarak Av. Küçük, “Hrant Dink’e yönelik 2004 yılının Şubat ayında bir linç kampanyası başlatıldı ve linç cinayetin işlendiği 19 Ocak 2007 tarihine değin de sürdü. Cinayete doğru gitmekte olan süreçte yaşananlar üstelik Hrant Dink’in yaşamını korumakla yükümlü devlet görevlilerinin gözlerinin önünde ve tanıklığında gerçekleşti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2015 yılının Kasım ayında, cinayet günü, cinayet mahallinde Ogün Samast’ı gözlemleyen, takip eden ve örgütlü yapı içerisinde olduğu değerlendirilen İstanbul İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin olduğuna dair delil ve emareler bulunduğunu beyan etti. Bu bilgi ve deliller Hrant Dink cinayetinde yeni davalar açılmasını ve açılan davalarda ciddi cezalar verilmesini zorunlu hale getirmektedir. Elbette ki hukukun, adaletin varlığı ve devamlılığı için bu zorunlulukların karşılanması gerekliliği bulunmaktadır” dedi.

Bu cinayeti işleyenler ve arkasında ki güçlerin ortaya çıkartılması siyasi iktidarın, hükümetin, devletin ve sorumluluk sahibi kamu yetkililerinin görevi olmasına karşın bu davada ne yazık ki etkin bir soruşturma yürütülmediğini vurgulayan Av. Küçük, “Kamu görevlileri, almış oldukları istihbarı bilgileri zamanında kullanmış ve önlem almış olsalardı, bugün Hrant Dink aramızda olacaktı. Kamu görevlileri ihmali davranışları ile bu cinayete suç ortağı olmuşlardır. Bu dava, etkili soruşturmanın yapılmadığı bir dosya olarak kayıtlara geçmiştir.

Hrant Dink'e sıkılan kurşunlar; Türkiye'nin toplumsal barış ve huzuruna, farklı seslere ve düşüncelere, inançlara ve yaşam biçimlerine sıkılmıştır. Hrant Dink'in öldürülmesi, ötelenerek yok sayılan kesimlere, kamuda yetki ve sıfat taşıyanların yaklaşımlarını ve olumsuz bakış açılarını net bir şekilde ortaya koyan bir durumdur. Olayın üzerinden 10 yıl gibi uzun bir süre geçmiş olmasına karşın, gerçek adalet tecelli etmemiştir. İkinci Meşrutiyet'ten buyana Hrant Dink ile birlikte 62 gazeteci suikast sonucu öldürülmüştür. Ülkemizde farklı kimlik ve farklı düşüncedeki insanlarımıza sabır, tahammül, katlanma ve hoşgörü içinde olunması gerekmektedir. Farklılıklar; yok sayılma ve ötelenme aracı değil, bir zenginlik olarak görülmelidir.”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.