ÇELİK İCAT OLDU KALAY TARİH OLDU!

  Önce alüminyum daha sonra ise çelik tencere ve tavalar piyasaya çıkınca, bakırdan ürünlerin de pabucu dama atıldı. Artık eskisi gibi bakır tencere tava için kimse kalaycıların kapısını çalmıyor. Kalaycılar bugünlerde, özel günlerde yemek yapılıp, aşure kaynatılan cami ve cemevlerindeki aşure kazanlarını parlatıyor. Bir zamanların vazgeçilmez mesleği olan kalaycılık can çekişiyor. Bakır tencere ve tavaları ancak bunlara karşı merakı olanlar kullanırken, bakır birkaç eşya da kimi evlerde hatıra niyetine saklanıyor. Tarihi Kazancılar Çarşısı’nda bugün iki kalaycı var. 83 yaşındaki Cabbar İhsan Yaraşık 65 yıl, 64 yaşındaki Ali Güzeloğlu ise 50 yıldır kalaycılık yaparak geçimini sağlıyor. Cabbar İhsan Yaraşık, bir zamanlar en gözde mesleklerden birinin kalaycılık olduğunu söyledi. Yetiştirecek çırak da bulamamaktan yakınan Yaraşık,  çarşıda iki kalaycı ustasının kaldığını bildirdi. Baba mesleğini sürdüğünü anlatan Yaraşık, bakır tencerelerde yapılan yemeklerin yavaş piştiği için lezzetinin arttığını belirterek, “Bakırı damak tadını bilenler halen kullanıyor. Önce alüminyum ardından çelik tencereler çıktı, bizim iş bitti. Adana’da toplasan 5 kalaycı çıkmaz” dedi. Çarşıda önceden 100’den fazla kalaycı olduğunu anlatan Yaraşık, “20 yıldır çırak yetişmiyor, yanımda çok sayıda çırak vardı, çoğu mesleği bıraktı. Ellerinde bakır tencere tavalarla kazanları olanlar  ‘aman mesleği bırakmayın’ diyor.” 64 yaşındaki Ali Güzeloğlu, günümüzde halen eşyalarını kalay yaptıranların olduğunu söylüyor. Bakır eşyaların sağlıklı olduğunu kaydeden Güzeloğlu, “Bakır sağlıktır, lezzettir. Bakırda yapılan bir pilav bile lapa olmaz, tadına doyulmaz” dedi. Bu meslekte son zamanlarda sahtekarların da türediğini anlatan Güzeloğlu, “Bir kadın yemeği koyuyor ocağın üstüne yemek yanıyor, duman çıkıyor. Bana getirdi, kalay yanar mı, duman çıkar mı, diyor. Baktım yaldız boya ile kalay yapmışlar” dedi. Güzeloğlu, bakır eşyaları tanıdık kalaycıların dışında kimseye kalaylatmayın tavsiyesinde bulundu.