Bir insanı eksilten, çoğu zaman kaybettikleri değildir. Çünkü kayıplar, geride bıraktıkları kadar öğretir; acıtır ama olgunlaştırır. Fakat zannedişler… İşte onlar, insanın içini sessizce kemiren, varlığını fark ettirmeden yavaşça eksilten en derin yanılsamalardır. Birini olduğundan fazla sanmak, bir duyguyu gerçekte olmadığı kadar güçlü zannetmek ya da kendini sandığından daha zayıf görmek… Bunlar, insanın kendi gerçekliğini unutturur.
Zannediş, bir tür gönüllü körlüktür. Kalp, görmek istediğini görür; akıl, duymak istediğini duyar. Oysa hakikat, sessizdir, abartısızdır. Biz, o sessizliği çoğu zaman tahammülsüzlükle doldururuz,zannetmek istedigimiz seylerle süsleriz.Böylece gerçek değil, kendi yarattığımız bir hikâyeyi yaşarız. Ve o hikâye çöktüğünde, “beni eksilten onun gidişi değilmiş” deriz — “benim kurduğum hayalin yıkılışıymış.”
İnsanın büyümesi, zannetmekten vazgeçtiği noktada başlar. Her şeyin, herkesin, hatta kendisinin bile değişebilir olduğunu kabullenmek… İşte bu, acıtan ama özgürleştiren bir fark ediştir. Çünkü zannetmek, bir tür zincirdir; görmekse kurtuluş. Kaybettiğini sandığın her şeyin aslında bir yanılgıdan ibaret olduğunu anladığında, eksilmezsin — sadeleşirsin.
Anasayfa
Yazarlar
ÇİLEM ŞENESEN
Yazı Detayı
Bu yazı 530 kez okundu.
KAYBETTİKLERİMİZ DEĞİL,ZANNETTİKLERİMİZ...
Bir insanı eksilten, çoğu zaman kaybettikleri değildir. Çünkü kayıplar, geride bıraktıkları kadar öğretir; acıtır ama olgunlaştırır. Fakat zannedişler… İşte onlar, insanın içini sessizce kemiren, varlığını fark ettirmeden yavaşça eksilten en derin yanılsamalardır. Birini olduğundan fazla sanmak, bir duyguyu gerçekte olmadığı kadar güçlü zannetmek ya da kendini sandığından daha zayıf görmek… Bunlar, insanın kendi gerçekliğini unutturur.
Zannediş, bir tür gönüllü körlüktür. Kalp, görmek istediğini görür; akıl, duymak istediğini duyar. Oysa hakikat, sessizdir, abartısızdır. Biz, o sessizliği çoğu zaman tahammülsüzlükle doldururuz,zannetmek istedigimiz seylerle süsleriz.Böylece gerçek değil, kendi yarattığımız bir hikâyeyi yaşarız. Ve o hikâye çöktüğünde, “beni eksilten onun gidişi değilmiş” deriz — “benim kurduğum hayalin yıkılışıymış.”
İnsanın büyümesi, zannetmekten vazgeçtiği noktada başlar. Her şeyin, herkesin, hatta kendisinin bile değişebilir olduğunu kabullenmek… İşte bu, acıtan ama özgürleştiren bir fark ediştir. Çünkü zannetmek, bir tür zincirdir; görmekse kurtuluş. Kaybettiğini sandığın her şeyin aslında bir yanılgıdan ibaret olduğunu anladığında, eksilmezsin — sadeleşirsin.
Ekleme
Tarihi: 13 Kasım 2025 -Perşembe
KAYBETTİKLERİMİZ DEĞİL,ZANNETTİKLERİMİZ...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
